Vecize isim (veci:ze) Arapça vec³ze Özdeyiş: "Daima birtakım vecizeler zikreden eniştemiz yemeğe dair de böyle şeyler söyle...
Vecize
isim (veci:ze) Arapça vec³ze
Özdeyiş:
isim (veci:ze) Arapça vec³ze
Özdeyiş:
"Daima birtakım vecizeler zikreden eniştemiz yemeğe dair de böyle şeyler söyler."- A. Ş. Hisar.
VECİZE a. (ar. veciz'in dişi, vecize). Ed. Derin anlamlı, özlü, güzel söz; özdeyiş.
*ANSİKL. Vecizelerin genellikle yazanı, söyleyeni bellidir (örn. "En hakiki mürşit ilimdir" [Atatürk]). Konuşmada zaman zaman yinelenir; yazılarda yer verilir. Bazen bir yapıtın içinden bir cümle, bir şiirin bir ya da birkaç dizesi vecize niteliği kazanır (örn. "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" [Muhibbi]). Bir yazarın vecize biçiminde kaleme aldığı sözleri derleyen yapıtlar da vardır (örn. Tiryaki sözleri, Cenap Şahabettin); ancak doğru ve güzel sözler olsa bile bunlar halkın dilinde yaşama gücü kazanamamıştır (örn. Suiistimal kapısını aralık etmeye gelmez; derhal ardına kadar açılır" [Cenap Şahabettin]).
*ANSİKL. Vecizelerin genellikle yazanı, söyleyeni bellidir (örn. "En hakiki mürşit ilimdir" [Atatürk]). Konuşmada zaman zaman yinelenir; yazılarda yer verilir. Bazen bir yapıtın içinden bir cümle, bir şiirin bir ya da birkaç dizesi vecize niteliği kazanır (örn. "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" [Muhibbi]). Bir yazarın vecize biçiminde kaleme aldığı sözleri derleyen yapıtlar da vardır (örn. Tiryaki sözleri, Cenap Şahabettin); ancak doğru ve güzel sözler olsa bile bunlar halkın dilinde yaşama gücü kazanamamıştır (örn. Suiistimal kapısını aralık etmeye gelmez; derhal ardına kadar açılır" [Cenap Şahabettin]).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR