KADİR, -dri a. (ar. kudretten kadr). 1. Kıymet, kıymet. 2. Gökbil. Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunmuş olduğu basamak. 3. Esk...
KADİR, -dri a. (ar. kudretten kadr).
1. Kıymet, kıymet.
2. Gökbil. Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunmuş olduğu basamak.
3. Esk. Onur, onur, özsevi.
4. Esk. Aşama, aşama.
5. Kadir gecesi ya da Leylei kadir - KADİR GECESİ. || Kadir gecesi dünyaya gelen - ANASl KADİR GECESİ DOĞURMUŞ. || (Bir kimsenin, bir şeyin) kadrini bilmek, bir kimsenin yaptıklarını takdir etmek, ona kıymet vermek: O denli çalıştım, fakat kadrimi bilmediler; bir şeyin kıymetini idrak etmek: Bu işin kadrini bil, iyi çalış.
—Esk. Kadr-aşina, kadr-dan, değerbilir. || Kadr-bahş, kıymet veren. || Kadr-şinas -KADİRŞİNAS. || Kadr û kıymet, saygınlık ve kıymet: "Beni tedriç ile kem tutmanız yakut olan taşdan / Boyandıkça ciğer kaniyle kadr û kıymetim artar" (Fuzuli, XVI. yy.).
—Esk. gökbil. Kadr-i evvel, parlaklık derecesi 1 olan yıldız için kulanılır. || Kadr-i sani, parlaklık derecesi 2 olan yıldız için kullanılır.
—isi. huk. Kadr-i maruf, ortalama, geleneklere gore kâfi ve yeter bir miktar. (Mesela koca, karısına kadri maruf bir nafaka veriyor dendiğinde, gelirine uygun, kafi oranda bir nafaka ödediği anlaşılır.)
—Kur. tar. Kadir alayı, Kadir gecesi padişahın saraydan çıkıp, namaz kılmak için camiye gitmesi esnasında oluşturulan alayın adı. (Tarih-i Atâ'da verilen bilgilere gore Kadir gecesi, sarayda iftar eden padişah, nöbetçilerin ve saray görevlilerinin eşliğinde Ayasofya camisi'ne yürüyerek gider, namazını kıldıktan sonrasında, gene aynı şekilde saraya dönerdi. Bu gidiş ve gelişte alayın önünde 40 fener yer aldıktan başka, padişahın geçeceği yollar da meşalelerle aydınlatırdı.)
KADİR sıf. (ar. kudretten kadir).
1. (Bir şeye) kadir, bir şeyi halletmeye gücü yeten; kuvvetli, güçlü.
2. “Her şeye gücü yeten" anlamında Tanrı'ın sıfatı.
3. Kadir olmak, gücü olmak, gücü yetmek,
—isi. Kadir-i mutlak, gerçek ve en üstün güç sahibi olan, her şey kendi gücüne bağlı olan; Tanrı.
KADİR a. Gökbil.
1. Bir gökcisminin görünen ya da mutlak parlaklığını bllirten sayı.
2. Fotoelektrik kadir, bir fotoelektrik ışıkölçerle yapılmış gözlemlerle elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti. || Fotogörsel kadir, duyarlılık alanı gözünkine eşdeğer olan bir fotoğraf plakası üstünde yapılmış gözlemlerle elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti. || Fotoğrafik kadir, olağan (ortokromatik) bir fotoğraf plakası üstünde yapılmış gözlemlerle elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti. || Görsel kadir, bir ışıkölçerle yapılmış görsel gözlemlerle elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti. || Görünen kadir, bir gökcisminin yıldızlararası maddenin soğurması düzeltilmeden, kullanılan alıcının duyarlılık alanına bağlı dolaysız gözlemle elde edilmiş kadirinin kıymeti. (Bk. ansikl. böl.) || Mutlak kadir, bir gökcisminin, 10 parseklik (ortalama 32,6 ly) standart uzaklığa ulaştığında göstereceği kadirinin kıymeti. (Bk. ansikl. böl.) || Radyometrik kadir, kızıl ve kızılaltı ışınımlar dahil, tayfın tüm ışınımlarına duyarlı bir aygıtla, Yer atmosferinin ve aynanın yansıtma gücünün tesirini düzeltmeden elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti.
1. Kıymet, kıymet.
2. Gökbil. Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunmuş olduğu basamak.
3. Esk. Onur, onur, özsevi.
4. Esk. Aşama, aşama.
5. Kadir gecesi ya da Leylei kadir - KADİR GECESİ. || Kadir gecesi dünyaya gelen - ANASl KADİR GECESİ DOĞURMUŞ. || (Bir kimsenin, bir şeyin) kadrini bilmek, bir kimsenin yaptıklarını takdir etmek, ona kıymet vermek: O denli çalıştım, fakat kadrimi bilmediler; bir şeyin kıymetini idrak etmek: Bu işin kadrini bil, iyi çalış.
—Esk. Kadr-aşina, kadr-dan, değerbilir. || Kadr-bahş, kıymet veren. || Kadr-şinas -KADİRŞİNAS. || Kadr û kıymet, saygınlık ve kıymet: "Beni tedriç ile kem tutmanız yakut olan taşdan / Boyandıkça ciğer kaniyle kadr û kıymetim artar" (Fuzuli, XVI. yy.).
—Esk. gökbil. Kadr-i evvel, parlaklık derecesi 1 olan yıldız için kulanılır. || Kadr-i sani, parlaklık derecesi 2 olan yıldız için kullanılır.
—isi. huk. Kadr-i maruf, ortalama, geleneklere gore kâfi ve yeter bir miktar. (Mesela koca, karısına kadri maruf bir nafaka veriyor dendiğinde, gelirine uygun, kafi oranda bir nafaka ödediği anlaşılır.)
—Kur. tar. Kadir alayı, Kadir gecesi padişahın saraydan çıkıp, namaz kılmak için camiye gitmesi esnasında oluşturulan alayın adı. (Tarih-i Atâ'da verilen bilgilere gore Kadir gecesi, sarayda iftar eden padişah, nöbetçilerin ve saray görevlilerinin eşliğinde Ayasofya camisi'ne yürüyerek gider, namazını kıldıktan sonrasında, gene aynı şekilde saraya dönerdi. Bu gidiş ve gelişte alayın önünde 40 fener yer aldıktan başka, padişahın geçeceği yollar da meşalelerle aydınlatırdı.)
KADİR sıf. (ar. kudretten kadir).
1. (Bir şeye) kadir, bir şeyi halletmeye gücü yeten; kuvvetli, güçlü.
2. “Her şeye gücü yeten" anlamında Tanrı'ın sıfatı.
3. Kadir olmak, gücü olmak, gücü yetmek,
—isi. Kadir-i mutlak, gerçek ve en üstün güç sahibi olan, her şey kendi gücüne bağlı olan; Tanrı.
KADİR a. Gökbil.
1. Bir gökcisminin görünen ya da mutlak parlaklığını bllirten sayı.
2. Fotoelektrik kadir, bir fotoelektrik ışıkölçerle yapılmış gözlemlerle elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti. || Fotogörsel kadir, duyarlılık alanı gözünkine eşdeğer olan bir fotoğraf plakası üstünde yapılmış gözlemlerle elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti. || Fotoğrafik kadir, olağan (ortokromatik) bir fotoğraf plakası üstünde yapılmış gözlemlerle elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti. || Görsel kadir, bir ışıkölçerle yapılmış görsel gözlemlerle elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti. || Görünen kadir, bir gökcisminin yıldızlararası maddenin soğurması düzeltilmeden, kullanılan alıcının duyarlılık alanına bağlı dolaysız gözlemle elde edilmiş kadirinin kıymeti. (Bk. ansikl. böl.) || Mutlak kadir, bir gökcisminin, 10 parseklik (ortalama 32,6 ly) standart uzaklığa ulaştığında göstereceği kadirinin kıymeti. (Bk. ansikl. böl.) || Radyometrik kadir, kızıl ve kızılaltı ışınımlar dahil, tayfın tüm ışınımlarına duyarlı bir aygıtla, Yer atmosferinin ve aynanın yansıtma gücünün tesirini düzeltmeden elde edilmiş görünen ya da mutlak kadirin kıymeti.
Kaynak: Büyük Larousse
Kadir İnanır
A. Kadir
Kadir Çöpdemir
YORUMLAR