KÂLUTE a. Esk. giy. 1. Memluklar döneminde (XIII. yy-XV. yy.) giyilen içi pamuklu ve köşeli bir tür külah. (Kalavta, kel- levte, kü...
KÂLUTE a. Esk. giy.
1. Memluklar döneminde (XIII. yy-XV. yy.) giyilen içi pamuklu ve köşeli bir tür külah. (Kalavta, kel- levte, külüte de denir.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Kâlutei çerkeziye Melik Zâhir Berkuk döneminde kullanılmaya başlanan büyük boyutlu ve köşeleri eğri bir tür kâlute. || Kâlutei nasıriye, minik boyutlu kâlute || Kâlutei tarhaniye, Melik Eşref Şaban döneminde (1363-1377) üstüne minik sarıklar sarılarak kullanılan kâlute.
—ANSİKL. Kâlute, çoğu zaman yünlüden yapılır, içine pamuk döşenir ve pamuklu kumaşla astarlanırdı. Rengi kırmızı ya da sarı olur, kimisinin arkası enseyi örtecek uzunlukta yapılırdı. üstüne kenarlarında altın
çengeller bulunan sırma işlemeli ipek sarık sarılırdı. Memluklu sultanları Melik Eşref Halil (1290-1293) dönemine değin sarıksız sarı kâlute giyiyorlardı. Bu zamanda üstüne sarık sarılmaya başlandı; sarılan sarığa ve boyutlarına bakılırsa değişik adlar aldı. Sarıklar ondan sonra görevleri gösteren boynuzlar biçiminde sarılmaya başlandı. Sultan kâlutesi altı, atabeyinki dört, emirlerinki iki boynuzluydu.
1. Memluklar döneminde (XIII. yy-XV. yy.) giyilen içi pamuklu ve köşeli bir tür külah. (Kalavta, kel- levte, külüte de denir.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Kâlutei çerkeziye Melik Zâhir Berkuk döneminde kullanılmaya başlanan büyük boyutlu ve köşeleri eğri bir tür kâlute. || Kâlutei nasıriye, minik boyutlu kâlute || Kâlutei tarhaniye, Melik Eşref Şaban döneminde (1363-1377) üstüne minik sarıklar sarılarak kullanılan kâlute.
—ANSİKL. Kâlute, çoğu zaman yünlüden yapılır, içine pamuk döşenir ve pamuklu kumaşla astarlanırdı. Rengi kırmızı ya da sarı olur, kimisinin arkası enseyi örtecek uzunlukta yapılırdı. üstüne kenarlarında altın
çengeller bulunan sırma işlemeli ipek sarık sarılırdı. Memluklu sultanları Melik Eşref Halil (1290-1293) dönemine değin sarıksız sarı kâlute giyiyorlardı. Bu zamanda üstüne sarık sarılmaya başlandı; sarılan sarığa ve boyutlarına bakılırsa değişik adlar aldı. Sarıklar ondan sonra görevleri gösteren boynuzlar biçiminde sarılmaya başlandı. Sultan kâlutesi altı, atabeyinki dört, emirlerinki iki boynuzluydu.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR