Yeni lisan hareketi nedir? Yeni Lisan Hareketi, Genç Kalemler'in hayata geçirdiği, dilde sadeleşme hareketi. Dilde sadeleşme,...
Yeni lisan hareketi nedir?
Yeni Lisan Hareketi, Genç Kalemler'in hayata geçirdiği, dilde sadeleşme hareketi.
Dilde sadeleşme, Türkçe'den yabancı kelimelerin çıkartılması, yazı diliyle konuşma dili arasındaki ayrımın ortadan kaldırılması ve yeni sözcükler türetmek ve fakat Türkçenin lehçelerinden sözcük almamak gibi kriterleri içeriyordu. Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem bu hareketin ilk temsilcileridir. Hatta, Yeni Lisan Hareketinin manifestosu olarak kabul edilen ilk makale, Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınmış ve Genç Kalemler'de yayımlanmıştır.
Milli Edebiyat
Genç Kalemler'i çıkaranlar arasında yer alan ve dergiye edebî hüviyetini kazandıranlardan bir olarak Ali Canip Selânik'e 1902'de babasının görevi dolayısıyla, "YeÂni Lisan" makalesini kaleme alan Ömer Seyfettin ise bu şehre 1910'da askerlik mesleğinden ayrıldıktan sonra gelir. Ancak daha önce Ömer Seyfettin ile Ali Canip Yöntem'in mektuplaştıklarını biliyoruz. Felsefi ve siyasî fikirleriyle TürkÂçülük fikrinin 1912'den ölümüne kadar lideri durumunda olan Ziya Gökalp da Selânik'e gelince grup teşekkül eder. Bu gruba Aka Gündüz, Kâzım Nâmî, Akif Koyuncu, Rasim Haşmet gibi isimler de katılır. Ali Canip Yöntem'in beÂlirttiğine göre grup daha sonra "Yeni Lisan ve Bir İstimzaç" adlı sayfalık bir broşür yayınlar.
Yeni Lisan makalesi yayınlandıktan sonra oldukça sert tepÂki ve eleştiriler alır. Mehmet Fuat Köprülü, Yakup Kadri Kraaosmanoğlu, Şehabettin Süleyman, Celâl Sahir gibi dönemin önemli edebiyatçıları bu anlayışa, ümmetçi yapısı devam eden Osmanlı Devletinde milli kelimesinin kullanılmasının yeni huzursuzluklara yol açabileceği gerekçesiyle, karşı çıkarlar. Fakat bir süre sonra onlar da, bu harekete katılırlar. Çünkü Tanzitan beri süregelen ve 1908'den sonra daha belirgin bir hal alan Türk olmayan unsurların Osmanlı devletini siyasî ve sosyal karışıklıklara sürükleme gayretleri Balkan Savaşları'nda çok baÂriz bir şekilde ortaya çıkar. Bu savaştan sonra Balkanlardaki bütün kavimler Osmanlı devletinden ayrılınca, Osmanlı aydınlaÂrının çoğu daha önce eleştirdikleri Türkçülük anlayışına yöneÂlirler Bu da, Genç Kalemler'e baştan tepki gösterenlerin onlarla aynı yer almalarına neden olur.
Yeni lisan makalesi, sadece dil alanındaki gelişmelere değil, araştıran, sormaya başlayan "Yeni İnsan" tipinin oluşmasına da ortam hazırlar. "Yeni Lisan" makalesi, Genç Kalemler'in kenÂdilerinden önceki Fecr-i Ati edebiyat anlayışını yıkmak amacını taşımakla birlikte, milli lardan beslenmeyen anlayışların tümüne karşı çıkış bildirgesidir. Servet-i Fünûn, Tanzimat ve Divan Edebiyatı temsilcilerini; yerli hayatı, milli değerleri orijinal bir şekilde dile getirmedikleri noktalarında eleştirirler. Yerli hayatı terennüm edebilmek için, Türkçe'nin, Arapça ve Farsça gramer kurallarından kurtarılması ve dilde sadeleşme anlayışını benimserler. Bunun gerçekleşebilmesi için önce abartıya ve süse kaçmadan yani "Edebiyatsız edebiyat" yapmak gerektiğini bilmektedirler. Ancak bunu hayata geçirebilmek için milli bir lisaÂna ihtiyaç vardır. Dönemin dil hastadır ve bu dille milli bir edebiyat oluşturulamayacağınm da bilincindedirler. O nedenle dilin tedavi edilmesi gerekir.
Öyle ise öncelikle şunlar yapılmalıÂdır:
1. Arapça ve Farsça gramer kurallarının ve bu kurallara göÂre yapılan tamlamaların —istisnalar hariç- kullanılmaması.
2. Bu dillerden Türkçe'ye girmiş olan kelimelerin o dillerÂdeki kullanımına göre değil, Türkçe'deki kullanışlarına göre değerlendirilmesi.
3. Bu dillerden girmiş olan kelimeler Türkçe'de kullanılÂdıkları gibi yazılmalıdır.
4. Diğer Türk lehçelerinden kelime alınmamalı.
5. Bütün Arapça ve Farsça kelimelerin atılmasına gerek yoktur. Bu yüzden ilmî terimlerin kullanılmasına devam edilecek.
6. Konuşmada İstanbul Türkçesi esas alınacak.
Dilin sadeleşmesi gereğinden, Tanzimat döneminde Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Süleyman Paşa, Ahmel Vefik Paşa, Şemsettin Sami gibi isimler çok söz ederler. Ancak dönemleri ve yetişme tarzları göz önünde bulundurulduğunda, düşüncelerini tam olarak uygulayabilmeleri için elverişli ortam yoktur. Kendilerinden sonra bu anlayışı devam ettirecek genç şairler de olmadığı için düşünceleri hayata geçirilememiştir. Fakat "Yeni Lisan" hareketini başlatan yukarıdaki üç ismi Kaşgarlı Mahmut ile başlayan, Türk-i Basit ile sürdürülen ve Tanzimat'ta yeniden yeşeren dilin sadeleşmesi görüşünün deÂvamı olduklarım vurgulamak gerekir. "Yeni Lisan" makalesinde üzerinde durulan ilkelerin uygulanabilmesi için hem ortam uyÂgundur hem de pek çok şair ve yazar tarafından bu anlayış beÂnimsenir. Bu ilkeler doğrultusunda Ömer Seyfettin hikâyeler, Ali Canip Yöntem eleştiri, şiir ve edebiyat araştırmaları, Ziya Gökalp şiirler ve sosyal bilimlerin pek çok alanıyla ilgili makale ve incelemeler yazar.
Yeni Lisan etkisinde hece ile şiir söylemenin bir çığır halini almasında, Genç Kalemler'in özellikle Ziya Gökalp'in çok emeği ve özel bir yeri vardır. O, "Sanat" adlı şiirinde; Yeni Türk edebiyatının dilde gitmesi gereken istikâmeti formülleştirir.
Genç Kalemlerle şiirde hece ölçüsü ve sade Türkçe yeniden gündeme gelir ve önem kazanır. Konusunu destanlar döneminden Türk tarihinden, Anadolu'dan alan eserler yazma çığırı başlar. Şekil ve imaj bakımından halk şiir zevkinden daha fazla faydalanılır. Türk edebiyatında "Millî Edebiyat" kavramını ilk defa ortaya atan ve buÂnun gerçekleşebilmesi için de lisanın düzeltilmesi gerektiğini bilerek bu doğrultuda eserler veren Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin. Ali Canip Yöntem üçlüsünün başlattığı hareket Cumhuriyet Türk Edebiyatını şekillendirir.
Genç Kalemler ve Yeni Lisan Hareketi
Yeni Lisan Hareketi ne sonuçlar doğurmuştur?
Dil (Lisan)
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Dilde sadeleşme, Türkçe'den yabancı kelimelerin çıkartılması, yazı diliyle konuşma dili arasındaki ayrımın ortadan kaldırılması ve yeni sözcükler türetmek ve fakat Türkçenin lehçelerinden sözcük almamak gibi kriterleri içeriyordu. Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem bu hareketin ilk temsilcileridir. Hatta, Yeni Lisan Hareketinin manifestosu olarak kabul edilen ilk makale, Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınmış ve Genç Kalemler'de yayımlanmıştır.
Milli Edebiyat
Genç Kalemler'i çıkaranlar arasında yer alan ve dergiye edebî hüviyetini kazandıranlardan bir olarak Ali Canip Selânik'e 1902'de babasının görevi dolayısıyla, "YeÂni Lisan" makalesini kaleme alan Ömer Seyfettin ise bu şehre 1910'da askerlik mesleğinden ayrıldıktan sonra gelir. Ancak daha önce Ömer Seyfettin ile Ali Canip Yöntem'in mektuplaştıklarını biliyoruz. Felsefi ve siyasî fikirleriyle TürkÂçülük fikrinin 1912'den ölümüne kadar lideri durumunda olan Ziya Gökalp da Selânik'e gelince grup teşekkül eder. Bu gruba Aka Gündüz, Kâzım Nâmî, Akif Koyuncu, Rasim Haşmet gibi isimler de katılır. Ali Canip Yöntem'in beÂlirttiğine göre grup daha sonra "Yeni Lisan ve Bir İstimzaç" adlı sayfalık bir broşür yayınlar.
Yeni Lisan makalesi yayınlandıktan sonra oldukça sert tepÂki ve eleştiriler alır. Mehmet Fuat Köprülü, Yakup Kadri Kraaosmanoğlu, Şehabettin Süleyman, Celâl Sahir gibi dönemin önemli edebiyatçıları bu anlayışa, ümmetçi yapısı devam eden Osmanlı Devletinde milli kelimesinin kullanılmasının yeni huzursuzluklara yol açabileceği gerekçesiyle, karşı çıkarlar. Fakat bir süre sonra onlar da, bu harekete katılırlar. Çünkü Tanzitan beri süregelen ve 1908'den sonra daha belirgin bir hal alan Türk olmayan unsurların Osmanlı devletini siyasî ve sosyal karışıklıklara sürükleme gayretleri Balkan Savaşları'nda çok baÂriz bir şekilde ortaya çıkar. Bu savaştan sonra Balkanlardaki bütün kavimler Osmanlı devletinden ayrılınca, Osmanlı aydınlaÂrının çoğu daha önce eleştirdikleri Türkçülük anlayışına yöneÂlirler Bu da, Genç Kalemler'e baştan tepki gösterenlerin onlarla aynı yer almalarına neden olur.
Yeni lisan makalesi, sadece dil alanındaki gelişmelere değil, araştıran, sormaya başlayan "Yeni İnsan" tipinin oluşmasına da ortam hazırlar. "Yeni Lisan" makalesi, Genç Kalemler'in kenÂdilerinden önceki Fecr-i Ati edebiyat anlayışını yıkmak amacını taşımakla birlikte, milli lardan beslenmeyen anlayışların tümüne karşı çıkış bildirgesidir. Servet-i Fünûn, Tanzimat ve Divan Edebiyatı temsilcilerini; yerli hayatı, milli değerleri orijinal bir şekilde dile getirmedikleri noktalarında eleştirirler. Yerli hayatı terennüm edebilmek için, Türkçe'nin, Arapça ve Farsça gramer kurallarından kurtarılması ve dilde sadeleşme anlayışını benimserler. Bunun gerçekleşebilmesi için önce abartıya ve süse kaçmadan yani "Edebiyatsız edebiyat" yapmak gerektiğini bilmektedirler. Ancak bunu hayata geçirebilmek için milli bir lisaÂna ihtiyaç vardır. Dönemin dil hastadır ve bu dille milli bir edebiyat oluşturulamayacağınm da bilincindedirler. O nedenle dilin tedavi edilmesi gerekir.
Öyle ise öncelikle şunlar yapılmalıÂdır:
1. Arapça ve Farsça gramer kurallarının ve bu kurallara göÂre yapılan tamlamaların —istisnalar hariç- kullanılmaması.
2. Bu dillerden Türkçe'ye girmiş olan kelimelerin o dillerÂdeki kullanımına göre değil, Türkçe'deki kullanışlarına göre değerlendirilmesi.
3. Bu dillerden girmiş olan kelimeler Türkçe'de kullanılÂdıkları gibi yazılmalıdır.
4. Diğer Türk lehçelerinden kelime alınmamalı.
5. Bütün Arapça ve Farsça kelimelerin atılmasına gerek yoktur. Bu yüzden ilmî terimlerin kullanılmasına devam edilecek.
6. Konuşmada İstanbul Türkçesi esas alınacak.
Dilin sadeleşmesi gereğinden, Tanzimat döneminde Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Süleyman Paşa, Ahmel Vefik Paşa, Şemsettin Sami gibi isimler çok söz ederler. Ancak dönemleri ve yetişme tarzları göz önünde bulundurulduğunda, düşüncelerini tam olarak uygulayabilmeleri için elverişli ortam yoktur. Kendilerinden sonra bu anlayışı devam ettirecek genç şairler de olmadığı için düşünceleri hayata geçirilememiştir. Fakat "Yeni Lisan" hareketini başlatan yukarıdaki üç ismi Kaşgarlı Mahmut ile başlayan, Türk-i Basit ile sürdürülen ve Tanzimat'ta yeniden yeşeren dilin sadeleşmesi görüşünün deÂvamı olduklarım vurgulamak gerekir. "Yeni Lisan" makalesinde üzerinde durulan ilkelerin uygulanabilmesi için hem ortam uyÂgundur hem de pek çok şair ve yazar tarafından bu anlayış beÂnimsenir. Bu ilkeler doğrultusunda Ömer Seyfettin hikâyeler, Ali Canip Yöntem eleştiri, şiir ve edebiyat araştırmaları, Ziya Gökalp şiirler ve sosyal bilimlerin pek çok alanıyla ilgili makale ve incelemeler yazar.
Yeni Lisan etkisinde hece ile şiir söylemenin bir çığır halini almasında, Genç Kalemler'in özellikle Ziya Gökalp'in çok emeği ve özel bir yeri vardır. O, "Sanat" adlı şiirinde; Yeni Türk edebiyatının dilde gitmesi gereken istikâmeti formülleştirir.
Genç Kalemlerle şiirde hece ölçüsü ve sade Türkçe yeniden gündeme gelir ve önem kazanır. Konusunu destanlar döneminden Türk tarihinden, Anadolu'dan alan eserler yazma çığırı başlar. Şekil ve imaj bakımından halk şiir zevkinden daha fazla faydalanılır. Türk edebiyatında "Millî Edebiyat" kavramını ilk defa ortaya atan ve buÂnun gerçekleşebilmesi için de lisanın düzeltilmesi gerektiğini bilerek bu doğrultuda eserler veren Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin. Ali Canip Yöntem üçlüsünün başlattığı hareket Cumhuriyet Türk Edebiyatını şekillendirir.
Yeni lisan hareketi, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Ali Canip, Akil Koyuncu'nun öncülüğünde türkçeden yabancı kelimelerin çıkartılması, yazı diliyle konuşma dili arasındaki ayrımın ortadan kaldırılması amacıyla yapılan harekettir.
Dilde sadeleşme, Türkçe'den yabancı kelimelerin çıkartılması, yazı diliyle konuşma dili arasındaki ayrımın ortadan kaldırılması ve yeni sözcükler türetmek ve fakat Türkçenin lehçelerinden sözcük almamak gibi kriterdir.
Genç Kalemler ve Yeni Lisan Hareketi
Yeni Lisan Hareketi ne sonuçlar doğurmuştur?
Dil (Lisan)
YORUMLAR