TUTYA a. (ar. tutya). 1. Anorg. kim. Kimi kurşun cevherlerinin işlenmesi sırasında meydana gelen ve arı olmayan çinko oksit. 2. Göz...
TUTYA a. (ar. tutya).
1. Anorg. kim. Kimi kurşun cevherlerinin işlenmesi sırasında meydana gelen ve arı olmayan çinko oksit.
2. Göze çekilen sürme.
*ANSİKL. Ed. Tutya, sevgilinin gözüne parlaklık, güzellik verir. Öte yandan bir göz ilacı olduğu, gözün daha iyi görmesini sağladığı için âşık da gözüne tutya sürer. Sevgilinin ayağının, yolunun, mahallesinin tozu, âşığın gözüne süreceği tutyanın yerini tutar, hatta ondan daha değerli sayılır: "Tabibâ haki kûyi yârdandır eşk teskini. Bize artırma zahmet göz yaşarır tûtiyâlardan" (Ey hekim, gözyaşını ancak sevgilinin yaşadığı yerin toprağı dindirir. Göz yaşartan tutya verip acımı çoğaltma) [Fuzuli]).
1. Anorg. kim. Kimi kurşun cevherlerinin işlenmesi sırasında meydana gelen ve arı olmayan çinko oksit.
2. Göze çekilen sürme.
*ANSİKL. Ed. Tutya, sevgilinin gözüne parlaklık, güzellik verir. Öte yandan bir göz ilacı olduğu, gözün daha iyi görmesini sağladığı için âşık da gözüne tutya sürer. Sevgilinin ayağının, yolunun, mahallesinin tozu, âşığın gözüne süreceği tutyanın yerini tutar, hatta ondan daha değerli sayılır: "Tabibâ haki kûyi yârdandır eşk teskini. Bize artırma zahmet göz yaşarır tûtiyâlardan" (Ey hekim, gözyaşını ancak sevgilinin yaşadığı yerin toprağı dindirir. Göz yaşartan tutya verip acımı çoğaltma) [Fuzuli]).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR