Çelebi Mehmet, Anadolu ve Rumeli birliğini sağlayınca, dostu ve yandaşı Manuel, OÂna baş eğerek iyi geçindi. Böylece İstanbul on yıl Türk t...
Çelebi Mehmet, Anadolu ve Rumeli birliğini sağlayınca, dostu ve yandaşı Manuel, OÂna baş eğerek iyi geçindi. Böylece İstanbul on yıl Türk tehlikesini duymadan yaşadı. Fakat zamanı süresince rahat durmayan, çevirilmiş olduğu entrikalarla kendini en büyük tehlikelerden bile rahatça kurtarabilmiş bir devlet, eski alışkanlığını bırakır mı? On senelik rahat yaşantı onlara batmaya başlamışken, Çelebi Mehmet öldü.
Bunun üstüne Osmanlı DevletiÂni tekrardan bir iç bunalıma sürüklemek için, Yıldırım BayezitÂin Limni adasında esir bulunan oğlu Mustafa Çelebi özgür bırakıldı. Hatta RumeliÂye gitmesine ve eski yandaşlarıyla buluşmasına yardım edildi.
Çelebi MehmetÂin yerine BursaÂda tahta çıkan oğlu II.Murat, uzun savaşlardan sonrasında Mustafa Çelebi(Feyk)Âyi ortadan kaldırabildi. Bu vakası başına ManuelÂin getirdiğini bildiğinden, yaptığını yanına bırakmamak için İstanbulÂu kuşattı. Şehir kısa sürede enerjisini yitirdi. Manuel ılımlı teslim koşulları ve çareleri düşünürken, AnadoluÂda II.MuratÂın kardeşi Şehzade MustafaÂnın baş kaldırdığı duyuldu. II.Murat, ManuelÂe ağır sulh koşullarını kabul ettirdikten sonrasında AnadoluÂya geçti. Böylece Haziran ortasından Eylül sonlarına kadar devam eden kuşatma bitti.
Bu kuşatma esnasında Rumlar bir öykü de uydurdular: Güya Türkler son saldırıyı yapacakları sırada surlar üstünde yeşil elbiseli bir bayan hayaleti görerek, korkup kaçtılar. Hayalet de Meryem Ana imişÂ
Oysa durumu kendileri de biliyordu; AnadoluÂda bir fitne ateşi yakmışlardı. Bunun da kısa sürede söndürülmesi gerekiyordu. Fakat ne kadar uğraştılarsa da sonlarına adım adım yaklaşmayı engelleyemediler.
YORUMLAR