Yumruk -ğu isim 1 . Parmakların kapanmasıyla elin aldığı biçim: "Dişlerini kilitleyerek iki yumruğunu havada salladı."-...
Yumruk -ğu
isim
1 . Parmakların kapanmasıyla elin aldığı biçim:
2 . Elin bu biçimiyle yapılan vuruş:
3 . (mecaz) Baskı:
Kaynak
isim
1 . Parmakların kapanmasıyla elin aldığı biçim:
"Dişlerini kilitleyerek iki yumruğunu havada salladı."- P. Safa.
2 . Elin bu biçimiyle yapılan vuruş:
"Bir karış mesafeden inecek yumrukla, bir metre mesafeden çakılacak yumruğun tesirleri arasında büyük fark vardır."- A. Gündüz.
3 . (mecaz) Baskı:
"Düşman yumruğu altında."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- yumruğuna güvenmek
- yumruk atmak (veya indirmek)
- yumruk gibi
- yumruk göstermek
- yumruk kadar
- yumruk yumruğa gelmek
Birleşik Sözler
- yumruk hakkı
- yumruk oyunu
- yumruk topu
- demir yumruk
Kaynak
YUMRUK a.
1. Parmakları sıkılarak kapanmış el: Yumruğunu sıkmak. Kapıya yumrukla vurmak.
2. Elin bu biçimiyle yapılan vuruş, yumruk darbesi: Yediği yumruğun etkisiyle beyni sarsıldı.
3. Baskı: Düşman yumruğu altında.
4. (Birine) yumruk atmak, indirmek, yumrukla vurmak. || Yumruk gibi, büyüklüğü yumruk kadar olan şeyler için kullanılır: Yumruk gibi lokmalan art arda yutuyordu. || (Birine) yumruk göstermek, onu korkutmak, korkutucu davranışlarda bulunmak. || Yumruk, hakkı, zorbalıkla alınan şey. j| Yumruk kadar, küçük olması gereken nesneler için iri, büyük anlamında kullanılır; Yumruk kadar bir böcek duvarda yürüyordu; büyük iri olması gerekli şeyler için de küçücük anlamında kullanılır: Yumruk kadar çocuk bu işin üstesinden nasıl gelir? Yumruk kadar bir karpuz. || Yumruk mezesi, içki içildikten sonra meze kullanamayarak yumruğun tersiyle ağzın silinmesi durumu. || Yumruk yumruğa gelmek, birbirlerine yumruk savurmak, yumruklaşmak. || Yumruğuna güvenmek, isteklerini kaba güce dayanarak gerçekleştirmek isteyenler, yalnızca kendi kol gücüne dayananlar için kullanılır.
*Antik. Yumruk dövüşü, yalnız yumruk kullanılarak yapılan karşılaşma. (Bk. ansikl. böl.)
*Bine. Yumruk gevşetme, bir atın çalışma sırasında biraz daha rahatlaması ve baş-boynunu uzatması için binicinin elindeki dizginleri gevşetmesi.
*ANSİKL. Antik. Hellen, Etrüsk ve Roma halkları eğlence ve dinsel bayramlar dolayısıyla yumruk dövüşleri düzenlerlerdi. Şampiyonlar efsanevi kahramanlarla bir tutulur ve en ünlü şaiıierce (Homeros, Pirv daros, Vergilius...) övülürlerdi. Bilinen ilk şampiyon, İzmirli Onostamos İ.Û. VII. yy.'da XXIII. Olimpiyat oyunları'nda ödüllendirildi. Yumruk dövüşçüleri yumruklanna deriden şeritler sararak (zırhlı eldiven) çıplak dövüşürlerdi. Yüzyıllar içinde dövüşlerde şiddet ve acımasızlık arttı. Deri madeni parçalarla daha da sertleştirilince vuruşlar öldürücü olmaya başladı. Pankras ve gladyatör dövüşleri gibi yumruk dövüşleri de Roma imparatorluğu' nun son döneminde sirk oyunlarının kanlı gösterileriyle kötüleşti. Theodosius I, Olimpiyat oyunları gibi bu dövüşü de kesin olarak yasakladı.
1. Parmakları sıkılarak kapanmış el: Yumruğunu sıkmak. Kapıya yumrukla vurmak.
2. Elin bu biçimiyle yapılan vuruş, yumruk darbesi: Yediği yumruğun etkisiyle beyni sarsıldı.
3. Baskı: Düşman yumruğu altında.
4. (Birine) yumruk atmak, indirmek, yumrukla vurmak. || Yumruk gibi, büyüklüğü yumruk kadar olan şeyler için kullanılır: Yumruk gibi lokmalan art arda yutuyordu. || (Birine) yumruk göstermek, onu korkutmak, korkutucu davranışlarda bulunmak. || Yumruk, hakkı, zorbalıkla alınan şey. j| Yumruk kadar, küçük olması gereken nesneler için iri, büyük anlamında kullanılır; Yumruk kadar bir böcek duvarda yürüyordu; büyük iri olması gerekli şeyler için de küçücük anlamında kullanılır: Yumruk kadar çocuk bu işin üstesinden nasıl gelir? Yumruk kadar bir karpuz. || Yumruk mezesi, içki içildikten sonra meze kullanamayarak yumruğun tersiyle ağzın silinmesi durumu. || Yumruk yumruğa gelmek, birbirlerine yumruk savurmak, yumruklaşmak. || Yumruğuna güvenmek, isteklerini kaba güce dayanarak gerçekleştirmek isteyenler, yalnızca kendi kol gücüne dayananlar için kullanılır.
*Antik. Yumruk dövüşü, yalnız yumruk kullanılarak yapılan karşılaşma. (Bk. ansikl. böl.)
*Bine. Yumruk gevşetme, bir atın çalışma sırasında biraz daha rahatlaması ve baş-boynunu uzatması için binicinin elindeki dizginleri gevşetmesi.
*ANSİKL. Antik. Hellen, Etrüsk ve Roma halkları eğlence ve dinsel bayramlar dolayısıyla yumruk dövüşleri düzenlerlerdi. Şampiyonlar efsanevi kahramanlarla bir tutulur ve en ünlü şaiıierce (Homeros, Pirv daros, Vergilius...) övülürlerdi. Bilinen ilk şampiyon, İzmirli Onostamos İ.Û. VII. yy.'da XXIII. Olimpiyat oyunları'nda ödüllendirildi. Yumruk dövüşçüleri yumruklanna deriden şeritler sararak (zırhlı eldiven) çıplak dövüşürlerdi. Yüzyıllar içinde dövüşlerde şiddet ve acımasızlık arttı. Deri madeni parçalarla daha da sertleştirilince vuruşlar öldürücü olmaya başladı. Pankras ve gladyatör dövüşleri gibi yumruk dövüşleri de Roma imparatorluğu' nun son döneminde sirk oyunlarının kanlı gösterileriyle kötüleşti. Theodosius I, Olimpiyat oyunları gibi bu dövüşü de kesin olarak yasakladı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR