Yenilenebilir enerji kaynakları (Özet) : Devamlı devam eden süreçlerdeki mevcud enerji akımndan elde edilmiş enerjidir. Bu kaynaklar güneş,...
Yenilenebilir enerji kaynakları (Özet) : Devamlı devam eden süreçlerdeki mevcud enerji akımndan elde edilmiş enerjidir. Bu kaynaklar güneş, rüzgâr, akan su (hidrogüç), biyolojik süreçler ve jeotermal olarak sıralanabilir. Yenilenebilir Enerji Membaı Nedir
En ayrıntılı tanımıyla yeryüzünde ve tabiatta genellikle herhangi bir üretim prosesine gereksinim hissetmeden temin edilebilen, fosil kaynaklı (kömür, petrol ve karbon türevi) olmayan, elektrik enerjisi üretilirken CO2 emisyonu az bir seviyede gerçekleşen, çevreye zararıve tesiri konvansiyonel enerjikaynaklarına gore epey az olan, devamlı bir devinimle yenilenen ve kullanılmaya hazır olarak tabiatta mevcud, hidrolik, rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, biyogaz, dalga, akıntı enerjisi ve gel-git, hidrojen şeklinde enerji kaynaklarına yenilenebilir enerji kaynakları adı verilir.Yenilenebilir Enerji Membaı Çevreye Olan Tesirleri
Tüketmek zorundaolduğumuz enerjinin bugün büyük bir çoğunluğu fosil yakıtlarından, geri kalanı ise nükleerve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmaktadır. Fosil yakıt kullanımının çevre veinsan sağlığına verdiği tüm dünya üstündeki zararları, tedbir alınmazsa bu zararların telafisiiçin gelecekte yaşayacak insanların ödeyeceği bedelin çok büyük boyutlara erişeceğinikaçınılmaz olacaktır. Enerji üretiminde fosil kaynak kullanımının devam edebilme olanağının kalmadığı,kabul edilmesi ihtiyaç duyulan bir gerçektir. Bu durumda, sanayinin gelişmeye başlaması ilekullanımı giderek artan, kalkınma ve sanayileşme yolunda verdiği zararlar, önceleri göz ardıedilen bu enerji kaynaklarının yerine çevremizin kendi tabii ürünü olan yenilenebilir enerjikaynaklarının kullanılmasının arttırılması gerçeği her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır.Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nedir
1. Rüzgar Enerjisi
Rüzgar enerjisi; tabii, yenilenebilir, temiz ve sonsuz bir güç olup membaı güneştir. Güneşin dünyaya gönderilmiş olduğu enerjinin %1-2 şeklinde minik bir miktarı rüzgar enerjisine dönüşmektedir Güneşin, yer yüzeyini ve atmosferi benzeşik ısıtmamasının bir sonucu olarak ortaya çıkan ısı ve tazyik farkından dolayı hava akımı oluşur.
Bir hava hacmi mevcut durumundan daha çok ısınırsa atmosferin yukarısına doğru yükselir ve bu hava hacminin yükselmesiyle boşalan yere, aynı hacimdeki soğuk hava hacmi yerleşir. Bu hava kütlelerinin yer değiştirmelerine rüzgar ismi verilmektedir.
Başka bir ifadeyle rüzgar; birbirine komşu bulunan iki tazyik bölgesi arasındaki tazyik farklarından dolayı meydana gelen ve yüksek tazyik merkezinden alçak tazyik merkezine doğru hareket eden hava akımıdır. Rüzgarlar yüksek tazyik alanlarından alçak tazyik alanlarına akarken; dünyanın kendi ekseni çevresinde dönmesi, yüzey sürtünmeleri, mahalli ısı yayılımı, rüzgar önündeki değişik atmosferik vakalar ve arazinin topografik yapısı şeklinde nedenlerden dolayı şekillenir.
Rüzgarın özellikleri, mahalli coğrafi farklılıklar ve yeryüzünün benzeşik olmayan ısınmasına bağlı olarak, zamansal ve bölgesel farklılık gösterir. Rüzgar hız ve yön olmak suretiyle iki parametre ile anlatılır. Rüzgar hızı yükseklikle artar ve kuramsal gücü de hızının küpü ile orantılı olarak değişiyor.
Rüzgar enerjisi uygulamalarının ilk yatırım maliyetinin yüksek, kapasite faktörlerinin az oluşu ve değişken enerji üretimi şeklinde dezavantajları yanında üstünlükleri genel olarak şöyleki sıralanabilir;
Atmosferde bolca ve özgür olarak vardır.
Yenilenebilir ve temiz bir enerji membaıdır, çevre dostudur.
Membaı güvenilirdir, tükenme ve zaman içinde fiyatının artma riski yoktur.
Maliyeti günümüz güç santralarıyla rekabet edebilecek düzeye gelmiştir.
Bakım ve işletme maliyetleri düşüktür.
İstihdam yaratır.
Hammaddesi tamamıyla yerlidir, dışa bağımlılık yaratmaz.
Teknolojisinin tesisi ve işletilmesi göreceli olarak kolaydır.
İşletmeye alınması kısa bir sürede gerçekleşebilir.Güneş Enerjisi
Güneş enerjisi, güneşin çekirdeğinde yer edinen füzyon süreci ile (hidrojen gazının helyuma dönüşmesi) açığa çıkan ışıma enerjisidir. Dünya atmosferinin haricinde güneş enerjisinin sertliği, ortalama olarak 1370 W/m² değerindedir, ama yeryüzüne ulaşan miktarı atmosferden dolayı 0-1100 W/m2 değerleri içinde değişiklik gösterir.
Bu enerjinin dünyaya gelen minik bir kısımı dahi, insanlığın mevcut enerji tüketiminden kat kat fazladır. Güneş enerjisinden yararlanma mevzusundaki emekler bilhassa 1970'lerden sonrasında hız kazanmış, güneş enerjisi sistemleri teknolojik olarak ilerleme ve maliyet bakımından düşme göstermiş, çevresel olarak temiz bir enerji membaı olarak kendini kabul ettirmiştir.
Güneş enerjisi teknolojileri yöntem, araç-gereç ve teknolojik düzey açısından çok çeşitlilik göstermekle beraber iki ana gruba ayrılabilir:Fotovoltaik Güneş Teknolojisi
Fotovoltaik hücreler denen yarı-iletken malzemeler güneş ışığını direkt elektriğe çevirirler.
Isıl Güneş Teknolojileri: Bu sistemlerde ilk olarak güneş enerjisinden ısı elde edilir. Bu ısı direkt kullanılabileceği şeklinde elektrik üretiminde de kullanılabilir.Jeotermal Enerji
Jeotermal enerji yerkürenin iç ısısıdır. Bu ısı merkezdeki sıcak mıntıkadan yeryüzüne doğru yayılır. Jeotermal kaynakların üç mühim bileşeni vardır:
Isı membaı,
Isıyı yeraltından yüzeye taşıyan akışkan,
Suyun dolaşımını sağlamaya kafi kayaç geçirgenliği.
Jeotermal alanlarda sıcak kayaç ve yüksek yeraltı suyu sıcaklığı düzgüsel alanlara gore daha sığ yerlerde vardır. Bunun başlıca sebepleri içinde:
Magmanın kabuğa doğru yükselmesi ve bu nedenle ısıyı taşıması,
Kabuğun inceldiği yerlerde yüksek ısı farkı sonucunda oluşan ısı akışı,
Yeraltı suyunun kilometre derine inip ısındıktan sonrasında yüzeye doğru yükselmesi.Hidroelektrik Enerjisi
Hidroelektrik santrallar (HES) akan suyun enerjisini elektriğe dönüştürürler. Akan su içindeki enerji miktarını suyun akış ya da düşüş hızı belirleme eder. Büyük bir nehirde akan su büyük oranda enerji taşımaktadır. Ya da su oldukça yüksek bir noktadan düşürüldüğünde de gene yüksek oranda enerji elde edilir. Her iki yolla da kanal yada borular içine alınan su, türbinlere doğru akar, elektrik üretimi için pervane şeklinde kolları olan türbinlerin dönmesini sağlar. Türbinler jeneratörlere bağlıdır ve mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürürler. Hidroelektrik santrallar;
Yenilenebilir kaynak olan sudan enerji elde etmeleri,
Sera gazı emisyonu yaratmamaları,
İnşaatın yerli imkanlarla yapılabilmesi,
Teknik ömrünün uzun olması ve yakıt giderlerinin olmaması,
İşletme bakım giderlerinin az olması,
İstihdam imkanı yaratmaları,
Kırsal kesimlerde ekonomik ve toplumsal yapıyı canlandırmaları yönünden en mühim yenilenebilir enerji membaıdır.Biyokütle Enerjisi
Süratli bir artış gösteren nüfus ve sanayileşme enerji ihtiyacını da bununla beraber getirmiştir. Enerjinin çevresel kirliliğe yol açmadan sürdürülebilir olarak sağlanabilmesi için kullanılacak kaynakların başlangıcında ise biyokütle enerjisi gelmektedir.Biyokütle enerjisi tükenmez bir kaynak olması, her yerde elde edilebilmesi, bilhassa kırsal alanlar için sosyo-ekonomik gelişmelere destek olması sebebiyle uygun ve mühim bir enerji membaı olarak görülmektedir.
Biyokütle için mısır, buğday şeklinde hususi olarak yetiştirilen bitkiler, otlar, yosunlar, denizdeki algler, hayvan dışkıları, gübre ve endüstri atıkları, evlerden atılan tüm organik çöpler (meyve ve sebze artıkları) kaynak oluşturmaktadır. Petrol, kömür, tabii gaz şeklinde tükenmekte olan enerji kaynaklarının kısıtlı olması, bununla birlikte bunların çevre kirliliği oluşturması sebebi ile, biyokütle kullanımı enerji sorununu çözmek için giderek ehemmiyet kazanmaktadır.
Bitkilerin ve diri organizmaların kökeni olarak ortaya çıkan biyokütle, genel anlamda güneş enerjisinin fotosentez yardımıyla depolayan bitkisel organizmalar olarak adlandırılır. Biyokütle, bir türe ya da türlü türlerden oluşan bir topluma ait yaşayan organizmaların belli başlı bir zamanda haiz olduğu toplam kütle olarak da tanımlanabilir.Biyoenerji
Biyokütle, yeryüzünde ve biyosferde organik üretimde bulunmak için karbondioksit, su ve güneş enerjisi kullanan bitkilerin toplamıdır. Biyoenerji, sıvı biyoyakıt (çoğu zaman enerji zengini ürünlerden elde edilmiş), atık (evsel atıklar dâhil), katı biyokütle (odun, odun kömürü ve başka biyokütle maddeleri) ya da gaz (biyokütle çürümelerinden elde edilmiş) formlarında biyokütleden elde edilir. Kuramsal olarak enerji üretimi için kullanılan bitkilerin tekrardan yetiştirilmesi mümkündür. Bu yüzden biyokütle yenilenebilir bir enerji membaıdır.
Küresel olarak, biyokütle şu anda biyoenerjinin ortalama 46 EJÂünü sağlamaktadır. Bu payın içinde, gelişmekte olan ülkelerde tüketilen geleneksel biyokütle miktarı kati olmasa da, küresel birincil enerji kaynağının %10Âunun üstünde olduğu tahmin edilmektedir. Biyokütle uygulamaları, yoksul ülkelerde geleneksel biyokütle kullanımından (açık ateşte yiyecek pişirmek şeklinde) yüksek verimli elektrik ve ısı ya da ulaşım yakıtları elde etmeye kadar büyük farlılıklar göstermektedir.
Biyoenerji ürünlerinin kontrolsüz gelişimi, insanoğlu ve çevre üstünde çok büyük etkisinde bırakır yaratabilir. Hammaddelerin hangilerinin, nerede ve nasıl üretildiği ve işlendiği, biyoenerji projelerinin çevresel ve toplumsal olarak sürdürülebilir olup olmadığını belirleyecektir. Okyanus Enerjisi
Yeni gelişen teknolojilerden birisi denizlerde ve okyanuslarda ki dalga ve gel-git vakalarından yaralanarak enerji üretilmesidir. Bu teknolojilerdeki en büyük problem bu potansiyelin elektrik enerjisine dönüştürülmesidir. Dünya ölçeğinde bu potansiyelin kullanılması için pilot projeler başlatılmıştır. Gelecekte bu projeler planlanırken mahalli kıyı ekolojisi göz önünde bulundurulmalı, gemicilik, balıkçılık şeklinde sektörlerin nasıl etkileneceği değerlendirilmelidir.
YORUMLAR