kama isim 1 . Tabanca olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak: "Bu bıçak, sapına bez sarılmış, minik ç...
kama
isim
1 . Tabanca olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak:
2 . madencilik Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş ya da cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üzerine ya da arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası.
3 . Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı.
4 . askerlik Topun gerisini kapayan kapak:
"Köy değirmenlerinde top kaması döküldüğüne tanık oldum."- A. Gündüz.
5 . halk ağzında Oyunda kazanılan her parti.
6 . halk ağzında Oyunda sayı.
Kama, vida ve çıkrık nedir?
Eğik Düzlem, Kama ve Vida
Dünya Nehirleri - Kama Nehri
Makina parçalarını kolayca birbirine bağlayan ve kolay şekilde sökülebilir bağlantı elde eden çelik parçalara kama denir. Birleştirme işleminin yanında sıkıştırma işlevide görür. Çoğu zaman dişli ve kasnak şeklinde parçaların bir mil üstüne bağlantısını sağlayarak milin dönme hareketini kasnak ve dişliye aktarmaya yarar. Parçaların birbirine kolay şekilde birleştirilip sökülmesinin yanında bakım ve değişiklik işlemlerinde zamandan tutum sağlar.
Kama iyi mi takılır?
Mil üstüne enine ya da boyuna kama kanalı açılır. Aynı şekilde mil üstüne takılacak parçayada mil üstündeki kama yatağını karşılayacak şekilde kama yatağı açılır. kama yatakları karşılıklı hizaya getirilerek kama araya yerleştirilir. Böylece dönen mil üstüne takılan parça kaymadan mille birlikte parçadada dönme hareketi sağlanır.
kama nedir
Mil eksenine paralel meydana getirilen montajlarda boyuna (eğimsiz) kamalar, mil eksenine dik meydana getirilen montajlarda enine (eğimli) kamalar kullanılır. Enine kamalar gelen kuvvetleri karşılama ve ayar işlemlerinde kullanılır. Kamaların yapımında sertleştirilmiş ekip çeliği kullanılmaktadır.
Kamalar üç sınıfa ayrılmaktadır.
Paralel kama
Eğimli kama
Yarım ay kama
KAMA a. (ermenice kam, çividen).
1. Esk. sil. iki yanı keskin, sivri uçlu, enlice, bıçak türünde tabanca. (Kın içinde belde göç eder. Daha çok Şimal KafkasyalIlar, bilhassa Gürcüler ve Çerkezler tarafınca kullanılır.)
2. Kütüğü yarmak için kullanılan sivri uçlu, yassı ve enli çivi; takoz.
—Aktar. Kancalı kama, ince tarafında bir kanca taşıyan, metal kama. || Taş kaldırma kaması, kesme taşları aktarmak ve yerleştirmek için kullanılan kama.
—Al. tak. Bir takımın sapını, yuva içinde sıkıştırmaya yarayan takoz.
—Ask. Kama düzeni, bir tank bölüğünde bir takımın ileride iki takımın geride ya da bir tankın ileride iki tankın geride, komutan tankının merkezde bulunmuş olduğu seviye.
—Ayakkc. Kalıp kaması, bir ayakkabı kalıbını genişletme amacıyla kullanılan ağaç parçası.
— Bot ve potin kalıplarının orta kısmı.
—Bayınd. Kamalı ve kapaklı barajlarda kapama öğesi olarak kullanılan, üst kısmı elle kavranabilecek halde inceltilmiş ya da işlenmiş ağaç ya da hafifçe metalden parça. (Bk. ansikl. böl.)
—Bür. ger. Durak kaması, daktilo tarafınca seçilen noktalarda (paragraf başı, sütun vb.) satırı durdurmak için bir daktilo makinesinin şaryosuna yerleştirilmiş hareketli metal mandal.
—Denizbil. ve Hidrol. Tuzlu kama, bir ırmağın ağzında, deniz suyunun ırmak suyunun altına girmesi (ırmağın yukarı kesimine doğru, deniz suyu hafifçe eğimli bir haloklin ile ırmak suyundan ayrılır). [Bk. ansikl. böl.]
—Denize. Bir kaplama tahtasını sökmede, bir payandanın cundasını istenilen yere sıkıştırmada kullanılan ucu sivri üçgen biçiminde ağaç siğil.
— Makara saçanlarını, piyanlarını ve piyan ligadoralarını berkitmek için araya sokulan siğil.
—Dökme. Burgu ağacTna bazı yörelerde verilen ad.
—El sant. Bakırcı tezgâhındaki oyuklara örsleri sıkıştırmak amacıyla kullanılan, konik kesilmiş ağaç parçası.
—Foto. Duyarlıkölçüm kaması, ışıkölçüm ve duyarlıkölçümde, ışığın geçişinde, malum bir yasaya gore gittikçe artan bir değişiklik elde etmek için kullanılan, çoğu zaman düzlemsel unsur.
—Mad. oc. Kayağantaşları yarmak için kullanılan ağaç parçası. (Bk. ansikl. böl.) || Yarıklı ve köşeli bir ankraj cıvatasının ağız uçlarını açmaya yarayan metal parça. || Yuvarlak bir ağaç parçasını 25 mm genişliğinde koşut biçme çizgileriyle biçerek elde edilmiş işlenmemiş tahta. (Kamalar tahkimat malzemesi olarak kamalama işleminde kullanılır; gönyesine getirilmiş tahtalara gore daha ucuzdur.)
—Mak. san. iki parça arasına, ya aralarında belli bir açıklık bulundurmak ya da aralarındaki boşluğu doldurmak ve bu parçaları birleştirmek için konan bir tür takoz. || iki eşmerkezli parçanın beraber dönmesini elde eden çoğu zaman prizmasal metal parça. (Milin doğurucusu süresince oluşturulan bir yuvaya, yüksekliğinin yarısına kadar geçirilen kama hemen sonra dış parçanın [makara, küçük eş dişli vb.] deliğinde oluşturulan bir kanal içine kaydırılır.) || Ayarlı kama, devinim halindeki bir parçanın aşınma boşluğunu almak için, sürme vidalarıyla ve sıkıştırma karşı somunuyla yer değiştirebilen ince takoz. || Düzeçleme kaması, bir mobilyanın ya da makinenin ayakları altına dengeleme amacıyla konan parçaların her biri. || itici kama, redüktör koninin penceresine sokulduktan sonrasında bu koniyi takılı olduğu ekip taşıyıcı koniden ayırmak amacıyla üstüne yaralanan eğik kenarlı ekip.
—Marangl. Dülgerlikte ve marangozlukta delikli ve zıvanalı bir geçmeyi sabitleştirmek için kullanılan, sert ağaçtan yapılmış, çoğu zaman kare kesitli, piramit biçiminde ahşap parça. (Birleştirmenin işlevine gore bir ya da iki kama kullanılır. Saplamayla karıştırılmamalıdır.) || Kama açısı, Diş AÇISi'nın eşanlamlısı. || Kavrama kaması, kavramaları birleştirmek ve sıkıştırmak için kullanılan kama. || Rende kaması, rende tığını sıkıştırmaya ve sabitleştirmeye yarayan rende öğesi. || Yıldırım birleştirme kaması, yıldırım birleştirmede iki parçayı bağlamada kullanılan kama. || Zıvana kaması, zıvana dili ve yuvasına dik olarak açılmış deliğe çakılan ve birleştirmeyi sağlamlaştıran ahşap çivi.
—Matbaac. Tipo kalıbındaki basımevi karakterlerini tahta parçalar yardımıyla sıkıştırmakta kullanılan, kenarlarından biri eğik olarak planyalanmış tahta takoz.
—Nalbantl. Kama başlı buz mıhı, başın 'üst kısmı keskin bir kama biçiminde olan ve buzlu zemin için çakılan mıh.
—Ormanc. Ağaçların kesiminde ve yarılıp minik parçalar haline getirilmesinde kullanılan çok keskin açılı prizma biçiminde metal ya da çok sert odun pârçası.
—Oy. Kama basmak, çocuk oyunlarında sayı kazanmak.
—Bazı çocuk oyunlarında birkaç turdan oluşan oyunun bir turunu tamamlayıp puan almak.
—Polim. Bir enjeksiyon kalıbında kalıp boşluğu öğesi; koni biçimindeki iki kama, bir taşıyıcı üstünde bulunur. (Kamalı bir kalıbın önemi, bilhassa azca bir kuvvetle kapatılabilmesinden lanır.)
—Sil. Alev ateş silahlarda namlunun arka boşluğunu kapamaya yarayan çelik blok. (Bk. ansikl. böl.) || Kama patlaması, atış esnasında top kamasının kaza ile açılması. (Kama patlaması, kamanın ateşlemeden ilkin tümüyle kapatılmamasından ileri gelir. Bunu önlemek için, kama açık kaldığında ateşlemeyi engellemiş olan bir güvenlik tertibatı vardır.) || Kama yastığı, kamadan doldurulan silahlarda kapağın yanlarından gaz kaçmasını önleyen düzenek. || Oynak kama, bir yakıcı silahın, ateşleme iğnesine bağlı olan kaması; bu kamanın hare tuzlu kama keti, silahı doldurmayı, namluyu açıp kapamayı ve fişekleri çıkarmayı sağlar. || Yarı otomatik kama, topun geri tepmesiyle oluşturulan, dolmasıyla kendiliğinden kapanan kama türü; çoğu zaman uçaksavar toplarında kullanılır.
—Teknol. Kamayla bağlamak -KAMALAMAK'ın eşanlamlısı.
—Yerbil. Kalınlığı, yatay aralıklara gore azalan ve sonunda yok olan tortul bir katmanın hususi görünümü.
—ANSİKL. Bayınd. Elle kumanda edilen kamalar bir taraftan tabandaki bir çıkıntıya, öte taraftan da yatay başlığa dayanır. Bu başlık açık konumdaki kapakların üst bölümünü birbirine bağlar. Kamalar yan yana yerleştirildiğinde, neredeyse su sızdırmaz bir baraj oluşturur. Debi oldukça fazla yükseldiğinde kamaların tümü kaldırılır ve kapaklar baraj tabanına yatırılır; böy- lece, baraj tamamen ortadan kaldırılarak kabaran suyun anaforsuz akması sağlanır. Suların süratli bir halde kabardığı durumlarda, barajı bu yöntemle kaldırma işlemi tehlikeli olabilir.
—Denizbil. Tuzlu kama, gelgit hafifçe olduğunda ya da asla olmadığında, tatlısu tuzlu kamanın üstünde akar ve çoğu zaman rengi vasıtasıyla çevresinden ayrılan bir ' 'ayla'' biçiminde denize yayılır. Tuzlu kama; ırmak debisinin artmasına ya da ek- otomatik 7,62 FN tüfeği silmesine bağlı olarak yukarı ya da aşağı kamasın ın şematik kesiti kesime doğru akar. Kamanın yüzeyinde, tatlısu belli bir oranda tuzlu suyu götürür ve bunun sonucunda, dipte denizden ırmağın yukarı kesimine doğru bir dengeleme akıntısı gerçekleşir. Bu koşullar, ırmağın getirmiş olduğu gereçlerin çökelmesini ve ırmak ağzında bir setin oluşmasını kolaylaştırır; bu koşullar, suyun çekilmiş olduğu dönemlerde ırmak içinde acısuların yükselmesini açıklar. Eğer gelgit mühim boyutlardaysa tuzlu su ve tatlısu karışımı, gelgitin saatlerine bağlı olarak değişik koşullarda gerçekleşir ve incelenmeleri ilgili eş- tuzlulukların belirlenmesini gerektirir.
—Mad. oc. Takozlarla beraber kullanılan kama, çıkarılacak kayaçları parçalamayı sağlar. Mermer ve kayağantaş çıkarılırken kesilecek blokun düzlemine yerleştirilmiş birçok kama kimi süre aynı anda kullanılır. Kamaların tümünü aynı anda sıkıştırarak tertipli ve gittikçe artan halde taşa gerilim verilir.
—Sil. Ağızdan dolan yakıcı silahlarda, atım yatağı arkadan "kama" denilen çok kalınca bir parçayla kapalıydı. Bunun dış yüzü kubbe biçimindeydi ve ucunda kama düğmesi denilen bir çıkıntı bulunuyordu. Kamadan dolan yakıcı silahlarda kama bir manşonla takviye edilmişti. Yüz Yıl savaşlarımda kullanılan ilk İngiliz topları kamadan doldurulurdu, fakat kapak çok ilkel olduğundan alevli gazların arkaya doğru püskürmesini engelleyemezdi. Onun içindir ki kısa bir süre sonrasında, kısaca XV. yy.'da bu yöntem terk edildi ve toplar ağızdan doldurulmaya başlandı. Topların yine tüm Avrupa'da kamadan doldurulmasına sadece 1866 Avusturya-Prusya savaşımdan sonrasında dönüldü.
Menşuri (köşeli, prizma) kamalarda, namlunun eksenine dik olan yuvanın arkasında bir delik bulunur; bu yuvada köşeli bir parça hareket eder ve bu parça kama açık olduğunda namlunun atım yatağında yer alır, böylece de merminin yatağa girmesine olanak verir. Daha önceleri sevk barutunun geri kaçması için kullanılan duyun yerine, günümüzde kamanın içine sokulan tıkayıcı halka kullanılır.
Vidalı kamalarda, bir kama vidası, bir plastik tıkayıcı ve bu vidanın ters yönde dönmesini ya da zamansız ateşlemeyi önlemek için güvenlik düzeneği bulunur Kama vidası, üç tane burgulu ve üç tane de düz kısmı bulunan aralıklı burgulu bir vidadır; kama somunu ise vida ile aynı yapıya haizdir. Böylece bu iki parça birbirine kolayca geçer ya da ayrılır.
Günümüzde, topların tümü yarı otomatik kamayla donatılmıştır. Portatif silahlarda bir tırnağa bağlı olan kama, kurma levyesiyle nişancı tarafınca hareket ettirilir. Otomatik silahlarda bu hareketi gerçekleştirmek için, gazların bir pistonla kamaya aktarılan etkisinden yararlanılır.
KAMA a. (çerkezce söze.). Tar Osmanlı sarayında aynı kuşaktan ya da yaşıt olan saraylıların bir araya geldiklerinde konuşma izni istemek için kullandıkları terim. (Yaşıt saraylılar içinde bir söyleyeceği olan, ilkin bu sözcüğü kullanır ve sadece dinleyici durumunda bulunanlar da aynı terimle karşılık verdikten sonrasında konuşmasına başlayabilirdi. Karşıdakiler "kama†demedikçe konuşmaya adım atmak çok ayıp, hatta saray göreneklerine aykırı sayılırdı.)
KAMA, Rusya'da ırmak, Volga'nın kolu; 2 032 km. Rus ovasının doğu kısmına ve Ural dağlarının batı yamaçlarına yayılan 521 700 km2'lik bir alanı akaçlar. Kama'nın suları kışın kabarıktır: nisan ile haziran arasındaki karların erimesiyle sular kabarır; buz birikmesi kasım ile nisan içinde olur. Kütüklerin yüzdürülmesinde ve altı düz mavnalarla maden filizlerinin taşınmasında yararlanılan Kama, elektrik üretimi için donatılmıştır. Kama üstünde üç mühim santral vardır: Perm'in aşağı kesiminde (504 MW), Votkinsk'te (1 000 MW), Nijnekamsk'ta (1 200 MW). Nijnekamsk santralı'nın yakınında Kama endüstri kompleksi (kamyonlar), Naberejnıye Çelnıy (Tataristan Özerk Cumhuriyeti) kentinin doğmasına yol açmıştır.
KAMA, hint Aşk tanrısı. Brahmana'lara gore, Yaradan'ın zihninde yalnızlıktan kurtulma isteğini uyandırdığına gore, tanrıların en eskisi olması gerekir. Şiva'nın Parvati'ye âşık olmasına da yol açmıştır. Bir papağana binmiş ve şekerkamışından bir yayla ucunda demir yerine lotus goncası bulunan oklar kuşanmış yakışıklı bir delikanlı biçiminde gösterilir. Eşi, kösnü tanrıçası Rati'dir.
1. Esk. sil. iki yanı keskin, sivri uçlu, enlice, bıçak türünde tabanca. (Kın içinde belde göç eder. Daha çok Şimal KafkasyalIlar, bilhassa Gürcüler ve Çerkezler tarafınca kullanılır.)
2. Kütüğü yarmak için kullanılan sivri uçlu, yassı ve enli çivi; takoz.
—Aktar. Kancalı kama, ince tarafında bir kanca taşıyan, metal kama. || Taş kaldırma kaması, kesme taşları aktarmak ve yerleştirmek için kullanılan kama.
—Al. tak. Bir takımın sapını, yuva içinde sıkıştırmaya yarayan takoz.
—Ask. Kama düzeni, bir tank bölüğünde bir takımın ileride iki takımın geride ya da bir tankın ileride iki tankın geride, komutan tankının merkezde bulunmuş olduğu seviye.
—Ayakkc. Kalıp kaması, bir ayakkabı kalıbını genişletme amacıyla kullanılan ağaç parçası.
— Bot ve potin kalıplarının orta kısmı.
—Bayınd. Kamalı ve kapaklı barajlarda kapama öğesi olarak kullanılan, üst kısmı elle kavranabilecek halde inceltilmiş ya da işlenmiş ağaç ya da hafifçe metalden parça. (Bk. ansikl. böl.)
—Bür. ger. Durak kaması, daktilo tarafınca seçilen noktalarda (paragraf başı, sütun vb.) satırı durdurmak için bir daktilo makinesinin şaryosuna yerleştirilmiş hareketli metal mandal.
—Denizbil. ve Hidrol. Tuzlu kama, bir ırmağın ağzında, deniz suyunun ırmak suyunun altına girmesi (ırmağın yukarı kesimine doğru, deniz suyu hafifçe eğimli bir haloklin ile ırmak suyundan ayrılır). [Bk. ansikl. böl.]
—Denize. Bir kaplama tahtasını sökmede, bir payandanın cundasını istenilen yere sıkıştırmada kullanılan ucu sivri üçgen biçiminde ağaç siğil.
— Makara saçanlarını, piyanlarını ve piyan ligadoralarını berkitmek için araya sokulan siğil.
—Dökme. Burgu ağacTna bazı yörelerde verilen ad.
—El sant. Bakırcı tezgâhındaki oyuklara örsleri sıkıştırmak amacıyla kullanılan, konik kesilmiş ağaç parçası.
—Foto. Duyarlıkölçüm kaması, ışıkölçüm ve duyarlıkölçümde, ışığın geçişinde, malum bir yasaya gore gittikçe artan bir değişiklik elde etmek için kullanılan, çoğu zaman düzlemsel unsur.
—Mad. oc. Kayağantaşları yarmak için kullanılan ağaç parçası. (Bk. ansikl. böl.) || Yarıklı ve köşeli bir ankraj cıvatasının ağız uçlarını açmaya yarayan metal parça. || Yuvarlak bir ağaç parçasını 25 mm genişliğinde koşut biçme çizgileriyle biçerek elde edilmiş işlenmemiş tahta. (Kamalar tahkimat malzemesi olarak kamalama işleminde kullanılır; gönyesine getirilmiş tahtalara gore daha ucuzdur.)
—Mak. san. iki parça arasına, ya aralarında belli bir açıklık bulundurmak ya da aralarındaki boşluğu doldurmak ve bu parçaları birleştirmek için konan bir tür takoz. || iki eşmerkezli parçanın beraber dönmesini elde eden çoğu zaman prizmasal metal parça. (Milin doğurucusu süresince oluşturulan bir yuvaya, yüksekliğinin yarısına kadar geçirilen kama hemen sonra dış parçanın [makara, küçük eş dişli vb.] deliğinde oluşturulan bir kanal içine kaydırılır.) || Ayarlı kama, devinim halindeki bir parçanın aşınma boşluğunu almak için, sürme vidalarıyla ve sıkıştırma karşı somunuyla yer değiştirebilen ince takoz. || Düzeçleme kaması, bir mobilyanın ya da makinenin ayakları altına dengeleme amacıyla konan parçaların her biri. || itici kama, redüktör koninin penceresine sokulduktan sonrasında bu koniyi takılı olduğu ekip taşıyıcı koniden ayırmak amacıyla üstüne yaralanan eğik kenarlı ekip.
—Marangl. Dülgerlikte ve marangozlukta delikli ve zıvanalı bir geçmeyi sabitleştirmek için kullanılan, sert ağaçtan yapılmış, çoğu zaman kare kesitli, piramit biçiminde ahşap parça. (Birleştirmenin işlevine gore bir ya da iki kama kullanılır. Saplamayla karıştırılmamalıdır.) || Kama açısı, Diş AÇISi'nın eşanlamlısı. || Kavrama kaması, kavramaları birleştirmek ve sıkıştırmak için kullanılan kama. || Rende kaması, rende tığını sıkıştırmaya ve sabitleştirmeye yarayan rende öğesi. || Yıldırım birleştirme kaması, yıldırım birleştirmede iki parçayı bağlamada kullanılan kama. || Zıvana kaması, zıvana dili ve yuvasına dik olarak açılmış deliğe çakılan ve birleştirmeyi sağlamlaştıran ahşap çivi.
—Matbaac. Tipo kalıbındaki basımevi karakterlerini tahta parçalar yardımıyla sıkıştırmakta kullanılan, kenarlarından biri eğik olarak planyalanmış tahta takoz.
—Nalbantl. Kama başlı buz mıhı, başın 'üst kısmı keskin bir kama biçiminde olan ve buzlu zemin için çakılan mıh.
—Ormanc. Ağaçların kesiminde ve yarılıp minik parçalar haline getirilmesinde kullanılan çok keskin açılı prizma biçiminde metal ya da çok sert odun pârçası.
—Oy. Kama basmak, çocuk oyunlarında sayı kazanmak.
—Bazı çocuk oyunlarında birkaç turdan oluşan oyunun bir turunu tamamlayıp puan almak.
—Polim. Bir enjeksiyon kalıbında kalıp boşluğu öğesi; koni biçimindeki iki kama, bir taşıyıcı üstünde bulunur. (Kamalı bir kalıbın önemi, bilhassa azca bir kuvvetle kapatılabilmesinden lanır.)
—Sil. Alev ateş silahlarda namlunun arka boşluğunu kapamaya yarayan çelik blok. (Bk. ansikl. böl.) || Kama patlaması, atış esnasında top kamasının kaza ile açılması. (Kama patlaması, kamanın ateşlemeden ilkin tümüyle kapatılmamasından ileri gelir. Bunu önlemek için, kama açık kaldığında ateşlemeyi engellemiş olan bir güvenlik tertibatı vardır.) || Kama yastığı, kamadan doldurulan silahlarda kapağın yanlarından gaz kaçmasını önleyen düzenek. || Oynak kama, bir yakıcı silahın, ateşleme iğnesine bağlı olan kaması; bu kamanın hare tuzlu kama keti, silahı doldurmayı, namluyu açıp kapamayı ve fişekleri çıkarmayı sağlar. || Yarı otomatik kama, topun geri tepmesiyle oluşturulan, dolmasıyla kendiliğinden kapanan kama türü; çoğu zaman uçaksavar toplarında kullanılır.
—Teknol. Kamayla bağlamak -KAMALAMAK'ın eşanlamlısı.
—Yerbil. Kalınlığı, yatay aralıklara gore azalan ve sonunda yok olan tortul bir katmanın hususi görünümü.
—ANSİKL. Bayınd. Elle kumanda edilen kamalar bir taraftan tabandaki bir çıkıntıya, öte taraftan da yatay başlığa dayanır. Bu başlık açık konumdaki kapakların üst bölümünü birbirine bağlar. Kamalar yan yana yerleştirildiğinde, neredeyse su sızdırmaz bir baraj oluşturur. Debi oldukça fazla yükseldiğinde kamaların tümü kaldırılır ve kapaklar baraj tabanına yatırılır; böy- lece, baraj tamamen ortadan kaldırılarak kabaran suyun anaforsuz akması sağlanır. Suların süratli bir halde kabardığı durumlarda, barajı bu yöntemle kaldırma işlemi tehlikeli olabilir.
—Denizbil. Tuzlu kama, gelgit hafifçe olduğunda ya da asla olmadığında, tatlısu tuzlu kamanın üstünde akar ve çoğu zaman rengi vasıtasıyla çevresinden ayrılan bir ' 'ayla'' biçiminde denize yayılır. Tuzlu kama; ırmak debisinin artmasına ya da ek- otomatik 7,62 FN tüfeği silmesine bağlı olarak yukarı ya da aşağı kamasın ın şematik kesiti kesime doğru akar. Kamanın yüzeyinde, tatlısu belli bir oranda tuzlu suyu götürür ve bunun sonucunda, dipte denizden ırmağın yukarı kesimine doğru bir dengeleme akıntısı gerçekleşir. Bu koşullar, ırmağın getirmiş olduğu gereçlerin çökelmesini ve ırmak ağzında bir setin oluşmasını kolaylaştırır; bu koşullar, suyun çekilmiş olduğu dönemlerde ırmak içinde acısuların yükselmesini açıklar. Eğer gelgit mühim boyutlardaysa tuzlu su ve tatlısu karışımı, gelgitin saatlerine bağlı olarak değişik koşullarda gerçekleşir ve incelenmeleri ilgili eş- tuzlulukların belirlenmesini gerektirir.
—Mad. oc. Takozlarla beraber kullanılan kama, çıkarılacak kayaçları parçalamayı sağlar. Mermer ve kayağantaş çıkarılırken kesilecek blokun düzlemine yerleştirilmiş birçok kama kimi süre aynı anda kullanılır. Kamaların tümünü aynı anda sıkıştırarak tertipli ve gittikçe artan halde taşa gerilim verilir.
—Sil. Ağızdan dolan yakıcı silahlarda, atım yatağı arkadan "kama" denilen çok kalınca bir parçayla kapalıydı. Bunun dış yüzü kubbe biçimindeydi ve ucunda kama düğmesi denilen bir çıkıntı bulunuyordu. Kamadan dolan yakıcı silahlarda kama bir manşonla takviye edilmişti. Yüz Yıl savaşlarımda kullanılan ilk İngiliz topları kamadan doldurulurdu, fakat kapak çok ilkel olduğundan alevli gazların arkaya doğru püskürmesini engelleyemezdi. Onun içindir ki kısa bir süre sonrasında, kısaca XV. yy.'da bu yöntem terk edildi ve toplar ağızdan doldurulmaya başlandı. Topların yine tüm Avrupa'da kamadan doldurulmasına sadece 1866 Avusturya-Prusya savaşımdan sonrasında dönüldü.
Menşuri (köşeli, prizma) kamalarda, namlunun eksenine dik olan yuvanın arkasında bir delik bulunur; bu yuvada köşeli bir parça hareket eder ve bu parça kama açık olduğunda namlunun atım yatağında yer alır, böylece de merminin yatağa girmesine olanak verir. Daha önceleri sevk barutunun geri kaçması için kullanılan duyun yerine, günümüzde kamanın içine sokulan tıkayıcı halka kullanılır.
Vidalı kamalarda, bir kama vidası, bir plastik tıkayıcı ve bu vidanın ters yönde dönmesini ya da zamansız ateşlemeyi önlemek için güvenlik düzeneği bulunur Kama vidası, üç tane burgulu ve üç tane de düz kısmı bulunan aralıklı burgulu bir vidadır; kama somunu ise vida ile aynı yapıya haizdir. Böylece bu iki parça birbirine kolayca geçer ya da ayrılır.
Günümüzde, topların tümü yarı otomatik kamayla donatılmıştır. Portatif silahlarda bir tırnağa bağlı olan kama, kurma levyesiyle nişancı tarafınca hareket ettirilir. Otomatik silahlarda bu hareketi gerçekleştirmek için, gazların bir pistonla kamaya aktarılan etkisinden yararlanılır.
KAMA a. (çerkezce söze.). Tar Osmanlı sarayında aynı kuşaktan ya da yaşıt olan saraylıların bir araya geldiklerinde konuşma izni istemek için kullandıkları terim. (Yaşıt saraylılar içinde bir söyleyeceği olan, ilkin bu sözcüğü kullanır ve sadece dinleyici durumunda bulunanlar da aynı terimle karşılık verdikten sonrasında konuşmasına başlayabilirdi. Karşıdakiler "kama†demedikçe konuşmaya adım atmak çok ayıp, hatta saray göreneklerine aykırı sayılırdı.)
KAMA, Rusya'da ırmak, Volga'nın kolu; 2 032 km. Rus ovasının doğu kısmına ve Ural dağlarının batı yamaçlarına yayılan 521 700 km2'lik bir alanı akaçlar. Kama'nın suları kışın kabarıktır: nisan ile haziran arasındaki karların erimesiyle sular kabarır; buz birikmesi kasım ile nisan içinde olur. Kütüklerin yüzdürülmesinde ve altı düz mavnalarla maden filizlerinin taşınmasında yararlanılan Kama, elektrik üretimi için donatılmıştır. Kama üstünde üç mühim santral vardır: Perm'in aşağı kesiminde (504 MW), Votkinsk'te (1 000 MW), Nijnekamsk'ta (1 200 MW). Nijnekamsk santralı'nın yakınında Kama endüstri kompleksi (kamyonlar), Naberejnıye Çelnıy (Tataristan Özerk Cumhuriyeti) kentinin doğmasına yol açmıştır.
KAMA, hint Aşk tanrısı. Brahmana'lara gore, Yaradan'ın zihninde yalnızlıktan kurtulma isteğini uyandırdığına gore, tanrıların en eskisi olması gerekir. Şiva'nın Parvati'ye âşık olmasına da yol açmıştır. Bir papağana binmiş ve şekerkamışından bir yayla ucunda demir yerine lotus goncası bulunan oklar kuşanmış yakışıklı bir delikanlı biçiminde gösterilir. Eşi, kösnü tanrıçası Rati'dir.
Kaynak: Büyük Larousse
Kama, vida ve çıkrık nedir?
Eğik Düzlem, Kama ve Vida
Dünya Nehirleri - Kama Nehri
YORUMLAR