ünlem TDK,Türk Dil Kurumu isim, dil bilgisi 1 . Türlü duyguları gösteren ya da bir tabiat sesini yansıtan kelime, nida: Ah! oh! ş...
ünlem
TDK,Türk Dil Kurumu
1 . Türlü duyguları gösteren ya da bir tabiat sesini yansıtan kelime, nida: Ah! oh! şak, çat vb.
2 . ünlem işareti.
Birleşik Sözler
- ünlem işareti
üNLEM a.
1. Değişmeyen diğeri tümce lerden bağımsız kendi başına bir tümce oluşturan ve diri bir tepkiyi dile getiren ya da bir ilişki bağlantısı kuran sözcük.
2. ünlem işareti.
*-Bel. Bir coşku belirten ve çok kısa cümlelerle ünlemlerden oluşan üslup değişmecesi.
*Dilbil. ünlem cümlesi. Kimi kez bir tek öğeye indirgenmiş, bir coşkuyu ya da duygusal bir yargıyı dile getiren tümce tü rü. || ünlem işareti, bir ünlem cümlesinden sonrasında konan noktalama işareti (!). Söz içinde ayraç içine konan ünlem işareti söylenilen söze inanılmadığını ya da şa şıldığını belirtir.
*Ed. Edebiyat yapıtında bir kişiye, bir varlığa yöneltilmiş duyarlık yüklü sesleniş. Örn.; "Zavallı çocuklar, hele sîzler, hele sizler" (Tevfık Fikret). Divan şiirinde eya, vey eyvah vb. edatlarla gerçekleştirilirdi; Ey padişahi ârit ü danişveri âlem / Vey şahı cihangir ü zafer yâveri âlem" (Ey bil ge.ve dünya bilgilisi padişah; ve ey dünyayı ele geçirip zafer kazanan, evrenin yardımcısı olan şah) [Net i] (Eşanl. NİDA.)
*Ansİkl. ünlem sınıfında yer edinen kelimelerin, kökenleri ne olursa olsun, ortak özelliği şudur; anlamsal içerikten nerede ise yoksun olmalarına ve sözdizimsel kuralların haricinde bulunmalarına rağmen, konuşucunun vurgusuyla (onay, karşı çıkma, şüphe, kızgınlık, alay, üsteleme, davet vb.) söylemin içeriğine ve durumlarına tesir yaparlar. Hakikaten de, bir sürü ünlem anlamlı öğelere ayrıştırılamaz; seslerden (Ahi ne güzel) ya da yansımalardan (ÇAT! kapı kapanmış oldu) oluşurlar. Kimi ünlemler de, landıkları kelimelerin hususi anlamı yok olduğundan kalıplaşmış biçimlere dönüşmüşlerdir (Aman Tanrım!, Güzel! Daha neler!) Dildeki, diğeri değişmez terim lerin tersine ünlemlerin söz zincirindeki bölgeleri kati değildir Sözceyi iki durak içinde kesebilir ya da bildirişim durumunda, bir sözcenin yerini alabilirler. Sözceye, söyleme ya da bildirişim ortamına anlamsal etkiyi, ünlemlerin dayanağı olan tit remleme verir. Dinleyici de, bu titremlemeyi konuşucunun belirgin bir duygusal durumunun sunumu, bildirişim kurma ya da bildirişimi sürdürme isteği olarak yorum lar; Seni gidi seni! Öyleki değildir mi.
1. Değişmeyen diğeri tümce lerden bağımsız kendi başına bir tümce oluşturan ve diri bir tepkiyi dile getiren ya da bir ilişki bağlantısı kuran sözcük.
2. ünlem işareti.
*-Bel. Bir coşku belirten ve çok kısa cümlelerle ünlemlerden oluşan üslup değişmecesi.
*Dilbil. ünlem cümlesi. Kimi kez bir tek öğeye indirgenmiş, bir coşkuyu ya da duygusal bir yargıyı dile getiren tümce tü rü. || ünlem işareti, bir ünlem cümlesinden sonrasında konan noktalama işareti (!). Söz içinde ayraç içine konan ünlem işareti söylenilen söze inanılmadığını ya da şa şıldığını belirtir.
*Ed. Edebiyat yapıtında bir kişiye, bir varlığa yöneltilmiş duyarlık yüklü sesleniş. Örn.; "Zavallı çocuklar, hele sîzler, hele sizler" (Tevfık Fikret). Divan şiirinde eya, vey eyvah vb. edatlarla gerçekleştirilirdi; Ey padişahi ârit ü danişveri âlem / Vey şahı cihangir ü zafer yâveri âlem" (Ey bil ge.ve dünya bilgilisi padişah; ve ey dünyayı ele geçirip zafer kazanan, evrenin yardımcısı olan şah) [Net i] (Eşanl. NİDA.)
*Ansİkl. ünlem sınıfında yer edinen kelimelerin, kökenleri ne olursa olsun, ortak özelliği şudur; anlamsal içerikten nerede ise yoksun olmalarına ve sözdizimsel kuralların haricinde bulunmalarına rağmen, konuşucunun vurgusuyla (onay, karşı çıkma, şüphe, kızgınlık, alay, üsteleme, davet vb.) söylemin içeriğine ve durumlarına tesir yaparlar. Hakikaten de, bir sürü ünlem anlamlı öğelere ayrıştırılamaz; seslerden (Ahi ne güzel) ya da yansımalardan (ÇAT! kapı kapanmış oldu) oluşurlar. Kimi ünlemler de, landıkları kelimelerin hususi anlamı yok olduğundan kalıplaşmış biçimlere dönüşmüşlerdir (Aman Tanrım!, Güzel! Daha neler!) Dildeki, diğeri değişmez terim lerin tersine ünlemlerin söz zincirindeki bölgeleri kati değildir Sözceyi iki durak içinde kesebilir ya da bildirişim durumunda, bir sözcenin yerini alabilirler. Sözceye, söyleme ya da bildirişim ortamına anlamsal etkiyi, ünlemlerin dayanağı olan tit remleme verir. Dinleyici de, bu titremlemeyi konuşucunun belirgin bir duygusal durumunun sunumu, bildirişim kurma ya da bildirişimi sürdürme isteği olarak yorum lar; Seni gidi seni! Öyleki değildir mi.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR