Ardışık ödat Birbiri peşinden gelen, mütevali. Birleşik Sözler ardışık dönem ardışık görüntü ardışık olgular ardışık sayılar (ba...
Ardışık
ödat
Birbiri peşinden gelen, mütevali.
Birleşik Sözler
ödat
Birbiri peşinden gelen, mütevali.
Birleşik Sözler
- ardışık dönem
- ardışık görüntü
- ardışık olgular
- ardışık sayılar (bak: )
Ardışık sayıların toplaması iyi mi yapılır?
Ardışık Sayılar
Ardışık sayılarla ilgili problemde yardım edebilir misiniz?
ARDIŞIK
Vakit içinde kesintisiz birbirini izleyen şeyler için kullanılır.
Astrolojide boylam ve ufkun dörde böldüğü burçlar kuşağının üçer evlik dört kümesinde, örtada yer edinen evlerden her biri.
Cebirde ardışık eleman, ARDIL'ın eşanlamlısı.
Felsefede Aristoteles'te, duruş ya da şekil açısından belirlenmiş bir sıra içinde, bir ilk terimden sonrasında gelen terime bu terimle, kendisinden sonrasında geldiği terim içinde aynı cinsten bir başka terim yoksa denir, (Aristoteles, "çizgiden sonrasında gelen çizgiyi, birimden sonrasında gelen birimi, evden sonrasında gelen evi" ardışık [ek- ses ya da ephekses] olarak niteler [Metafizik, 20, 12].)
Geometride ardışık kenarlar, uçları ortak iki kenar. Ardışık köşeler, aynı kenarın uçlarını oluşturan köşeler.
İstatistikte ardışık çözümleme, İLERLEMELİ ÇÖZüMLEME' nin eşanlamlısı.
Oftalmolojiderdışık görüntü, ilkin görülen cismin renginin peşinden gelen renk görüntüsü: cisim morsa ardışık görüntü sarı, cisim yeşilse ardışık görüntü kırmızı. vb. (Ardışık görüntüler düşlerin ve sanrıların oluşumunda büyük rol oynar.)
Polimerde makromolekül zincirin parçalarını oluşturmak amacıyla aynı yapıdaki monomer motiflerin (ya da birimlerin) tekrardan bir araya gelmiş olduğu bir eşpolimer için kullanılır. Ardışık parça, bir eşpolimer zincirinin, özdeş motiflerden oluşan parçası.
Büyük Larousse
Vakit içinde kesintisiz birbirini izleyen şeyler için kullanılır.
Astrolojide boylam ve ufkun dörde böldüğü burçlar kuşağının üçer evlik dört kümesinde, örtada yer edinen evlerden her biri.
Cebirde ardışık eleman, ARDIL'ın eşanlamlısı.
Felsefede Aristoteles'te, duruş ya da şekil açısından belirlenmiş bir sıra içinde, bir ilk terimden sonrasında gelen terime bu terimle, kendisinden sonrasında geldiği terim içinde aynı cinsten bir başka terim yoksa denir, (Aristoteles, "çizgiden sonrasında gelen çizgiyi, birimden sonrasında gelen birimi, evden sonrasında gelen evi" ardışık [ek- ses ya da ephekses] olarak niteler [Metafizik, 20, 12].)
Geometride ardışık kenarlar, uçları ortak iki kenar. Ardışık köşeler, aynı kenarın uçlarını oluşturan köşeler.
İstatistikte ardışık çözümleme, İLERLEMELİ ÇÖZüMLEME' nin eşanlamlısı.
Oftalmolojiderdışık görüntü, ilkin görülen cismin renginin peşinden gelen renk görüntüsü: cisim morsa ardışık görüntü sarı, cisim yeşilse ardışık görüntü kırmızı. vb. (Ardışık görüntüler düşlerin ve sanrıların oluşumunda büyük rol oynar.)
Polimerde makromolekül zincirin parçalarını oluşturmak amacıyla aynı yapıdaki monomer motiflerin (ya da birimlerin) tekrardan bir araya gelmiş olduğu bir eşpolimer için kullanılır. Ardışık parça, bir eşpolimer zincirinin, özdeş motiflerden oluşan parçası.
Büyük Larousse
YORUMLAR