TUTSAKLIK a. 1. Tutsak olan kimsenin durumu; esaret. 2. Zorba, baskıcı bir gücün boyunduruğunda bulunma, esaret: Tutsaklıktan kurtu...
TUTSAKLIK a.
1. Tutsak olan kimsenin durumu; esaret.
2. Zorba, baskıcı bir gücün boyunduruğunda bulunma, esaret: Tutsaklıktan kurtulmak için ayaklanmak.
3. Bir şeye bir kimseye karşı duyulan ve özgürce karar vermeye, davranmaya vb. engel olan bağımlılık, esaret: Bu sevgi değil tutsaklık. Ona karşı duyduğu aşk giderek tutsaklığa dönüşüyordu.
*Ask. Düşman eline düşen ve savaş esiri işlemi gören bir askerin durumu. || Tutsaklık aylığı, 1907 tarihli uluslararası Lahşy sözleşmesinin dünya üzerindeki savaş yasa ve âdetlerini ilgilendiren ek 17. maddesine göre, tutsak olan devletin hükümeti tarafından subaylara bağlanan aylık. (Tutsak subaylar, tutsak bulundukları ülkenin aynı rütbedeki subaylarına verilen aylığı, kendi hükümetlerince ödenmek koşuluyla alırlar.) || Tutsaklık süresi, bir tutsak için ele geçişinden salıverilişine kadar hizmetten sayılan süre.
1. Tutsak olan kimsenin durumu; esaret.
2. Zorba, baskıcı bir gücün boyunduruğunda bulunma, esaret: Tutsaklıktan kurtulmak için ayaklanmak.
3. Bir şeye bir kimseye karşı duyulan ve özgürce karar vermeye, davranmaya vb. engel olan bağımlılık, esaret: Bu sevgi değil tutsaklık. Ona karşı duyduğu aşk giderek tutsaklığa dönüşüyordu.
*Ask. Düşman eline düşen ve savaş esiri işlemi gören bir askerin durumu. || Tutsaklık aylığı, 1907 tarihli uluslararası Lahşy sözleşmesinin dünya üzerindeki savaş yasa ve âdetlerini ilgilendiren ek 17. maddesine göre, tutsak olan devletin hükümeti tarafından subaylara bağlanan aylık. (Tutsak subaylar, tutsak bulundukları ülkenin aynı rütbedeki subaylarına verilen aylığı, kendi hükümetlerince ödenmek koşuluyla alırlar.) || Tutsaklık süresi, bir tutsak için ele geçişinden salıverilişine kadar hizmetten sayılan süre.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR