'BİRİLERİNİN GÖZÜNDE "BİR ŞEY" OLMAĞA LÂNET ETMENİN EN TESİRLİ SİLÂHIYDI ŞİİR.' ...

'BİRİLERİNİN GÖZÜNDE "BİR ŞEY" OLMAĞA LÂNET ETMENİN EN TESİRLİ SİLÂHIYDI ŞİİR.' 17 yaşındaydım. Neler olup bittiğini anlam...

'BİRİLERİNİN GÖZÜNDE "BİR ŞEY" OLMAĞA LÂNET ETMENİN EN TESİRLİ SİLÂHIYDI ŞİİR.'

17 yaşındaydım. Neler olup bittiğini anlamalı, birisiyle kendimi konuşmalıydım. İmdadıma yetişen şiir oldu. Şiirin bu iş için biçilmiş kaftan olduğu bilgisi nasıl olduysa oldu bana ulaşmış idi. Niçin şiirden başkası bana yardımcı olamayacaktı? Meselâ resim? Meselâ müzik? Görebilmiştim ki, birer ifade imkânı olarak resim ve müzik kendimle kendimi konuşmak istediğim “birisi” arasına istenmeyen şeyler karıştırmadan yürütülemeyecek meşguliyetlerdi.

Ressam olamazdım; çünkü resme kim olursa olsun akademik bir yerden başlayacaksa, bu yeri Las Meninas’tan daha büyük bir iş çıkarılamayacağı bilgisinin kapladığını öğrenmek zarureti karşısındaydı. Bu demek yeni zamanlarda bir ömür boyu Diego Velázquez’den daha büyük ressam olunamayacağını bile bile çalışmak demekti. Hasılı, o yaşımda ressam olmakla, mimar, mühendis, hekim olup dünyevî bir hasılata talim etmek arasında ciddi bir fark olmadığını anlama yetisi bana verilmişti. Böyle dediğime bakıp beni parlak bir tahsil hayatı yürüten biri sanmayın. Aslında o günlerde beni uzanamadığı ciğere pis diyen kediden, erişemediği üzümleri koruk sayan tilkiden ayırdetmek kolay değildi.

Önümdeki hayatı musikiye hasrederek yaşayamazdım; çünkü bunu yapmam günlerimi ancak her boydan zalim karşısında kabullendiğim mağlubiyet şartlarından elime ne geçecekse onunla geçirebilmem demekti. Şarkı söylemeğe başlayan köle, isyandan vazgeçtiğinin işaretini vermiş olacaktı. Bu hisse lise birinci sınıfta halkın karşısında Paul Anka, Neil Sedaka şarkıları söylerken varmıştım. Nitekim, Franz Schubert, “İnsanlar benim musikimi işitip dinlemekten zevk alıyorlar; orada halbuki sadece acılarım var benim” demişti. Biricik ömrüm eksenine müzik yerleştirilmiş olarak seyredecekse, benim başıma Schubert’ten daha farklı bir şeyin gelme ihtimali zayıftı. Hakkını vermeye çabaladığım her nota esaretimden olan şikâyetime müstenid olacak, çektiğimle kalacak, en fazla ölürken alkışlanmayı bekleyen mağrurlar katına yükselecektim.

Çocukluğumdan itibaren, insan ilişkileri gözümde karmaşık bir mahiyette tezahür etmekle kalmıyor, içimde bu ilişkilerin gerçekten ait oldukları yer hakkında tedirgin olduğum sualler geziniyordu. Sanat olma hususiyetleriyle resmin ve müziğin kendilerine mahsus değerleri beni cezbediyordu; ama bu değerler insan ilişkilerindeki vaziyeti kurtarma zemini dolayısıyla saflıklarından çok şey kaybediyorlardı. Şiir ise dik ve sağlam duruşunu sosyal zemine borçlu olmayan bir şeydi. Giderek şiir şiirliğini bir tür aykırılığa borçluydu. Bir şey olacaksam şair olabilirdim. Asıl mesele benim karakterimin, beni ben yapan dokunun (ne olursam olayım) bir şey olmama el verip vermediğindeydi. Günübirlik mecburiyetler beni kendimi sorgulayarak bir karara varma şartlarına kavuşmaktan mahrum bırakıyordu. İşte o yıl liseyi bitiremeyince, bir müddet boyunca bir mühlet, nihayetine şair olmaya karar vermekle erebildiğim ve böylece bünyemden endişe marazını söküp attığım neşteri kullanabilmeme kifayet edecek mühlet elime geçti. Adım İsmet’ti, (adımın ne manaya geldiğini İngilizce sözlükten öğrenmiştim: honesty) ben kendime karşı ne kadar dürüsttüm? Şair olma kararım benim kendi başıma isteyerek, tarta-biçe ulaştığım bir şey mi, yoksa bir yönlendirmeye boyun eğmemin mahsulü müydü?

Neyi tartıp biçtiğim anlatılmaya değerdir, onu anlatacağım; ama önce yönlendirmeyi niçin zikre değer bulduğumu izah edeyim. Bir yönlendirmeden söz etmeme sebep olan hikâye şöyledir: 1959-1960 ders yılı Ankara’sında Liselerarası Şiir Yazma Yarışması’na Gazi Lisesi’nden (672-5 Edebiyat B) “Yaşamak” adlı şiirimin lisemizdeki elemeden geçmesiyle katılmıştım. Yarışma TED Ankara Koleji salonunda gerçekleşti. Volkan Vural’la ilk o gün karşılaştık. Benim şiirim yarışmanın beşincisi seçildi. İlk dördü bugün ne ben hatırlıyorum, ne de Türkiye. Yarışmada derece alanlara armağan kitapları birer birer sahneye çağırılarak verildi. Verilen kitaplarda verildiğine dair hiçbir işaret yoktu. Jüri üyeleri yarışmacılara basmakalıp tebriklerini sunmanın ötesinde hiçbir şey söylemedi. Sadece Jülide Gülizar bana dönüp “İsmet Özel siz misiniz?” diye sordu. Ben, bu sualin arkasından ne gelecek merakıyla yüklü bir “evet” deyince, Halide Nusret Zorlutuna içten bir gülümseyişle bana “Sen şair olacaksın küçük!” (oradaki öğrencilerin en çelimsizi bendim) dedi. Bir kehanet miydi bu? Ben, sıra ömrümün bir ânında şair olma tercihinde bulunmama gelince bu yönlendirmeden etkilendim mi?

Hayır, etkilenmedim. Birilerin gözünde “bir şey” olmak küçük yaşlarımdan itibaren, sadece reddettiğim değil, aynı zamanda sertçe karşı koyduğum bir münasebet tarzıydı. 1899 doğumlu bir babayla, 1902 doğumlu bir annenin son çocuğu, “tekne kazıntısı” olarak ebeveynimden bir fıske yemedim; ama ilk mektebe başladığımın daha ilk ayında zil çalar çalmaz sınıftan koşarak çıktığım için pusudaki kadın öğretmenden bir tokat yedim. O günden beri gücünü üzerimde denemeye yeltenen resmi veya gayri resmi her türden otorite açıktan düşmanım oldu. Bu düşmana haddini bildirmem bahse konu olunca en büyük desteği bana şiir verdi. Birilerin gözünde “bir şey” olmağa lânet etmemin en tesirli silâhıydı şiir.

17 yaşındaydım, şair olmaya karar vermiştim. Şiir yazıp da ne yapacaktım? O günlerde George Bernard Shaw’un neler dediğinden haberdar olmasam bile, onun maruz kaldığı şeyin bir benzerinin benim başıma geldiğini bilinçle kavramıştım. “Britanya İrlanda’yı işgal altına almıştı. Geriye yapacak tek şey kalmıştı: Gidip Britanya’yı işgal altına almak.” Bunu demişti George Bernard Shaw. 27 Mayıs 1960 Cuma sabahı erken kalkmış kimya çalışıyordum. Mektebin son günüydü, sözlüden iyi bir not alırsam, ikmale kalmayacaktım. Ankara Küçükesat’ta oturuyorduk. Çankaya’dan gelen silâh sesleri evimizden duyuldu. Kimliğini NATO’ya ve CENTO’ya bağlılığıyla açıklayan müstemlekeci kuvvetler Türk tarihinde milletin idarecilerinden ilk defa razı oldukları hükümeti devirmişlerdi. Şiir yazıp da ne yapacaktım? Yapacak tek şey kalmıştı: Müstemlekeci kuvvetleri devirmek!

| İsmet Özel / 'SİYASETİ BIRAKMAK, FELSEFEYİ BIRAKMAK, ŞİİRİ BIRAKMAK (I)', Desem Öldürürler, Demesem Öldüm, 20 Ağustos 2011

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: 'BİRİLERİNİN GÖZÜNDE "BİR ŞEY" OLMAĞA LÂNET ETMENİN EN TESİRLİ SİLÂHIYDI ŞİİR.' ...
'BİRİLERİNİN GÖZÜNDE "BİR ŞEY" OLMAĞA LÂNET ETMENİN EN TESİRLİ SİLÂHIYDI ŞİİR.' ...
https://scontent.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/19260323_1924435201166149_8414611631429569717_n.jpg?oh=834b4a6dead116be21a1183666b84fac&oe=59E10DBE
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/birilerinin-gozunde-bir-sey-olmaga.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/birilerinin-gozunde-bir-sey-olmaga.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content