Büyük L. AĞIRLIKSIZLIK a. Yerçekimi etkilerinin yok olduğu durum. ANSİKL. Bir nesne yalnızca gökcisimlerinin çekim etkisiyle balis...
Büyük L.
AĞIRLIKSIZLIKa. Yerçekimi etkilerinin yok olduğu durum.
Gerçekte bir uzay aracının içinde ya da yakınında yerçekimi hiçbir vakit tümüyle yokolmaz. Aracın kendi ağırlık merkezi çevresindeki hareketi, titreşimleri ve araçtaki nesnelerin karşılıklı çekimleri sebebiyle çok zayıf parazit ivmeler sürer. Dolayısıyla ağırlıksızlık yerine "mikroağırlık" terimini kullanmak daha doğrudur. Bu parazit etkilerin varlığı, sadece yerçekimsiz bir odamda netice verebilecek deneyleri güçleştirmektedir. Fakat bunun üstesinden gelmenin kim bilir yolu vardır. Mesela, aracı kendi akseni üstünde döndürerek oluşturulacak bir merkezkaç gücüyle suni bir ağırlık elde edilebilir.
* Yörünge uçuşlarında ağırlıksızlığın fizyolojik tesirleri.
1. Hayvanlar üstündeki tesir. Kas kasılması, kalp atışı, solunum ritmi ve beyin etkinliği incelenir. Tüm bu öğeler hızlanma döneminde (fırlatma) büyük değişimlere uğrar; sonrasında ağırlıksızlık durumuna ulaşıldığında, elektromiyogram, kasılmaların nerede ise tümüyle yokolduğunu gösterir, solunum güçleşir ve düzgünleşir; kalp atışları yavaşlar ve düzgünleşir, elektroan- sefalogram büyük şenlikli dalgalar kaydeder ve bu olgu beyin etkinliğinin azaldığını kanıtlar (aynı hayvanlara sakinleştirici ilaçlar verildiğinde de benzer grafikler elde edilir).
2. insanoğlunun sinir sistemi ve duyu alıcıları üstündeki tesir.
A. Denge. Denge duyusunu algılayan organlar içkulak labirentindeki yarım dai resel kanallardır. Başın konumuna ve ivmeye karşı duyarlı olan bu kanallar, havalanma esnasında büyük seviyede etkilenir. Ağırlıksızlık durumuna gelindiğinde alışılmış uyarı halinin ortadan kalkması, dengeyi elde eden sinir yollarında düzensizliğe neden olur: okülojir krizleri (gözlerin istem dışı dönmesi), bulantı eşliğinde başdönmesı, fırlatılma ve dengesizlik duyumları. Ağırlıksızlık işitmede bir değişim doğurmaz; fakat uçuş koşulları (kalkışta şiddetli gürültü ve sonrasında mutlak sessizlik) boşlukta kalma duygusunu yoğunlaştıran bir çelişkiye neden olur.
B. Görme. Amerikalılar gerek uyduda, gerek ağırlıksızlık koşulları altında görme gücünün arttığını açıklarken Ruslar bir değişim olmadığını bildirdiler.
C. Kas ve eklem duyumları Bu duyumlar vücudun ve öğelerinin konumunu idrak etmek, davranışları sürdürmek ve hareket etmek için çok önemlidir.
Vücutta veher bir öğesinde ağırlığın yok oluşu, çoğu zaman bu öğeleri (taban, kabalar) tesir altında tutan basıncın kalkmasına neden olur. Aynı olgu eklem yüzeylerinin ve kasgerilimlerinin karşılıklı tesiri için de ge- çerlidir. Bu yüzden başlangıçta vücut unsur lerini birbirine bakılırsa ve vücudu ortama bakılırsa (mürettebat kabini) yönlendirmenin yanı sıra öğelerin ve vücudun konumlarını belirlemede de güçlükler doğabilir. Kozmonotlar ağırlıksızlığın bu belirgin özelliğine kısa sürede alışırlar.
D. Ruhsal etkisinde bırakır. Çeşitli duyu organları düzeyinde yukarıda incelenen engelleme tesirleri, aklın üst işlevlerinin bozulmasına niçin olmaz; şu demek oluyor ki zekâda, düşünmede, karar vermede ve kararlaştırılmış eylemleri gerçekleştirmek için ihtiyaç duyulan mekanizmada (bilgili hareketler) sapmalara yol açmaz. Nitekim kozmonotlar, seyir kumandaları yerden hesaplanan ve denetlenen ilk uçuşlar süresince, temel yaşamsal eylemlerden başka çeşitli ölçümler, gözlemler ve deneyler yapmışlardır.
3. Kan dolaşımı, solunum ve sindirim sistemi üstündeki tesir. Yer'de yerçekimi kan kütlesini bacaklara doğru İnmeye zorlarken bunun uyandırdığı damar daralması refleksi kanı yukarı iterek yerçekimini dengeler. Ağırlıksızlık damar daralması refleksini yok eder ve basınçları yalnızca kalp atışları sağlamaya adım atar; bundan dolayı kalp hareketlerinin genliği ve ritmi azalarak yeni bir denge kurulur. Bacak damarlarında daralma yokluğu, bacaklarda hacmin artmasına neden olur; fakat ivmenin etkilerini sınırlamak için öngörülen anti-g bileşimi bu sıvı göçüne karşı koyar. Solunum, arı oksijenden ya da havayla aynı oranda oksijen-azot karışımından oluşan, atmosferden daha düşük basınçlı gaz ortamda olağan şekilde sürer.
Sindirim sistemi, Yer'de olduğu benzer biçimde sıvıların mide ve bağırsakta "sıvı düzeyleri' halinde toplanmayarak dağılmasına rağmen düzgüsel çalışır. En mühim problem beslenme, bilhassa içecek sorunudur; katı besinler çiğnenebilir ve yutulabilir, içecek
lerse bardakla değil dışmacunu tüpleri benzer biçimde ufak hacimli plastik kaplarla içilir.
4. Metabolizma üstündeki tesir. Su altında meydana getirilen ağırlıksızlık deneylerinde göğüs boşluğundaki sıvıların hacimlerinin büyümesi, dıürez artışına (çok oranda idrar salgısı) yol açmakta ve dolayısıyla susuz luğa niçin olmaktadır. Astronotlar koşullara acele alışır ve ağırlıksızlık benzeşimi deneylerinde gözlemlenen hastalıkları (huzursuzluk, baygınlık) göstermez.
Kalsiyum metabolizması en fazlaca kaygı veren olgudur. Gerek benzeşim deneylerinde, gerek yörünge uçuşlarında idrarda kalsiyum artışı gözlenmiştir. Kalsiüri demlen bu hastalık, iskeletin sağlamış olduğu ya da karşılaşmış olduğu kuvvet ve destekten yoksun kalan kemiklerin kalsiyum yitirmesi anlamına gelir. Bu metabolizma değişikliği uzun soluklu uçuşlarda problem doğurmaktadır.
ağırlıksızlık ingilizcesi
- weightlessness
YORUMLAR