Nemli ağaç gövdelerinden kayalıklara, kızgın çöllerden denizlere kadar çok çeşitli ortamlarda, kadife gibi yumuşak katmanlar ya da s...
Nemli ağaç gövdelerinden kayalıklara, kızgın çöllerden denizlere kadar çok çeşitli ortamlarda, kadife gibi yumuşak katmanlar ya da sık öbekler oluştururarak büyüyen bitki benzeri canlılardır.
yosunların yapıları kök, gövde ve yaprak organları hâlinde farklılaşmamıştır. rizoyit adı verilen kısımlara sahip, klorofil içeren çiçeksiz sporlu bitkilerdir.
yosunlar, hareketli, hareketsiz, bir hücreli ya da koloni hâlinde dallanmış ya da dallanmamış canlılardır. İpliksi, yapraksı, şeritsi, tüpsü, makroskobik ya da mikroskobik olabilirler. yosunlar, tıp, eczacılık ve sanayide kullanılmakta; Çin ve japonya gibi uzak doğu ülkelerinde besin maddesi olarak tüketilmektedir.
yosunların yapıları kök, gövde ve yaprak organları hâlinde farklılaşmamıştır. rizoyit adı verilen kısımlara sahip, klorofil içeren çiçeksiz sporlu bitkilerdir.
yosunlar, hareketli, hareketsiz, bir hücreli ya da koloni hâlinde dallanmış ya da dallanmamış canlılardır. İpliksi, yapraksı, şeritsi, tüpsü, makroskobik ya da mikroskobik olabilirler. yosunlar, tıp, eczacılık ve sanayide kullanılmakta; Çin ve japonya gibi uzak doğu ülkelerinde besin maddesi olarak tüketilmektedir.
yosun
isim, bitki bilimi
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yosun bağlamak (veya tutmak)
Birleşik Sözler
yosun külü
deniz yosunu
kara yosunu
su yosunu
kara yosunları
su yosunları
Yosun
Suda ya da karada yaşayan basit yapılı bitkilere ya da bitki benzeri ilkel canlılara verilen genel ad.
Suda yaşayanlarına alg, karada yaşayanlarına da kara yosunu denir. Nemli ağaç gövdelerinden kayalıklara, kızgın çöllerden denizlere kadar çok çeşitli ortamlarda yaşayabilirler. Kadife gibi yumuşak katmanlar ya da sık öbekler oluştururarak büyürler. Yosunların yapıları, diğer bitkilerdeki gibi kök, gövde ve yaprak olarak farklı organlar biçiminde değildir. Klorofil içeren çiçeksiz sporlu bitkilerdir. Şekilleri ipliksi, yapraksı, şeritsi, ya da tüpsü olabilir. Yosunlar, tıp, eczacılık ve sanayide ham madde olarak kullanılır. Ayrıca Çin ve Japonya gibi Uzak Doğu ülkelerinde besin maddesi olarak da tüketilirler.
Suda ya da karada yaşayan basit yapılı bitkilere ya da bitki benzeri ilkel canlılara verilen genel ad.
Suda yaşayanlarına alg, karada yaşayanlarına da kara yosunu denir. Nemli ağaç gövdelerinden kayalıklara, kızgın çöllerden denizlere kadar çok çeşitli ortamlarda yaşayabilirler. Kadife gibi yumuşak katmanlar ya da sık öbekler oluştururarak büyürler. Yosunların yapıları, diğer bitkilerdeki gibi kök, gövde ve yaprak olarak farklı organlar biçiminde değildir. Klorofil içeren çiçeksiz sporlu bitkilerdir. Şekilleri ipliksi, yapraksı, şeritsi, ya da tüpsü olabilir. Yosunlar, tıp, eczacılık ve sanayide ham madde olarak kullanılır. Ayrıca Çin ve Japonya gibi Uzak Doğu ülkelerinde besin maddesi olarak da tüketilirler.
YOSUN a.
1. Tallibitkilerin yeşil ve çok hücreli olanlarına verilen genel ad. (Suların yüzünde ya da içinde yetişenlere su- yosunu denir.)
2. Yerde toprağın, taşların, kayaların ya da ağaçların üzerinde yetişen çiçeksiz otsu bitki. (Eşanl. KARAYO- SUNU.) [Bk. ansikl. böl.]
*Anorg. kim. Yosun külü, suyosunu ve vareklerin yakılması sonunda geride kalan ürün. || Yosun sodası, vareklerden elde edilen sodyum hidroksit. (Buna varek sodası da denir.)
*Mutf. Bazı yosunlar (başta fukus ve laminarya) Uzakdoğu mutfağında, özellikle de Japonya'da kombunun ve bazı perhiz yemeklerinin hazırlanmasında kullanılır.
*Ormanc. Yosun katı, orman ekosiste- minde, toprağın hemen üstünde yer alan yosun örtüsüyle belirgin tftki katı.
*ANSİKL. Yosunlar dajı^ok yerde yetişen, çiçeksiz küçüf^itkilerdir; büyüyen kısmı genellikle yapraklı saplardan oluşur. Bu sapların hücresel yapısında iki bölge göze çarpar: oldukça eş çaplı parankimamsı hücrelerden oluşan bir dış bölge (bir üstderiye benzetilemez); çok uzun ve ince çeperli küçük hücrelerden oluşan bir iç bölge (damarlı bitkilerin damarlarından çok farklı olmakla birlikte bu hücreler gene de su iletiminde bir dereceye kadar rol oynarlar). Yapraklı bitkiler bunlarda game- tofite tekabül eder, yani genetik varlıklarında yalnız sayıda kromozom bulunur, oysa üstün yapılı bitkilerde yapraklı bitki 2n kromozomludur. Yosunlar ve ciğeryosunları çiçeksiz bitkilerin bryophyta ya da yosunlar şubesini oluştururlar.
Birbirlerine sıkı sıkıya bitişik olan yapraklı saplar gerek tepelerinde (akrokarp yosunlar), gerek yan kısımlarında (plörokarp yosunlar) erkekorganlar (anteridi) ya da dişi organlar (arkegon) taşırlar Bitki olgunlaşınca ânteridilerden çıtan anterozoitler yağmur ya da çiy suyunda yüzerek arkegonlardaki oosferlere ulaşırlar. Döllenmeden sonra yumurta, yapraklı bitki üzerinde asalak olarak yaşayan bir sporofit (ya da sporogon) başlangıcı olur. Bu sporofit, içinde sporların geliştiği bir kapsülle sona eren küçük çıplak bir saptan oluşur. Bir takkeyle korunan bu kapsül bir kapakçık ve genellikle kenarları tırtıklı bir peristomla tapalıdır Kuru bir günde takke uçar peristomun dişleri kapakçığı patlatır ve sporlar etrafa saçılır. Bu salıvermeden sonra sporlar yere düşer ve çimlenerek üzerine köksü uzantılar (rizoit) bulunan yeşil uzun haploit bir iplikçik halindeki protonema'yı verir; yapraklı saplar bundan gelişir. Gerçek köklerin ve damarların bulunmayışı yosunların bol miktarda yeraltı suyu kullanmalarını engeller: bunlar daha çok yapraklarıyla yağmur sularını emerler; taşların üzerinde yetişen türler, tıpkı barındırdıkları çok küçük hayvanlar (iplikkurtlar; tekerleklikurtlar, tardigratlar) gibi yavaşlamış bir yaşam sürerek (anhidrobiyoz) aylarca kuraklığa dayanırlar. Bataklık yosunları (sphagnum) öldükten sonra birikerek turbaları meydana getirirler.
1. Tallibitkilerin yeşil ve çok hücreli olanlarına verilen genel ad. (Suların yüzünde ya da içinde yetişenlere su- yosunu denir.)
2. Yerde toprağın, taşların, kayaların ya da ağaçların üzerinde yetişen çiçeksiz otsu bitki. (Eşanl. KARAYO- SUNU.) [Bk. ansikl. böl.]
*Anorg. kim. Yosun külü, suyosunu ve vareklerin yakılması sonunda geride kalan ürün. || Yosun sodası, vareklerden elde edilen sodyum hidroksit. (Buna varek sodası da denir.)
*Mutf. Bazı yosunlar (başta fukus ve laminarya) Uzakdoğu mutfağında, özellikle de Japonya'da kombunun ve bazı perhiz yemeklerinin hazırlanmasında kullanılır.
*Ormanc. Yosun katı, orman ekosiste- minde, toprağın hemen üstünde yer alan yosun örtüsüyle belirgin tftki katı.
*ANSİKL. Yosunlar dajı^ok yerde yetişen, çiçeksiz küçüf^itkilerdir; büyüyen kısmı genellikle yapraklı saplardan oluşur. Bu sapların hücresel yapısında iki bölge göze çarpar: oldukça eş çaplı parankimamsı hücrelerden oluşan bir dış bölge (bir üstderiye benzetilemez); çok uzun ve ince çeperli küçük hücrelerden oluşan bir iç bölge (damarlı bitkilerin damarlarından çok farklı olmakla birlikte bu hücreler gene de su iletiminde bir dereceye kadar rol oynarlar). Yapraklı bitkiler bunlarda game- tofite tekabül eder, yani genetik varlıklarında yalnız sayıda kromozom bulunur, oysa üstün yapılı bitkilerde yapraklı bitki 2n kromozomludur. Yosunlar ve ciğeryosunları çiçeksiz bitkilerin bryophyta ya da yosunlar şubesini oluştururlar.
Birbirlerine sıkı sıkıya bitişik olan yapraklı saplar gerek tepelerinde (akrokarp yosunlar), gerek yan kısımlarında (plörokarp yosunlar) erkekorganlar (anteridi) ya da dişi organlar (arkegon) taşırlar Bitki olgunlaşınca ânteridilerden çıtan anterozoitler yağmur ya da çiy suyunda yüzerek arkegonlardaki oosferlere ulaşırlar. Döllenmeden sonra yumurta, yapraklı bitki üzerinde asalak olarak yaşayan bir sporofit (ya da sporogon) başlangıcı olur. Bu sporofit, içinde sporların geliştiği bir kapsülle sona eren küçük çıplak bir saptan oluşur. Bir takkeyle korunan bu kapsül bir kapakçık ve genellikle kenarları tırtıklı bir peristomla tapalıdır Kuru bir günde takke uçar peristomun dişleri kapakçığı patlatır ve sporlar etrafa saçılır. Bu salıvermeden sonra sporlar yere düşer ve çimlenerek üzerine köksü uzantılar (rizoit) bulunan yeşil uzun haploit bir iplikçik halindeki protonema'yı verir; yapraklı saplar bundan gelişir. Gerçek köklerin ve damarların bulunmayışı yosunların bol miktarda yeraltı suyu kullanmalarını engeller: bunlar daha çok yapraklarıyla yağmur sularını emerler; taşların üzerinde yetişen türler, tıpkı barındırdıkları çok küçük hayvanlar (iplikkurtlar; tekerleklikurtlar, tardigratlar) gibi yavaşlamış bir yaşam sürerek (anhidrobiyoz) aylarca kuraklığa dayanırlar. Bataklık yosunları (sphagnum) öldükten sonra birikerek turbaları meydana getirirler.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR