Destanla Halk Hikâyesi Arasındaki Benzerlikler 1. Halk hikâyeleri de destanlar şeklinde âşıklar (ozanlar) tarafınca saz eşliğinde anlatılır....
Destanla Halk Hikâyesi Arasındaki Benzerlikler
1. Halk hikâyeleri de destanlar şeklinde âşıklar (ozanlar) tarafınca saz eşliğinde anlatılır. Destanlar da halk hikâyeleri de böylelikle dilden dile, nesilden nesile günümüze ulaşmışlardır. Ozanların saz eşliğinde anlattıkları bu her iki sözlü edebiyat verimi dehalk içinde söylenirken bununla beraber gelişmiş ve ilk başlarda bir fidanken heybetli birer çınar olmuşlardır(Güleç, 2002).
2. Destanlar şeklinde, halk hikâyelerinin oluşumu da pek çok vakit geçmiş bir vakaya, yaşamış bir kişinin hayatına bağlıdır. Destanlarda olduğu şeklinde halk hikâyeleri de ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa geçerek aktarılmışlardır. Her iki tür de bu bakımdan sözlü edebiyat ürünleridir.
3. Halk hikâyeleri destanlar şeklinde büsbütün manzum olmasalar dahi büyük seviyede manzum kısımları da vardır. Bu manzumeler olayın gelişimine destek olmaktadır(Boratav, 2002).
4. Destanlarda pek çok muhteşem vakalara yer verildiğinden söz etmiştik. Halk hikâyelerinde de doğaüstü kuvvetlere ve muhteşem vakalara geniş seviyede yer verilir. Halk hikâyesi, ulusal olması, tarihle yakın münasebeti bulunması şeklinde vasıflarla destanlara yaklaşmaktadır(Güleç, 2002).Destanla Halk Hikâyesi Arasındaki Farklar
1. Pertev Naili Boratav’ın â olurya eskiden destanların gördükleri vazifeleri üstüne almış yeni ve orijinal bir nev’in mahsulleriâ (2002: 39) diye nitelediği halk hikâyeleri ne olursa olsun zamanı bir vakaya dayanmaması, nazım-nesir karışık oluşu ve zaman içinde düzyazı kısmının ağırlık kazanması, şahısların ve olayların anlatımında takınılan gerçekçi tavır, kahramanlıktan çok sevgi maceralarına yer vermesi şeklinde hususlarda destanlardan ayrılmaktadır.
2. Destanlarda bir topluluğun ve o topluluk başındaki hükümdarın meydana gelişi,cemiyet içindeki türlü birliklerin kendi aralarında çarpışarak tek bir yönetim altında birleşmeleri, bir süre sonra yabancı ülkeleri ele geçirmeleri, tabiat ve doğaüstü kuvvetlerle savaşmaları şeklinde mevzular anlatılır. Yerleşik yaşam başladıktan sonrasında ortaya çıkan halk hikâyelerinde ise, kent, aile ve cemiyet içi çatışmalar mevzu alınır(Kudret, 1995: 283).
3. Destanlarda akıncı bir ruh, hikâyeler de ise toplumun karakteri yaşar, destanlar dış çarpışmaların, hikâyeler ise iç mücadelenin mahsulleridir, onun içindir ki, kupkuru bir hal tercümesi olmaktan ziyade, kahramanların maddî ve manevî yapılarına, toplumun yaşam anlayışına dayanırlar. Bu yüzden, hikâyeler yaşamın gerçek yüzünü üzüntü ve tatlı taraflarını, gene de ferdin tasarım etmiş olduğu geleceğe nazaran anlatırlar, insan yaşamını şekillendiren bu ger çek içinde, kimi zaman olağanüstüye dayanan hayaller de yeralır; Bu muhteşem hal hikâyenin devamını elde eden ruha canlılık verir, onu güçlükılar(Öztürk, 1985: 42).
4. Destanlardaki asil kişilere karşılık, halk hikâyelerinde tüccarlar, zanaatkârlar, halktan kişiler, din adamları vb. olayların başkişisi olur. Destanlara kıyasla hikâyelerde muhteşem özellikler epeyce azdır. Destanlarda tüm toplumun temsilcisi olan kahraman, düşmanlar ve muhteşem güçlerle savaşırken, halk hikâyelerinde anlatılan ilişkiler cemiyet içi olup, fertler ve tabakalar içinde cereyan eder.
YORUMLAR