HAVA. Asla yokluğunu duymadığımız ve hiçÂbir karşılık ödemeden haiz olduğumuz için havanın ne kadar kıymetli bulunduğunu bir çok ke...
Asla yokluğunu duymadığımız ve hiçÂbir karşılık ödemeden haiz olduğumuz için havanın ne kadar kıymetli bulunduğunu bir çok kez düşünmeyiz bile. Oysa hava olmasaydı yeryüÂzünde yaşam da olmazdı. Bulutsuz bir gökyüÂzünün kuşattığı dünyamız gündüzleri sıcaktan kavrulan, geceleri buz şeklinde soğuyan, hiçbir canlının yaşamadığı ve hiçbir sesin duyulmaÂdığı tenha bir çöle dönüşürdü.
Tüm canlıların yaşaması için lüzumlu olan gazların, bulutları ve yağmuru oluşturan su buharının membaı havadır. Konuşmalar, müÂzik ve algıladığımız tüm diğer sesler sadece dalgalar halinde havada yayıldıkları sürece kulağımıza ulaşabilir. Ek olarak günlük yaşamda havadan yararlanmanın başka yollan da buÂlunmuştur. Mesela taşıt lastiklerinin şişirilÂmesinde, trenlerin havalı frenlerinde ve sıkışÂtırılmış (basınçlı) havayla çalışan pnömatik aygıtlarda havadan yararlanılır.
Hava Nedir?
Eski Yunan'ın en büyük düşünür ve bilginleÂrinden Aristo İÖ 350'lerde, canlı ve cansız her şeyin toprak, hava, ateş ve su şeklinde dört temel "elemenf'ten oluştuğunu öne sürmüşÂtü. Ortalama 2.000 yıl süresince havanın tüm diğer elementler şeklinde yalın, tek bir madde olduğuna inanıldı. Sadece 1777'de, İngiliz kimyacı Joseph Priestley'in oksijen gazını keşfetmesinden üç yıl sonrasında, Fransız bilim adamı Antoine Lavoisier havanın bir gaz karışımı bulunduğunu ve bu karışımda ortalama beşte bir oranında oksijen bulunduğunu açıkÂladı. Geri kalan beşte dördü ise yanma ve solunum vakasında hiçbir görevi olmayan azottan oluşuyordu.
Solunum ve yanma için azota gerek kalmamıştır; fakat azot gene de çok mühim bir gazdır. Toprakta bulunan bazı bakteriler havanın azotunu "bağlayarak", doğrusu başka elementlerÂle birleştirerek, bitkilerin yararlanabileceği azot bileşiklerine dönüştürür. Böylece bitkiÂler tüm canlılar için lüzumlu olan proteinleri ve diğer azotlu organik bileşikleri üretebilir. Gübrelerin, patlayıcılann ve çeşitli kimyasal maddelerin yapımında da azottan yararlanılır.
Havada bu iki temel gazdan başka bir miktar karbon dioksit ile yere ve zamana bakılırsa değişen oranda su buharı bulunmuş olduğu daha o çağlarda biliniyordu. Zaman içinde kimyacılar, havada gene azca miktarlarda bulunan beş gazın daha varlığını saptadılar. Soy gazlar grubunÂdan olan bu gazlar argon, neon, helyum, ksenon ve kriptondur (bak. Gaz). Bunların hepsi de günlük yaşamda çeşitli amaçlarla kullanılır. Argon ve neon renkli ışık veren uzun tüp lambaların, kripton madenci lambaÂlarının, ksenon ise fotoğrafçılıkta kullanılan elektronik flaşların ampullerine doldurulur. Meteoroloji araştırmaları ve hava tahminleri için atmosfere gönderilen büyük balonlar helyumla şişirilir. Eskiden bu amaçla hidrojen kullanılırdı; fakat hidrojen şeklinde kolayca tutuşÂmayan helyumun çok daha güvenilir olduğu kısa sürede anlaşıldı. Helyum hidrojenin iki katı yoğunluktadır, fakat gene de havadan daha hafiftir.
Havada organik olarak bulunmayan bazı maddeler de taşıtlar ve endüstri etkinlikleri sebebiyle havaya karışır. Otomobil egzozlaÂrından ve yapınak bacalarından çıkan karbon monoksit, kükürt dioksit şeklinde zehirli gazlar ile diğer kimyasal bileşikler hava kirliliğinin başÂlıca nedenidir. Bilhassa büyük endüstri kentle rinin çevresinde bu vaka çok ciddi boyutlara ulaşır
Msxlabs TemelBritannica
Hava durumu nedir?
Uzun hava nedir?
Kırık hava nedir, kırık hava hakkında bilgi verir misiniz?
HAVA NEDİR
MORPA Genel Ansiklopedisi
Atmosferin, bilhassa troposfer katmanında bulunan % 78 azot, % 21 oksijen, % 0,9 argon ve % 0,03 karbon dioksit ile öteki soygazlar ile metan, hidrojen ve azot monoksit karışımı. Havada, gerek bulut hâlinde gerekse buğu hâlinde bir miktar su buharı da bulunur. 17. yüzyıl sonuna kadar hava bir sanılmıştı. İlk kez Lavoisier havanın azot ile oksijen karışımı bulunduğunu, kendi adıyla anılan bir gözlem sonucuyla ortaya koydu. Hava, canlıların solunumu için lüzumlu oksijeni, klorofilli bitkilerin fotosentezi için lüzumlu karbon dioksidi sağlaması bakımından hayatî bir ehemmiyet taşır. Ek olarak, hava olmasa, birçok fizyolojik ve kimyasal vaka da gerçekleşemezdi. Hava olmadan yakılamaz, yağmur yağamaz, ses yayılmaz, kuşlar uçamaz, gündüz 100°C'ı aşkın ve gece sıfırın altında 150°C şeklinde dondurucu bir soğukla karşı karşıya kalınırdı. Hava, uygun tazyik ve sıcaklıkta sıvılaştırılabilir. Sıvı hava bir karışım olduğundan durağan(durgun) bir kaynama noktası göstermez. Kaynama -195°C dolayında adım atar; ilkin azot ve bir miktar oksijen buharlaşır; -183°C sıcaklıkta oksijen oranı % 100'e yaklaşır. Sıvı hava, bir tür termos olan çift çeperli Dewar kaplarında saklanır ve laboratuvarlarda deneysel amaçlarla kullanılır.
MORPA Genel Ansiklopedisi
Atmosferin, bilhassa troposfer katmanında bulunan % 78 azot, % 21 oksijen, % 0,9 argon ve % 0,03 karbon dioksit ile öteki soygazlar ile metan, hidrojen ve azot monoksit karışımı. Havada, gerek bulut hâlinde gerekse buğu hâlinde bir miktar su buharı da bulunur. 17. yüzyıl sonuna kadar hava bir sanılmıştı. İlk kez Lavoisier havanın azot ile oksijen karışımı bulunduğunu, kendi adıyla anılan bir gözlem sonucuyla ortaya koydu. Hava, canlıların solunumu için lüzumlu oksijeni, klorofilli bitkilerin fotosentezi için lüzumlu karbon dioksidi sağlaması bakımından hayatî bir ehemmiyet taşır. Ek olarak, hava olmasa, birçok fizyolojik ve kimyasal vaka da gerçekleşemezdi. Hava olmadan yakılamaz, yağmur yağamaz, ses yayılmaz, kuşlar uçamaz, gündüz 100°C'ı aşkın ve gece sıfırın altında 150°C şeklinde dondurucu bir soğukla karşı karşıya kalınırdı. Hava, uygun tazyik ve sıcaklıkta sıvılaştırılabilir. Sıvı hava bir karışım olduğundan durağan(durgun) bir kaynama noktası göstermez. Kaynama -195°C dolayında adım atar; ilkin azot ve bir miktar oksijen buharlaşır; -183°C sıcaklıkta oksijen oranı % 100'e yaklaşır. Sıvı hava, bir tür termos olan çift çeperli Dewar kaplarında saklanır ve laboratuvarlarda deneysel amaçlarla kullanılır.
limoni hava
isim
isim
- Yağmur yağıp yağmayacağı belli olmayan kapalı hava.
Hava
TDK, Türk Dil Kurumu
isim Arapça hevÂ¥
1 . Hava yuvarını oluşturan, tüm canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.
2 . Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü:
3 . Canlılar üstündeki etkisine bakılırsa hava yuvarının durumu:
4 . Sema:
5 . Çevreyi kuşatan boşluk:
6 . Esinti:
7 . Müzik parçalarında tür:
8 . Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi.
9 . (ödat, mecaz) Sonuçsuz, anlam ifade etmeyen, boş (durum, davranış, söz):
10 . (mecaz) Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik:
11 . (mecaz) Biçim, üslup:
12 . (mecaz) Durum, ortam, çevre, çevre, atmosfer, ambiyans:
13 . (mecaz) Çekicilik:
14 . (mecaz) Keyif, âlem:
TDK, Türk Dil Kurumu
isim Arapça hevÂ¥
1 . Hava yuvarını oluşturan, tüm canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.
2 . Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü:
"Hava birazcık bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu."- M. Ş. Esendal.
3 . Canlılar üstündeki etkisine bakılırsa hava yuvarının durumu:
"Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına bakılırsa sabah yakın."- R. N. Güntekin.
4 . Sema:
"Havada bir tek bulut yok."- .
5 . Çevreyi kuşatan boşluk:
"Tozlar havada uçuşuyordu."- .
6 . Esinti:
"Bugün hava olursa yelkenli kalkacak."- .
7 . Müzik parçalarında tür:
"Kâğıthane havası tutturur, bahriye çiftetellisi çalardık."- S. F. Abasıyanık.
8 . Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi.
9 . (ödat, mecaz) Sonuçsuz, anlam ifade etmeyen, boş (durum, davranış, söz):
"Bu sözlerin sonu hava."- .
10 . (mecaz) Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik:
"Buna karşın öyleki kibar ve asil havası vardır ki bu damga bile onu çirkinleştiremez, nispet yaparcasına daha bir uçarı, daha bir sempatik yapar."- H. Taner.
11 . (mecaz) Biçim, üslup:
"Namık Kemal'e, Tevfik Fikret'e başarı göstermiş nazireler yazmıştır. Onların diliyle, onların sesiyle, onların havasıyla..."- Y. Z. Ortaç.
12 . (mecaz) Durum, ortam, çevre, çevre, atmosfer, ambiyans:
"İlk tecrübe etme dalış günü erişince, denizcilerde büyük bir coşkunluk, bir merasim havası vardı."- Halikarnas Balıkçısı.
13 . (mecaz) Çekicilik:
"Hanım güzel değil fakat havası var."- .
14 . (mecaz) Keyif, âlem:
"Onu kendi havasına bıraksak çalışmaz."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- hava açmak (ya da açılmak)
- (biri) hava almak
- (bir şey) hava almak
- hava atmak
- hava basmak
- hava bozmak
- hava bulanmak
- (her biri başka bir) hava çalmak
- hava çarpmak
- havada kalmak
- havadan rutubet kapmak
- hava değişiklik yapmak
- hava kötü esmek
- (birine bakılırsa) hava hoş
- hava iyi esmek
- hava kaçırmak
- hava kapanmak
- hava kararmak
- havalara uçmak
- havan batsın
- havanın gözü yaşlı
- hava patlamak
- havasına uymak
- havasını almak
- havasını bulmak
- (bir yerin ya da bir şeyin) havasını solunum etmek
- havası olmak
- (birinde birinin) havası olmak
- hava vermek
- havaya girmek
- havaya gitmek
- havaya pala (ya da kılıç) sallamak
- hava yapmak
- havaya savurmak
- havaya uçmak
- havayı bozmak
- havayı koklamak
Birleşik Sözler
- hava akımı
- havaalanı
- hava aracı
- hava aralığı
- hava atışı
- hava basıncı
- hava bilgisi
- hava birliği
- hava boşaltma makinesi
- hava boşluğu
- havacıva
- hava cıva
- hava çekici
- hava değişimi
- hava deliği
- hava durumu
- hava düzenleyicisi
- hava gazı
- hava gemisi
- hava haritası
- hava hukuku
- hava indirme
- hava kanalı
- hava kapağı
- hava kazması
- hava kesesi
- hava köprüsü
- hava kuvvetleri
- hava küre
- havalimanı
- hava meydanı
- hava mili
- hava muhalefeti
- hava musluğu
- hava oyunu
- hava parası
- hava raporu
- hava sahası
- hava süzgeci
- hava şartları
- hava tahmini
- hava taşı
- hava taşıtı
- hava tebdili
- hava ulaşımı
- hava üssü
- hava yastığı
- hava yastıklı
- hava yolu
- hava yuvarı
- abuhava
- açık hava
- ağır hava
- basınçlı hava
- kapalı hava
- kesik hava
- kırık hava
- kuru hava
- limoni hava
- soğuk hava deposu
- tebdilihava
- uzun hava
- ağzı havada
- başı havada
- burnu havada
- bar havası
- bayram havası
- bozum havası
- dağ havası
- gelin havası
- göbek havası
- kasap havası
- kaşık havası
- matem havası
- memleket havası
- oyun havası
- yayla havası
- zeybek havası
Hava Gazı
TDK, Türk Dil Kurumu
1. isim Maden kömüründen çıkarılan, yakılarak ışık ya da ısı sağlanan gaz
"Her tarafa borular döşetti. Hava gazı, su, elektrik getirtti." - H. Taner
2. argo Boş söz
3. argo Önemsiz şey
Birleşik Sözler
- hava gazı beki
- hava gazı fırını
- hava gazı sayacı
Kapalı Hava
TDK, Türk Dil Kurumu
a. Bulutlu hava.
TDK, Türk Dil Kurumu
a. Bulutlu hava.
Hava Boşluğu
Troposferde yoğunluğu azca olan havayla dolu bölüm. Yüzey şekilleri ve meteorolojik koşullar sebebiyle düşey hava akımlarının bulunmuş olduğu bölgelerde hava boşluğundan söz edilir. Bu şekilde bir bölgede uçaklar aniden yere düşüyormuş şeklinde düşey kuvvetlerin tesirinde bırakılırlar.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Troposferde yoğunluğu azca olan havayla dolu bölüm. Yüzey şekilleri ve meteorolojik koşullar sebebiyle düşey hava akımlarının bulunmuş olduğu bölgelerde hava boşluğundan söz edilir. Bu şekilde bir bölgede uçaklar aniden yere düşüyormuş şeklinde düşey kuvvetlerin tesirinde bırakılırlar.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Hava Boşluğu
TDK, Türk Dil Kurumu
a. fiz. Yeryüzündeki engebelerin havada doğurduğu yoğunluk farkları.
TDK, Türk Dil Kurumu
a. fiz. Yeryüzündeki engebelerin havada doğurduğu yoğunluk farkları.
Hava
- (Hevâ) Hava. Dünyayı çeviren atmosfer. Cevv. Yer ile gök arası.
- Hafifçe yel.
- Bir binanın üstüne kat çıkma hakkı.
- Bir yerin hâli ve sağlık bakımından durumu.
- Müzikte ezgili ses, sadâ.
- Dünya atmosferini oluşturan gaz karışımı.
hava ingilizcesi
1. air, atmosphere.
2. weather.
3. climate.
4. the sky.
5. law air rights.
6. wind, breeze.
7. melody, tune, air.
8. mus. pitch of a note.
9. one´s pleasure, whim; mood, humor, state of mind.
10. atmosphere, prevailing emotional state.
11. style, style of expression.
12. environment, social environment.
13. nothing, bosh.
14. airs, affectation.
-dan
1. free, for nothing, without any effort, as a windfall, out of the blue.
2. empty, worthless.
-ya
1. upward, up.
2. uselessly, to no avail, in vain.
- açmak/açýlmak for the sky to clear.
- akýmý draft, draught, current of air in an enclosed space.
- akýný air raid, air attack.
- almak
1. to breathe fresh air.
2. to absorb air, take in air. 3
. slang to end up getting nothing, go home empty-handed.
- atýþý basketball jump ball.
- atmak slang
1. to put on airs.
2. to speak claptrap.
- basýncý atmospheric pressure.
- basmak
1. /a/ to blow up, inflate.
2. slang to give oneself airs, blow oneself up.
3. slang to speak claptrap.
- boþaltma makinesi vacuum pump.
- boþluðu
1. air pocket, air hole, downdraft (as felt in an airplane).
2. air shaft, air well (in a building).
- bozmak for the weather to turn stormy or rainy.
-yý bozmak to dampen the spirits of a group.
- bulanmak for the weather to turn rainy.
-sýný bulmak to begin to feel happy, get into a good mood.
- cereyaný draft, draught, current of air in an enclosed space.
- çarpmak /ý/ for the wind or weather to affect (someone), cause (someone) discomfort.
- çekici pneumatic hammer, air hammer.
- deðiþimi
1. change of air, moving to another climate for medical reasons.
2. change in the weather; climatic change.
- deðiþtirmek to move to another climate for medical reasons.
- deliði
1. ventilation hole.
2. ventilation conduit (in a building).
- durumu weather conditions.
- düzenleyicisi air conditioner.
- filosu air fleet.
- freni air brake, pneumatic brake.
- geçirmez airtight, airproof, hermetically sealed.
- gemisi airship, dirigible.
-ya gitmek to be in vain, be wasted.
-nýn gözü yaþlý olmak to threaten rain.
- haznesi mech. air chamber. (birine bakılırsa)
- hoþ olmak (for something) not to matter (to someone).
- hukuku air law.
- iyi/kötü esmek for things to be going well/badly.
- kabarcýðý air bubble, bubble.
- kaçýrmak to lose air.
-da kalmak
1. to be up too high.
2. to be up in the air, be left in suspense, not to come to a conclusion.
3. to be left unsupported or unproved.
- kanalý air conduit.
- kapaðý air valve.
- kapanmak for the sky to be overcast.
- kararmak
1. for night to fall; to get dark.
2. for the sky to become heavily overcast, get dark.
- kesesi zool.
1. air bladder, gas bladder, swim bladder.
2. air sac (in birds and insects).
- keþfi mil. air reconnaissance.
- kýrýlmak for cold weather to break; for weather to begin to warm up.
- kirliliði/kirlenmesi air pollution.
- korsaný skyjacker, air pirate.
- köprüsü airlift.
- kuvvetleri air force.
- meydaný airfield, landing field; airport.
-sý olmak (for someone) to have a warm, attractive personality. (birinde bir kimsenin)
-sý olmak to have something about (her/him) which reminds one of (someone else), resemble (someone).
- oyunu futures, speculative trading in futures.
-ya pala/kýlýç sallamak to waste one´s energy.
- parasý
1. key money, cash payment demanded of a new renter before he takes possession.
2. money paid beyond what can be shown on a receipt.
- patlamak for a storm to break.
- payý margin of safety.
- raporu weather report.
-ya savurmak /ý/
1. to throw (something) up into the air.
2. to spend (money) foolishly, throw (money) to the winds.
- sýkmak slang to be a bore; to be a pain.
-dan sudan
1. at random, randomly, of this and that.
2. random, of a random nature.
- tahmini weather forecast.
- tahmin raporu weather report.
- tebdili change of climate (necessitated by ill health).
-ya uçmak to be blown up, be blown sky-high.
-ya uçurmak /ý/ to blow (something) up.
-sýna uymak /ýn/ to adap
1. air, atmosphere.
2. weather.
3. climate.
4. the sky.
5. law air rights.
6. wind, breeze.
7. melody, tune, air.
8. mus. pitch of a note.
9. one´s pleasure, whim; mood, humor, state of mind.
10. atmosphere, prevailing emotional state.
11. style, style of expression.
12. environment, social environment.
13. nothing, bosh.
14. airs, affectation.
-dan
1. free, for nothing, without any effort, as a windfall, out of the blue.
2. empty, worthless.
-ya
1. upward, up.
2. uselessly, to no avail, in vain.
- açmak/açýlmak for the sky to clear.
- akýmý draft, draught, current of air in an enclosed space.
- akýný air raid, air attack.
- almak
1. to breathe fresh air.
2. to absorb air, take in air. 3
. slang to end up getting nothing, go home empty-handed.
- atýþý basketball jump ball.
- atmak slang
1. to put on airs.
2. to speak claptrap.
- basýncý atmospheric pressure.
- basmak
1. /a/ to blow up, inflate.
2. slang to give oneself airs, blow oneself up.
3. slang to speak claptrap.
- boþaltma makinesi vacuum pump.
- boþluðu
1. air pocket, air hole, downdraft (as felt in an airplane).
2. air shaft, air well (in a building).
- bozmak for the weather to turn stormy or rainy.
-yý bozmak to dampen the spirits of a group.
- bulanmak for the weather to turn rainy.
-sýný bulmak to begin to feel happy, get into a good mood.
- cereyaný draft, draught, current of air in an enclosed space.
- çarpmak /ý/ for the wind or weather to affect (someone), cause (someone) discomfort.
- çekici pneumatic hammer, air hammer.
- deðiþimi
1. change of air, moving to another climate for medical reasons.
2. change in the weather; climatic change.
- deðiþtirmek to move to another climate for medical reasons.
- deliði
1. ventilation hole.
2. ventilation conduit (in a building).
- durumu weather conditions.
- düzenleyicisi air conditioner.
- filosu air fleet.
- freni air brake, pneumatic brake.
- geçirmez airtight, airproof, hermetically sealed.
- gemisi airship, dirigible.
-ya gitmek to be in vain, be wasted.
-nýn gözü yaþlý olmak to threaten rain.
- haznesi mech. air chamber. (birine bakılırsa)
- hoþ olmak (for something) not to matter (to someone).
- hukuku air law.
- iyi/kötü esmek for things to be going well/badly.
- kabarcýðý air bubble, bubble.
- kaçýrmak to lose air.
-da kalmak
1. to be up too high.
2. to be up in the air, be left in suspense, not to come to a conclusion.
3. to be left unsupported or unproved.
- kanalý air conduit.
- kapaðý air valve.
- kapanmak for the sky to be overcast.
- kararmak
1. for night to fall; to get dark.
2. for the sky to become heavily overcast, get dark.
- kesesi zool.
1. air bladder, gas bladder, swim bladder.
2. air sac (in birds and insects).
- keþfi mil. air reconnaissance.
- kýrýlmak for cold weather to break; for weather to begin to warm up.
- kirliliði/kirlenmesi air pollution.
- korsaný skyjacker, air pirate.
- köprüsü airlift.
- kuvvetleri air force.
- meydaný airfield, landing field; airport.
-sý olmak (for someone) to have a warm, attractive personality. (birinde bir kimsenin)
-sý olmak to have something about (her/him) which reminds one of (someone else), resemble (someone).
- oyunu futures, speculative trading in futures.
-ya pala/kýlýç sallamak to waste one´s energy.
- parasý
1. key money, cash payment demanded of a new renter before he takes possession.
2. money paid beyond what can be shown on a receipt.
- patlamak for a storm to break.
- payý margin of safety.
- raporu weather report.
-ya savurmak /ý/
1. to throw (something) up into the air.
2. to spend (money) foolishly, throw (money) to the winds.
- sýkmak slang to be a bore; to be a pain.
-dan sudan
1. at random, randomly, of this and that.
2. random, of a random nature.
- tahmini weather forecast.
- tahmin raporu weather report.
- tebdili change of climate (necessitated by ill health).
-ya uçmak to be blown up, be blown sky-high.
-ya uçurmak /ý/ to blow (something) up.
-sýna uymak /ýn/ to adap
Hava durumu nedir?
Uzun hava nedir?
Kırık hava nedir, kırık hava hakkında bilgi verir misiniz?
YORUMLAR