Gecekondu, dilimize 1940âlı yıllardan sonrasında girmiştir. Şehir Ilim Terimler Sözlüğüânde gecekondu âYapı kurallarına aykırı olarak,...
Gecekondu, dilimize 1940âlı yıllardan sonrasında girmiştir. Şehir Ilim Terimler Sözlüğüânde gecekondu âYapı kurallarına aykırı olarak, kamu ve hususi kişilerin toprakları üstüne, toprak sahibinin rızası haricinde meydana getirilen, dar gelirli ailelerin yaşamış olduğu barınak türüâ olarak tanımlanmaktadır. Gecekondu terimi yasalarımızda ise ilk kez, 1966 senesinde çıkarılan 775 Sayılı Kanunâun 2.maddesinde yer almıştır. Bu kanunda âgecekonduâ;
- İmar ve yapı işlerini düzenleyen yasalara ve genel hükümlere aykırı;
- Sahibinin rızası alınmadan,
- İzinsiz, kaçak yapı olarak tanımlanmaktadır.
Gecekondu için yapılmış tanımlardan birisi de, âbayındır yasalarına aykırı olarak büyük bölümü vakit ilkel, denetimsiz ve sıhhat koşullarından da yoksun olarak acil yapılmış konutlara verilen isimdirâ şeklindedir (Eke, 2000).
Yapı kalitesinin az oluşu, alt yapı tesislerinin bulunmayışı ya da noksan oluşu, gecekondunun ve gecekondu mahallelerinin fizyolojik yönünü belirleyen özelliklerdir. Bununla birlikte gecekondu da oturanlar düzensiz işlerde, az gelirlerle çalışmış oldukları için kentin bir sürü hizmetinden yararlanamamaktadırlar. Gecekondu mahalleleri toplumsal açıdan da kentin başka mahallelerinden değişiktir. Burada oturanlar kırsal yaşamdan kentsel hayata geçiş periyodunu yaşamaktadır. Köye özgü töreler, gelenekler, davranış şekilleri daha farklılıklara uğramamıştır.
İşte bu kente uyum sürecinde, gecekondu alanlarında toplumsal problemler yaşanmaktadır. Bu şekilde gecekondu, kırsal/kentsel etkileşim sonucu ortaya çıkan fizyolojik ve toplumsal koşulları kafi olmayan yerleşim birimleri olarak tanımlanabilir. Gecekondular, ilk başlarda büyük kentlere göç edenlerin kendi olanakları etrafında ve izinsiz olarak bir gecede yaptıkları barınaklar olup, hem bir zorunluluğu, hem de bu alanda iyi niyetli bir atılımı ifade etmekteydi. Fakat günümüzde ne bu şekilde bir masumiyet, ne de tek odalı, bir gecede yapılabilen yapılar sözkonusudur.
Gecekondu, vatanımızda II.Dünya Savaşı yılları içinde ortaya çıkmış bir olgudur. 1948 senesinde, büyük kentlerde 25-30 bin gecekondu bulunuyordu. 1990 sonrası Türkiye gündemine giren ve 80âli yıllardan itibaren kendini iyice hissettiren, 90âlara varıldığında ise geriye kalan ülkenin toplumsal,siyasal ve ekonomik yapısını direkt etkileyebilecek ölçülere varan gecekondulaşma, günümüzde hem sayısal hem de toplumsal büyüklüğü ile bir problem haline gelmiştir. Bugün geriye kalan her yıl İstanbulâa ortalama bir Anadolu kentinin (500 bin şahıs civarında) eklenmesi boyutuna ulaşan gecekondulaşma kendine örneksiz kültürü, yapılaşması, toplumsal, siyasal ve ekonomik ilişkileri ile öncelikli olarak gündemde yer almıştır. Gecekondunun tarihsel gelişimini Tablo 8âden de seyretmek mümkündür. 1955 senesinde Türkiyeâde 50.000 gecekondu varken, bu konutlarda oturanların, kentsel nüfusa oranı %4.7âdir. 1995 yılına gelindiğinde ise 2.000.000 gecekondu vardır. Bu gecekondularda oturanların kentsel nüfus içindeki oranı ise %35 oranındadır.
YORUMLAR