YORUMLAMAK g. f. 1. Bir metni, bir yazan yorumlamak, o metni, o yazarın yapıtını bir yorum yaparak açıklamak, anlaşılır kılmaya çal...
YORUMLAMAK g. f.
1. Bir metni, bir yazan yorumlamak, o metni, o yazarın yapıtını bir yorum yaparak açıklamak, anlaşılır kılmaya çalışmak; tefsir etmek: Kuran'ı yorumlamak. Homeros'u yorumlamak. Ödev olarak bir tasavvuf şiirini yorumlamamız gerekiyor.
2. Bir haberi, bir olayı vb. yorumlamak, onları incelemek, açıklamak, bazı gözlemler yaparak değerlendirmek; onunla ilgili değişik görüşler belirtmek: Kamuoyunu uzun süredir ilgilendiren bir konuyu yorumlamak. Bir spor karşılaşmasını yorumlamak.
3. Bir şeyi yorumlamak, ona gizemli ya da simgesel bir anlam yüklemek; tabir etmek: Bir rüyayı, bir kehaneti yorumlamak.
4. Bir sözü, bir eylemi (belli bir biçimde) yorumyosunda üreme döngüsü lamak, onlara belli bir anlam vermek, belli bir biçimde anlamak, açıklamak, kendi görüş açısına göre anlamlandırmak: Onun bu tutumunu nasıl yorumlarsınız? Cevap vermediğinize göre bunu "evet" olarak yorumlayabilir miyim? Sözlerimi yanlış yorumladınız.
5. Bir müzik yapıtını yorumlamak, onu bir müzik aletiyle çalmak, sesiyle söylemek; seslendirmek: Liszt'i kusursuz bir biçimde yorumlayan bir kemancı. Başkasının şarkısını yorumlamak.
6. Bir rolü yorumlamak, onu sinemada, tiyatroda vb. oynamak, canlandırmak: Hamlet'i yorumlamak.
* yorumlanmak edilg. f.
1. Belli bir biçimde anlaşılmak, anlamlandırılmak, açıklanmak: O bakış değişik biçimlerde yorumlanabilirdi.
2. Seslendirilmek, canlandırmak, özgün bir biçimde sunulmak: Piyanoyla yorumlanan bir parça. Genç bir sanatçı tarafından yorumlanan Alda.
1. Bir metni, bir yazan yorumlamak, o metni, o yazarın yapıtını bir yorum yaparak açıklamak, anlaşılır kılmaya çalışmak; tefsir etmek: Kuran'ı yorumlamak. Homeros'u yorumlamak. Ödev olarak bir tasavvuf şiirini yorumlamamız gerekiyor.
2. Bir haberi, bir olayı vb. yorumlamak, onları incelemek, açıklamak, bazı gözlemler yaparak değerlendirmek; onunla ilgili değişik görüşler belirtmek: Kamuoyunu uzun süredir ilgilendiren bir konuyu yorumlamak. Bir spor karşılaşmasını yorumlamak.
3. Bir şeyi yorumlamak, ona gizemli ya da simgesel bir anlam yüklemek; tabir etmek: Bir rüyayı, bir kehaneti yorumlamak.
4. Bir sözü, bir eylemi (belli bir biçimde) yorumyosunda üreme döngüsü lamak, onlara belli bir anlam vermek, belli bir biçimde anlamak, açıklamak, kendi görüş açısına göre anlamlandırmak: Onun bu tutumunu nasıl yorumlarsınız? Cevap vermediğinize göre bunu "evet" olarak yorumlayabilir miyim? Sözlerimi yanlış yorumladınız.
5. Bir müzik yapıtını yorumlamak, onu bir müzik aletiyle çalmak, sesiyle söylemek; seslendirmek: Liszt'i kusursuz bir biçimde yorumlayan bir kemancı. Başkasının şarkısını yorumlamak.
6. Bir rolü yorumlamak, onu sinemada, tiyatroda vb. oynamak, canlandırmak: Hamlet'i yorumlamak.
* yorumlanmak edilg. f.
1. Belli bir biçimde anlaşılmak, anlamlandırılmak, açıklanmak: O bakış değişik biçimlerde yorumlanabilirdi.
2. Seslendirilmek, canlandırmak, özgün bir biçimde sunulmak: Piyanoyla yorumlanan bir parça. Genç bir sanatçı tarafından yorumlanan Alda.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR