KABİLİYET , -ti a. (ar. kabil ve -iyyet'ten Ifabiliyyef). 1. Bir kimsede bir şey yaparken kendini gösteren hususi eğilim, yatkın...
KABİLİYET, -ti a. (ar. kabil ve -iyyet'ten Ifabiliyyef).
1. Bir kimsede bir şey yaparken kendini gösteren hususi eğilim, yatkınlık; beceri: Müziğe, matematiğe kabiliyeti olmak.
2. Bir kimsenin herhangi bir alanda gösterdiği güç: Anlama kabiliyeti.
3. Yetenekli kimse; beceri: O, gerçek bir kabiliyettir. Genç kabiliyetlere fırsat tanımak.
4. Herhangi bir organın işlevini yerine getirme gücü; beceri, hassa: Görme kabiliyetini yitirmek, işletme kabiliyeti kuvvetli değil.
5. Esk. Olabilirlik.
—Esk. Kabiliyet-i harbiye, harp kabiliyeti. Kabiliyet-i icraiye, uygulama kapasitesi. Kabiliyet-i istiabiye, bir geminin alabileceği yük sınırı. Kabiliyet-i telkin, inandırma gücü.
—Esk. fels. Kabiliyet-i ahz, alabilme kabiliyeti. Kabiliyet-i aksiye, değiştirilme, çevrilme olanağı.
—Esk. fiz. Kabiliyet-i incirar, haddeden geçip tel haline gelebilme özelliği. Kabiliyet-i inhina, kıvrılma, eğilebilirle özelliği. || Kabiliyet-i inkısam, parçalara ayrılabilme, bölünebilme özelliği. Kabiliyet-i tatarruk, madenlerin ezilerek levha haline gelebilme özelliği.
—Esk. kim. Kabiliyet i inhilaliye, çözülebilme, eriyebilme özelliği.
—Esk. mat. Kabiliyet-i bölme, BÖLüNEBİLİRLİK'in eşanlamlısı.
—Esk. ruhbil. Kabiliyet-i taharrüş, duyarlılık. || teheyyüc, acele heyecanlanma özelliği.
1. Bir kimsede bir şey yaparken kendini gösteren hususi eğilim, yatkınlık; beceri: Müziğe, matematiğe kabiliyeti olmak.
2. Bir kimsenin herhangi bir alanda gösterdiği güç: Anlama kabiliyeti.
3. Yetenekli kimse; beceri: O, gerçek bir kabiliyettir. Genç kabiliyetlere fırsat tanımak.
4. Herhangi bir organın işlevini yerine getirme gücü; beceri, hassa: Görme kabiliyetini yitirmek, işletme kabiliyeti kuvvetli değil.
5. Esk. Olabilirlik.
—Esk. Kabiliyet-i harbiye, harp kabiliyeti. Kabiliyet-i icraiye, uygulama kapasitesi. Kabiliyet-i istiabiye, bir geminin alabileceği yük sınırı. Kabiliyet-i telkin, inandırma gücü.
—Esk. fels. Kabiliyet-i ahz, alabilme kabiliyeti. Kabiliyet-i aksiye, değiştirilme, çevrilme olanağı.
—Esk. fiz. Kabiliyet-i incirar, haddeden geçip tel haline gelebilme özelliği. Kabiliyet-i inhina, kıvrılma, eğilebilirle özelliği. || Kabiliyet-i inkısam, parçalara ayrılabilme, bölünebilme özelliği. Kabiliyet-i tatarruk, madenlerin ezilerek levha haline gelebilme özelliği.
—Esk. kim. Kabiliyet i inhilaliye, çözülebilme, eriyebilme özelliği.
—Esk. mat. Kabiliyet-i bölme, BÖLüNEBİLİRLİK'in eşanlamlısı.
—Esk. ruhbil. Kabiliyet-i taharrüş, duyarlılık. || teheyyüc, acele heyecanlanma özelliği.
Kaynak: Büyük Larousse
kabiliyet
isim (ka:biliyet) Arapça
"Sizde şu şişeyi boşaltma kabiliyeti var ise ne âlâ!"- S. F. Abasıyanık.
isim (ka:biliyet) Arapça
- Kabiliyet:
"Sizde şu şişeyi boşaltma kabiliyeti var ise ne âlâ!"- S. F. Abasıyanık.
kabiliyet ingilizcesi
- ability, capability, aptitude, competence
YORUMLAR