Çevremizi kuşatan havada daima belli bir miktar su buharı bulunur. Sadece bu miktar havanın sıcaklığına göre değişiklik gösterir ve soğuk ha...
Çevremizi kuşatan havada daima belli bir miktar su buharı bulunur. Sadece bu miktar havanın sıcaklığına göre değişiklik gösterir ve soğuk havada su buharı oranı azalır. Geceleri toprağın soğumasıyla havadaki fazla su buharı çiy damlalarına, ısının sıfır santigrat derecesinin, altına düşmesiyle de kırağıya dönüşür. Her iki vaka da sadece hava açık ve durgun olduğu süre gerçekleşebilir.
Not: Çiy ve kırağı havadan yağmaz, havadan yere düşmez.
Çiy vakası, sadece pek kalınca olmayan bir hava katmanında meydana gelebilir. Buzdolabından yeni çıkarılmış bir şişenin buğulanmasıyla çiy vakası içinde bir benzerlik kurabiliriz. Toprağa yakın olan hava katmanının geceleri soğuyarak gündüz sıcaklığındaki kadar su buharı kaldırmaması sonucu Sahra da bile çiy vakası görülür. Havadaki su buharını doymuş hale getiren ve havanın nemine gore değişen bu sıcaklığa (çiy noktası) denilir. Çiy taneleri sıcaklığı sıfır derecenin altındaki bir toprağın ya da bitkilerin üstüne düşmüş olduğu süre bu kez de kırağı oluşur. Çiy bitkiler üstündeki nemi koruduğundan bir çok süre bahçecilerin ve tarımcıların yüzünü güldüren bir vakadır.
Buna karşılık ilkbahar kırağısı filizlere, tomurcuk ve çiçeklere zarar verdiğinden bilhassa bakımı zor bitkilerin, sebzelerin, meyve ağaçlarının ve bağların yer almış olduğu yörelerde çekince yaratır. Bağcılar bu tehlikeden korunmak için geceleri ıslak saman ya da çıra yakarlar, Bunlardan çıkan bolca duman bitkilerin üstünde gece ışınımlarını azaltan ve soğumayı sınırlayan suni bir bulut oluşturur. Bu iş için mazot ocaklarından da yararlanılır. İtalya’da ise, bir süredir tarlaların üzerine, ilkbaharda kırağıya, yazın da doluya karşı korunmayı elde eden plastik ağlar gerilmeye başlanmıştır.
YORUMLAR