Dünyanın kim bilir en tanınan gezginlerinden birisi olan Marco Polo’nun seyahatleri ve yaşamı hakkında bilgiler. ASYA’YI DOLAŞAN İLK GEZGİN...
Dünyanın kim bilir en tanınan gezginlerinden birisi olan Marco Polo’nun seyahatleri ve yaşamı hakkında bilgiler.
ASYA’YI DOLAŞAN İLK GEZGİN : MARCO POLO
Asya’nın birçok kısımları XV. yüzyıla kadar Batılılarca bilinmiyordu. XV.- XVI. yüzyıllarda İspanyollar, Hollandalılar, Portekizliler cenup, güneydoğu Asya kıyılarına gittiler. Ruslar da Sibirya’ya yayılmaya başladı. Vasco Da Gama’nın Umut Burnu yolunu açması üstüne Hint Okyanusu’nun yolları Batı yaşamına açılmış oldu. Portekizliler Hindistan çevresindeki doğu sularında üstün bir durum kazandılar. Onlardan sonrasında İspanyollar, Hollandalılar, Fransızlar, İngilizler geldiler. Bunlardan ilk gelenler daha çok tecim maksadını güdüyorlardı.
Asya’nın bilinmezliklerini ilk çözüp Batılılar’a bildiren Marco Polo olmuştur.
MİLYONLAR KİTABI
Gezip görmüş olduğu bölgeleri, Moğol imparatorluğu ülkesinde başından geçenleri «Venedikli Marco Polo’nun Dünyanın Harikalarını Özetleyen Kitabı» adlı eserinde dile getirdi; Batı yaşamına, Çin’in büyüklüğü, gücü üzerine bilgiler verdi. Ek olarak o zamana kadar Avrupalı coğrafyacıların bilmediği birçok yeri keşfetti.
Marco Polo’nun kitabı «Milyonlar» diye de tanınır. Şu sebeple, bu genç seyyah Asya’nın, oradaki Türkler’in zenginliklerini gördükçe şaşmış, her şeyden «milyonlarca» diye söz etmiştir.
Marco Polo 1254’te, Venedik’e bağlı Korcula (Cirzola) adasında hayata merhaba dedi. Babası Niccola Polo, amcası Matteo, Dalmaçya asıllı soylulardı. Marco Polo daha çocuk yaştayken, babası, amcası İstanbul’dan sonrasında, Kırım’ın güneydoğu kıyısında bir Venedik sömürgesi olan Sudak’a, sonrasında da Batı Kıpçakları’nın başkenti Saray’a gittiler. Kıpçak prensi Berke Han’ın Sarayında bir yıl ağırlandılar. Moğol hükümdarı Hülagu ile Berke içinde harp çıkınca iki kardeşin Avrupa’ya dönüş yolu kapanmış oldu; bu yüzden Hazar Denizi’ni dolaşmak zorunda kaldılar. Sonrasında Buhara’da üç yıl beklediler.
KUBİLAY’IN SARAYINDA
Bu sırada Çin’deki Türk hakanı Kubilay’ın kardeşi Hülagu’ya yollamış olduğu elçilerle karşılaştılar. Ülkelerine geri dönmekte olan elçiler iki kardeşi Kubilay’ın Hanbalık’taki sarayına götürdüler. Büyük Okyanus’dan Avrupa kıyılarına: kadar uzanan geniş topraklar Moğollar’ın eline geçtikten sonrasında siyasal birliğe kavuşmuştu; yollar eskisine gore daha güvenliydi.
Kubilay, Polo kardeşleri çok iyi karşıladı, onlardan Avrupa üstüne bilgiler aldı. Polo Kardeşler Kubilay’ın sarayında birkaç yıl kaldılar.
Kubilay Han, kardeşlerin yurtlarına dönmesine izin verdi.
Polo Kardeşler 1269’da Venedik’e döndüler. İki yıl sonrasında gene seyahat hazırlıklarına başladılar.
ONYEDİ YAŞINDA BİR GEZGİN
Bu kez Niccola’nın onyedi yaşındaki oğlu Marco’yu da yanlarına aldılar. 1221’de iskenderun Körfezi’nde minik bir kent olan Ayaş’a uğradılar. Sonrasında oradan yola çıktılar. Çin’e gitmek suretiyle gemiye binmek için İran körfezindeki Hürmüz’e ulaştılar, kuzeye yöneldiler, İran’dan geçip Belh’e, buradan da Yukarı Amuderya süresince ilerleyerek Pamir Yaylası’nı aştılar, sonrasında aşağılara inerek yolculuklarına Kâşgar, Yarkent, Hotan üstünden devam ettiler. Hotan’dan sonrasında Lop Nor’un yanından, Gobi Çölü’nden geçerek Su, Kiuçüen, Çang-an (Sian) yöntemiyle Çin’e girdiler. Üç yıl devam eden bir yolculuğun sonunda Hanbalık’ta (bugünkü Pekin’de) Kubilay’ın huzuruna çıktılar.
KUBİLAY HAN MARCO POLO’YA GÖREV VERİYOR
Marco Polo büyük Han’ın hizmetine girdi, Moğolca öğrendi: İmparatorun verdiği çeşitli görevlerle ülkenin birçok yerini gezip dolaştı, birçok alanda deneyim kazanmıştır. Geçmiş olduğu tüm bölgeler üzerine notlar aldı; şehirlerin durumunu, gelenekleri, yetişen ürünleri inceden inceye yazdı. Bu işi yalnızca Kubilay’a bilgi vermek için yapmadığı anlaşılıyor. Kaydettiği tüm yer adlarının, o zamanlar Avrupalı çağdaşlarına aykırı gelen hikayelerinin doğruluğu daha sonraki araştırmalarla anlaşılmışsa da, anlattığı kimi vakalar gene de kuşkuyla karşılanmaktadır. Marco, ayrıca, üç yıl Yangcav’da (Chiangtu’de) valilik yaptığını yazmıştır. Doğru olmayan, ya da abartılmış bir bilgidir bu.
Bir başka hikâye de şudur: Cenup Çin’e karşı meydana getirilen bir harp esnasında güya babasıyla amcası bir çeşit mancınık yaparak Hsiang Yang şehrinin düşmesini sağlamışlar.
Marco, Han’ın hizmetinde olduğu sıralarda Koşinşin, Burma ve Hindistan’a gittiğini de anlatır. Görmüş olduğu yerlerle anlatılanlara dayanarak tasvir etmiş olduğu bölgeler içinde bir ayırım yapmak gerekir. Marco bu yolculuklara tek başına mı, yoksa babasıyla, amcasıyla mı çıkmıştı? Bu mevzuda da elde bilgi yoktur.
ÇİN YOLCULARI
Polo’lar onyedi yıl Kubilay’ın hizmetinde kaldılar, varlıklı oldular. Yalnız, gelecekleri bakımından kaygıya düşmüşlerdi: Kubilay’ın ölümünden sonrasında durumları ne olacaktı? Kubilay ise, Polo’ları bırakmak istemiyordu. Bu sırada Polo’ların eline bir fırsat geçti: Kubilay’ın kardeşi Hülagu’nun torunu Argun, İran’da ilhandı; Çin’e elçiler yollayacak, ölen karısının yerine yeni bir gelin isteyecekti. Pekin – Tebriz kara yolu, savaşlar yüzünden güvenli olmadığından Argun’un elçileri deniz yöntemiyle dönmeyi düşündüler, Kubilay’dan Polo Kardeşler’i kendileriyle beraber yollamasını istediler. Kubilay bu isteği kabul etti, gemiler hazırlattı.
Yolcular, 1292 yılının başlangıcında, o vakit Çin’in mühim dış tecim limanlarından kabul edilen Tsin-Kiang’dan yola çıktılar; Singapur, Malakka boğazlarından geçerek Nicobar Adaları’na geldiler. Uzun devam eden yolculukları esnasında Sumatra, Cenup Hindistan kıyılarında sıkıntılı günler geçirdiler. Gemidekilerin bir çok, ayrıca elçilerden ikisi, bir salgın hastalığa yakalanarak öldüler. Genç gelinle üç Venedikli kurtulanlar arasındaydı.
Polo’lar Çin’den ayrılmadan azca ilkin Argun Han ölmüştü. Gelin, bunun üstüne Argun’un oğlu Gazan Han ile evliliğe ilk adımını attı.
Polo’lar İran sarayında dokuz ay kaldılar, sonrasında yolculuklarının son kısmına başladılar. Tebriz’den çıktılar, dağları aşarak Trabzon’a geldiler, gemiyle İstanbul’dan geçerek Venedik’e ulaştılar.
YİRMİBEŞ YIL SONRA
25 senelik ayrılıktan sonrasında yurtlarına döndüler. Gelirken çok mal, para getirdikleri söylenirse de, Marco Polo öldüğünde dönemin ölçülerine gore zengin değildi. Bundan sonrasında Marco Polo, Andrea Dandolo yönetimindeki Venedik birliğinde bir deniz subayı olarak vazife aldı. Venedik’le Ceneviz içinde harp çıkmış, Lambo Doria yönetimindeki Ceneviz birliği Adriya Denizi’ne bir akın yaparak Venedik karasularına girmişti. 1298 eylülünde meydana getirilen Kurcula Savaşı’nda Venedikliler yenilgiye uğradı. Marco tutsak düştü. Cenevizliler esirlerine karşı iyi davrandılar. Bir yıl kadar tutuklu kalan Marco Polo, 1299 yazında özgür bırakıldı, Venedik’e döndü.
YORUMLAR