kalkan (.I) isim 1 . Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık. 2 . Cemiyet vakalarında güvenlik görevl...
kalkan (.I)
isim
1 .Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık.
2 .Cemiyet vakalarında güvenlik görevlilerinin çeşitli hücum araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, hususi olarak yapılmış korumalık.
3 .mecaz Koruyucu:
"Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba."- Y. Z. Ortaç.
Birleşik Sözler
- kalkan bezi
kalkan (.II)
isim, hayvan bilimi
Birleşik Sözler
- kalkan balığı
- kalkan böcekleri
- çivisiz kalkan
Kılıç Kalkan Oyunu ve Zamanı
Aysun Özbek-Kalkan
Rüyada Kalkan Balığı Görmek
Kalkan
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Eskiden savaşçıların kullandığı bir korunma aracı. Bu korunmalık, çok kalınca deriden ya da sert metalden yapılır; yassı, dört köşe, çoğunlukla da tekerlek biçiminde olurdu. Günümüzde değişik malzemelerden yapılmış benzerleri polislerce kullanılmaktadır.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Eskiden savaşçıların kullandığı bir korunma aracı. Bu korunmalık, çok kalınca deriden ya da sert metalden yapılır; yassı, dört köşe, çoğunlukla da tekerlek biçiminde olurdu. Günümüzde değişik malzemelerden yapılmış benzerleri polislerce kullanılmaktadır.
Kalkan nedir?
Savaşlarda yakıcı silahların kullanılmaya başlanmasından ilkin, savaşçıların ok, mızrak, kılıç, topuz, gürz darbelerinden kendilerini korumak için kullandıkları alet. Çoğu zaman dirkdörtgen, yuvarlak ve oval biçiminde olan kalkanların üst kısımları çeşitli süslemelerle bezenirdi. Kalkan yapımında çeşitli madenler, gergedan ve fil derisi, jüt, kablumbağa kabuğu, kamış, ağaç kabuğu şeklinde malzemeler kullanılırdı. Eski savaşçılar, düşmanın kılıç, mızrak ve oklarından kendilerini korumak için kalkanlarını sol elleriyle tutup, sağ elleriyle de savaşırlardıkalkan
Eski Türk kalkanları yuvarlak, dikdörtgen, göbekli ya da kabarık olurdu. Türk kalkanları yapıldıkları malzemeye bakılırsa çeşitli adlar alırlardı. Sözgelişi; demir olanlara hacefe, kamış üstüne deri gerilenlere dereka ya da matrak, çelikten yuvarlak kalkanlara ise yeleb denilirdi, bu cinsin kabarık olanları kubbeli olarak anılırdı.
Topların yapılıp cenk alanlarında kullanılmasından sonrasında başındaki personelin zarar görmemesi için meydana getirilen sağlam siperlere de kalkan adı verildi. Günümüzdeki klasik toplarda, top mürettebatının, atılan top, roket ve öteki tabanca mermilerinden zarar görmemesi için kalkanlar kullanılmaktadır.
Kalkan kelimesi askeri manasından başka, öteki ilim dallarında çeşitli manalarda kullanılmaktadır. Astronomide ısı kalkanı, uydunun atmosfere girerken ısı etkisinden korumak için kullanılan elemandır. İnşaata kalkan duvarı, çatıların eğik yüzlerini desteklemek gayesiyle yapılmış mimari eleman. Denizcilikte ise, gemilerde baştan gelen dalgaların güverteye girmesini engellemiş olan kısım manalarında kullanılmaktadır.
Sözlükte "kalkan" ne demek?
1. Oktan ya da kılıçtan korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık.
2. Koruyucu.
3. Yanyüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme denilen bazı sert çıkıntılarla örtülü, beyaz etli balık (rhombus maximus).
Kalkan kelimesinin ingilizcesi
[Kalkan] adj. outgoing
n. shield, turbot, aegis [Brit.], egis, buckler, mantlet, splasher
KALKAN a.
1. Atışlardan ya da darbelerden korunmak için kolda taşınan bireysel müdafa silahı. (Bk. ansikl. böl. Sil.)
2. Korunma, müdafa aracı: Kirpinin tek kalkanı dikenleridir.
—Ask. denize. Cenk gemilerindeki ufak çaplı topların önüne, top nişancılarını korumak için yerleştirilmiş çelik siperlik.
—-Böcbil. Böceklerde toraksın orta sırt parçası. (Eşanl. SKUTELLUM.)
—Denize. Fırtınalı havalarda pruvadan gemiye giren dalgaların güverteye yayılmasını önleyen sac engel; kalkana çarpan dalga omuzluklardan denize dökülür.
—Esk. sil. Kalkan eteği, kalkan göbeğini çevreleyen, metal, kumaş ya da söğüt dalından yapılmış enli bölüm. || Kalkan göbeği, kalkanın ortasında, kılıç darbelerini, atılan okları karşılayan, metalden yapılmış (demir, bakır) bombeli parça. || Kalkan kayışı ve kalkan tokası, kalkanın kola geçirilerek taşınmasını elde eden kayış ve metal toka. || Kalkan tepeliği, kalkan göbeğinin ortasında yer edinen topuz biçimindeki küresel parça. || Demir kalkan, daire biçiminde, üstü motiflerle zenginleştirilmiş, demirden yapılmış kalkan. |) Deri kalkan, çeşitli hayvanların derilerinden ve bağalarından yapılmış kalkan. || Söğüt kalkan, kalkan göbeği demirden, eteği ipek iplik sarılmış ve iğneyle işlenmiş söğüt dalından yapılmış kalkan. || Tombaktı kalkan, XVI. yy.'dan başlayarak türk maden sanatında kullanılmaya başlanan tombak tekniğiyle yapılmış osmanlı kalkanlarına verilen ad. || Merasim kalkanı, kumaşla kaplanmış, metal parçalarla süslenmiş ve güçlendirilmiş, yalnızca törenlerde kullanılan kajkan. (Kumaş kalkan da denir.)
—inş. Bir yapı duvarının, çatı makaslarına koşut olan ve dam sağrılarını taşıyan, üstü çoğu zaman üçgen biçimindeki üst kısmı. || Kalkan duvarı, bir yapının, üstünde mühim açıtlar .bulugmayan ve üst kısmı çatı arasının biçimini alan yan yüzü. (Bk. ansikl. böl.) || Kalkan duvarı saçağı, bir çatıda, kalkan duvarını örten dam yüzünün kenarı (taşkın olabilir ya da olmayabilir.) || Kademeli kalkan duvarı, eğik kenarları basamak biçiminde yükselen kalkan duvarı. || Kavisli kalktı duvarı, eğik kenarları içbükey ve dışbükey çizgilerden oluşan kalkan duvarı (barok mimarlık).
—itfaiye, itfaiyecinin miğferine eklenebilen ve yüzünü ısıdan ve alevlerden korumaya yarayan delikli maske. || Bir ormandan geçen bir demiryolu süresince, yangın tehlikesine karşı oluşturulan bölge. || Alev kalkanı, belli bir süre için, yangında çıkan ısının yayılmasını önleyen düzenek.
—Mad. oc. ilerleme kalkanı, toprak kayması görülen arazilerde tünel ya da kuyu kazılırken toprak işlerinin (kimi süre tahkimat ve kaplama) kolay ilerlemesini elde eden ve tümü ya da bir kısmı metal bir
yapıdan oluşan korunma sistemi. (Bk. ansikl. böl.)
—Nük. müh. Bir nükleer reaktörü çevreleyen koruyucu zırh.
—Sil. Mermi parçalarına karşı mürettebatı ve nişan aygıtlarını korumak amacıyla, bazı tank toplarının üstüne ve eski sahra toplarının kundağı (75'liğin 1897 modeli şeklinde) üstüne yerleştirilen madeni zırh levha. || Siper llkanı, Birinci Dünya savaşı esnasında, bir siper mazgalı arkasında bulunan gözcüyü korumaya yarar madeni zırh levhaya verilen ad. || Kabartmalı kalkan, ortasında bir tümsek bulunan kalkan. (Bk. ansikl. böl.)
—Uz. havc. Isıl ya da termik kalkan, tekrardan kullanılabilir nitelikteki bir uzay aracının atmosfere girmesi esnasında aşırı ısınmasını önlemek için kullanılan yapı öğesi. (Aracın ön tarafına yerleştirilen ısıl kalkan havanın çeperlere sürtünmesi sonucunda açığa çıkan ısının büyük bölümünü ışınımla çevreye yayacak ve yüzden süblimleşmeyle soğuracak şekilde tasarlanmıştır.)
—Yerbil. Bir kalkanın biçimini çağrıştıran ve birbirine yakın birçok bacadan çıkan volkanik ürünlerin kaynaşmasıyla oluşan volkanik yapı. ||Katılaşmış, düzleşmiş ve masamsı biçimini değiştirmemiş dizilerle örtülü cambriaöncesi sıradağlara karşılık gelen kıta ebatlarına yakın ölçekte kraton alanı.
—ANSİKL. inş. Kalkan duvarları mahya kirişlerini taşır ve bir çok kez bacalar bu duvarlara yaslanır ya da içinden geçer. Bir kalkan duvarı bitişik iki yapının ortak duvarıysa, iki çatı içinde bir iç duvara dönüşür. Kalkan duvarları kimi süre alınlıklar şeklinde süslü yapılır.
—Mad. oc. Thames nehrinin altındaki ilk tünel inşaatı için M. i. Brunel'in bulmuş olduğu kalkan oldukça gevşek, bilhassa de sulu ya da yuvarlanmanın sık görüldüğü arazilerde sürdürülen yeraltı çalışmalarında yaygın şekilde kullanılmaya başlandı. Kalkan, açılacak tünelin çapından birazcık daha büyük çapta metal bir kabuktur; yeraltı toprak işleri ve kaplama bu kabuğun içinde yapılır. Çoğu zaman çembersel kesitli bir silindir olan kalkan üç bölümden oluşur: önde bulunan ve toprağı kazan bıçak; kalkanı ileri itecek hidrolik krikoları taşıyan sağlam bir beden ve altına vusuar isminde olan önüretimli kaplama öğelerinin yerleştirildiği etek. Ayak arını kararsız olduğunda kalkanın ön kısmı bir takviye tahkimat düzeneğiyle donatılır. Örtü altında çalışılırken, ön alan sıkıştırılmış havayla ya da çamurla tazyik altında tutulur. Emek harcama koşulları daha kolay olan arazilerde kesitin üst bölümünde kalan hafifçe kalkanlar kullanılır; bunlar, krikolarla itilen ve üç ağır kemer kalıbın üstüne oturan gergilerden oluşur. Kalkan, hareketli bir tahkimattır, fakat hem pahalıdır hem de sadece çok derin olmayan tünellerde kullanılabilir.
—Sil. Kalkan, müdafa silahlarının en eskisidir. Ağaçtan, örülmüş sazdan, deriden, madenden meydana getirilen ve çok çeşitli tür ve boyda olabilen kalkan, yürüyüşlerde bir kayışla boyuna asılır, muharebede ise sol kolda göç eder. Homeros tarafınca betimlenen Akhilleus'un kalkanı şeklinde çeşitli simgelerle süslenen-kalkan bir onur nişanıdır. Yitirilmesi yüz kızartıcı olan kalkanı, hükümdarlar hakkaniyet dağıtırken kollarında taşırlardı. Ortaçağda, kalkan piyade sınıfını olduğu şeklinde süvari sınıfını da donatırdı. Azca ya da çok oranda, oymalar, resimler ya da şövalye armalarıyla süslenen kalkanların, göğüs göğüse meydana getirilen muharebe için sivri bir ucu da olabilirdi. Plastik ya da madeni kalkanlar, günümüzde polis tarafınca taşlara ve ufak çaplı mermilere karşı korunmak amacıyla kullanılmaktadır.
Eski Türklerde kalkana kalkang deniyordu. Demir, bakır, fil ve gergedan derisi, kaplumbağa kabuğu, hasır, söğüt dalı, kamış, ip ve ağaç kabuğundan meydana getirilen kalkanların biçimleri de yuvarlak, dikdörtgen, göbekli ya da düz olurdu. Bunlar demir kalkan, deri kalkan ya da dereka, matrak, mıtrak şeklinde adlarla anılırdı. Demir ve çelikten yapılanlara yelep, bunların ortası şişkin olanlarınaysa kubbeli kalkan denirdi. OsmanlIlarda bakırdan yapılmış hafifçe (bunların bir kısmı tombaktır) ya da demir ve çelikten yapılmış ağır kalkanlar yaygındı. Ek olarak incir dalından örülüp iki tarafı deriyle kaplanmış hafifçe kalkanlar da vardı. Sultanlar ve komutanlar altın kakmalı, kıymetli taşlarla süslü, yazılı kalkanlar kullanırlardı. Topkapı sarayı müzesi ve Askeri müzede türk ve İslam kalkanlarından örnekler sergilenmektedir.
1. Atışlardan ya da darbelerden korunmak için kolda taşınan bireysel müdafa silahı. (Bk. ansikl. böl. Sil.)
2. Korunma, müdafa aracı: Kirpinin tek kalkanı dikenleridir.
—Ask. denize. Cenk gemilerindeki ufak çaplı topların önüne, top nişancılarını korumak için yerleştirilmiş çelik siperlik.
—-Böcbil. Böceklerde toraksın orta sırt parçası. (Eşanl. SKUTELLUM.)
—Denize. Fırtınalı havalarda pruvadan gemiye giren dalgaların güverteye yayılmasını önleyen sac engel; kalkana çarpan dalga omuzluklardan denize dökülür.
—Esk. sil. Kalkan eteği, kalkan göbeğini çevreleyen, metal, kumaş ya da söğüt dalından yapılmış enli bölüm. || Kalkan göbeği, kalkanın ortasında, kılıç darbelerini, atılan okları karşılayan, metalden yapılmış (demir, bakır) bombeli parça. || Kalkan kayışı ve kalkan tokası, kalkanın kola geçirilerek taşınmasını elde eden kayış ve metal toka. || Kalkan tepeliği, kalkan göbeğinin ortasında yer edinen topuz biçimindeki küresel parça. || Demir kalkan, daire biçiminde, üstü motiflerle zenginleştirilmiş, demirden yapılmış kalkan. |) Deri kalkan, çeşitli hayvanların derilerinden ve bağalarından yapılmış kalkan. || Söğüt kalkan, kalkan göbeği demirden, eteği ipek iplik sarılmış ve iğneyle işlenmiş söğüt dalından yapılmış kalkan. || Tombaktı kalkan, XVI. yy.'dan başlayarak türk maden sanatında kullanılmaya başlanan tombak tekniğiyle yapılmış osmanlı kalkanlarına verilen ad. || Merasim kalkanı, kumaşla kaplanmış, metal parçalarla süslenmiş ve güçlendirilmiş, yalnızca törenlerde kullanılan kajkan. (Kumaş kalkan da denir.)
—inş. Bir yapı duvarının, çatı makaslarına koşut olan ve dam sağrılarını taşıyan, üstü çoğu zaman üçgen biçimindeki üst kısmı. || Kalkan duvarı, bir yapının, üstünde mühim açıtlar .bulugmayan ve üst kısmı çatı arasının biçimini alan yan yüzü. (Bk. ansikl. böl.) || Kalkan duvarı saçağı, bir çatıda, kalkan duvarını örten dam yüzünün kenarı (taşkın olabilir ya da olmayabilir.) || Kademeli kalkan duvarı, eğik kenarları basamak biçiminde yükselen kalkan duvarı. || Kavisli kalktı duvarı, eğik kenarları içbükey ve dışbükey çizgilerden oluşan kalkan duvarı (barok mimarlık).
—itfaiye, itfaiyecinin miğferine eklenebilen ve yüzünü ısıdan ve alevlerden korumaya yarayan delikli maske. || Bir ormandan geçen bir demiryolu süresince, yangın tehlikesine karşı oluşturulan bölge. || Alev kalkanı, belli bir süre için, yangında çıkan ısının yayılmasını önleyen düzenek.
—Mad. oc. ilerleme kalkanı, toprak kayması görülen arazilerde tünel ya da kuyu kazılırken toprak işlerinin (kimi süre tahkimat ve kaplama) kolay ilerlemesini elde eden ve tümü ya da bir kısmı metal bir
yapıdan oluşan korunma sistemi. (Bk. ansikl. böl.)
—Nük. müh. Bir nükleer reaktörü çevreleyen koruyucu zırh.
—Sil. Mermi parçalarına karşı mürettebatı ve nişan aygıtlarını korumak amacıyla, bazı tank toplarının üstüne ve eski sahra toplarının kundağı (75'liğin 1897 modeli şeklinde) üstüne yerleştirilen madeni zırh levha. || Siper llkanı, Birinci Dünya savaşı esnasında, bir siper mazgalı arkasında bulunan gözcüyü korumaya yarar madeni zırh levhaya verilen ad. || Kabartmalı kalkan, ortasında bir tümsek bulunan kalkan. (Bk. ansikl. böl.)
—Uz. havc. Isıl ya da termik kalkan, tekrardan kullanılabilir nitelikteki bir uzay aracının atmosfere girmesi esnasında aşırı ısınmasını önlemek için kullanılan yapı öğesi. (Aracın ön tarafına yerleştirilen ısıl kalkan havanın çeperlere sürtünmesi sonucunda açığa çıkan ısının büyük bölümünü ışınımla çevreye yayacak ve yüzden süblimleşmeyle soğuracak şekilde tasarlanmıştır.)
—Yerbil. Bir kalkanın biçimini çağrıştıran ve birbirine yakın birçok bacadan çıkan volkanik ürünlerin kaynaşmasıyla oluşan volkanik yapı. ||Katılaşmış, düzleşmiş ve masamsı biçimini değiştirmemiş dizilerle örtülü cambriaöncesi sıradağlara karşılık gelen kıta ebatlarına yakın ölçekte kraton alanı.
—ANSİKL. inş. Kalkan duvarları mahya kirişlerini taşır ve bir çok kez bacalar bu duvarlara yaslanır ya da içinden geçer. Bir kalkan duvarı bitişik iki yapının ortak duvarıysa, iki çatı içinde bir iç duvara dönüşür. Kalkan duvarları kimi süre alınlıklar şeklinde süslü yapılır.
—Mad. oc. Thames nehrinin altındaki ilk tünel inşaatı için M. i. Brunel'in bulmuş olduğu kalkan oldukça gevşek, bilhassa de sulu ya da yuvarlanmanın sık görüldüğü arazilerde sürdürülen yeraltı çalışmalarında yaygın şekilde kullanılmaya başlandı. Kalkan, açılacak tünelin çapından birazcık daha büyük çapta metal bir kabuktur; yeraltı toprak işleri ve kaplama bu kabuğun içinde yapılır. Çoğu zaman çembersel kesitli bir silindir olan kalkan üç bölümden oluşur: önde bulunan ve toprağı kazan bıçak; kalkanı ileri itecek hidrolik krikoları taşıyan sağlam bir beden ve altına vusuar isminde olan önüretimli kaplama öğelerinin yerleştirildiği etek. Ayak arını kararsız olduğunda kalkanın ön kısmı bir takviye tahkimat düzeneğiyle donatılır. Örtü altında çalışılırken, ön alan sıkıştırılmış havayla ya da çamurla tazyik altında tutulur. Emek harcama koşulları daha kolay olan arazilerde kesitin üst bölümünde kalan hafifçe kalkanlar kullanılır; bunlar, krikolarla itilen ve üç ağır kemer kalıbın üstüne oturan gergilerden oluşur. Kalkan, hareketli bir tahkimattır, fakat hem pahalıdır hem de sadece çok derin olmayan tünellerde kullanılabilir.
—Sil. Kalkan, müdafa silahlarının en eskisidir. Ağaçtan, örülmüş sazdan, deriden, madenden meydana getirilen ve çok çeşitli tür ve boyda olabilen kalkan, yürüyüşlerde bir kayışla boyuna asılır, muharebede ise sol kolda göç eder. Homeros tarafınca betimlenen Akhilleus'un kalkanı şeklinde çeşitli simgelerle süslenen-kalkan bir onur nişanıdır. Yitirilmesi yüz kızartıcı olan kalkanı, hükümdarlar hakkaniyet dağıtırken kollarında taşırlardı. Ortaçağda, kalkan piyade sınıfını olduğu şeklinde süvari sınıfını da donatırdı. Azca ya da çok oranda, oymalar, resimler ya da şövalye armalarıyla süslenen kalkanların, göğüs göğüse meydana getirilen muharebe için sivri bir ucu da olabilirdi. Plastik ya da madeni kalkanlar, günümüzde polis tarafınca taşlara ve ufak çaplı mermilere karşı korunmak amacıyla kullanılmaktadır.
Eski Türklerde kalkana kalkang deniyordu. Demir, bakır, fil ve gergedan derisi, kaplumbağa kabuğu, hasır, söğüt dalı, kamış, ip ve ağaç kabuğundan meydana getirilen kalkanların biçimleri de yuvarlak, dikdörtgen, göbekli ya da düz olurdu. Bunlar demir kalkan, deri kalkan ya da dereka, matrak, mıtrak şeklinde adlarla anılırdı. Demir ve çelikten yapılanlara yelep, bunların ortası şişkin olanlarınaysa kubbeli kalkan denirdi. OsmanlIlarda bakırdan yapılmış hafifçe (bunların bir kısmı tombaktır) ya da demir ve çelikten yapılmış ağır kalkanlar yaygındı. Ek olarak incir dalından örülüp iki tarafı deriyle kaplanmış hafifçe kalkanlar da vardı. Sultanlar ve komutanlar altın kakmalı, kıymetli taşlarla süslü, yazılı kalkanlar kullanırlardı. Topkapı sarayı müzesi ve Askeri müzede türk ve İslam kalkanlarından örnekler sergilenmektedir.
Kaynak: Büyük Larousse
kalkan ingilizcesi
- shield (carried by a warrior).
Kılıç Kalkan Oyunu ve Zamanı
Aysun Özbek-Kalkan
Rüyada Kalkan Balığı Görmek
YORUMLAR