Büyük L. AĞA. 1. Kırsal kesimde geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. (-'AĞALIK.) 2.Kırsal bölgelerde saygıdeğer, y...
Büyük L.
AĞA.
1. Kırsal kesimde geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. (-'AĞALIK.)
2.Kırsal bölgelerde saygıdeğer, yaşlı, kentlerde tahsilli olmadığı izlenimi veren saygıdeğer, yaşlıca erkekler için hususi adla beraber kullanılan san.
3. Bu tür kimseler için genel yerlerde kulla nılan seslenme sözü.
4. Yetkisini ve enerjisini kendi çıkarı doğrultusunda kullanan kimselere suçlama yollu söylenir: Gecekondu ağası. Sendika ağası.
5. Yöre. Ağabey; büyük oğul: "Han uruzun ağa sı, Bayındır Han güvegisi"[Dede Korkut XIV.yy.). Ağam askerden gelir gelmez ben gideceğim
6. Yöre. Adam eş, koca: "Ağamı yolladım Yemen eline, ayrılık olur mu taze geline' '(halk türküsü).
7. Esk. Efendi, büyük, amir: Zira kullukçu aç olsa ağasını şikâyet bednam eder (Kabusname XV.yy).
8. Esk. Büyük konaklarda çalışan hizmetlilerin başı.
—Ask. ve Kur. tar. OsmanlI sarayında, yönetsel ve askeri örgütte çeşitli görevler için kullanılan san. |j Ağa arzı, yeniçeri ağasının ocağın işleriyle ilgili olarak sadrazama yazdığı yazı. || Ağa babası, bevvabanı sofiyanı kule denilen Harem kapıcılarının başı. || Ağa bayrağı, yeniçeri ocağında ağaya ilişik bayraklardan birine verilen ad. (Alay bayrağı biçimindeydi. Yarısı sarı, yarısı kırmızıydı ve üstüne Zül- fikâr resmi işlenmişti.) || Ağa bölüğü, İstanbul ağasının (İstanbul çömez oğulları ağası) odasına verilen ad. || Ağa bölükleri -YENİÇERİ. || Ağa çırağı, 1582'den başlayarak geleneğe aykırı şekilde çömez ocağına alınanlara verilen ad. || Ağa divanı, yeniçeri ağasının başkanlığında toplanan divan. (Bak. ansikl. böl.) || Ağa gediklileri, yeniçeri ağasının on dokuz yardımcısına verilen ad. (Bak. ansikl. böl.) jj Ağa hasekileri, yeniçeri ocağının 14, 49, 66, 67. ortaları olan hasekilere verilen başka bir ad. || Ağa imamı, OCAK İMAMl'nın eşanlamlısı. |j Ağa kapısı — AĞA KAPISI. || Ağa kapısı şakirtleri, Ağa kapısındaki kalem dairesinde çalışan görevlilere verilen ad. (Bak. ansikl. böl.) || Ağa kapısı zindanı, Ağa kapısı'nda bulunan zindan. (Bu zindana katiller, hırsızlar, suçlu yeniçeriler kapatılırdı. Suçlular çoğu zaman - ilümle cezalandırılır, cesetleri bir taş baylanarak Ahırkapı ya da Kumkapı kıyılarından Marmara denizine atılırdı.) jj Ağa kârhanesi, yeniçeri ağasına bağlı İmalathaneler. (Bk. ansikl. böl.) || Ağa mektubu, devşirme görevlisine yeniçeri ağasınca verilen yetki belgesi. || Ağa paşa, vezirlik verilen yeniçeri ağalarının sa nı. || Ağa yamağı, yeniçeri ağasının hizmetine bakan komut çavuşu. (Bunlar kendilerine özgü fesleri, mavi şalvarları, uzun cüppeleri, kırmızı yemenileriyle diğeri hizmetlilerden ayırt edilirlerdi.) || Ağa yazıcısı, Ağa kapısı'nın yazışmalarını düzenleyen görevli.
—El sant. Büyük ağa, el örgüsü adam çoraplarına işlenen bir motif. (Giyenin evli bulunduğunu gösterir.) |j Minik ağa, bekâr adamların çoraplarına işlenen bir motif. |j Baş ağa, giyenin cemiyet içinde mühim bir konumu bulunduğunu gösteren bir motif türü.
-Esk. denize. Kalyon ağası ya da ağayı kalyon, osmanlı donanmasının kalyon (üç ambarlı) ve kapak kalyon (iki ambarlı) sınıfı gemilerinde, XIX. yy.'dan başlayarak reisten sonrasında gelen en kıdemli subaya (geminin yönetim ve gemicilik işlerinden sorumluydu) verilen ad. || Sefine ağası ya da ağayı sefine, osmanlı donanmasının firkateyn sınıfı (bir ambarlı) gemilerinde, XIX. yy.'dan başlayarak, reisten sonrasında gelen en kıdemli subay (geminin gemicilik işleri ve yönetiminden sorumluydu). —Spor. Kırkpınar ağası, Ağa, Kırkpınar yağlı güreşlerinde, ulusal elbise giyerek, karşılaşmalar süresince törenleri yöneten, konukları ağırlayan en seçkin ve görevli şahıs. (Kırkpınar'da her yıl güreşlerin son günü, gelecek senenin ağasını saptamak amacıyla bir kuzu, simgesel olarak satışa çıkarılır. Ağalık, kuzuya en yüksek tutarı ödeyenin olur.)
—ANSİKL. Ask. ve Kur. tar. Ağa divanı. Ocak işlerini görüşmek, şikâyet ve davaları dinlemek, yeniçerilerin maaş ve terfi işlerini ayarlamak için kurulan bu divan, Ağa kapısı'nda toplanırdı. Çoğu zaman Divanı hümayun toplantılarından sonrasında çalışırdı. Bu divana "yeniçeri ağası divanı" da denirdi. Sekbanbaşı, kul kethüdası, zağarcıbaşı, saksoncubaşı, başçavuş benzer biçimde yüksek rütbeli subaylar ile İstanbul ağası, yeniçeri kâtibi katılırlardı.
•Ağa gediklileri, Ağa kapısı'nda bulunurlardı. Yeniçerileroen ayırt edilebilmek için "seraser" denilen sırmalı bir dönem sararlardı. Bundan dolayı onlara “seraser kuşaklılar" da denirdi. Birinci gedikliye "baş mehter†denir ve ağanın en yakını olarak onun hizmetlerini görürdü, ikinci mehter, ağa divanının düzenlenmesiyle görevliydi. üçüncü mehter, ağa kârhane- sinin işletilmesinden sorumluydu. Diğer ağa gediklilerinin de çeşitli görevleri ve unvanları vardı.
•Ağa kapısı şakirtleri, on kişiydiler. En kıdemlisi, "baş şakirt†sanını alır, reislerine "ağa divanı kâtibi" denirdi. Görevleri maaş defterlerinin birer kopyasını tutmak, buyruk ve buyrukları kaydetmek, mem- hur denilen ağa tezkerelerini hazırlamaktı. Bu ocak Kanuni Sultan Süleyman döneminde kurulmuştu.
•Ağa kârhanesi. Buradaki zanaatkârları üçüncü mehter yönetirdi. Amirlikleriyse kethüda yeriydi. Bunlardan saraç, çizmeci, aşçı, ekmekçi, gazzaz, kuyumcu, berber, doğramacı mesleğinde olanlar Ağa kapısı'nda bulunurdu. Demirci, terzi, çamaşırcı, cerrah, cebeci, semerci, hallaç, saka, seyis, şamdancı, kırbaççı, kazancı, teğeltici, kapıcı, köşk bekçisi, mutemet, kilerci, karcı, keçeci, mumcu, nalbant, meşkçi, yaycılar Ağa kapısı dışındaydılar.
AĞA.
1. Kırsal kesimde geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. (-'AĞALIK.)
2.Kırsal bölgelerde saygıdeğer, yaşlı, kentlerde tahsilli olmadığı izlenimi veren saygıdeğer, yaşlıca erkekler için hususi adla beraber kullanılan san.
3. Bu tür kimseler için genel yerlerde kulla nılan seslenme sözü.
4. Yetkisini ve enerjisini kendi çıkarı doğrultusunda kullanan kimselere suçlama yollu söylenir: Gecekondu ağası. Sendika ağası.
5. Yöre. Ağabey; büyük oğul: "Han uruzun ağa sı, Bayındır Han güvegisi"[Dede Korkut XIV.yy.). Ağam askerden gelir gelmez ben gideceğim
6. Yöre. Adam eş, koca: "Ağamı yolladım Yemen eline, ayrılık olur mu taze geline' '(halk türküsü).
7. Esk. Efendi, büyük, amir: Zira kullukçu aç olsa ağasını şikâyet bednam eder (Kabusname XV.yy).
8. Esk. Büyük konaklarda çalışan hizmetlilerin başı.
—Ask. ve Kur. tar. OsmanlI sarayında, yönetsel ve askeri örgütte çeşitli görevler için kullanılan san. |j Ağa arzı, yeniçeri ağasının ocağın işleriyle ilgili olarak sadrazama yazdığı yazı. || Ağa babası, bevvabanı sofiyanı kule denilen Harem kapıcılarının başı. || Ağa bayrağı, yeniçeri ocağında ağaya ilişik bayraklardan birine verilen ad. (Alay bayrağı biçimindeydi. Yarısı sarı, yarısı kırmızıydı ve üstüne Zül- fikâr resmi işlenmişti.) || Ağa bölüğü, İstanbul ağasının (İstanbul çömez oğulları ağası) odasına verilen ad. || Ağa bölükleri -YENİÇERİ. || Ağa çırağı, 1582'den başlayarak geleneğe aykırı şekilde çömez ocağına alınanlara verilen ad. || Ağa divanı, yeniçeri ağasının başkanlığında toplanan divan. (Bak. ansikl. böl.) || Ağa gediklileri, yeniçeri ağasının on dokuz yardımcısına verilen ad. (Bak. ansikl. böl.) jj Ağa hasekileri, yeniçeri ocağının 14, 49, 66, 67. ortaları olan hasekilere verilen başka bir ad. || Ağa imamı, OCAK İMAMl'nın eşanlamlısı. |j Ağa kapısı — AĞA KAPISI. || Ağa kapısı şakirtleri, Ağa kapısındaki kalem dairesinde çalışan görevlilere verilen ad. (Bak. ansikl. böl.) || Ağa kapısı zindanı, Ağa kapısı'nda bulunan zindan. (Bu zindana katiller, hırsızlar, suçlu yeniçeriler kapatılırdı. Suçlular çoğu zaman - ilümle cezalandırılır, cesetleri bir taş baylanarak Ahırkapı ya da Kumkapı kıyılarından Marmara denizine atılırdı.) jj Ağa kârhanesi, yeniçeri ağasına bağlı İmalathaneler. (Bk. ansikl. böl.) || Ağa mektubu, devşirme görevlisine yeniçeri ağasınca verilen yetki belgesi. || Ağa paşa, vezirlik verilen yeniçeri ağalarının sa nı. || Ağa yamağı, yeniçeri ağasının hizmetine bakan komut çavuşu. (Bunlar kendilerine özgü fesleri, mavi şalvarları, uzun cüppeleri, kırmızı yemenileriyle diğeri hizmetlilerden ayırt edilirlerdi.) || Ağa yazıcısı, Ağa kapısı'nın yazışmalarını düzenleyen görevli.
—El sant. Büyük ağa, el örgüsü adam çoraplarına işlenen bir motif. (Giyenin evli bulunduğunu gösterir.) |j Minik ağa, bekâr adamların çoraplarına işlenen bir motif. |j Baş ağa, giyenin cemiyet içinde mühim bir konumu bulunduğunu gösteren bir motif türü.
-Esk. denize. Kalyon ağası ya da ağayı kalyon, osmanlı donanmasının kalyon (üç ambarlı) ve kapak kalyon (iki ambarlı) sınıfı gemilerinde, XIX. yy.'dan başlayarak reisten sonrasında gelen en kıdemli subaya (geminin yönetim ve gemicilik işlerinden sorumluydu) verilen ad. || Sefine ağası ya da ağayı sefine, osmanlı donanmasının firkateyn sınıfı (bir ambarlı) gemilerinde, XIX. yy.'dan başlayarak, reisten sonrasında gelen en kıdemli subay (geminin gemicilik işleri ve yönetiminden sorumluydu). —Spor. Kırkpınar ağası, Ağa, Kırkpınar yağlı güreşlerinde, ulusal elbise giyerek, karşılaşmalar süresince törenleri yöneten, konukları ağırlayan en seçkin ve görevli şahıs. (Kırkpınar'da her yıl güreşlerin son günü, gelecek senenin ağasını saptamak amacıyla bir kuzu, simgesel olarak satışa çıkarılır. Ağalık, kuzuya en yüksek tutarı ödeyenin olur.)
—ANSİKL. Ask. ve Kur. tar. Ağa divanı. Ocak işlerini görüşmek, şikâyet ve davaları dinlemek, yeniçerilerin maaş ve terfi işlerini ayarlamak için kurulan bu divan, Ağa kapısı'nda toplanırdı. Çoğu zaman Divanı hümayun toplantılarından sonrasında çalışırdı. Bu divana "yeniçeri ağası divanı" da denirdi. Sekbanbaşı, kul kethüdası, zağarcıbaşı, saksoncubaşı, başçavuş benzer biçimde yüksek rütbeli subaylar ile İstanbul ağası, yeniçeri kâtibi katılırlardı.
•Ağa gediklileri, Ağa kapısı'nda bulunurlardı. Yeniçerileroen ayırt edilebilmek için "seraser" denilen sırmalı bir dönem sararlardı. Bundan dolayı onlara “seraser kuşaklılar" da denirdi. Birinci gedikliye "baş mehter†denir ve ağanın en yakını olarak onun hizmetlerini görürdü, ikinci mehter, ağa divanının düzenlenmesiyle görevliydi. üçüncü mehter, ağa kârhane- sinin işletilmesinden sorumluydu. Diğer ağa gediklilerinin de çeşitli görevleri ve unvanları vardı.
•Ağa kapısı şakirtleri, on kişiydiler. En kıdemlisi, "baş şakirt†sanını alır, reislerine "ağa divanı kâtibi" denirdi. Görevleri maaş defterlerinin birer kopyasını tutmak, buyruk ve buyrukları kaydetmek, mem- hur denilen ağa tezkerelerini hazırlamaktı. Bu ocak Kanuni Sultan Süleyman döneminde kurulmuştu.
•Ağa kârhanesi. Buradaki zanaatkârları üçüncü mehter yönetirdi. Amirlikleriyse kethüda yeriydi. Bunlardan saraç, çizmeci, aşçı, ekmekçi, gazzaz, kuyumcu, berber, doğramacı mesleğinde olanlar Ağa kapısı'nda bulunurdu. Demirci, terzi, çamaşırcı, cerrah, cebeci, semerci, hallaç, saka, seyis, şamdancı, kırbaççı, kazancı, teğeltici, kapıcı, köşk bekçisi, mutemet, kilerci, karcı, keçeci, mumcu, nalbant, meşkçi, yaycılar Ağa kapısı dışındaydılar.
Sebep: Moderaör Eklemesi
Ada Nedir?
Gök Ada Nedir?
İstanbul Kıyamet Vakti - Sivri Ada (Hayırsız Ada) Bölgesi
AĞA
4. Ağabey, büyük kardeş.
6. yaşlanma manasına gelen "ağmak"tan. büyük, efendi. büyük kardeş, ağabey.
7. amir, baş, reis. eski devlet teşkilatımızda bazı idarecilere verilen unvan.
8. osmanlı devletinde okuma-yazma bilenlere verilen onur unvanı.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
Birleşik Sözler
ağababa
yeniçeri ağası
1. Osmanlı sarayında, yönetsel ve askerî örgütünde belli orun ve aşamadaki kişilere verilen ad.
2. Büyük konaklarda çalışan adam görevlilerin başı.
3. Kırlık kesimde geniş toprakları olan, sözü geçen, zengin kimse.
4. Ağabey, büyük kardeş.
5. Yardım eden, eli açık kimse.
6. yaşlanma manasına gelen "ağmak"tan. büyük, efendi. büyük kardeş, ağabey.
8. osmanlı devletinde okuma-yazma bilenlere verilen onur unvanı.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
ağa borç eder, uşak harç
ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz
ağanın gözü ata tımardır
ağanın gözü öküzü semiz eder
ağanın gözü, yiğidin sözü
ağanın malı çıkar, uşağın canı
ağanın eli tutulmazBirleşik Sözler
ağababa
ağabey
ağa kapısı
ağa yamağı
ak ağa
hacıağa
hıyarağa
iç ağa
silahtar ağa
çömez ağası
alkış ağası
çarşı ağası
eyyam ağası
hadım ağası
harem ağası
hıyarağası
kahve ağası
kantar ağası
kapı ağası
kızlar ağası
kolağası
köy ağası
tatar ağası
tatar ağası
yeniçeri ağası
ağa
isim
1 . Geniş toprakları olan, sözü geçen, zengin kimse: "Bu köyün ağası ben miyim, o mu..."- T. Buğra.
2 . Halk içinde sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan: "Mehmet ağa. Hüseyin ağa."- .
3 . Büyük kardeş, ağabey:
"Köye varınca ağamdan parasını muhakkak alır, sana veririm."- E. İ. Benice.
4 . Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla beraber kullanılan san.
5 . ödat, mecaz Eli açık, eli açık.
6 . halk ağzında Koca.
7 . tarih Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı kuruluşların başlangıcında bulunanlara verilen resmî san: "Yeniçeri ağası. Çarşı ağası."- .
isim
1 . Geniş toprakları olan, sözü geçen, zengin kimse: "Bu köyün ağası ben miyim, o mu..."- T. Buğra.
2 . Halk içinde sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan: "Mehmet ağa. Hüseyin ağa."- .
3 . Büyük kardeş, ağabey:
"Köye varınca ağamdan parasını muhakkak alır, sana veririm."- E. İ. Benice.
4 . Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla beraber kullanılan san.
5 . ödat, mecaz Eli açık, eli açık.
6 . halk ağzında Koca.
7 . tarih Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı kuruluşların başlangıcında bulunanlara verilen resmî san: "Yeniçeri ağası. Çarşı ağası."- .
Ada Nedir?
Gök Ada Nedir?
İstanbul Kıyamet Vakti - Sivri Ada (Hayırsız Ada) Bölgesi
YORUMLAR