Yazıda ele alınan mevzunun parçalara ayrılarak işlendiği, mevzunun daha iyi anlaşılmasının sağlandığı paragraflardır. Mevzunun temel öğeleri...
Yazıda ele alınan mevzunun parçalara ayrılarak işlendiği, mevzunun daha iyi anlaşılmasının sağlandığı paragraflardır. Mevzunun temel öğeleri bulunarak sonuca gidilir.Çözümleme Paragrafı Örnek 1:
âTrene daha bir buçuk saat vardı. Tüm kafile, istasyonun arkasında büfe vazifesini gören bakkal kulübesinin derhal eşiğinde alçak iskemlelere oturmuşlar; içerde hazırlanan çayı bekliyorlardı. Hepsinin yüzünden son üç günün yorgunluğu akıyordu. Uykusuzluk, içki mahmurluğu tüm yüzlerde sert, ince, sanki tutkaldan bir maskeye benziyordu. Bununla birlikte hepsi gene uyanık, canlı, birbirine karşı azca çok nazik ve bu son fırsatların anını kaçırmamaya azimli idi. Derhal hepsi bir lahza bir uykuya iner şeklinde hafızasına dalıyor, bir şey unutup unutmadığını düşünüyorlar, icabında ufak defterlere, paltonun, ceketin ceplerinde telaşla araştırdıkları kağıtlara bakıyorlar sonrasında yanı başındakinin kulağına ve bakışlarına kısa fısıltılarla akıyorlardı. Bu baş başa fısıltılar haricinde, arada bir verilen ufak kaş göz işaretleri, hatırlatan, ısrar eden, şüpheyle düşünen veya vadeden bakışlarla uzaktan uzağa, şüphesiz birincisinden birazcık daha dağınık, fakat onun kadar ehemmiyetli ikinci bir konuşma dahayadı. Ve tüm bunların üstünde, ara sıra yüksek sesle meydana getirilen şakalar, ehemmiyetsiz dikkatler meclisin umumi adabını muhafaza ediyordu.â
Ahmet Hamdi Tanpınar âTeslim Hikayesiânden Çözümleme Paragrafı Örnek 2:
âOscar Wilde: âHer sanat sapına kadar yararsızdır’ der. Bundan daha doğru ve bundan daha yanlış söz zor bulunur. Doğrudur, bu sebeple gündelik anlamıyla yarar, çıkar duygusunda olan sanat, her şeyden ilkin sanat değildir. Gerçek sanat yarar, çıkar düşünmez, düşündüğü anda sanat olmaktan çıkar, üstelik insanları kandırır ve sömürür de. Sanat sevgisi insanoğlunun ne sağlığını artırır, ne kazancını, ne rahatını. Gerçeği, hem sanatçıyı hem çevresini tedirgin eder, sahtesiyse tedirgin etmez, fakat kafasını, yüreğini körletir; daha fena. Wilde’in sözü, gene de yanlıştır, bu sebeple tüm yararlıların en yararlısı, insanı insan eden şeydir, o şeyse en fazla sanatta vardır. Ölümlü dünyamızda bizlere hayata devam etmenin tadını duyurmuş, insanı daha insanca yaşatmış, insana her şeyden çok yaklaştırmış olan sanatın yararı, düşünebileceğimiz tüm yararların en büyüğüdür. Sanatın bilimi, bilimin tekniği dürtüklemesinden doğan yararlar bunun yanında asla kalır. âEn tatlı ve en acı şey nedir?’ diye bir bilmece vardır; dil bilmecesi: Sanat için de âen yararlı ve en yararsız, en kârlı ve en zararı olan şey’ diye bir bilmece yapılabilir.â
Sabahattin Eyüboğlu âSanat Üstüne Denemelerâden
"Bildiri şudur: Bırakmaktan ve denemekten vezgeçmediğiniz sürece asla yenilmiş değilsiniz. Başarısızlıklarımızdan işlerin iyi mi yapılmayacağını öğreniriz. Edison ampulu keşfetmek için yapmış olduğu ilk altı bin denemede başarı göstermiş olamamıştı. Cesaretinin kırılıp kırılmadığı sorulduğunda şu şekilde yanıtladı: âHayır. Şimdi bunu yapamayacağınız altı bin yolu da iyi biliyorum.â Edison şeklinde bizim de kimi zaman başarıyı öğrenmeden başarısızlığı öğrenmemiz gerekiyor."
(Doğan Cüceloğlu, İçimizdeki Biz, s. 121)
YORUMLAR