Makine İle Kağıt üstüne Aktarılmış Fotoğraf fotoğraf isim Fransızca photographe . Çeşitli vasıta ve araç-gereç kullanarak görüntü...
Makine İle Kağıt üstüne Aktarılmış Fotoğraf
fotoğraf
isim Fransızca photographe
. Çeşitli vasıta ve araç-gereç kullanarak görüntüyü hususi bir yüzey üstünde sabitleme. 2 . Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan fotoğraf, foto:
"Bir de yadigâr olmak suretiyle fotoğraf bıraktı."- Ö. Seyfettin. 3 . mecaz Görüntü:
"Bu adam iyi fotoğraf veriyor."- A. İlhan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
fotoğraf çekmek
fotoğrafını almak
Birleşik Sözler
fotoğrafhane
fotoğraf makinesi
enstantane fotoğraf
vesikalık fotoğraf
aile fotoğrafı
vesika fotoğrafı
isim Fransızca photographe
. Çeşitli vasıta ve araç-gereç kullanarak görüntüyü hususi bir yüzey üstünde sabitleme. 2 . Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan fotoğraf, foto:
"Bir de yadigâr olmak suretiyle fotoğraf bıraktı."- Ö. Seyfettin. 3 . mecaz Görüntü:
"Bu adam iyi fotoğraf veriyor."- A. İlhan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
fotoğraf çekmek
fotoğrafını almak
Birleşik Sözler
fotoğrafhane
fotoğraf makinesi
enstantane fotoğraf
vesikalık fotoğraf
aile fotoğrafı
vesika fotoğrafı
Fotoğraf Sanatçısı
Windows fotoğraf galerisi açılıyor sadece düzenleme yapılamıyor, çözümü nedir?
Anında fotoğrafı veren fotoğraf makinelerinin adı nedir?
Fotoğraf Nedir?
sözcüğü, eski yunanca φῶς, fos, φωτός, fotos, "Işık (Gök cisimlerinin)“, "Aydınlık“ ve γÏάφειν, grafein, "Çizmek“, "Kazımak“, Fotoğraf yapmak“, "Yazmak" sözcükleri birleştirilerek türetilmiş bir isimdir. Kelime anlamı, ışık yardımı ile iz bırakmaktır. Fotoğraf cisimlerden yansıyan elektromanyetik radyasyonun toplanıp odaklanmasıyla oluşturulur. En yaygın rastlanan fotoğraflar insan gözünün görebileceği kalıcı görüntüler yaratan dalga boylarıyla yaratılan fotoğraflardır.
Fotoğrafta en mühim unsur ışıktır Işık üstüne vurmuş olduğu nesneleri görülebilir kıldığı şeklinde, fotoğraf oluşumuna da olanak sağlar. İşte bu yüzden fotoğrafı çekecek makinedeki objektif de ehemmiyet arzetmektedir. Objektifin diyafram kıymeti ne kadar küçükse içeriye giren ışık miktarıda o denli çok olacağından, fotoğraf çekiminde daha yüksek enstantaneler kullanılabilinecektir. Diyafram'ın 1 olması objektife gelen ışığın tamamının sensöre düşmesidir. Kaliteli ve pahalı lenslerin diyafram değerleri genel olarak 2,8 ve daha düşüktür.
Bir çok fotoğraf, ışığı fotoğraf filmine, CCD'ye ya da CMOS görüntü algılayıcısına odaklayan fotoğraf makinesiyle çekilir. Nesneler ışığa duyarlı kağıdın üstüne yerleştirilip, ışığa maruz bırakılarak (fotogram) ya da bir tarayıcının üstüne konularak da fotoğraf elde edilebilir. İyi fotoğraf'ın ne olduğu daima münakaşa mevzusu olmuştur.
Dijital fotoğraf bilgisayar ortamında gizlenen çeşitli dosya formatlarından oluşur. Bu formatlardan en popüler olanı sıkıştırılmış JPEG'dir. Öteki formatlar ise TIFF ve RAW formatlarıdır.
Görüntüyü görünür kılma kimyasal bazı işlemler gerektirir. "Gümüş ışıkla etkileştiğinde kararır" bilgisinden doğan neticeleri karanlık kutu (Camera Obscura) ile aynı anda, ilk kez deneyen Thomas Wedgwood'un kuramsal çıkarımları doğrudur. Sadece denemelerindeki ışıklama süresinin çok uzun olması, oluşan görüntüdeki kararmayı durduramaması, üstelik oldukça genç sayılacak yaşlarındaki ölümü 1840'da, Sir John Herscel'in Yunanca'da türeterek "ışıkla yazmak" anlamında adlandırdığı "fotoğraf"ın mucidi olmasını engeller. Fransa'dan Joseph Nicephore Niepce, Louis Jacques Mande Daguerre, Hippolyte Bayard, ve İngiltere'den William Henry Fox Talbot bu başarıya ulaşırlar.1813'de Joseph Nicepore Niepce ışığa duyarlı bir levha üstünde, kalıcı görüntüler elde etmeyi başarır. Niepce'in görüntüsü sekiz saat süresince ışıklanır. 1829'da benzer emekler meydana getiren Louis-Jacques-Mande Daguerre'la ortaklık kurar. Niepce, emekleri bir yönteme dönüşemeden vefat eder.1835 yılına gelindiğinde, birgün Daguerre ışıklanmış bir levhayı içinde kimyasalların bulunmuş olduğu bir kaba yanlışlıkla koyar. Birkaç gün sonrasında levhayı farkettiğinde, elde etmiş olduğu sonuçtan kendi adını vereceği yöntemi bulur. "Daguerrotype" adını verdiği bu buluş, 1838'de Fransız Bilimler Akademisi'nce resmileştirilir.
Bu gelişme, halk içinde ilgi uyanmasına ve fotoğrafın yaygınlaşmasına yarar. Ayna görüntüsünün tersinin elde edilmiş olduğu bu yöntemde; bir gümüş levha, iyot buharına tutulur, yüzeyinde gümüş iyodürden oluşan bir katman elde edilir, bu yüzey, karanlık kutu yeterince ışıklandıktan sonrasında civa buharıyla yıkanır. Benzer emekleri İngiltere'de sürdüren William Henry Fox Talbot 1839'da karanlık kutu ile edinilen ilk kalıcı görüntüyü kendisinin bulduğunu ileri sürse de ilgi ve kabul görmedi. Çalışmalarını sonraki yıllarda da sürdüren Talbot negatif/pozitif işlemlerini içeren "Calotype" adını verdiği yönteminde; gümüş tuzlarına batırılmış bir kâğıt kullanarak elde edilmiş negatif görüntülerden, gene aynı teknikle hazırlanmış kâğıtlara istenilen sayıda pozitif fotoğraf basmayı başarır.
sözcüğü, eski yunanca φῶς, fos, φωτός, fotos, "Işık (Gök cisimlerinin)“, "Aydınlık“ ve γÏάφειν, grafein, "Çizmek“, "Kazımak“, Fotoğraf yapmak“, "Yazmak" sözcükleri birleştirilerek türetilmiş bir isimdir. Kelime anlamı, ışık yardımı ile iz bırakmaktır. Fotoğraf cisimlerden yansıyan elektromanyetik radyasyonun toplanıp odaklanmasıyla oluşturulur. En yaygın rastlanan fotoğraflar insan gözünün görebileceği kalıcı görüntüler yaratan dalga boylarıyla yaratılan fotoğraflardır.
Fotoğrafta en mühim unsur ışıktır Işık üstüne vurmuş olduğu nesneleri görülebilir kıldığı şeklinde, fotoğraf oluşumuna da olanak sağlar. İşte bu yüzden fotoğrafı çekecek makinedeki objektif de ehemmiyet arzetmektedir. Objektifin diyafram kıymeti ne kadar küçükse içeriye giren ışık miktarıda o denli çok olacağından, fotoğraf çekiminde daha yüksek enstantaneler kullanılabilinecektir. Diyafram'ın 1 olması objektife gelen ışığın tamamının sensöre düşmesidir. Kaliteli ve pahalı lenslerin diyafram değerleri genel olarak 2,8 ve daha düşüktür.
Bir çok fotoğraf, ışığı fotoğraf filmine, CCD'ye ya da CMOS görüntü algılayıcısına odaklayan fotoğraf makinesiyle çekilir. Nesneler ışığa duyarlı kağıdın üstüne yerleştirilip, ışığa maruz bırakılarak (fotogram) ya da bir tarayıcının üstüne konularak da fotoğraf elde edilebilir. İyi fotoğraf'ın ne olduğu daima münakaşa mevzusu olmuştur.
Dijital fotoğraf bilgisayar ortamında gizlenen çeşitli dosya formatlarından oluşur. Bu formatlardan en popüler olanı sıkıştırılmış JPEG'dir. Öteki formatlar ise TIFF ve RAW formatlarıdır.
Görüntüyü görünür kılma kimyasal bazı işlemler gerektirir. "Gümüş ışıkla etkileştiğinde kararır" bilgisinden doğan neticeleri karanlık kutu (Camera Obscura) ile aynı anda, ilk kez deneyen Thomas Wedgwood'un kuramsal çıkarımları doğrudur. Sadece denemelerindeki ışıklama süresinin çok uzun olması, oluşan görüntüdeki kararmayı durduramaması, üstelik oldukça genç sayılacak yaşlarındaki ölümü 1840'da, Sir John Herscel'in Yunanca'da türeterek "ışıkla yazmak" anlamında adlandırdığı "fotoğraf"ın mucidi olmasını engeller. Fransa'dan Joseph Nicephore Niepce, Louis Jacques Mande Daguerre, Hippolyte Bayard, ve İngiltere'den William Henry Fox Talbot bu başarıya ulaşırlar.1813'de Joseph Nicepore Niepce ışığa duyarlı bir levha üstünde, kalıcı görüntüler elde etmeyi başarır. Niepce'in görüntüsü sekiz saat süresince ışıklanır. 1829'da benzer emekler meydana getiren Louis-Jacques-Mande Daguerre'la ortaklık kurar. Niepce, emekleri bir yönteme dönüşemeden vefat eder.1835 yılına gelindiğinde, birgün Daguerre ışıklanmış bir levhayı içinde kimyasalların bulunmuş olduğu bir kaba yanlışlıkla koyar. Birkaç gün sonrasında levhayı farkettiğinde, elde etmiş olduğu sonuçtan kendi adını vereceği yöntemi bulur. "Daguerrotype" adını verdiği bu buluş, 1838'de Fransız Bilimler Akademisi'nce resmileştirilir.
Bu gelişme, halk içinde ilgi uyanmasına ve fotoğrafın yaygınlaşmasına yarar. Ayna görüntüsünün tersinin elde edilmiş olduğu bu yöntemde; bir gümüş levha, iyot buharına tutulur, yüzeyinde gümüş iyodürden oluşan bir katman elde edilir, bu yüzey, karanlık kutu yeterince ışıklandıktan sonrasında civa buharıyla yıkanır. Benzer emekleri İngiltere'de sürdüren William Henry Fox Talbot 1839'da karanlık kutu ile edinilen ilk kalıcı görüntüyü kendisinin bulduğunu ileri sürse de ilgi ve kabul görmedi. Çalışmalarını sonraki yıllarda da sürdüren Talbot negatif/pozitif işlemlerini içeren "Calotype" adını verdiği yönteminde; gümüş tuzlarına batırılmış bir kâğıt kullanarak elde edilmiş negatif görüntülerden, gene aynı teknikle hazırlanmış kâğıtlara istenilen sayıda pozitif fotoğraf basmayı başarır.
fotoğraf
- Bir filmdeki resimlerden çıkarılanfotoğraf, filmfotoğrafı
- Görüntülükte devinimsiz bir görüntü sağlamak için kullanılan bir takım özdeş fotoğraf.
- Fotoğraf aygıtıyla elde edilmiş fotoğraf; bir film görünçlüğünün, bir film çalışmasının ya da bir oyuncunun,fotoğraf aygıtıyla saptanmış resmi
- Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı cam, kâğıt vb. bir yüzey üstünde hususi makine ile tespit etme yöntemi.
- Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan fotoğraf, foto
- Örnek: Bir de yadigâr olmak suretiyle fotoğraf bıraktı. Ö. Seyfettin
fotoğraf ingilizcesi
- photograph, picture, photo, shot
Fotoğraf Sanatçısı
Windows fotoğraf galerisi açılıyor sadece düzenleme yapılamıyor, çözümü nedir?
Anında fotoğrafı veren fotoğraf makinelerinin adı nedir?
YORUMLAR