kalıp -bı isim Arapça ®¥lib 1 . Bir şeye şekil vermeye ya da eski biçimini korumaya yarayan vasıta: "İstenilen kalıplarda ...
kalıp -bı
isim Arapça ®¥lib
1 . Bir şeye şekil vermeye ya da eski biçimini korumaya yarayan vasıta:
"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir."- P. Safa.
2 . Biçki modeli, patron.
3 . ödat Çoğu zaman küp biçiminde meydana getirilen:
"Bir kalıp peynir."- .
"İki kalıp sabun."- .
4 . mecaz Heybetli görünüş:
"Kalıbına bakarsan aslan şeklinde."- .
5 . mecaz Şekil, durum:
"Belirli bir kalıba girecek insana benzemiyordu."- H. E. Adıvar.
kalıp giyim kalıp sigarası alçı kalıp basmakalıp baskı kalıbı basma kalıbı buz kalıbı pasta kalıbı silme kalıbı yüz kalıbı
Kaynak:Türk Dil Kurumu
isim Arapça ®¥lib
1 . Bir şeye şekil vermeye ya da eski biçimini korumaya yarayan vasıta:
"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir."- P. Safa.
2 . Biçki modeli, patron.
3 . ödat Çoğu zaman küp biçiminde meydana getirilen:
"Bir kalıp peynir."- .
"İki kalıp sabun."- .
4 . mecaz Heybetli görünüş:
"Kalıbına bakarsan aslan şeklinde."- .
5 . mecaz Şekil, durum:
"Belirli bir kalıba girecek insana benzemiyordu."- H. E. Adıvar.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
kalıba dökmek kalıba vurmak kalıbı değişiklik yapmak (ya da dinlendirmek) kalıbını basmak kalıbının adamı olmamak kalıp şeklinde oturmak kalıp şeklinde serilmek kalıp şeklinde uyumak kalıp kesilmek kalıptan kalıba girmek Birleşik Sözler
kalıp giyim kalıp sigarası alçı kalıp basmakalıp baskı kalıbı basma kalıbı buz kalıbı pasta kalıbı silme kalıbı yüz kalıbı
Kaynak:Türk Dil Kurumu
Hazır giyim kalıp çeşitleri nedir?
Kalıp ve Kalıplama
Kalıp Öğretmeni
Kalıp
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Aruz ölçüsünde belirli sözcüklerden, hece ölçüsünde belirli sayıda heceden oluşan tüm. Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde dizeyi oluşturan hece grupları kalıpları meydana getirir. Aruz ölçüsüyle yazılmış şiirlerin kalıpları ise belli sözcüklerdir (feilâtün, mefâilün, müstefilâtün şeklinde).
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Aruz ölçüsünde belirli sözcüklerden, hece ölçüsünde belirli sayıda heceden oluşan tüm. Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde dizeyi oluşturan hece grupları kalıpları meydana getirir. Aruz ölçüsüyle yazılmış şiirlerin kalıpları ise belli sözcüklerdir (feilâtün, mefâilün, müstefilâtün şeklinde).
KALIP a. (ar. kâleb ya da kâtib).
1. Yumuşak, sıvı ya da toz halindeki bir maddeye belirli bir biçim vermek için o maddenin içine döküldüğü oyuk nesne: Pasta kalıbı. Döküm kalıbı. (Bk. ansikl. böl. Heyke. ve Süslem. sant.)
2. Herhangi bir şeye şekil vermek ya da eski biçimini korumak için kullanılan o şeyin biçiminde, vasıta: Şapka kalıbı.
3. Bir şeye örneklik eden model, bilhassa de biçki modeli: Elbise kalıbı.
4. Dış görünüş; şekil: Sen onun kalıbına bakarsan aldanırsın.
5. Alışılmış ve bayağı düşünme, duyma, davranma vb. biçimi, kişinin zorla uydurulmak istendiği model: Kalıplar içinde yaşamak. insanları tek bir kalıba sokmaya çalışmak. Onu belli kalıplara gore yargılayamazsın.
6. Bir şeyin, ona gore belirlendiği şekil, tip, model: Şiiri, geleneksel kalıplardan kurtarmak. Okul kitapları genel olarak belli kalıplara gore yazılmıştır.
7. Esk. Hile, oyun, seviye.
8. Kalıp şeklinde, durumunu asla değiştirmeden, bozmadan: Yatağında asla dönmez, kalıp şeklinde yatar, kalıp şeklinde kalkardı. || Kalıp şeklinde oturmak, sözkonusu kıyafet vb. ise, giyenin vücuduna tam gelmek, iyi uymak: Bakın, kalıp şeklinde oturdu üstünüze. || Kalıp şeklinde serilmek, bitkinlikten boylu süresince uzanıp yatmak. || Kalıp şeklinde uyumak, sağa sola dönmeden derin bir uyku uyumak. || Kalıp kesilmek, asla kıpırdamadan olduğu şeklinde durmak. || Kalıp giyim, bir kimsenin dış görünüşü. || Kalıp sigarası, elle değil, sigara makinesiyle sarılmış sigara. || Kalıba, çekmek, koymak, vurmak, biçimi bozulmuş bir şeye şekil vermek için kalıba geçirmek: Şapkayı kalıba vurmak. || Kalıba çekmek, insanlardan söz ederken, çiftleşmek, cinsel ilişkide bulunmak (arg.). |j Kalıba dökmek, döküm yaparken ergimiş madeni kalıbın içine akıtmak. || Kalıbı giysisi yerinde, görünüşçe heybetli, üstü başı muntazam. || Kalıbı değişiklik yapmak, dinlendirmek, ölmek: Ne yaptılarsa yarar etmedi, adam iki gün sonrasında kalıbı değiştirdi. || Kalıbı kalıbına, tam olarak, aynen, tıpatıp. || Kalıbını basmak, bir şeyin doğru bulunduğunu inançla, güvenle korumak için çaba sarfetmek, desteklemek: Kalıbımı basarım ki bu şekilde bir sözü dostum söylememiştir. || Kalıbının adamı olmamak, görünüşünden beklenileni ya da umulanı gerçekleştirebilecek bir yapıda olmamak: Bırak onu, kalıbının adamı değilmiş, korkağın tekiymiş. || Kalıptan kalıba girmek, sözkonusu bir kimseyse, devamlı olarak çıkar amacıyla görüş ve tutum ya da iş değişiklik yapmak.
—Esk. Kalıb-ı bican, cansız kalıp; ceset, ölü gövde.
—Arıc. Tahta kalıp, kovan çerçevelerine yapma petek takmak için mum levhanın altına konan dikdörtgen biçiminde tahta. Mumun üstünde kalan teller bir mahmuzla tahta kalıp üstündeki mum levhaya (yapma petek) batırılarak kaynatılır.
—Ayakkc. Ayakkabı yapımında kullanılan ve modaya gore biçimlendirilen, ayak hacminde, ahşap, plastik ya da metal alet. (Tekparça, köşeli, eklemli, kızaklı, genişleyebilen kalıp türleri vardır.) || Gerilerek biçimini müdafaasını sağlamak için ayakkabı içine yerleştirilen yaylı, ahşap ya da plastik alet. || Kalıp atölyesi, bir ayakkabı fabrikasında kendi üretimi için lüzumlu kalıpları meydana getiren hususi imalathane. || Kalıba çekmek, sayanın tümünü ya da bir bölümünü kalıbın üstüne oturtarak, geçici ya da kati olarak saptamak. || Ayakkabı açma kalıbı, ayakkabıyı genişletmeye ya da uzatmaya yarayan alet.
—Balıkç. Ağ kalıbı, mekikle ağ örerken ağın göz açıklığını ayarlama olanağı veren, silindir biçimli tahta alet.
—Bes. san. Izgaralı kalıp, peynir yapılırken içine teleme doldurulan ve dibi kolaylıkla çıkabilen kalıp.
—Bilş. Giriş kalıbı, ilksel bilgilerin bir program dilinde ve tek bir ad altında gruplan- dırılması. || Makinenin giriş kalıbı, bir bilgisayarın mantık ve donatım düzeni.
—Ciltç. Ciltçinin, deri üstüne koyduğu ve bu deriden aynı boyutta bir parça kesmek için kazı bıçağıyla çevresini çizdiği, uygun boyutlarda kesilmiş dörtgen karton. (Eşanl. ŞABLON.) || Ciltçilikte, çeşitli motiflerin deriye atlatılmasında kullanılan demir, tunç, tahta ya da sertleştirilmiş deriden (bilhassa deve derisi) yapılmış alet. || Kalıp baskısı, ciltçilerin, kalıptaki motiflerin cilde çıkması için, kalıbın üstüne »bastırdıkları alet. || Yaldız kalıbı, cilt kapaklarını elle ya da sıcak yaldız presiyle süs- . lemekte kullanılan, kabartmalı olarak oyulmuş metal (bakır, çelik) alet. (XVI. yy.'da dolu altından, yatay ve eğik taramalı ya da oymalı kalıplar ["aldino" kalıpları] kullanılıyordu.)
—Çiçekç. Kalıp ütüsü, yapma çiçekçilikte taç yaprakları ve yaprakları biçimlendirmekte kullanılan çiçek ütüsü. (Lastik bir zemin üstüne yerleştirilen yapraklar üstüne kızdırılarak basılan kalıp ütüsü, yaprak üstünde istenen girinti ve çıkıntılarla damarların oluşmasını sağlar.)
—Denize. Vapur çatkı sacının ya da parçasının biçimini veren, ahşap, plastik kâğıt ya da metal patron. (Eşanl. GABARİ.) [Bk. ansikl. böl.] || Kalıp çıkarma, ağaç vapur inşaatında, eğrilere verilecek biçimi tam olarak elde etmeyi elde eden işlem. || Kalıp genişliği, bir geminin en geniş kısmı.
—Deric. Kalıba çekme, sanayide kullanılan bazı deri parçalarının, ek olarak çeşitli eşyaların (mesela fotoğraf makinesi kılıflarının) üretilmesi amacıyla, derinin ateşte, tazyik altında, kalıp kullanılarak işlenmesi.
—Diplom. Diplomatik belgelerde, belgenin ihtiva ettiği hükümleri olabildiğince açık bir şekilde dile getirmeye, yanlışlardan. iki anlama gelebilen sözcüklerden ya da ihtimaller içinde yanlış anlamalardan sakınmaya yönelik ifade ya da cümle. (Başlangıç kalıpları [başvuru, kimlik, hitap, selamlama, bildirme] ve netice kalıpları ya da netice hükümleri vardır.)
—Dy. Traversleri taşıyan balastın, buraj kazmasının tesiri ya da trenlerin geçişiyle sıkışmış halde bulunan kısmı.
—Ed. Masalların belirli yerlerinde belirli amaçlarla yer verilen klişeleşmiş söz. (Bk. ansikl. böl.) || Şiirde birbirine denk dizelerin, vezin bakımından uygun olması beklenen ölçü: aruz kalıbı (örn. feûlün feûlün
feûlün feûl [ —]); hece kalıbı (örn. 11 heceli kalıp [4+4+3]).
—El.sant. Yazmacılıkta üstüne kumaşa basılacak desenin kabartma olarak oyul- duğu ya da metal şeritler halinde çakıldığı ağaçtan yapılmış şablon. (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp işi, tahtadan yapılmış kalıplarla desenlendirilmiş yazma. || Kalıp -kalem tekniği, kumaşı kalıpla ve elle boyayarak desenlendirme tekniği. (Desenin konturları kalıpla basılır, renkli bölümler elle boyanır. Eski İstanbul yazmaları çoğu zaman bu teknikle desenlendirilmiştir.) || Kalıp-kalem yazma, konturları kalıpla basılarak, renkli bölümleri elle boyanarak desenlendirilmiş yazma. || Kalıpla yazma tekniği, kumaşı üstüne çeşitli desenler oyulmuş ağaç kalıplarla desenlendirme tekniği. (Bk. ansikl. böl.)
—Eldivc. Kesme işleminden sonrasında eldiven haline getirilmek suretiyle, enine ve boyuna uzatılmış, gerilmiş ve kalıplanmış, ortalama dörtgen biçiminde ham deri parçası. || Kalıba çekmek, kesme işleminden sonrasında deriyi demir ele uygun boyutta mukavva bir kalıba uzunlamasına yerleştirerek eldivene son biçimini ve ölçülerini vermek.
—Ev eşy. Çok değişik biçimlerde, metal, toprak ya da ateşe dayanıklı camdan yapılmış, bazı yemeklerde hamura şekil vermek amacıyla kullanılan mutfak aleti (pasta kalıbı, çörek kalıbı, kek kalıbı, vb.).
—Sonbahar. sant. Kalıp alma, herhangi bir eşya ya da heykeli sonradan kalıp olarak kullanılabilecek alçı şeklinde bir maddeyle kaplamak işlemi. (Kalıp alma işleminde alçı, balmumu, toprak; ek olarak cam, yalancı mermer, kalıptık karton hamur harcını, plastik maddeler vb. seramik maseleri kullanılır.)
—Haritc. Bir grafik unsur ya da bir simgenin azca çok tertipli bir şekilde yinelenmesinden oluşan yüzey yapısı.
—Hat. Hattatlarca celi yazıların taslaklarına verilen ad. (Hattatlar kalıp hazırlamada değişik yöntemler uygularlardı. Bunların en yaygın olanı yazıların sulu mürekkeple kaba kâğıt üstüne yazılıp düzeltildikten sonrasında, ciltçiler tarafınca çoğunlukla iğneleme kanalıyla istenen yere geçirilmesiydi. Şefik Bey, İstanbul üniversitesi dış kapısı üstündeki yazının kalıbını, iki kalemini birbirine bağlayarak bir günde hazırlamıştı.)
—Heyke. Çoğaltma kalıbı yöntemi, birkaç kez kullanılabilecek bir kalıpla emek verme yöntemi. || Yitik ya da bozma kalıp yöntemi, elde edilmiş mesela çıkarılması esnasında kırılan bir kalıpla emek verme yöntemi.
—Hidr bağl. Kalıp sökücü, harç ya da beton kalıplarının kolayca sökülebilmesi için bu kalıplar üstüne sürülen sıvı ya da hamursu ürün. (Kalıp sökücü fırça ya da bezle sürülebileceği şeklinde püskürtmeyle de uygulanabilir.)
—Inş. ve Bayınd. Betona istenen biçimi vermek için kullanılan ve priz tamamlanınca sökülen ahşap, metal ya da herhangi bir gereçten yapılmış vasıta. (Bk. ansikl. böl.) ||Kalıp alma ya da kalıp sökme, beton sertleşip kendini taşıyabilecek dayanımı kazandıktan sonrasında kalıpları çıkarma; bir kemer, bir tonoz yapmak için kurulan iskeleyi inşaat tamamlanınca kaldırma. (Betonarme bir inşaatta kalıplar söküldükten sonrasında beton yüzeye sıva vurulmaz ya da kaplama yapılmazsa, bu yüzeye brüt ya da çıplak denir.) [Bk. ansikl. böl.] j| Kalıp iskelesi, betonarme kalıbında dikme başlıklarının altında kalan ve taze betonun kalıp kaplamasına yapmış olduğu tazyik ve yükleri taşıyan bölüm. || Kalıp planı, betonarme bir yapının projesinde döşeme demirlerini, kirişleri ve sütunları gösteren plan. || Kalıbı yağlamak, kalıbın kolayca sökülmesini sağlamak için iç yüzüne makine yağı, sıvı sabun, niteliksiz bir boya vb. sürmek. ||Kemer kalıp şablonu, yapımı esnasında bir kemerin ya da tonozun bir bölümünü ya da tümünü taşıyan kalıbın öğelerinden her biri. (Bk. ansikl. böl.) ||Ö/ü kalıp, sökülmesi mümkün ya da lüzumlu olmadığı için yerinde bırakılan kalıp,
—işlem. Delme kalıbı, yinelenen bir işlemde, delinecek parça üstüne yerleştirilen ve delme kovanlarıyla donatılan levha.
—Kim. Süzgeç kalıbı, tertipli ve süratli şekilde kâğıt süzgeç üretmeye yarayan aygıt.
—Kuyumc. Kalıp çarpma, kalınca bir tunç çubuğun ucuna oyulan negatif kabartmanın, bir çekiç darbesiyle metal üstüne pozitif olarak geçirilmesi tekniği. (Tas, çiçeklik vb. eşyanın ağız kenarlarını dönem olarak süsleyen kabartmalar bu yöntemle elde edilir Çarpma tekniğiyle meydana getirilen süslemeden daha kolay ve acele bir yöntemdir.) [Eşanl. ISTAMPA BASMA.]
—Marokene. Tahta kalıp, bir eşyanın (mesela para cüzdanı, sigara paketi kılıfı) istenilen biçimi alması için kalıba çekilmesi esnasında, destek görevi gören, tahtadan yapılmış alet.
—Matbaac. Bir çember ya da kalıp çemberine atılıp sıkıştırılmış tipo dizgisi. || Baskıya yarayan levha ya da silindir (ofset levhası, helyogravür silindiri vb.). || Kalıp makinesi, kalıp yapmaya, tipografik karakterlerin (dökme karakterler) dökümü ya da devingen karakterli mekanik dizgi (Monotip kalıp makinesi) için erimiş bir madde dökmeye yarayan makine. || Kalıp plakası, bir el tezgahında, üzerine kalıbın yerleştirildiği, almaşık bir hareketle çalışan bölüm. || Arkayüz kalıbı, önyüzü basılmış bir kâğıdın arkayüzünün basılmasında kullanılan baskı kalıbı. || Kesme kalıbı, tipografi ya da kesme presi üstünde bir araya getirilmiş, kartonları kesmeye yarayan yiv ve bıçakların tümü.
—Metalogr. Kalıba alma, metal bir örneği metal ya da metal olmayan sert ve katı bir araç-gereç içine gömmeyi elde eden işlem. (Kalıba alma hacmi tozların doğrusu ter- moplastik, ısılsertleşir ya da soğukta po- limerleşebilir malzemelerin dökümüyle ya da sinterlenmesiyle elde edilir. Bu işlem ufak örnekleri işlemede [parlatma, mik- rografik etki, mikroanaliz] kullanılır.) [Eşanl. BAKALİTE ALMA.]
—Metalürj. Cisimlerin döküm kanalıyla üretilmesinde içine erimiş metal dökülen kum, toprak ya da metal aygıt. (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp boşluğu, model ya da plakmodelin kalıp içinde bıraktığı boşluk.
|| Kalıp boyası, bir kalıbın iç kısmını, dökülen metalin yapışmasını önlemek için sıvamada kullanılan toz.
—Bir kalıbı sıvı metalin etkisinden sakınan kaplama ürünü.
—Dökümcülükte metal olmayan ateşe dayanıklı bir malzemenin yüzeyine, metalle ya da alevle tepkimeye girmesini önlemek için sürülen ürün. || Kalıp makinesi, dökümcülükte kum kalıp yapımında kullanılan makine. (Kumu plakmodele karşı sıkıştırmayı, kalıp boşluğu oluştuktan sonrasında kalıbı sökmeyi sağlar.) || Kalıp sökme, bir döküm parçasını kalıptan çıkarma. (Bu işlem çoğu zaman titreşimli bir ızgarada gerçekleştirilir.) || Çekme, tel çekme, ekstrüz- yon kalıbı, plastik biçimlendirmede kullanılan ekip. (Bk. ansikl. böl.) || Destek kalıp, sağlamlaştırmak amacıyla esas kalıbı çevreleyen kalıp. || Dövme kalıbı, BASKI" KALIBInın eşanlamlısı. || Ek kalıp, evvelde kalıplanmış bir öğeden elde edilmiş kısmi kalıp. || Sarsmak kalıp makinesi, dökümcülükte, model çevresindeki kumu aşama içinde sıkıştırmaya yarayan makine. || Yalancı kalıp, maçaları kalıbın haricinde birleştirmede ve bu tarz şeyleri kalıp içine yerleştirmede kullanılan montaj gabarisi.
—Müz. Çalgı yapımcılığında, bazı parçaların (ut, tanbur, lavta ve mandolinde dilimlerin; keman ailesinden çalgılarda yanlıkların, takozların ve köşelerin) birleştirilmesini elde eden, çalgının teknesiyle aşağı yukarı aynı şekilde, ahşap çatı.
—Polim. Kalıp partisi, tek bir presle kalıplanmış eşya grubu. || Kalıp yarımı, kalıbın, plastik maddeleri sıkıştırmaya yarayan donanımlı iki bölümünden her biri. (Kalıbın alt yarımı bir boşluk içeren dişi kalıbı, üst yarımı da dalıcı-pistonu ya da rımbayı oluşturur.) || Fışkırtma kalıbı, bir fışkırtıcının, sonsuz bir vidayla, yumuşatılmış madde itilen uç kısmı. (Bk. ansikl. böl.) || Soğutma kalıbı, kalıplanmış bir plastik parçanın gerçek şekil ve boyutlarında (iç ya da dış) olan düzenek. (Parçanın kalıptan çıktıktan sonrasında soğuma esnasında şekil değiştirmesini önlemeye yarar.)
—Seram. Fırınlanarak kiremit ya da tuğla haline getirilecek bir kil masesine baskıyla kabartma vermeye yarayan şekil. (Eskiden bir kalıpçının elle kullandığı tahta kalıp bugün bronz ya da alçıdan yapılmakta ve hidrolik bir presle iş yapmaktadır.) || Kalıp tahtası, kalıptan çıkarılan seramik hamurunun üstünde kurutulduğu tahta.|| Kalıba basma, alçı ya da ahşap kalıp içine seramik hamurunu sıkıştırarak biçimlendirme.
—Süslem. sant. Kalıp işi, yapma çiçeklerin taçyapraklarını ya da yapraklarını biçimlendirmek için uygulanan işlem. || Kalıp silmek, halkâr süsleme yapılacak zemine kaymayacak şekilde tutturulmuş olan alt kalıbın üstünde, söğüt kömürü tozu doldurulmuş ya da tebeşir tozu sürülmüş bir bezi hafifçe vuruşlarla dolaştırmak. (Böylece kalıp üstünde iğneleme kanalıyla hazırlanmış olan motifler, deliklerden geçen tozlarla zemine aktarılır.) || Alt kalıp, halkâr süslemede üstüne iğneleme kanalıyla desenin çıkarıldığı kopya kalıplara verilen ad. || üst kalıp, üstüne ana desenin çizili olduğu kâğıt. (üst kalıp kirlenmemesi ve bozulmaması için kullanılmaz, örnek olarak saklanır.)
—Sütç. Kalıp kesme, peynir yapımında, katılaşmış olan peynir kütlesini muntazam şekilde, fakat peynirin tipine gore değişik büyüklükte parçalara bölme işlemi.
—Teknol. Kalıba basmak, düzgüsel olarak sıvı halde bulunabilen (plastisol) ya da evvelde ısıtarak akışkanlaştırılmış (PVC, kauçuk vb. taneleri, bantları, tozu vb.) çeşitli ürünleri tazyik etkisiyle bir kalıp içine dökmek.
—Tekst. Delme kalıbı, armür mekanizmalarında ve jakar tezgâhlarında kullanılan kartonları delmeye yarayan 'üst üste yerleştirilmiş ve üstlerine belli sayıda delik açılmış iki metal plakadan oluşan alet.
—Ferz. Şeritçilikte kullanılan iplik ve ilmiklerle kaplanmak suretiyle yapılmış, tahtadan çekirdek.
—'Fiyat. Eskiden commedia dell'arte oyuncularının tuluat esnasında yararlandıkları taslak. (Bugün de kalıp, uygar toplu yaratım çalışmasında bazı doğaçlama türlerinin çatısı anlamına gelir.)
—Tuhf. Kalıp alma, sanayide bir kıyafet üretim yöntemi; kıyafet termoplastik bir dokumanın yüksek sıcaklıkta bir kalıp üstüne yerleştirilmesi ya da kalıbın üzerine bir bağlayıcıyla birleştirilmiş bileşik liflerin püskürtülmesi kanalıyla elde edilir.
♦ sıf.
1. Say. sıt. + kalıp, bir kalıba dökülerek yapılmış ya da belli bir şekilde kalıplanmış şey için kullanılır; parça: Bir kalıp peynir. İki kalıp sabun.
2. Kalıplaşmış, yeniliği, özgünlüğü olmayan, basmakalıp: Kalıp sözler. Kalıp düşünceler.
—Dilbil. Kalıp cümle, üretici dilbilgisinde, bir yerleştirme işlemi esnasında içine, kurucu denilen başka bir cümlenin yerleştiği.cümle.
—El sant. Kalıp örs - AYKENAR ÖRS
—Metalürj. Kalıp baskı, parçayı döverek düzeltmede kullanılan oyuk biçimli ekip. || Kalıp baskıyla dövme, kalıp baskıyla biçimlendirme (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp baskıyla biçimlendirmek, bir bölüme kalıp baskısıyla döverek şekil verme.
—ANSİKL. Denize. Kimi kalıplar, otomatik oksijen makinesiyle kesilecek parçanın kopyasını çıkarmada kullanılır; bu kalıplar çoğu zaman metalden, plastikten ya da kâğıttan gerçek büyüklüklerinde, 1/10, hatta 1/100 ölçeğinde de üretilir. Ne var ki kalıplar, bölüme biçimini veren bilişim programlı sayısal oksijen makinelerinin kazanılmış olduğu duyarlık yüzünden önemini yitirmiştir Ahşap kalıplar ise, gemilerin baş ve kıç bordo kaplamalarının yuvarlak saclarını biçimlendirmede kullanılır.
—Ed. Masalcının ustalığı, kalıpları varlıklı bir şekilde ve yerli yerinde kullanılmasıyla belli olur. Masalların başlangıç ve bitimlerinde “Bir varmış, bir yokmuş...", "Onlar ermiş muradına..." şeklinde kalıplara yer verilir. Masal varlıkları belli kalıplarla tanımlanır: "Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte..." Masal kişilerinin hareketlerini özetleyen kalıplar vardır: "Demir asa, demir çarık yollara düşmüş; kırk gün kırk gece gitmiş, bir de arkasına bakmış, bir arpa boyu yol gitmemiş!" Birçok durum, davranış kalıplarla belirtilir: “Atın önünde et, aslanın önünde ot varmış...", “Kapalı kapıyı açmış, açık kapıyı kapamış..." ( MASAL).
—El sant. Yazmacılıkta kullanılan kalıplar tahta ve metal olmak suretiyle iki türlüdür. Tahta kalıpların yapımında, yumuşak olması ve kolay oyulması sebebiyle çoğu zaman ıhlamur ağacı kullanılır. Armut ağacı ve sarı çamdan da yapılır. Armut ağacı tırmanan tipte metal kalıp sert olduğundan oyulması güçtür, bununla beraber kolay aşınmadığından uzun süre baskı yapılabilir. Sarı çam ise suya dayanıklı olduğundan yeğlenir. Kalıp yapılacak ağacın kuru ve iyi fırınlanmış olması gerekir, aksi takdirde boyaya batırılıp ıslandığında düzgünlüğünü yitirir ve net bir baskı elde edilemez.
Kalıplar oyulmadan ilkin sıcak balmu- muna batırılır. Balmumu tahtanın kolay oyulmasını sağlar ve kalıba dayanıklılık kazandırır. Bundan sonrasında desen hususi bıçaklarla kabartma olarak ağaç üstüne oyulur Kalıp yapma ustalık isteyen bir iştir Günümüzde kalıp oymacılığı eskiye oranla yok denecek denli azalmış, özgünlüğünü ve inceliğini yitirmiştir. İstanbul'da ve Anadolu'nun çeşitli yörelerinde bugün de sürdürülen yazmacılıkta zamandan ve işçiden tutum amacıyla fon baskıları için film baskı tekniği kullanılmakta, el baskısı görünümü vermek suretiyle de renkler kalıpla basılmaktadır. Kumaşı tümüyle tahta kalıpla desenlendirme tekniği giderek or tadan kalkmaktadır.
Metal kalıplar, metal şeritlerin desene gore bükülüp diklemesine kalıptık tahta üstüne çakılmasıyla oluşturulur Daha çok kontur baskısı içindir ve rezerve baskı sisteminde kullanılır. Geleneksel türk yazmacılığında bu tür kalıplara rastlanmaz.
*Kalıpla yazma tekniği, bu teknikle desenlendirilecek kumaşlara ilkin desene gore kabartma olarak oyulmuş kalıplarla siyah kontur basılır. Desendeki diğeri renklerin baskısı da kalıpla yapılır. En fazla kullanılan yazma tekniklerindendir. Elle desenlendirilen kalem işi yazmaların yapım zorluklarını ortadan kaldırmak suretiyle başvurulan bir tekniktir. Bununla beraber bu teknikle desenlendirilmiş yazmalar, kalem işi yazmaların kalitesine ulaşamaz.
—inş. ve Bayınd. Kalıpların amacı, betonu prizi tamamlanıncaya kadar tutmaktır. Önceleri tüm inşaat kalıpları ahşaptan yapılırdı. Elde edilmiş yüzeyin muntazam olmaması ahşabın ince bir sacla kaplanmasını, rendeden geçirilmiş ve yağlanmış levhalar ya da kontrplaklar kullanılmasını gerektiriyordu. 1925'ten sonrasında Batı'da, ahşap kalıpların yerini metal kalıplar almaya başladı. Bunlar, keskin kenarlı, takviye edilmiş sac levhalardır. Gerçekleştirilecek yüzeyin biçimine gore, düz ya da kavisli köşebentler metal kalıpları takviye etmede kullanılır.
Büyük beton yüzeyler için tırmanan kalıplar ve kayan kalıplar kullanılır. Tırmanan kalıp, düşey kirişler üstüne tespit edilmiş bir sıra levhadan oluşur. Bir kat düzeyindeki işlemler tamamlanınca, kirişler ve levhalar sırayla yükseltilir ve işlem esnasında bir bölüm ötekini taşır.
Kayar kalıplar kesintisiz uygulamalarda kullanılır ve çoğu zaman yalnızca prizmasal biçimler için uygundur. Kalıplama düzeneği. kalıbın takviyesini elde eden bir emek verme platformuyla birleştirilmiştir. Kalıbın doldurulmasından ve yüzeyde sertleşme görülmesinden sonrasında, kalıp ve platform krikolar yardımıyla, saatte 10-15 santimetre yükselecek şekilde kaldırılır. Kayar kalıplar yapınak bacalarının, su kulelerinin vb. yapımında kullanılır.
Düşey doğrultuda yer değiştiren bu iki sistemden başka, yatay yönde hareket eden kalıplar (yeraltı galerileri), eğrisel (önüretimli borular) ya da esnek (kanalizasyon inşaatında) kalıplar ve yatay yüzeyler için (döşemeler) kalıplar da bulunur.
• Tonoz ve kemer kalıpları, iskelenin alt kirişi üstüne dayanır ve uçlarında göğüslemelerle göç eder. 20x30 santimetre kesitli, 2,50-4 m uzunluğundaki bu tür kalıplar, kimi vakit birkaç parçanın üst üste getirilmesiyle oluşturulur. üst yüz kemer ya da tonoz karnıyla aynı eğrilikte alt yüzse düzdür. Bu kalıpları sökmede iki yöntem uygulanabilir: 1. kalıpla taşıyıcıları arasına yerleştirilen kama, gergi, kriko şeklinde aygıtlar yardımıyla kalıp indirilir; 2. eklemli, betonarme bir tonoz sözkonusu olduğunda tonoz yükseltilir. Freyssinet'nin Villeneuve-sur -Lot köprüsünde geliştirdiği bu yöntem, kemerin kilittaşına hidrolik krikolar yerleştirmeye ve tonozun iki parçasını birbirinden ayırmaya dayanır: bu iki parça kalıptan sökülerek yükselir.
—Kuyumc. Kuyumcu işçiliğinde kalıp ve kalıpçılık tekniği, yaygınlaşmış takı türlerinin çoğaltılması amacıyla uygulanan bir yöntemdir Daha çok yüzük, küpe türlerinde geçerliliğini sürdürmekte olan eski tip kalıpçılık, kimi yörelerde gelenekselleşmiş, kimileri de klasikleşmiş biçimlerin yapımı ve çoğaltılması için, evvelde hazırlanmış hususi kalıplar kullanılarak uygulananbir iş kolu durumundadır Bu işlemde son yıllarda gelişen modem elektronik döküm tekniklerinin yanı sıra, geçmiş yıllardan kalan ilkel kum dökümü yöntemi bugün de sürdürülmektedir. ilkel uygulanımda, takının kullanılması istenen taşın ebatlarına ve parmağın ölçülerine uydurulabilmesi için pirinç, bakır şeklinde metallerden yapılmış olan kalıplar, bakışık iki parçadan oluşur. Bu parçalar inceltilmiş, ısıya dayanıklı silis bileşimli . bir ortamda sıkıştırılarak meydana getirdikleri boşluğa hususi olarak açılmış ince bir kanaldan, eritilmiş kıymetli metalin akıtılmasıyla çoğaltılmaktadır. Hazır kalıpların yaygınlaşmış tipleri Adana adam yüzüğü, kazayağı yüzük, gül yüzük ya da küpe, armalı adam yüzük, şövalye yüzük şeklinde adlar taşır. Çağdaş kalıp yapımı artık tek tek işletmelerin kendi istekleri doğrultusunda hazırladıkları kalıplar sebebiyle büyük çeşitlilik kazanmıştır Elektronik döküm uygulamalannda hususi bir mum işlenerek istenen kalıp hazırlanıp alçıya alınır; yüksek ısıda, dengeli bir ısıtma sonucunda alçı içindeki mumun erimesiyle meydana gelen boşluğa eritilmiş metal akıtılarak ilk kalıp, bu da tekrardan kauçuk içinde pişirilerek dişi kalıp elde edilir. Bu kez de eritilmiş mum kauçuğun içine fışkırtılarak istenen sayıda kum kalıplar oluşturulmaktadır. Bugün tüm bu işlemler artık hususi atölyelerce, otomatik kontrollü ve duyarlı elektronik araçlar vesilesiyle son aşama yetkin bir şekilde ve hızla uygulanabilmektedir.
—Metalürj.
*Kalıbın eşeysel.
1. Tekkullanım kalıpları. Yalnızca bir kez kullanılan kalıplar içinde en yaygın olanları elenmiş organik kumla çoğu zaman kil kökenli bağlayıcı karışımından oluşan, kum ya da toprak kalıplardır. Eskiden kumu iyileştirmek için katılan çok çeşitli maddelerin (toz, talaş) yerine günümüzde plastiktik, tutarlık, gözeneklilik, geçirgenlik ve yüksek sıcaklığa dayanım şeklinde değişmez özellikler taşıyan "bileşik" kumlar elde etmek için iyi tanımlanmış mineral ya da organik ürünler kullanılmaya başlandı; bilinmiş olduğu şeklinde kati ve ince profilli kalıp boşluğunun döküm esnasında erimiş metale dayanması ve gazların kolayca dışarı çıkmasını sağlaması gerekir Ufak parçalar için dökme demir, ‘‘yaş'' kum kalıplara dökülür. Büyük boyutlu kalıplar tuğlaları ve döküm toprağını (harç) birleştirerek oluşturulur
Kille bağlanmış kumlara, çimento, sodyum silikat/C02 ya da reçinelerle bağlanmış kum katılır; ısılsertleşir ya da furan reçinelerinin kullanımı, günümüzde fırında kurutma işlemini ortadan kaldırmıştır. Kalıp yüzeyine, kuma metal sızmasını önlemek ya da azaltmak, "döküm kabuğunu" iyileştirmek, yükseltgenmeye engel olmak için çeşitli kalıp boyaları ya da sıvalar vurulur.
2. Devamlı kalıplar Günümüzde kullanılan başlıca devamlı kalıplar döküm metalinin katılaşmasını hızlandıran, dökme demir, olağan çelikten ya da çelik alaşımından yapılmış kalıplardır; kimi kez başka maddelerden, mesela grafitten üretilmiş kalıplar da vardır. Demir-çelik sanayisinde külçe dökümü için sığaları onlarca kilogramdan yüzlerce tona değin değişen dökme demirden kalıplar kullanılır; ek olarak başlıca ara ürünleri devamlı işlemede, demirdışı metallerin dökümünde olduğu şeklinde suyla soğutulan bakır kalıplardan yararlanılır. Dökümcülükte iki tür döküm vardır: kokil dökümde ya da üstten dökümde metal, kalıp içine yalnızca organik kuvvetlerin etkisiyle akar; ve tazyik altında dökümde (100 ile 1 000 bar) metal akışı bir pistonla mekanik olarak sağlanır Öte taraftan metal beklemeye alma fırınından kalıba direkt aktarılıyorsa, “sıcak odalı†döküm makinesi (erime noktası düşük çinko ağırlıklı alaşımlarda) söz mevzusudur. Metal, bağımsız bir fırından alınıyorsa, döküm makinesine “soğuk odalı" makine denir (alüminyum, magnezyum ya da bakır alaşımlarının dökümü). "Düşük basınçlı†makinelerde metal, fırından kalıba bir gaz basıncıyla (0,6 ile 1,5 bar) aktarılır. Devamlı kalıplama orta serilerin kokil dökümünü, büyük serilerin de tazyik altında dökümünü sağlar. Kalıpla ekip halinde bir ya da birçok parça elde edilebilir. Parçaların boyutu sınırlıdır; tazyik altında dökülmüş en büyük parçalar; otomobillerin alüminyum alaşımından meydana getirilen motor bloklarıdır. Günümüzde dökme demirlerin kokil dökümü belli bir gelişme göstermiştir. Savurma dökümde de metalden yapılmış kokil kalıplar kullanılır.
Basınçlı kalıp, biri döküm makinesinin devingen tablasına, öbürü durağan(durgun) tablaya bağlanmış minimum iki parça ihtiva eder Ateşe dayanıklı çelikten kalıp boşlukları daha düşük özellikte soy metallerden çerçevelere monte edilir. Makinede durağan(durgun) tablayı*geçen meme ve mekanik olarak çalışan kalıptan çıkarıcılar haricinde durağan(durgun) ya da çekmecelerle devinen metal maçalar, delikler için silindirsel miller vb. bulunabilir. Kokil döküm kalıpları değişik karmaşıklıklar gösterir; kimi kokil kalıplar tümüyle otomatiktir, kimi kalıplar da elle kullanılır ve beslenir Bazı kokil kalıplarda öngörülen kum maçaların kullanımı tazyik altında dökümle bağdaşmaz.
*Çekme tel çekme ekstrüzyon kalıbı. Plastik biçimlendirmede kullanılan bir kalıbın emek verme yüzeyi iki bölümden oluşur: metalin kesitini küçülten yakınsak bölüm ve parçanın boyutlanmasını elde eden silindirsel dayanak. Çekme kalıbı çoğu zaman ger- meli olarak bağlanır; ağzı elmastan (ince tel çekme), kobalt katkılı tungsten karbürden (tel çekme, çekme, soğuk dövme) ya da hususi çeliktendir (ekstrüzyon). Eksenel bakışımlı ürünleri çekmede yakınsak bölüm bir konidir; bu koninin tepe açısı, sürtünmeyle harcanan işle plastik şekil değiştirmeyle harcanan iş içinde bir uyum sağlamak için.Jsüçük çap düşürmelerde birkaç dereceden (12-ile 18°) büyük çap düşürmelerde 180°'ye kadar değişmiş olur. Profil çekmede kullanılan ekstrüzyon kalıplannın geometrisi çok daha karmaşıktır (alüminyum profillerin sıcak ekstrüzyonu için köprülü ekstrüzyon kalıpları).
* Kalıp baskı. Kalıp baskı rahat biçimler için tek parça olabilir; fakat çoğu zaman iki ayrı parçadan oluşur: alt ve üst parça. Kalıp baskılar yarısert çeliktendir, sadece darbelere karşı dayanım kazanmaları için hususi bir ısıl işlemden geçirilir. Örste çalışırken alt kalıp baskı örs gözüne yerleştirilir, üst kalıp baskı ise metal üstünde tutulur. Döv- meci üst baskı üstüne vurduğunda metal şekil değiştirir ve kalıp boşluğunun iç yüzeyine oturur Elle ve örste çalışan kalıp baskıların haricinde, çok daha yüksek bir emek verme hızıyla çalışan ve parça boyutlarda daha büyük bir değişmezlik elde eden mekanik vurma kollu daha büyük kalıp baskılar da vardır.
* Kalıp baskıyla dövme. Kalıp baskıyla dövmenin amacı metalin uzaması değildir. Parça kalıp baskının iki kısmı arasına yerleştirildikten sonrasında işçi üst baskı üstüne vurarak parçayı istediği kadar ilerletir. İşlem kimi kez, biri taslak çıkarma, diğeri bitirme olmak suretiyle iki kez uygulanır.
* Kalıp malzemeleri. Kalıp yapımı aşağıdaki türlere ayrılır: kum kalıp yapımı, kabuk kalıp yapımı, metal, kokil ya da basınçlı kalıp yapımı.
* Kalıp hazırlama şekilleri. Dereceli kalıp yapımı'nda, kum kalıbın her parçası, metal bir aşama içinde hazırlanmış olur ve aşama çeşitli işlemler süresince kumu sıkıştırılmış halde meblağ; kalıbı oluşturmak için parçanın ebatlarına, yüksekliğine ya da karmaşıklığına gore gereğinde birçok aşama, aralarına bir ya da birçok çerçeve koyarak üst üste yerleştirilebilir, iki dereceyi ayırma yüzeyine fark düzlemi denir. üstte aşama yer almıyorsa, döküme "açık" döküm adı verilir. Aşama yalnızca kumun elle ya da mekanik olarak doldurulmasında kullanılmışsa derecesiz kalıp yapımından söz edilir. (DERECESİZ KALIP.)
Model üstüne kalıp yapımı'nda. kalıbın bir kısmı geçici kalıp içine fark yüzeyine kadar gömülmüş bir modelin üstünde kum sıkıştırılarak hazırlanmış olur. Aşama ters çevrilerek geçici kalıp çıkarılır, fark düzlemi perdahlanır ve sıkıştırılmayla kalıbın ikinci parçası hazırlanmış olur. Sonrasında kalıp açılarak model ayrılır ve döküm yollukları, döküm delikleri, düşey yolluklar, kanallar, çıkıcılar, havalandırma delikleri şeklinde destek parçalar ve düzeltmeler yapılır. Kalıp ondan sonra grafit boyası ya da talkla sıvanır ve kurutulur. Kalıp kapamada maçalar ya da kalıp parçaları, besleyiciler yerleştirilir ve kalıp, büyüklüğü bakımından yüklenir ya da kelepçelenir. Kimi polistirenden modeller ya kalıp içinde dökümden ilkin ya da döküm esnasında sıvı metalle yakılır.
Model üstüne kalıp yapımının bir değişik türü de plak-model üstünde kalıp yapımı'dır; bu yöntemde kalıbın her kısmı, bir plakmodel üstünde kumu sıkıştırarak ayrı ayrı elde edilir. Elle kalıp yapımı, bir el takımıyla (tokmak, ispatula vb.) uygulanır ve büyük boyutlu, hususi biçimli ya da azca sayıdaki üretilecek parçalar için kullanılır. Mekanik kalıp yapımı, kalıplama makinesinde plakmodelle kalıp öğelerini hazırlamayı sağlar. Kumu sıkıştırma yolları tazyik, titreşim, sarsma ve püskürtmedir; boyutlarda yüksek duyarlık isteniyorsa, yüksek basınçlarda sıkıştırma yoluna gidilir. 1980'de, bir gazın yanmasından doğan darbe dalgasının etkisiyle kalıp yapımı ortaya çıktı. Bu amaçla basınçlı havanın genleşmesinden de yararlanılır.
Yitik mum yöntemiyle kalıp yapımı, bronz heykel dökümünde Antikçağ'dan beri kullanılıyordu; bu yöntemden 1935'e doğru sanayide ilk olarak diş protezi parçalarının yapımında yararlanıldı. Mumdan, hususi plastikten ya da üreden meydana getirilen model, ardışık katmanlar halinde ateşe dayanıklı bir kalıp boyasıyla kaplanır ya da bu boyaya daldırılır. Bu işlemden sonrasında model, mumun erimesi (mum boşaltma) ve boşalması için kurutma fırınına sokulur, peşinden elde edilmiş seramik kalıp fırında pişirilir. Kabuk kalıp yapımı 'nda (seri üretim için) 250°C'ta ısıtılmış bir plakmodel üstüne döküm kumuyla ısılsertleşir reçinelerden oluşan bir karışım çöktürülür. Oluşan kabuk sökülür ve kurutma fırınında pişirilir. Hazırlanan kalıplar kolayca depolanabilir, sadece metal dökümü esnasında, bir çerçeve içinde dolgu malzemesiyle desteklenmelidir Döndürmen kalıp ya- pimi'nda (dönel parçalar, çan dökümü) bir ekseni çevresinde istenen profilde bir levha doğrusu kalıp döndürülür; böylece kalıp kumda istenen dönel biçimi oluşturur.
1971'de bulunan japon “V-process†inde, plastik yaprakla sınırı olan bir kalıp boşluğu kullanılır; bu yaprak alçak basınçlı, titreşen bir dereceye doldurulmuş kuma atmosfer basıncıyla baskı uygular.
—Polim. Fışkırtma kalıbı, deliğinin biçimine gore bitmiş ya da yarı bitmiş bir ürüne (mesela lif) belirli bir biçim verir. Değişik tiplerde bir çok fışkırtma kalıbı vardır:
1. düz fışkırtma kalıbı, plaka, yaprak ve film yapımında kullanılır;
2. boru fışkırtma kalıbı, boru ya da hortum üretiminde kullanılır Boru, kalıp çıkışında kolayca şekil değiştirebilir; bundan dolayı son biçimi ve kati boyutu, suyla soğutulan bir fışkırtma kalıbının iç çeperine dayandırılarak verilir; bu işleme boyutlama denir. Boruyu fışkırtma kalıbının iç çeperine dayama, ya içeriye basınçlı hava gönderilerek ya da dış hava basıncı kaldırılarak gerçekleştirilir. Boru fışkırtma kalıbından çıkan ürünün bir film inceliğinde olması isteniyorsa içine hava üflenir;
3. profil fışkırtma kalıbı, kalıbın biçimi, elde edilmek istenen eşyanın biçimine göre değişiklik gösterir (bu yöntemde de çoğunlukla bir boyutlama işlemine başvurulur);
4. tel kaplama kalıbı, metal bir teli, azca ya da çok kalınca, yalıtkan ya da koruyucu bir malzemeyle kaplamada kullanılır. İki tür tel kaplama kalıbı vardır; düz fışkırtma kalıbı, bu kalıpta vidanın ortasından kılavuz- lanan metal tel, çıkışta erimiş plastik kütlenin içinden geçer (bu durumda fışkırtıcının düz bir fışkırtma kafasıyla donatıldığını eklemek gerekir); gönyeli fışkırtma kalıbında kaplanacak telin yönü, vidanın eksenine diktir (buna "gönye kafası"da denir).
—Süslem. sant. ve Heykc. Kalıplar metal dökümlerde ya da kalıp almada kullanılır
Kalıp almada kullanılan kalıplar alçıdan, topraktan, jelatinden, PVC'den, silikondan vb. yapılabilir. Yitik ya da bozma kalıp yöntemiyle "orijinal" denilen tek bir örnek elde edilir. Bu örneği almak için kalıbı kırmak gerekir. Buna karşılık çoğaltma kalıbı birçok örnek elde etmek için birçok kez kullanılabilir. Bu kalıp, çoğu zaman çok sayıda parçadan oluşur ("parçalı kalıpâ€); parçalar birbirine bağlanarak dişi kalıp elde edilir; gömlek ya da şapa adında olan dış kalıp hepsini sarıyor. Elde edilmiş örneklerde birbirinden ayrılabilen bu parçalar, her eklemde bir “iz", bir çapak bırakırlar; izler silinse de tam olarak kaybolmaz. Bir, sanatçının elinden çıkmış “özgün alçı†ite bir heykel, bir alçakkabartma, bir sanat yaptfından ondan sonra alınan alçıdan kalıp arasındaki fark böylece anlaşılır. Esnek plastik maddelerden meydana getirilen teksir kalıpları tpk parçalı olabilir (mesela çıkarılması, kalıbın esnekliği yardımıyla gerçekleşir),
1. Yumuşak, sıvı ya da toz halindeki bir maddeye belirli bir biçim vermek için o maddenin içine döküldüğü oyuk nesne: Pasta kalıbı. Döküm kalıbı. (Bk. ansikl. böl. Heyke. ve Süslem. sant.)
2. Herhangi bir şeye şekil vermek ya da eski biçimini korumak için kullanılan o şeyin biçiminde, vasıta: Şapka kalıbı.
3. Bir şeye örneklik eden model, bilhassa de biçki modeli: Elbise kalıbı.
4. Dış görünüş; şekil: Sen onun kalıbına bakarsan aldanırsın.
5. Alışılmış ve bayağı düşünme, duyma, davranma vb. biçimi, kişinin zorla uydurulmak istendiği model: Kalıplar içinde yaşamak. insanları tek bir kalıba sokmaya çalışmak. Onu belli kalıplara gore yargılayamazsın.
6. Bir şeyin, ona gore belirlendiği şekil, tip, model: Şiiri, geleneksel kalıplardan kurtarmak. Okul kitapları genel olarak belli kalıplara gore yazılmıştır.
7. Esk. Hile, oyun, seviye.
8. Kalıp şeklinde, durumunu asla değiştirmeden, bozmadan: Yatağında asla dönmez, kalıp şeklinde yatar, kalıp şeklinde kalkardı. || Kalıp şeklinde oturmak, sözkonusu kıyafet vb. ise, giyenin vücuduna tam gelmek, iyi uymak: Bakın, kalıp şeklinde oturdu üstünüze. || Kalıp şeklinde serilmek, bitkinlikten boylu süresince uzanıp yatmak. || Kalıp şeklinde uyumak, sağa sola dönmeden derin bir uyku uyumak. || Kalıp kesilmek, asla kıpırdamadan olduğu şeklinde durmak. || Kalıp giyim, bir kimsenin dış görünüşü. || Kalıp sigarası, elle değil, sigara makinesiyle sarılmış sigara. || Kalıba, çekmek, koymak, vurmak, biçimi bozulmuş bir şeye şekil vermek için kalıba geçirmek: Şapkayı kalıba vurmak. || Kalıba çekmek, insanlardan söz ederken, çiftleşmek, cinsel ilişkide bulunmak (arg.). |j Kalıba dökmek, döküm yaparken ergimiş madeni kalıbın içine akıtmak. || Kalıbı giysisi yerinde, görünüşçe heybetli, üstü başı muntazam. || Kalıbı değişiklik yapmak, dinlendirmek, ölmek: Ne yaptılarsa yarar etmedi, adam iki gün sonrasında kalıbı değiştirdi. || Kalıbı kalıbına, tam olarak, aynen, tıpatıp. || Kalıbını basmak, bir şeyin doğru bulunduğunu inançla, güvenle korumak için çaba sarfetmek, desteklemek: Kalıbımı basarım ki bu şekilde bir sözü dostum söylememiştir. || Kalıbının adamı olmamak, görünüşünden beklenileni ya da umulanı gerçekleştirebilecek bir yapıda olmamak: Bırak onu, kalıbının adamı değilmiş, korkağın tekiymiş. || Kalıptan kalıba girmek, sözkonusu bir kimseyse, devamlı olarak çıkar amacıyla görüş ve tutum ya da iş değişiklik yapmak.
—Esk. Kalıb-ı bican, cansız kalıp; ceset, ölü gövde.
—Arıc. Tahta kalıp, kovan çerçevelerine yapma petek takmak için mum levhanın altına konan dikdörtgen biçiminde tahta. Mumun üstünde kalan teller bir mahmuzla tahta kalıp üstündeki mum levhaya (yapma petek) batırılarak kaynatılır.
—Ayakkc. Ayakkabı yapımında kullanılan ve modaya gore biçimlendirilen, ayak hacminde, ahşap, plastik ya da metal alet. (Tekparça, köşeli, eklemli, kızaklı, genişleyebilen kalıp türleri vardır.) || Gerilerek biçimini müdafaasını sağlamak için ayakkabı içine yerleştirilen yaylı, ahşap ya da plastik alet. || Kalıp atölyesi, bir ayakkabı fabrikasında kendi üretimi için lüzumlu kalıpları meydana getiren hususi imalathane. || Kalıba çekmek, sayanın tümünü ya da bir bölümünü kalıbın üstüne oturtarak, geçici ya da kati olarak saptamak. || Ayakkabı açma kalıbı, ayakkabıyı genişletmeye ya da uzatmaya yarayan alet.
—Balıkç. Ağ kalıbı, mekikle ağ örerken ağın göz açıklığını ayarlama olanağı veren, silindir biçimli tahta alet.
—Bes. san. Izgaralı kalıp, peynir yapılırken içine teleme doldurulan ve dibi kolaylıkla çıkabilen kalıp.
—Bilş. Giriş kalıbı, ilksel bilgilerin bir program dilinde ve tek bir ad altında gruplan- dırılması. || Makinenin giriş kalıbı, bir bilgisayarın mantık ve donatım düzeni.
—Ciltç. Ciltçinin, deri üstüne koyduğu ve bu deriden aynı boyutta bir parça kesmek için kazı bıçağıyla çevresini çizdiği, uygun boyutlarda kesilmiş dörtgen karton. (Eşanl. ŞABLON.) || Ciltçilikte, çeşitli motiflerin deriye atlatılmasında kullanılan demir, tunç, tahta ya da sertleştirilmiş deriden (bilhassa deve derisi) yapılmış alet. || Kalıp baskısı, ciltçilerin, kalıptaki motiflerin cilde çıkması için, kalıbın üstüne »bastırdıkları alet. || Yaldız kalıbı, cilt kapaklarını elle ya da sıcak yaldız presiyle süs- . lemekte kullanılan, kabartmalı olarak oyulmuş metal (bakır, çelik) alet. (XVI. yy.'da dolu altından, yatay ve eğik taramalı ya da oymalı kalıplar ["aldino" kalıpları] kullanılıyordu.)
—Çiçekç. Kalıp ütüsü, yapma çiçekçilikte taç yaprakları ve yaprakları biçimlendirmekte kullanılan çiçek ütüsü. (Lastik bir zemin üstüne yerleştirilen yapraklar üstüne kızdırılarak basılan kalıp ütüsü, yaprak üstünde istenen girinti ve çıkıntılarla damarların oluşmasını sağlar.)
—Denize. Vapur çatkı sacının ya da parçasının biçimini veren, ahşap, plastik kâğıt ya da metal patron. (Eşanl. GABARİ.) [Bk. ansikl. böl.] || Kalıp çıkarma, ağaç vapur inşaatında, eğrilere verilecek biçimi tam olarak elde etmeyi elde eden işlem. || Kalıp genişliği, bir geminin en geniş kısmı.
—Deric. Kalıba çekme, sanayide kullanılan bazı deri parçalarının, ek olarak çeşitli eşyaların (mesela fotoğraf makinesi kılıflarının) üretilmesi amacıyla, derinin ateşte, tazyik altında, kalıp kullanılarak işlenmesi.
—Diplom. Diplomatik belgelerde, belgenin ihtiva ettiği hükümleri olabildiğince açık bir şekilde dile getirmeye, yanlışlardan. iki anlama gelebilen sözcüklerden ya da ihtimaller içinde yanlış anlamalardan sakınmaya yönelik ifade ya da cümle. (Başlangıç kalıpları [başvuru, kimlik, hitap, selamlama, bildirme] ve netice kalıpları ya da netice hükümleri vardır.)
—Dy. Traversleri taşıyan balastın, buraj kazmasının tesiri ya da trenlerin geçişiyle sıkışmış halde bulunan kısmı.
—Ed. Masalların belirli yerlerinde belirli amaçlarla yer verilen klişeleşmiş söz. (Bk. ansikl. böl.) || Şiirde birbirine denk dizelerin, vezin bakımından uygun olması beklenen ölçü: aruz kalıbı (örn. feûlün feûlün
feûlün feûl [ —]); hece kalıbı (örn. 11 heceli kalıp [4+4+3]).
—El.sant. Yazmacılıkta üstüne kumaşa basılacak desenin kabartma olarak oyul- duğu ya da metal şeritler halinde çakıldığı ağaçtan yapılmış şablon. (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp işi, tahtadan yapılmış kalıplarla desenlendirilmiş yazma. || Kalıp -kalem tekniği, kumaşı kalıpla ve elle boyayarak desenlendirme tekniği. (Desenin konturları kalıpla basılır, renkli bölümler elle boyanır. Eski İstanbul yazmaları çoğu zaman bu teknikle desenlendirilmiştir.) || Kalıp-kalem yazma, konturları kalıpla basılarak, renkli bölümleri elle boyanarak desenlendirilmiş yazma. || Kalıpla yazma tekniği, kumaşı üstüne çeşitli desenler oyulmuş ağaç kalıplarla desenlendirme tekniği. (Bk. ansikl. böl.)
—Eldivc. Kesme işleminden sonrasında eldiven haline getirilmek suretiyle, enine ve boyuna uzatılmış, gerilmiş ve kalıplanmış, ortalama dörtgen biçiminde ham deri parçası. || Kalıba çekmek, kesme işleminden sonrasında deriyi demir ele uygun boyutta mukavva bir kalıba uzunlamasına yerleştirerek eldivene son biçimini ve ölçülerini vermek.
—Ev eşy. Çok değişik biçimlerde, metal, toprak ya da ateşe dayanıklı camdan yapılmış, bazı yemeklerde hamura şekil vermek amacıyla kullanılan mutfak aleti (pasta kalıbı, çörek kalıbı, kek kalıbı, vb.).
—Sonbahar. sant. Kalıp alma, herhangi bir eşya ya da heykeli sonradan kalıp olarak kullanılabilecek alçı şeklinde bir maddeyle kaplamak işlemi. (Kalıp alma işleminde alçı, balmumu, toprak; ek olarak cam, yalancı mermer, kalıptık karton hamur harcını, plastik maddeler vb. seramik maseleri kullanılır.)
—Haritc. Bir grafik unsur ya da bir simgenin azca çok tertipli bir şekilde yinelenmesinden oluşan yüzey yapısı.
—Hat. Hattatlarca celi yazıların taslaklarına verilen ad. (Hattatlar kalıp hazırlamada değişik yöntemler uygularlardı. Bunların en yaygın olanı yazıların sulu mürekkeple kaba kâğıt üstüne yazılıp düzeltildikten sonrasında, ciltçiler tarafınca çoğunlukla iğneleme kanalıyla istenen yere geçirilmesiydi. Şefik Bey, İstanbul üniversitesi dış kapısı üstündeki yazının kalıbını, iki kalemini birbirine bağlayarak bir günde hazırlamıştı.)
—Heyke. Çoğaltma kalıbı yöntemi, birkaç kez kullanılabilecek bir kalıpla emek verme yöntemi. || Yitik ya da bozma kalıp yöntemi, elde edilmiş mesela çıkarılması esnasında kırılan bir kalıpla emek verme yöntemi.
—Hidr bağl. Kalıp sökücü, harç ya da beton kalıplarının kolayca sökülebilmesi için bu kalıplar üstüne sürülen sıvı ya da hamursu ürün. (Kalıp sökücü fırça ya da bezle sürülebileceği şeklinde püskürtmeyle de uygulanabilir.)
—Inş. ve Bayınd. Betona istenen biçimi vermek için kullanılan ve priz tamamlanınca sökülen ahşap, metal ya da herhangi bir gereçten yapılmış vasıta. (Bk. ansikl. böl.) ||Kalıp alma ya da kalıp sökme, beton sertleşip kendini taşıyabilecek dayanımı kazandıktan sonrasında kalıpları çıkarma; bir kemer, bir tonoz yapmak için kurulan iskeleyi inşaat tamamlanınca kaldırma. (Betonarme bir inşaatta kalıplar söküldükten sonrasında beton yüzeye sıva vurulmaz ya da kaplama yapılmazsa, bu yüzeye brüt ya da çıplak denir.) [Bk. ansikl. böl.] j| Kalıp iskelesi, betonarme kalıbında dikme başlıklarının altında kalan ve taze betonun kalıp kaplamasına yapmış olduğu tazyik ve yükleri taşıyan bölüm. || Kalıp planı, betonarme bir yapının projesinde döşeme demirlerini, kirişleri ve sütunları gösteren plan. || Kalıbı yağlamak, kalıbın kolayca sökülmesini sağlamak için iç yüzüne makine yağı, sıvı sabun, niteliksiz bir boya vb. sürmek. ||Kemer kalıp şablonu, yapımı esnasında bir kemerin ya da tonozun bir bölümünü ya da tümünü taşıyan kalıbın öğelerinden her biri. (Bk. ansikl. böl.) ||Ö/ü kalıp, sökülmesi mümkün ya da lüzumlu olmadığı için yerinde bırakılan kalıp,
—işlem. Delme kalıbı, yinelenen bir işlemde, delinecek parça üstüne yerleştirilen ve delme kovanlarıyla donatılan levha.
—Kim. Süzgeç kalıbı, tertipli ve süratli şekilde kâğıt süzgeç üretmeye yarayan aygıt.
—Kuyumc. Kalıp çarpma, kalınca bir tunç çubuğun ucuna oyulan negatif kabartmanın, bir çekiç darbesiyle metal üstüne pozitif olarak geçirilmesi tekniği. (Tas, çiçeklik vb. eşyanın ağız kenarlarını dönem olarak süsleyen kabartmalar bu yöntemle elde edilir Çarpma tekniğiyle meydana getirilen süslemeden daha kolay ve acele bir yöntemdir.) [Eşanl. ISTAMPA BASMA.]
—Marokene. Tahta kalıp, bir eşyanın (mesela para cüzdanı, sigara paketi kılıfı) istenilen biçimi alması için kalıba çekilmesi esnasında, destek görevi gören, tahtadan yapılmış alet.
—Matbaac. Bir çember ya da kalıp çemberine atılıp sıkıştırılmış tipo dizgisi. || Baskıya yarayan levha ya da silindir (ofset levhası, helyogravür silindiri vb.). || Kalıp makinesi, kalıp yapmaya, tipografik karakterlerin (dökme karakterler) dökümü ya da devingen karakterli mekanik dizgi (Monotip kalıp makinesi) için erimiş bir madde dökmeye yarayan makine. || Kalıp plakası, bir el tezgahında, üzerine kalıbın yerleştirildiği, almaşık bir hareketle çalışan bölüm. || Arkayüz kalıbı, önyüzü basılmış bir kâğıdın arkayüzünün basılmasında kullanılan baskı kalıbı. || Kesme kalıbı, tipografi ya da kesme presi üstünde bir araya getirilmiş, kartonları kesmeye yarayan yiv ve bıçakların tümü.
—Metalogr. Kalıba alma, metal bir örneği metal ya da metal olmayan sert ve katı bir araç-gereç içine gömmeyi elde eden işlem. (Kalıba alma hacmi tozların doğrusu ter- moplastik, ısılsertleşir ya da soğukta po- limerleşebilir malzemelerin dökümüyle ya da sinterlenmesiyle elde edilir. Bu işlem ufak örnekleri işlemede [parlatma, mik- rografik etki, mikroanaliz] kullanılır.) [Eşanl. BAKALİTE ALMA.]
—Metalürj. Cisimlerin döküm kanalıyla üretilmesinde içine erimiş metal dökülen kum, toprak ya da metal aygıt. (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp boşluğu, model ya da plakmodelin kalıp içinde bıraktığı boşluk.
|| Kalıp boyası, bir kalıbın iç kısmını, dökülen metalin yapışmasını önlemek için sıvamada kullanılan toz.
—Bir kalıbı sıvı metalin etkisinden sakınan kaplama ürünü.
—Dökümcülükte metal olmayan ateşe dayanıklı bir malzemenin yüzeyine, metalle ya da alevle tepkimeye girmesini önlemek için sürülen ürün. || Kalıp makinesi, dökümcülükte kum kalıp yapımında kullanılan makine. (Kumu plakmodele karşı sıkıştırmayı, kalıp boşluğu oluştuktan sonrasında kalıbı sökmeyi sağlar.) || Kalıp sökme, bir döküm parçasını kalıptan çıkarma. (Bu işlem çoğu zaman titreşimli bir ızgarada gerçekleştirilir.) || Çekme, tel çekme, ekstrüz- yon kalıbı, plastik biçimlendirmede kullanılan ekip. (Bk. ansikl. böl.) || Destek kalıp, sağlamlaştırmak amacıyla esas kalıbı çevreleyen kalıp. || Dövme kalıbı, BASKI" KALIBInın eşanlamlısı. || Ek kalıp, evvelde kalıplanmış bir öğeden elde edilmiş kısmi kalıp. || Sarsmak kalıp makinesi, dökümcülükte, model çevresindeki kumu aşama içinde sıkıştırmaya yarayan makine. || Yalancı kalıp, maçaları kalıbın haricinde birleştirmede ve bu tarz şeyleri kalıp içine yerleştirmede kullanılan montaj gabarisi.
—Müz. Çalgı yapımcılığında, bazı parçaların (ut, tanbur, lavta ve mandolinde dilimlerin; keman ailesinden çalgılarda yanlıkların, takozların ve köşelerin) birleştirilmesini elde eden, çalgının teknesiyle aşağı yukarı aynı şekilde, ahşap çatı.
—Polim. Kalıp partisi, tek bir presle kalıplanmış eşya grubu. || Kalıp yarımı, kalıbın, plastik maddeleri sıkıştırmaya yarayan donanımlı iki bölümünden her biri. (Kalıbın alt yarımı bir boşluk içeren dişi kalıbı, üst yarımı da dalıcı-pistonu ya da rımbayı oluşturur.) || Fışkırtma kalıbı, bir fışkırtıcının, sonsuz bir vidayla, yumuşatılmış madde itilen uç kısmı. (Bk. ansikl. böl.) || Soğutma kalıbı, kalıplanmış bir plastik parçanın gerçek şekil ve boyutlarında (iç ya da dış) olan düzenek. (Parçanın kalıptan çıktıktan sonrasında soğuma esnasında şekil değiştirmesini önlemeye yarar.)
—Seram. Fırınlanarak kiremit ya da tuğla haline getirilecek bir kil masesine baskıyla kabartma vermeye yarayan şekil. (Eskiden bir kalıpçının elle kullandığı tahta kalıp bugün bronz ya da alçıdan yapılmakta ve hidrolik bir presle iş yapmaktadır.) || Kalıp tahtası, kalıptan çıkarılan seramik hamurunun üstünde kurutulduğu tahta.|| Kalıba basma, alçı ya da ahşap kalıp içine seramik hamurunu sıkıştırarak biçimlendirme.
—Süslem. sant. Kalıp işi, yapma çiçeklerin taçyapraklarını ya da yapraklarını biçimlendirmek için uygulanan işlem. || Kalıp silmek, halkâr süsleme yapılacak zemine kaymayacak şekilde tutturulmuş olan alt kalıbın üstünde, söğüt kömürü tozu doldurulmuş ya da tebeşir tozu sürülmüş bir bezi hafifçe vuruşlarla dolaştırmak. (Böylece kalıp üstünde iğneleme kanalıyla hazırlanmış olan motifler, deliklerden geçen tozlarla zemine aktarılır.) || Alt kalıp, halkâr süslemede üstüne iğneleme kanalıyla desenin çıkarıldığı kopya kalıplara verilen ad. || üst kalıp, üstüne ana desenin çizili olduğu kâğıt. (üst kalıp kirlenmemesi ve bozulmaması için kullanılmaz, örnek olarak saklanır.)
—Sütç. Kalıp kesme, peynir yapımında, katılaşmış olan peynir kütlesini muntazam şekilde, fakat peynirin tipine gore değişik büyüklükte parçalara bölme işlemi.
—Teknol. Kalıba basmak, düzgüsel olarak sıvı halde bulunabilen (plastisol) ya da evvelde ısıtarak akışkanlaştırılmış (PVC, kauçuk vb. taneleri, bantları, tozu vb.) çeşitli ürünleri tazyik etkisiyle bir kalıp içine dökmek.
—Tekst. Delme kalıbı, armür mekanizmalarında ve jakar tezgâhlarında kullanılan kartonları delmeye yarayan 'üst üste yerleştirilmiş ve üstlerine belli sayıda delik açılmış iki metal plakadan oluşan alet.
—Ferz. Şeritçilikte kullanılan iplik ve ilmiklerle kaplanmak suretiyle yapılmış, tahtadan çekirdek.
—'Fiyat. Eskiden commedia dell'arte oyuncularının tuluat esnasında yararlandıkları taslak. (Bugün de kalıp, uygar toplu yaratım çalışmasında bazı doğaçlama türlerinin çatısı anlamına gelir.)
—Tuhf. Kalıp alma, sanayide bir kıyafet üretim yöntemi; kıyafet termoplastik bir dokumanın yüksek sıcaklıkta bir kalıp üstüne yerleştirilmesi ya da kalıbın üzerine bir bağlayıcıyla birleştirilmiş bileşik liflerin püskürtülmesi kanalıyla elde edilir.
♦ sıf.
1. Say. sıt. + kalıp, bir kalıba dökülerek yapılmış ya da belli bir şekilde kalıplanmış şey için kullanılır; parça: Bir kalıp peynir. İki kalıp sabun.
2. Kalıplaşmış, yeniliği, özgünlüğü olmayan, basmakalıp: Kalıp sözler. Kalıp düşünceler.
—Dilbil. Kalıp cümle, üretici dilbilgisinde, bir yerleştirme işlemi esnasında içine, kurucu denilen başka bir cümlenin yerleştiği.cümle.
—El sant. Kalıp örs - AYKENAR ÖRS
—Metalürj. Kalıp baskı, parçayı döverek düzeltmede kullanılan oyuk biçimli ekip. || Kalıp baskıyla dövme, kalıp baskıyla biçimlendirme (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp baskıyla biçimlendirmek, bir bölüme kalıp baskısıyla döverek şekil verme.
—ANSİKL. Denize. Kimi kalıplar, otomatik oksijen makinesiyle kesilecek parçanın kopyasını çıkarmada kullanılır; bu kalıplar çoğu zaman metalden, plastikten ya da kâğıttan gerçek büyüklüklerinde, 1/10, hatta 1/100 ölçeğinde de üretilir. Ne var ki kalıplar, bölüme biçimini veren bilişim programlı sayısal oksijen makinelerinin kazanılmış olduğu duyarlık yüzünden önemini yitirmiştir Ahşap kalıplar ise, gemilerin baş ve kıç bordo kaplamalarının yuvarlak saclarını biçimlendirmede kullanılır.
—Ed. Masalcının ustalığı, kalıpları varlıklı bir şekilde ve yerli yerinde kullanılmasıyla belli olur. Masalların başlangıç ve bitimlerinde “Bir varmış, bir yokmuş...", "Onlar ermiş muradına..." şeklinde kalıplara yer verilir. Masal varlıkları belli kalıplarla tanımlanır: "Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte..." Masal kişilerinin hareketlerini özetleyen kalıplar vardır: "Demir asa, demir çarık yollara düşmüş; kırk gün kırk gece gitmiş, bir de arkasına bakmış, bir arpa boyu yol gitmemiş!" Birçok durum, davranış kalıplarla belirtilir: “Atın önünde et, aslanın önünde ot varmış...", “Kapalı kapıyı açmış, açık kapıyı kapamış..." ( MASAL).
—El sant. Yazmacılıkta kullanılan kalıplar tahta ve metal olmak suretiyle iki türlüdür. Tahta kalıpların yapımında, yumuşak olması ve kolay oyulması sebebiyle çoğu zaman ıhlamur ağacı kullanılır. Armut ağacı ve sarı çamdan da yapılır. Armut ağacı tırmanan tipte metal kalıp sert olduğundan oyulması güçtür, bununla beraber kolay aşınmadığından uzun süre baskı yapılabilir. Sarı çam ise suya dayanıklı olduğundan yeğlenir. Kalıp yapılacak ağacın kuru ve iyi fırınlanmış olması gerekir, aksi takdirde boyaya batırılıp ıslandığında düzgünlüğünü yitirir ve net bir baskı elde edilemez.
Kalıplar oyulmadan ilkin sıcak balmu- muna batırılır. Balmumu tahtanın kolay oyulmasını sağlar ve kalıba dayanıklılık kazandırır. Bundan sonrasında desen hususi bıçaklarla kabartma olarak ağaç üstüne oyulur Kalıp yapma ustalık isteyen bir iştir Günümüzde kalıp oymacılığı eskiye oranla yok denecek denli azalmış, özgünlüğünü ve inceliğini yitirmiştir. İstanbul'da ve Anadolu'nun çeşitli yörelerinde bugün de sürdürülen yazmacılıkta zamandan ve işçiden tutum amacıyla fon baskıları için film baskı tekniği kullanılmakta, el baskısı görünümü vermek suretiyle de renkler kalıpla basılmaktadır. Kumaşı tümüyle tahta kalıpla desenlendirme tekniği giderek or tadan kalkmaktadır.
Metal kalıplar, metal şeritlerin desene gore bükülüp diklemesine kalıptık tahta üstüne çakılmasıyla oluşturulur Daha çok kontur baskısı içindir ve rezerve baskı sisteminde kullanılır. Geleneksel türk yazmacılığında bu tür kalıplara rastlanmaz.
*Kalıpla yazma tekniği, bu teknikle desenlendirilecek kumaşlara ilkin desene gore kabartma olarak oyulmuş kalıplarla siyah kontur basılır. Desendeki diğeri renklerin baskısı da kalıpla yapılır. En fazla kullanılan yazma tekniklerindendir. Elle desenlendirilen kalem işi yazmaların yapım zorluklarını ortadan kaldırmak suretiyle başvurulan bir tekniktir. Bununla beraber bu teknikle desenlendirilmiş yazmalar, kalem işi yazmaların kalitesine ulaşamaz.
—inş. ve Bayınd. Kalıpların amacı, betonu prizi tamamlanıncaya kadar tutmaktır. Önceleri tüm inşaat kalıpları ahşaptan yapılırdı. Elde edilmiş yüzeyin muntazam olmaması ahşabın ince bir sacla kaplanmasını, rendeden geçirilmiş ve yağlanmış levhalar ya da kontrplaklar kullanılmasını gerektiriyordu. 1925'ten sonrasında Batı'da, ahşap kalıpların yerini metal kalıplar almaya başladı. Bunlar, keskin kenarlı, takviye edilmiş sac levhalardır. Gerçekleştirilecek yüzeyin biçimine gore, düz ya da kavisli köşebentler metal kalıpları takviye etmede kullanılır.
Büyük beton yüzeyler için tırmanan kalıplar ve kayan kalıplar kullanılır. Tırmanan kalıp, düşey kirişler üstüne tespit edilmiş bir sıra levhadan oluşur. Bir kat düzeyindeki işlemler tamamlanınca, kirişler ve levhalar sırayla yükseltilir ve işlem esnasında bir bölüm ötekini taşır.
Kayar kalıplar kesintisiz uygulamalarda kullanılır ve çoğu zaman yalnızca prizmasal biçimler için uygundur. Kalıplama düzeneği. kalıbın takviyesini elde eden bir emek verme platformuyla birleştirilmiştir. Kalıbın doldurulmasından ve yüzeyde sertleşme görülmesinden sonrasında, kalıp ve platform krikolar yardımıyla, saatte 10-15 santimetre yükselecek şekilde kaldırılır. Kayar kalıplar yapınak bacalarının, su kulelerinin vb. yapımında kullanılır.
Düşey doğrultuda yer değiştiren bu iki sistemden başka, yatay yönde hareket eden kalıplar (yeraltı galerileri), eğrisel (önüretimli borular) ya da esnek (kanalizasyon inşaatında) kalıplar ve yatay yüzeyler için (döşemeler) kalıplar da bulunur.
• Tonoz ve kemer kalıpları, iskelenin alt kirişi üstüne dayanır ve uçlarında göğüslemelerle göç eder. 20x30 santimetre kesitli, 2,50-4 m uzunluğundaki bu tür kalıplar, kimi vakit birkaç parçanın üst üste getirilmesiyle oluşturulur. üst yüz kemer ya da tonoz karnıyla aynı eğrilikte alt yüzse düzdür. Bu kalıpları sökmede iki yöntem uygulanabilir: 1. kalıpla taşıyıcıları arasına yerleştirilen kama, gergi, kriko şeklinde aygıtlar yardımıyla kalıp indirilir; 2. eklemli, betonarme bir tonoz sözkonusu olduğunda tonoz yükseltilir. Freyssinet'nin Villeneuve-sur -Lot köprüsünde geliştirdiği bu yöntem, kemerin kilittaşına hidrolik krikolar yerleştirmeye ve tonozun iki parçasını birbirinden ayırmaya dayanır: bu iki parça kalıptan sökülerek yükselir.
—Kuyumc. Kuyumcu işçiliğinde kalıp ve kalıpçılık tekniği, yaygınlaşmış takı türlerinin çoğaltılması amacıyla uygulanan bir yöntemdir Daha çok yüzük, küpe türlerinde geçerliliğini sürdürmekte olan eski tip kalıpçılık, kimi yörelerde gelenekselleşmiş, kimileri de klasikleşmiş biçimlerin yapımı ve çoğaltılması için, evvelde hazırlanmış hususi kalıplar kullanılarak uygulananbir iş kolu durumundadır Bu işlemde son yıllarda gelişen modem elektronik döküm tekniklerinin yanı sıra, geçmiş yıllardan kalan ilkel kum dökümü yöntemi bugün de sürdürülmektedir. ilkel uygulanımda, takının kullanılması istenen taşın ebatlarına ve parmağın ölçülerine uydurulabilmesi için pirinç, bakır şeklinde metallerden yapılmış olan kalıplar, bakışık iki parçadan oluşur. Bu parçalar inceltilmiş, ısıya dayanıklı silis bileşimli . bir ortamda sıkıştırılarak meydana getirdikleri boşluğa hususi olarak açılmış ince bir kanaldan, eritilmiş kıymetli metalin akıtılmasıyla çoğaltılmaktadır. Hazır kalıpların yaygınlaşmış tipleri Adana adam yüzüğü, kazayağı yüzük, gül yüzük ya da küpe, armalı adam yüzük, şövalye yüzük şeklinde adlar taşır. Çağdaş kalıp yapımı artık tek tek işletmelerin kendi istekleri doğrultusunda hazırladıkları kalıplar sebebiyle büyük çeşitlilik kazanmıştır Elektronik döküm uygulamalannda hususi bir mum işlenerek istenen kalıp hazırlanıp alçıya alınır; yüksek ısıda, dengeli bir ısıtma sonucunda alçı içindeki mumun erimesiyle meydana gelen boşluğa eritilmiş metal akıtılarak ilk kalıp, bu da tekrardan kauçuk içinde pişirilerek dişi kalıp elde edilir. Bu kez de eritilmiş mum kauçuğun içine fışkırtılarak istenen sayıda kum kalıplar oluşturulmaktadır. Bugün tüm bu işlemler artık hususi atölyelerce, otomatik kontrollü ve duyarlı elektronik araçlar vesilesiyle son aşama yetkin bir şekilde ve hızla uygulanabilmektedir.
—Metalürj.
*Kalıbın eşeysel.
1. Tekkullanım kalıpları. Yalnızca bir kez kullanılan kalıplar içinde en yaygın olanları elenmiş organik kumla çoğu zaman kil kökenli bağlayıcı karışımından oluşan, kum ya da toprak kalıplardır. Eskiden kumu iyileştirmek için katılan çok çeşitli maddelerin (toz, talaş) yerine günümüzde plastiktik, tutarlık, gözeneklilik, geçirgenlik ve yüksek sıcaklığa dayanım şeklinde değişmez özellikler taşıyan "bileşik" kumlar elde etmek için iyi tanımlanmış mineral ya da organik ürünler kullanılmaya başlandı; bilinmiş olduğu şeklinde kati ve ince profilli kalıp boşluğunun döküm esnasında erimiş metale dayanması ve gazların kolayca dışarı çıkmasını sağlaması gerekir Ufak parçalar için dökme demir, ‘‘yaş'' kum kalıplara dökülür. Büyük boyutlu kalıplar tuğlaları ve döküm toprağını (harç) birleştirerek oluşturulur
Kille bağlanmış kumlara, çimento, sodyum silikat/C02 ya da reçinelerle bağlanmış kum katılır; ısılsertleşir ya da furan reçinelerinin kullanımı, günümüzde fırında kurutma işlemini ortadan kaldırmıştır. Kalıp yüzeyine, kuma metal sızmasını önlemek ya da azaltmak, "döküm kabuğunu" iyileştirmek, yükseltgenmeye engel olmak için çeşitli kalıp boyaları ya da sıvalar vurulur.
2. Devamlı kalıplar Günümüzde kullanılan başlıca devamlı kalıplar döküm metalinin katılaşmasını hızlandıran, dökme demir, olağan çelikten ya da çelik alaşımından yapılmış kalıplardır; kimi kez başka maddelerden, mesela grafitten üretilmiş kalıplar da vardır. Demir-çelik sanayisinde külçe dökümü için sığaları onlarca kilogramdan yüzlerce tona değin değişen dökme demirden kalıplar kullanılır; ek olarak başlıca ara ürünleri devamlı işlemede, demirdışı metallerin dökümünde olduğu şeklinde suyla soğutulan bakır kalıplardan yararlanılır. Dökümcülükte iki tür döküm vardır: kokil dökümde ya da üstten dökümde metal, kalıp içine yalnızca organik kuvvetlerin etkisiyle akar; ve tazyik altında dökümde (100 ile 1 000 bar) metal akışı bir pistonla mekanik olarak sağlanır Öte taraftan metal beklemeye alma fırınından kalıba direkt aktarılıyorsa, “sıcak odalı†döküm makinesi (erime noktası düşük çinko ağırlıklı alaşımlarda) söz mevzusudur. Metal, bağımsız bir fırından alınıyorsa, döküm makinesine “soğuk odalı" makine denir (alüminyum, magnezyum ya da bakır alaşımlarının dökümü). "Düşük basınçlı†makinelerde metal, fırından kalıba bir gaz basıncıyla (0,6 ile 1,5 bar) aktarılır. Devamlı kalıplama orta serilerin kokil dökümünü, büyük serilerin de tazyik altında dökümünü sağlar. Kalıpla ekip halinde bir ya da birçok parça elde edilebilir. Parçaların boyutu sınırlıdır; tazyik altında dökülmüş en büyük parçalar; otomobillerin alüminyum alaşımından meydana getirilen motor bloklarıdır. Günümüzde dökme demirlerin kokil dökümü belli bir gelişme göstermiştir. Savurma dökümde de metalden yapılmış kokil kalıplar kullanılır.
Basınçlı kalıp, biri döküm makinesinin devingen tablasına, öbürü durağan(durgun) tablaya bağlanmış minimum iki parça ihtiva eder Ateşe dayanıklı çelikten kalıp boşlukları daha düşük özellikte soy metallerden çerçevelere monte edilir. Makinede durağan(durgun) tablayı*geçen meme ve mekanik olarak çalışan kalıptan çıkarıcılar haricinde durağan(durgun) ya da çekmecelerle devinen metal maçalar, delikler için silindirsel miller vb. bulunabilir. Kokil döküm kalıpları değişik karmaşıklıklar gösterir; kimi kokil kalıplar tümüyle otomatiktir, kimi kalıplar da elle kullanılır ve beslenir Bazı kokil kalıplarda öngörülen kum maçaların kullanımı tazyik altında dökümle bağdaşmaz.
*Çekme tel çekme ekstrüzyon kalıbı. Plastik biçimlendirmede kullanılan bir kalıbın emek verme yüzeyi iki bölümden oluşur: metalin kesitini küçülten yakınsak bölüm ve parçanın boyutlanmasını elde eden silindirsel dayanak. Çekme kalıbı çoğu zaman ger- meli olarak bağlanır; ağzı elmastan (ince tel çekme), kobalt katkılı tungsten karbürden (tel çekme, çekme, soğuk dövme) ya da hususi çeliktendir (ekstrüzyon). Eksenel bakışımlı ürünleri çekmede yakınsak bölüm bir konidir; bu koninin tepe açısı, sürtünmeyle harcanan işle plastik şekil değiştirmeyle harcanan iş içinde bir uyum sağlamak için.Jsüçük çap düşürmelerde birkaç dereceden (12-ile 18°) büyük çap düşürmelerde 180°'ye kadar değişmiş olur. Profil çekmede kullanılan ekstrüzyon kalıplannın geometrisi çok daha karmaşıktır (alüminyum profillerin sıcak ekstrüzyonu için köprülü ekstrüzyon kalıpları).
* Kalıp baskı. Kalıp baskı rahat biçimler için tek parça olabilir; fakat çoğu zaman iki ayrı parçadan oluşur: alt ve üst parça. Kalıp baskılar yarısert çeliktendir, sadece darbelere karşı dayanım kazanmaları için hususi bir ısıl işlemden geçirilir. Örste çalışırken alt kalıp baskı örs gözüne yerleştirilir, üst kalıp baskı ise metal üstünde tutulur. Döv- meci üst baskı üstüne vurduğunda metal şekil değiştirir ve kalıp boşluğunun iç yüzeyine oturur Elle ve örste çalışan kalıp baskıların haricinde, çok daha yüksek bir emek verme hızıyla çalışan ve parça boyutlarda daha büyük bir değişmezlik elde eden mekanik vurma kollu daha büyük kalıp baskılar da vardır.
* Kalıp baskıyla dövme. Kalıp baskıyla dövmenin amacı metalin uzaması değildir. Parça kalıp baskının iki kısmı arasına yerleştirildikten sonrasında işçi üst baskı üstüne vurarak parçayı istediği kadar ilerletir. İşlem kimi kez, biri taslak çıkarma, diğeri bitirme olmak suretiyle iki kez uygulanır.
* Kalıp malzemeleri. Kalıp yapımı aşağıdaki türlere ayrılır: kum kalıp yapımı, kabuk kalıp yapımı, metal, kokil ya da basınçlı kalıp yapımı.
* Kalıp hazırlama şekilleri. Dereceli kalıp yapımı'nda, kum kalıbın her parçası, metal bir aşama içinde hazırlanmış olur ve aşama çeşitli işlemler süresince kumu sıkıştırılmış halde meblağ; kalıbı oluşturmak için parçanın ebatlarına, yüksekliğine ya da karmaşıklığına gore gereğinde birçok aşama, aralarına bir ya da birçok çerçeve koyarak üst üste yerleştirilebilir, iki dereceyi ayırma yüzeyine fark düzlemi denir. üstte aşama yer almıyorsa, döküme "açık" döküm adı verilir. Aşama yalnızca kumun elle ya da mekanik olarak doldurulmasında kullanılmışsa derecesiz kalıp yapımından söz edilir. (DERECESİZ KALIP.)
Model üstüne kalıp yapımı'nda. kalıbın bir kısmı geçici kalıp içine fark yüzeyine kadar gömülmüş bir modelin üstünde kum sıkıştırılarak hazırlanmış olur. Aşama ters çevrilerek geçici kalıp çıkarılır, fark düzlemi perdahlanır ve sıkıştırılmayla kalıbın ikinci parçası hazırlanmış olur. Sonrasında kalıp açılarak model ayrılır ve döküm yollukları, döküm delikleri, düşey yolluklar, kanallar, çıkıcılar, havalandırma delikleri şeklinde destek parçalar ve düzeltmeler yapılır. Kalıp ondan sonra grafit boyası ya da talkla sıvanır ve kurutulur. Kalıp kapamada maçalar ya da kalıp parçaları, besleyiciler yerleştirilir ve kalıp, büyüklüğü bakımından yüklenir ya da kelepçelenir. Kimi polistirenden modeller ya kalıp içinde dökümden ilkin ya da döküm esnasında sıvı metalle yakılır.
Model üstüne kalıp yapımının bir değişik türü de plak-model üstünde kalıp yapımı'dır; bu yöntemde kalıbın her kısmı, bir plakmodel üstünde kumu sıkıştırarak ayrı ayrı elde edilir. Elle kalıp yapımı, bir el takımıyla (tokmak, ispatula vb.) uygulanır ve büyük boyutlu, hususi biçimli ya da azca sayıdaki üretilecek parçalar için kullanılır. Mekanik kalıp yapımı, kalıplama makinesinde plakmodelle kalıp öğelerini hazırlamayı sağlar. Kumu sıkıştırma yolları tazyik, titreşim, sarsma ve püskürtmedir; boyutlarda yüksek duyarlık isteniyorsa, yüksek basınçlarda sıkıştırma yoluna gidilir. 1980'de, bir gazın yanmasından doğan darbe dalgasının etkisiyle kalıp yapımı ortaya çıktı. Bu amaçla basınçlı havanın genleşmesinden de yararlanılır.
Yitik mum yöntemiyle kalıp yapımı, bronz heykel dökümünde Antikçağ'dan beri kullanılıyordu; bu yöntemden 1935'e doğru sanayide ilk olarak diş protezi parçalarının yapımında yararlanıldı. Mumdan, hususi plastikten ya da üreden meydana getirilen model, ardışık katmanlar halinde ateşe dayanıklı bir kalıp boyasıyla kaplanır ya da bu boyaya daldırılır. Bu işlemden sonrasında model, mumun erimesi (mum boşaltma) ve boşalması için kurutma fırınına sokulur, peşinden elde edilmiş seramik kalıp fırında pişirilir. Kabuk kalıp yapımı 'nda (seri üretim için) 250°C'ta ısıtılmış bir plakmodel üstüne döküm kumuyla ısılsertleşir reçinelerden oluşan bir karışım çöktürülür. Oluşan kabuk sökülür ve kurutma fırınında pişirilir. Hazırlanan kalıplar kolayca depolanabilir, sadece metal dökümü esnasında, bir çerçeve içinde dolgu malzemesiyle desteklenmelidir Döndürmen kalıp ya- pimi'nda (dönel parçalar, çan dökümü) bir ekseni çevresinde istenen profilde bir levha doğrusu kalıp döndürülür; böylece kalıp kumda istenen dönel biçimi oluşturur.
1971'de bulunan japon “V-process†inde, plastik yaprakla sınırı olan bir kalıp boşluğu kullanılır; bu yaprak alçak basınçlı, titreşen bir dereceye doldurulmuş kuma atmosfer basıncıyla baskı uygular.
—Polim. Fışkırtma kalıbı, deliğinin biçimine gore bitmiş ya da yarı bitmiş bir ürüne (mesela lif) belirli bir biçim verir. Değişik tiplerde bir çok fışkırtma kalıbı vardır:
1. düz fışkırtma kalıbı, plaka, yaprak ve film yapımında kullanılır;
2. boru fışkırtma kalıbı, boru ya da hortum üretiminde kullanılır Boru, kalıp çıkışında kolayca şekil değiştirebilir; bundan dolayı son biçimi ve kati boyutu, suyla soğutulan bir fışkırtma kalıbının iç çeperine dayandırılarak verilir; bu işleme boyutlama denir. Boruyu fışkırtma kalıbının iç çeperine dayama, ya içeriye basınçlı hava gönderilerek ya da dış hava basıncı kaldırılarak gerçekleştirilir. Boru fışkırtma kalıbından çıkan ürünün bir film inceliğinde olması isteniyorsa içine hava üflenir;
3. profil fışkırtma kalıbı, kalıbın biçimi, elde edilmek istenen eşyanın biçimine göre değişiklik gösterir (bu yöntemde de çoğunlukla bir boyutlama işlemine başvurulur);
4. tel kaplama kalıbı, metal bir teli, azca ya da çok kalınca, yalıtkan ya da koruyucu bir malzemeyle kaplamada kullanılır. İki tür tel kaplama kalıbı vardır; düz fışkırtma kalıbı, bu kalıpta vidanın ortasından kılavuz- lanan metal tel, çıkışta erimiş plastik kütlenin içinden geçer (bu durumda fışkırtıcının düz bir fışkırtma kafasıyla donatıldığını eklemek gerekir); gönyeli fışkırtma kalıbında kaplanacak telin yönü, vidanın eksenine diktir (buna "gönye kafası"da denir).
—Süslem. sant. ve Heykc. Kalıplar metal dökümlerde ya da kalıp almada kullanılır
Kalıp almada kullanılan kalıplar alçıdan, topraktan, jelatinden, PVC'den, silikondan vb. yapılabilir. Yitik ya da bozma kalıp yöntemiyle "orijinal" denilen tek bir örnek elde edilir. Bu örneği almak için kalıbı kırmak gerekir. Buna karşılık çoğaltma kalıbı birçok örnek elde etmek için birçok kez kullanılabilir. Bu kalıp, çoğu zaman çok sayıda parçadan oluşur ("parçalı kalıpâ€); parçalar birbirine bağlanarak dişi kalıp elde edilir; gömlek ya da şapa adında olan dış kalıp hepsini sarıyor. Elde edilmiş örneklerde birbirinden ayrılabilen bu parçalar, her eklemde bir “iz", bir çapak bırakırlar; izler silinse de tam olarak kaybolmaz. Bir, sanatçının elinden çıkmış “özgün alçı†ite bir heykel, bir alçakkabartma, bir sanat yaptfından ondan sonra alınan alçıdan kalıp arasındaki fark böylece anlaşılır. Esnek plastik maddelerden meydana getirilen teksir kalıpları tpk parçalı olabilir (mesela çıkarılması, kalıbın esnekliği yardımıyla gerçekleşir),
Kaynak: Büyük Larousse
kalıp ingilizcesi
- biçim, mould, mold; pattern, model; template; (ayakkabý) last; (þapka) block; (sabun, vb.) bar, cake, piece; appearance; shape
Hazır giyim kalıp çeşitleri nedir?
Kalıp ve Kalıplama
Kalıp Öğretmeni
YORUMLAR