a. Mısracı zihniyete, vezin ve kafiyeye karşı olma: âAlışılmışın haricinde şeyleriâsöyledikleri için kendilerinim garipsenmesi icap ett...
a. Mısracı zihniyete, vezin ve kafiyeye karşı olma:
âAlışılmışın haricinde şeyleriâsöyledikleri için kendilerinim garipsenmesi icap ettiğini bu nedenle bu hareketeâgaripâ adını verdiklerini söyleyen garipçiler, mısracı zihniyete vezin vekafiyeye karşı olduklarını poetikalarında belirtmişlerdir. Onlara bakılırsa şiirde cümleyapısı vezin ve kafiyeler vasıtasıyla bozuluyordu. Ilk başlarda hatırda tutmak içinyani; yalnız hafızaya destek olmak için kullanılmasına karşın onda sonradanbir güzellik bulunduğunu onu aynı vezinle kullanmayı insanların marifet saydığınısöyleyen garipçiler: oysa vezin ve kafiye olmadan da şiir yazılabileceğinisöylemişlerdir.Uyumlu bir şiirin yazılabileceğini fakat bunların belirgin kalıplarda insanlarasunulmaması icap ettiğini öne sürmüşlerdir.b. Teşbih ve istiare şeklinde tüm söz oyunlarına karşı olma:
Şiirde mümkün oldukça tabiiliği korumak için çaba sarfeden garipçiler, tabiatı zekâ ile değiştirdiği için teşbih veistiareden uzak duruyorlardı. Benzetme edatı olan âgibiâ yi şiirlerinde hiçkullanmıyorlardı. Onlara bakılırsa şiire sokulan söz sanatları insanoğlunun yüzlerce yıllıkzevkine ait bir üründür ve günümüz insanlarını hiç bir zaman doyum etmeyecektir. Hatta bugörüşten yola çıkarak bir asır önceki şiir sanatını kullanmak dahi onların tabiriyleson aşama gariptir. Garipçilerin söz sanatlarına bu karşı çıkışlarının bir diğernedeni de geleneğe karşı olmalarıdır.c. Şiir için ayrı, hususi bir şiir dilini reddetme:
Bilinmiş olduğu şeklinde Ahmet Haşim’egöre şiir duygulanmak için yazılmalıydı ve şiirin kendine özgü bir lisanı olmalıydı. Bir çok yönüyle Haşim’in şiir görüşünün karşısında olan Garipçiler, AhmetHaşim’in bu görüşüne de tam ters bir görüş üzerindeydiler. Basitlik ve saflığınönemini korumak için çaba sarfeden garipçilere bakılırsa âşiirin hususi bir lisanı yokâtu. Şiir günlükkonuşma dili basitliğinde olmalıydı.d. Şiirde tüm geleneklere karşı çıkma:
Garipçilere bakılırsa şiir bütüngeleneklerden uzaklaşmalıydı. Bu görüşten yola çıkan Garipçilere göreyıkmaktan korkmamak gerekliydi. Ama; yıkanlar da iki kısma ayrılıyordubunlar: Yıkmanın lüzumunu bilenler ve yıkıldıktan sonrasında yerine yeni bir şeyioluşturanlardı ki kendi tabirlerine bakılırsa bu insanoğlu devrimciydi. Bir de niyeyıktığını bilmeyenler sırf yıkmak için yıkanlar vardıâ¦âYapıyı temelinden değiştirmelidir. Bizler senelerden bu zamana kadar zevkimize ve irademizehükmetmiş, onları atama etmiş, onlara biçim vermiş, edebiyatların can sıkan vebunaltıcı tesirinden kurtulabilmek için o edebiyatların bizlere öğretmiş olduğu herşeyi atmak mecburiyetindeyizâ 1 diyorlardı.e. Tedahüle Karşı çıkma:
Sanatta tedahüle doğrusu bir sanatın öğenin bir başkasanatın içine dahil edilmesine karşı çıkıyorlardı ki bu da onların AhmetHaşim’in âŞiirin lisanı söz ile musiki içinde sözden ziyade musikiye yakınâ¦âgörüşüne tepki gösterdiklerinin belirgin bir göstergesidir. Onlara bakılırsa bir sanatınmalzemesi bir başka sanat içinde layıkıyla kullanılamazdı.
YORUMLAR