Güneş Sistemi'nin En Büyük Uydusu Ganymede 400 yıl önce Galileo'nun keşfettiği Güneş Sistemi'nin en büyük uydusunun har...
Güneş Sistemi'nin En Büyük Uydusu Ganymede
400 yıl önce Galileo'nun keşfettiği Güneş Sistemi'nin en büyük uydusunun haritası elde edildi. Jüpiter'in Ganymede uydusuna yönelik çalışmayla uydunun buzlu yüzeyinin jeolojik haritasına ulaşıldı. Bunun için Gezgin (Voyager) ve Galileo uzay araçlarının verileri kullanıldı. Daha önce benzer haritalama çalışması Dünya'nın uydusu Ay ve Jüpiter'in uyduları Io ve Callisto için yapılmıştı.
John Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuarı'ndan çalışma ekibinin lideri Wes Petterson: “Ganymede yüzeyinin haritalama çalışması ile uydunun oluşumu ve evrimi gibi bilimsel sorular yanıtlanabilir†diyor. Ganymede Ocak 1610 yılında keşfedilmesinden bu yana Dünya'daki teleskoplarla ve Jüpiter yakınına gönderilen uzay araçlarıyla da dikkatle izlenmiştir. Bu çalışmalar yüzeydeki iki farklı arazi tipini ortaya koyuyor. Bunlardan biri buzlu yüzeylerdeki karanlık görülen yaşlı kraterleri betimlerken daha parlak olan kısımlar genç kraterleri ya da oluk ve sırtları gösteriyor.
5262 kilometre çapındaki Ganymede bu haliyle Merkür gezegeninden ve Plüton cüce gezegeninden daha büyüktür. Ayrıca Güneş Sistemi'nde manyetik alanı olduğu bilinen tek uydudur. Yüzeyin jeolojik haritası uydunun geçmişte geçirdiği aşamaları ve Güneş Sistemi'nin geçmişiyle ilgili ipuçları sunuyor. Norton Wheaton Koleji'nden Geoffrey Collins: “Ganymede yüzeyindeki ayrıntılar uydunun diğer uydularla olan dinamik etkileşimini ve yüzeyine çarpan çeşitli büyüklükteki cisimlerin özellikleriyle ilgili rekor denebilecek kadar çok sayıda kanıt sunuyor†diyor.
Kaynak: (12 Şubat 2014)
400 yıl önce Galileo'nun keşfettiği Güneş Sistemi'nin en büyük uydusunun haritası elde edildi. Jüpiter'in Ganymede uydusuna yönelik çalışmayla uydunun buzlu yüzeyinin jeolojik haritasına ulaşıldı. Bunun için Gezgin (Voyager) ve Galileo uzay araçlarının verileri kullanıldı. Daha önce benzer haritalama çalışması Dünya'nın uydusu Ay ve Jüpiter'in uyduları Io ve Callisto için yapılmıştı.
John Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuarı'ndan çalışma ekibinin lideri Wes Petterson: “Ganymede yüzeyinin haritalama çalışması ile uydunun oluşumu ve evrimi gibi bilimsel sorular yanıtlanabilir†diyor. Ganymede Ocak 1610 yılında keşfedilmesinden bu yana Dünya'daki teleskoplarla ve Jüpiter yakınına gönderilen uzay araçlarıyla da dikkatle izlenmiştir. Bu çalışmalar yüzeydeki iki farklı arazi tipini ortaya koyuyor. Bunlardan biri buzlu yüzeylerdeki karanlık görülen yaşlı kraterleri betimlerken daha parlak olan kısımlar genç kraterleri ya da oluk ve sırtları gösteriyor.
5262 kilometre çapındaki Ganymede bu haliyle Merkür gezegeninden ve Plüton cüce gezegeninden daha büyüktür. Ayrıca Güneş Sistemi'nde manyetik alanı olduğu bilinen tek uydudur. Yüzeyin jeolojik haritası uydunun geçmişte geçirdiği aşamaları ve Güneş Sistemi'nin geçmişiyle ilgili ipuçları sunuyor. Norton Wheaton Koleji'nden Geoffrey Collins: “Ganymede yüzeyindeki ayrıntılar uydunun diğer uydularla olan dinamik etkileşimini ve yüzeyine çarpan çeşitli büyüklükteki cisimlerin özellikleriyle ilgili rekor denebilecek kadar çok sayıda kanıt sunuyor†diyor.
Kaynak: (12 Şubat 2014)
Halkası ve uydusu olan gezegenler ile halkası ve uydusu olmayan gezegenler nelerdir?
Uzayda Okyanus Olduğu Tezi Güçleniyor
Güneş sisteminin en büyük uydusu olan Ganymede'in buzla kaplı yüzeyinin altında büyük bir okyanus olabileceğine dair yeni bulgular ortaya çıktı.
Yeni veriler, Jupiter'in uydusunun üzerindeki ışıkların "dansını" inceleyen Hubble Uzay Teleskobu'ndan geldi.Okyanusun varlığının, canlı türlerinin de varlığı olasılığı nedeniyle Ganymede'e ilgiyi artırabileceği belirtiliyor. Avrupa Uzay Ajansı, 2030'lı yıllarda Juice adlı keşif aracını Merkür gezegeninden bile büyük olan Ganymede'in yörüngesine oturtacak. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'nın Galileo uzay aracı 2000'li yıllarda, 5300 kilometre genişliğindeki bu uyduda gizli bir deniz olabileceğine işaret eden veriler göndermişti.
Hubble'dan gelen yeni veriler, bu kanıyı güçlendiriyor.Ganymede'i büyüklüğü dışında diğer uydulardan ayıran en önemli özelliği kendi manyetik alanı olması.Hubble bu manyetik alanın uzay parçacıklarını kendisine çekerek ve harekete geçirerek, uydunun kuzey ve güney kutuplarında nasıl kızılötesi ışık dalgaları oluşturduğunu inceledi.
Ancak uyduya özgü bu manyetik alan Jüpiter'in manyetik alanı ile içiçe geçmiş durumda ve aurora (ışıma) gidip geliyor.Bilim insanları bu gidip gelme ile ilgili beklentilerini Hubble'dan alınan veriler ile karşılaştırdı. Uzmanlara göre arada görülen farkın en iyi açıklaması, uydunun derinlerinde tuzlu bir okyanus olması. Bunun nedeni Jüpiter'in manyetik alanının tuzlu suda ikincil bir manyetik alan oluşturması ve bunun büyük gezegenin etkisini dengelemeye çalışması.
Araştırmaya öncülük eden, Almanya'daki Köln üniversitesi'nden Joachim Saur'a göre 'okyanus 330 kilometreden daha derin olamaz. Daha büyük bir derinlik, bu verileri açıklamaz. Veriler 100 kilometre derinliğinde ve litrede beş gram tuz içeren bir okyanusun varlığına işaret ediyor. Ancak bu 10 kilometrelik, ama 10 kat daha fazla tuz içeren bir okyanus da olabilir.'
Kaynak: BBC (13 Mart 2015)
Güneş sisteminin en büyük uydusu olan Ganymede'in buzla kaplı yüzeyinin altında büyük bir okyanus olabileceğine dair yeni bulgular ortaya çıktı.
Yeni veriler, Jupiter'in uydusunun üzerindeki ışıkların "dansını" inceleyen Hubble Uzay Teleskobu'ndan geldi.Okyanusun varlığının, canlı türlerinin de varlığı olasılığı nedeniyle Ganymede'e ilgiyi artırabileceği belirtiliyor. Avrupa Uzay Ajansı, 2030'lı yıllarda Juice adlı keşif aracını Merkür gezegeninden bile büyük olan Ganymede'in yörüngesine oturtacak. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'nın Galileo uzay aracı 2000'li yıllarda, 5300 kilometre genişliğindeki bu uyduda gizli bir deniz olabileceğine işaret eden veriler göndermişti.
Hubble'dan gelen yeni veriler, bu kanıyı güçlendiriyor.Ganymede'i büyüklüğü dışında diğer uydulardan ayıran en önemli özelliği kendi manyetik alanı olması.Hubble bu manyetik alanın uzay parçacıklarını kendisine çekerek ve harekete geçirerek, uydunun kuzey ve güney kutuplarında nasıl kızılötesi ışık dalgaları oluşturduğunu inceledi.
Ancak uyduya özgü bu manyetik alan Jüpiter'in manyetik alanı ile içiçe geçmiş durumda ve aurora (ışıma) gidip geliyor.Bilim insanları bu gidip gelme ile ilgili beklentilerini Hubble'dan alınan veriler ile karşılaştırdı. Uzmanlara göre arada görülen farkın en iyi açıklaması, uydunun derinlerinde tuzlu bir okyanus olması. Bunun nedeni Jüpiter'in manyetik alanının tuzlu suda ikincil bir manyetik alan oluşturması ve bunun büyük gezegenin etkisini dengelemeye çalışması.
Araştırmaya öncülük eden, Almanya'daki Köln üniversitesi'nden Joachim Saur'a göre 'okyanus 330 kilometreden daha derin olamaz. Daha büyük bir derinlik, bu verileri açıklamaz. Veriler 100 kilometre derinliğinde ve litrede beş gram tuz içeren bir okyanusun varlığına işaret ediyor. Ancak bu 10 kilometrelik, ama 10 kat daha fazla tuz içeren bir okyanus da olabilir.'
Kaynak: BBC (13 Mart 2015)
YORUMLAR