kanat -dı isim 1 . Kuşlarda ve böceklerde uçmayı elde eden organ: "Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik ...
kanat -dı
isim
1 . Kuşlarda ve böceklerde uçmayı elde eden organ:
2 . Balıklarda yüzgeç.
3 . Bir uçağın havada durmasını elde eden taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey.
4 . Kapı, pencere, dolap benzer biçimde dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı:
"Bir süre kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı."- Y. K. Karaosmanoğlu.
5 . Yan, taraf:
"Perde kanadı."- .
6 . Meclis, parti vb. topluluklarda fikir yönünden özellik gösteren taraflardan her biri:
"Partinin sol kanadı."- .
7 . Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol:
"Yel değirmeni kanadı."- .
"Pervane kanadı."- .
8 . Angıç.
9 . askerlik Harp düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah:
"Ordunun sağ kanadı."- .
10 . spor Futbol, hentbol vb. ekip oyunlarında saldırı hattının sağ ve sol kısmı.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
(birini) kanadı altına almak kanat açmak kanat alıştırmak kanat çırpmak (birine ya da bir şeye) kanat germek
Birleşik Sözler
çakırkanatkın kanatkızılkanatsağ kanatsarıkanatyelkenkanatburun kanadıkazkanadıkuşkanadıpencere kanadı
Kaynak:
Delta Kanat Nedir? Delta Kanat
Kazım Kanat
Kanat Profili
KANAT a.
1. Hayvanlarda (kuşlar, böcekler, yarasalar) uçmayı elde eden üye: Güvercin, kızböceği, yarasa kanatlan. Kanatlarını açmak, toplamak, kanatlarını çırpmak. (Bk. ansikl. böl.)
2. Kümes hayvanlarının kanatları ve bitişiğindeki etli kısımları içine alan parçası: Kanattan çok budu sevmek. Kanat pişirmek.
3. Kimi düşsel, muhteşem ya da masalsı varlıkların simgesi: Meleklerin kanatları.
4.Balıklarda yüzgeç.
5. Kapı, pencere, sjdolap vb. şeylerin açılıp kapanabilen ve çoğu zaman çift olan kapaklarından her biri: Kapının bir kanadı asla açılmıyor.
6. Birbirinden bağımsız parçalardan oluşan kimi şeylerde her bir parça.
7. Fırıldak biçiminde olan kimi şeylerde her bir kol: Pervane kanadı. Yeldeğirmeninin kanatları.
8. Öküz ya da at otomobillerinin iki yanına konulmuş olan parmaklık; angıç.
9. Giyecek ve kumaşların uzunluğunun yarım eni: Çarşafın iki kanadını üst üste getir.
10. Harp düzenindeki bir ordunun bir yanı: Ordunun sağ kanadı hızla geri çekildi.
11. Ed. Bir şeyin (soyut) kanatları, bizi, kendimizin ve gerçekliğin üzerine çıkartan fikir ve duygunun hareketleri: Hayalin kanatlan.
12. Kanat açmak, uçmak. || (Birine) kanat açmak, kanat germek, bir kimseyi korumak, himaye etmek. || Kanat alıştırmak, bir işin iyi mi yapılacağını deneyerek öğrenmeye çalışmak. || (Birini) kanadı altına almak, bir kimseyi uğrayabileceği her türlü kötülükten uzak tutmak, onu himayesine almak. || (Birinin) kanadı altına sığınmak, inanılmış olduğu, güvenilmiş olduğu bir kimsenin koruyuculuğunu dilemek, ondan bunu istemek.
—Anat. Biçimi sebebiyle bir organın uzunca ve yayvan kenar kısmına verilen ad (yutak, kuyruksokumu, dizkapağı kanadı). || Burun kanatları, burnun yan kısımları.
—Arabac. Gaşgası ve kağnı tablasının kenarlarına çakılan ya da açılabilir olması için menteşeyle bağlanan ince, uzun tahta parçası.
—Arıc. Kanat kesmek, uçmasını önlemek için anaarının bir kanadının ucunu kesmek.
—Ask. Harp düzenindeki büyük bir birliğin büyüklüğüyle orantılı olarak derinliğini kapsayan sağ ve sol yanları. || Kanat kırma, hat düzeninde yerleşmiş savunmadaki bir birliğin, yanlarını bir açı oluşturacak şekilde geriye doğru hareket ettirerek yapmış olduğu manevra. (Muharebeyi duruma bakılırsa daha elverişli koşullarda sürdürmek amacıyla yapılır.) || Çark kanadı, saf ya da harp düzenindeki büyük bir birliğin yapmış olduğu çark hareketinde, çark noktasından en uzakta bulunan ve geniş bir çember yayı çizen bölüm.
—Balıkç. Trol, irip, gırgır vb. ağlarda torbanın haricinde kalan sağ ve sol kol. (Eşanl. KOL.)
—Ciltç. Eski ciltlerde, cüzlerin birbirine dikilmelerinde kullanılan ipin uzun bırakılan uçlarına verilen ad.
—Denizbil. Bir okyanus sırtının, düz tabanlı havzaları ya da kademeli platoları birbirinden ayıran dikliklerden ve sıradağ- cıklardan oluşan kenar kesimi. (Gerileme ya da yan basınçlar haricinde, kanatlar kesiminin biçimini, okyanus kabuğunun soğudukça ve sırtın yayılma ekseninden uzaklaştıkça uğramış olduğu termik kökenli alçalma belirler.)
—Deric. Omurga çizgisinden (sırt çizgisi) kesilmiş bir postun ya da derinin iki yarısından biri.
—Etnogr. Eski türk çadırlarında çadırın yan duvarlarını oluşturan, birbirine uygun yerlerinden kayışla bağlanarak kafes biçimi verilmiş kamış ya da tahta çubuklar. (GEREGE, KEREGE de denir.) [Bk. ansikl. böl.]
—Sonbahar. sant. Bir çokkanatlının açılır kapanır bölümlerinden her biri.
—Havc. Bir uçağın tutunmasını elde eden aerodinamik kaldırma kuvvetlerinin tesir yapmış olduğu yatay yüzey. (Bk. ansikl. böl.) || Kanat açısı, bir ana kanat ya da kuyruk düzleminin beden ile oluşturduğu açı. (Kanat açısı uçağın yapımı esnasında saptanan bir açıdır. Hava akış çizgileri doğrultusuna ve dolayısıyla uçağın uçuş sırasındaki konumuna bakılırsa değişen saldırı açısıyla karıştırılmamalıdır.)
—Pervanenin dönme düzlemi ile bir palanın oluşturduğu açı. || Kanat ekibi, bir uçağın, kanatlardan oluşan taşıyıcı yüzeyinin tümü. || Kanat ucu, bir kanadın yan ucu. || Kanat yükü, bir kanatta her metrekarenin taşımış olduğu yük. (Kanat yükü uçağın kilogram cinsinden ağırlığının metrekare cinsinden kanat yüzeyine bölünmesiyle elde edilir.) || Delta kanat, üçgen biçiminde olan ve adını, benzerliği sebebiyle yunan abecesinin "büyük delta" harfinden alan kanat. || Halka kanal, doğurucu yüzeyi bir kanat profili olan silindir ya da simit biçiminde kanat. (Bu kanat biçimi, pervaneli ya datepkimeli bir motor içerebilir ve iç çeperi bir remjetin kullanılmasına uygundur.) || Tepkllenmlş kanal, ön tarafına yerleştirilen pervanelerden ya da türbojetlerden hava akımı alan ya da sınır tabanının üflenmesini elde eden bir düzenekle donatılmışı kanat. (Bu kanadın kaldırma kuvveti kimi durumlarda çok artırılır, bu da kısa mesafede kalkabilen uçakların [STOL] yapımına olanak verir.) || Uçar kanat, yatay kuyruk ekibi bulunmayan ve gövdesi azca ya da çok kanadın kalınlığı içine gizlenmiş tayyare.
—Isıbil. Bir çeper ile (ısıtmaya ya da soğutmaya yarayan bir borudaki) bu çeperin sıvı içinde bulunan tarafı arasındaki ısı taşınım yüzeyini artırmaya yarayan çıkıntı. (Bu ad ilke olarak taban yüzeyine koşut boyutlarından biri diğerine bakılırsa daha büyük çıkıntılar için kullanılır. Bir boruda kanatlar enine, boyuna ya da helis biçiminde sarılmış olabilir, taban yüzeyiyle bir tüm oluşturabildikleri benzer biçimde kenetleme ya da işlemiyle de tespit edilebilirler.) || Kanat ekibi, bir ısı taşınım yüzeyindeki kanatların tümü.
—inş. Sinek kanadı, tuğladan yapılmış şöminelerin köşelerini tutan ufak bağlama kılıçlarının her biri.
—Kabukl. Bazı kabukluların dudağına, Argonauta ve Carinaria cinsel üyelerinin yüzgeçlerinin her birine verilen ad.
—Mak. san. Bir türbomakinede, akışkanı izleyeceği yolu göstermeye yarayan durağan(durgun) ya da devingen metal yüzey. (Kanatlar çoğu zaman bütünüyle akışkanın içine daldırılır [tepkili tür, türbopompalarj; kanatlararası kanallar yüklü boru işlevi görür ve bu borudan geçen akışkanın hızında ve basıncında değişimler oluşur.) || Bir türbomakine nin, kesiti kanat profili biçiminde bir metal parçadan oluşan etkin öğesi. (Bk. an- sikl. böl.) || Bir köşebendin iki düzlemsel bölümünden ya da bir profil demirin dış bölümlerinden her biri. || Kanat ekibi, akış halindeki bir akışkanı yönlendirmeyi elde eden bükülmez yüzey. (Kanat takımları türbomakinelerin temel öğeleridir; iki tür kanat ekibi ayırt edilir: durağan(durgun) kanat takımları akışkana uygun bir yön verir; devingen kanat takımları ise dönen bir çark üstüne yerleştirilir ve akışkan enerjisinin bir kısmını bu çarka aktarmayı sağlar.) || Çark kanadı, bir çark üstüne tespit edilen ve bir akarsu etkisiyle bu çarkı devindiren (çark kanatlı değirmen) ya da bir vapur makinesiyle devindirilerek tepki kanalıyla bu gemiye bir itme tesiri tatbik eden çoğu zaman tahtadan meydana getirilen palaların her biri.
—Mobc. Pencerenin her iki yanında bulunan kalınca perde.
—Nöroanat. Dördüncü karıncığın döşe meşinde orta kanalın iki yanında bulunan ve kafa sinirlerinin çekirdeklerinden oluşan çıkıntılara verilen ad. (iç beyaz kanat, büyük dilaltı sinirinin çekirdeğine, dış beyaz kanat (ya da vestibül alanı), vestibül çekirdeklerine, boz kanat, vagus ve dil yutak sinirlerinin vejetatif çekirdeklerine karşılık gelir.)
—Rom. tar. Süvari kanadı, Roma ordusunda, 500 ya da 1 000 kişiden oluşan ve turmalar'a ayrılan destek kol. (Bu kol peregrinuslar'dan oluşur, sadece bir yurttaşın komutasında bulunurdu.)
—Saraç. Eyerin her iki yanında bulunan ve binicinin tartı kayışlarından rahatsız olmasını engellemiş olan deriden yapılmış geniş parça. (Eşanl.TEPİNDİRİK.) || Kanat yastığı, bir kaltağın önüne ve eyer kanatlarının iç kısmına dikilen deri parça.
—Siyas. bil. Meclis, parti vb. topluluklarda fikir yönünden özellik gösteren taraflardan her biri. || ileri kanat, bir hareket içinde diğeri üyeleri peşinden sürükleyen dinamik üyeler: Bir sendikanın ileri kanadı. || Sağ kanat, sol kanat, siyasal bir kuruluşta en tutucu ya da tersine, en ileri görüşleri korumak için çaba sarfeden üyelerden oluşmuş grup.
—Spor. Futbol, eltopu, ragbi, vb.'de birtakımın saldırı hattının her bir ucu. || Kanat değişiklik yapmak, futbolda, oyuncunun topla ya da topsuz olarak bir kanattan diğerine geçmesi. || Kanat oyuncusu, futbol, ragbi, basketbol ve hentbol oyunlarında, saldırı hattının her iki ucunda yer edinen sporcu. (Basketbolda gard da denir) || Özgür kanat, üstüne bileşik kumaştan bir yelken kanadın gerili bulunmuş olduğu hafifçe bir iskelet, sporcunun araca bağlanmasını elde eden bir kuşam tertibatından (eşanl. harnes) oluşan ve özgür uçuş için kullanılan bir hava sporu aracı.
—Ziraat, mak. Sabanda demirseliğin iki yanında uç demirinin arkasında bulunan iki eğik tahta parçadan her biri. (Saban izini genişletmeye ve çıkan toprağı parçalamaya yarar.) || Ek kanat, ziraat otomobillerinde sığayı çoğaltmak için aslolan kanatların üstüne eklenen düz ya da kafesli levha.
—Verbil. Bir kıvrımda menteşenin iki tarafındaki yüzlerden her biri. (Devrik bir yapıda kıvrımın bir düzgüsel, bir de ters kanadı vardır, bu kanatlar dizideki düzgüsel ve ters kutupsallığın karşılığıdır. Bu şekilde bir kıvrımın bakışımsızlığı, biri uzun, öbürü kısa iki kanadın varlığıyla kendini gösterir; bu ölçüt, kutupsallık ölçütüyle beraber, yapının devrilme yönünü bulmaya olanak verir.) || Kırılma kanadı, bir kırığın iki yüzünden her biri (düşen kanat, yükselen kanat).
—Zool. Kanat açıklığı, kuşlarda ya da başka kanatlı hayvanlarda, açık durumdaki kanatların iki ucu arasındaki uzaklık. (Bk. ansikl. böl). || Kanat alt damarı, böceklerde kanat damarının derhal altında bulunan damar. || Kanat bölütü, ortagöğüs ve artgöğüs. || Kanat damarı, böceklerin kanadını çevreleyen ya da ön kenar süresince uzanan ve pterostigma isminde olan boynuzsu bir kalınlaşmayla son kabul eden damar. || Kanat ucu, kuş kanadının uç kısmı.
—Zootekn. Kanat kesme, kuşlarda bir kanadın ucunu kesmeyi öngören işlem. (Böylece yaratılan dengesizlik kuşun uçmasını önler.)
—ANSİKL. Kanatlar hayvana sert bir yerden destek olmadan havada durma- ve ilerleme olanağı veren, kaslı, hareketli, çift hava destekli yüzeylerdir.
• Kuşlar. Kuşun kanadı, ön üyelerin kemikleri ve fanerlerden (telekler) oluşur. Omuz kemerinde üç kemik vardır: kürekkemiği, köprücükkemiği, kargaburun kemiği, kol- kemiği, önkolkemiği, dirsekkemiği nerede ise memelilerdekilerle aynıdır. Kanat ucuysa (memelilerdeki el), kanattaki başlıca tüylerin çıkmış olduğu uzun bir palet biçimindedir. Burada iki bilekkemiği, üç tarakke- miği (bunlardan yalnızca ikisinin ucu birbirine yapışıktır) ve üç parmak (ortapar- mak iki, yanparmaklar birer kemiklidir) bulunur. Tüyleri taşıyan deriyle örtülü kaslar bu kemikten çatıyı haretet ettirir.
Tüylerin en mühimleri, kol (üçüncül uçma telekleri), önkol (ikincil uçma telekleri) ve elden (birincil uçma telekleri) çıkan telekler ve uçma telekleridir; uçma telekleri (başparmağa bağlıdır) birazcık ayrı bir yüzey (alula ya da "çırpıcı kanat") oluşturur. Uçma teleklerinin dibi (üstü ve altı) havanın kanat üstünde önden arkaya doğru kaymasını kolaylaştırır ve “örtü telekleri†isminde olan tüylerle kaplıdır. Teleklerin bu dizilişi ye tüyleri birleştiren ince çengeller kanadı'havayı geçiren, çok hafifçe ve çok dayanıklı bir kürek haline getirir. Kanatların biçimi değişik olabilir: çoğu zaman uzun uçuşlar yapabilen kuşların kanatları geniş ve uzundur (turnalar, balıkçıllar, yabankaz- ları); süratli uçan kuşların kanatlarıysa uzun fakat daha dardır (albatroslar, firkateynkuş- ları, kırlangıçlar, sağanlar).
Bazı türlerde kanatları oluşturan bölümler azca çok körelmiş olduğundan uçma olanağı vermez (devekuşu, tepeli devekuşu vb.), ya da alışılmış görevleri değişmiştir: sözgelimi yüzmeye yararlar (penguenler).
* Yarasalar. Yarasalarda parmaklar ölçüsüz oranda uzundur ve parmaklarla göv^ de içinde şemsiyenin telleri içinde yer edinen kumaş parçası benzer biçimde gerilmiş çok ince, azca çok çıplak bir zar, bir deri kıvrımı bulunur ve kanadı oluşturur.
* Böcekler. Kanatlar yalnızca erişkin böceklerde bulunur; bunlar ortagöğüs ve artgöğüsün sırt yüzüne skleritleîfe eklemlenmiş zarsı levhacıklardır; damar ya da sinir isminde olan, bir kan boşluğu ve bir trakeden oluşan kalınlaşmış yalın ya da dallı tüm parçacıklar bu zarsı levhacıkları meblağ. Damarların dizilişi sınıflamada göz önüne alınan mühim özelliklerdir. Kanatlar saydam ve çıplak olabileceği benzer biçimde (iki- kanatlıların, zarkanatlıların, kızböcekleri- nin, kınkanatlıların ikinci çift kanatları), kıllarla ya da pullarla (pulkanatlılar) örtülü de olabilir; düzkanatlılarla bazı yarımkanatlılarda serttir; kınkanatlılardaysa, azca çok katılaşmış ön kanatlar, çoğunlukla böceğin sırtını ve arka kanatlarını korumaya yarar; bunlara elitra adı verilir. Çoğu zaman böceklerde iki çift kanat vardır. Bazı böceklerdeyse bir çift kanada rastlanır (birgünsi- nekleri, sinekler), ikikanatlılarda ikinci çift kanat körelerek dengelikle dönüşmüştür.
Bazı takımlarda kanatlar daha sçnra yok olmuştur (pireler).
* Pterosaurus öbeğinden sürüngenler Pterosaurus öbeğinden sürüngenlerin kanadı, elin ve bilhassa de kuvvetli 4 parmak kemiğinden oluşan 4. parmağın çok uzamasıyla oluşmuş bir deri kıvrımıydı (pa- tagyum). Pterosaurus'ar çoğu zaman süzülerek uçuyorlar, yalnızca ufak türleri kanat çırpıyorlardı.
* Paraşütler ve yüzgeçler Bazı hayvanlarda paraşüt görevi icra eden zarlara, birçok balık türündeyse süzülme olanağı veren yüzgeçlere yanlış olarak kanat denir. Memelilerde bu paraşütler, gövdenin yan taraflarında bulunan deri kıvrımlarıdır; açılabilen bu zarsı kıvrımlar havada kanat benzer biçimde çırpılamaz. Düşüşü yavaşlatan bu çeşit perdelere kuskusgillerden bazı keselilerde, bazı sincaplarda (uçansincap vb.), abalımemelilerde rastlanır ve zarsı kıvrımlara patagyum denir.
Bazı sürüngenlerde de (uçan ağama) buna benzeyen bir organ vardır. Uçan balıklara erişince (uçanbalık, uçan kırlangıç- balığı), bu hayvanlar göğüs yüzgeçleri yardımıyla su haricinde durabilirler. Göğüs yüzgeçleri, zarsı bir perdeyle birleşmiş aşırı uzun ışınlarla donanır. Bazı kurbağaların (Rhacopharus'lar) uzun sıçrayışlar esnasında havada kalmalarını elde eden parmaklar arasındaki zara kanat denmez.
—Etnogr. Kanadı oluşturan çubukların boyu çoğu zaman 2-2,5 m'dir. Taşınacağı süre katlanıp demet haline getirilir ve hayvanlara yüklenir. Bunların 6-7'si bir araya getirildiğinde 5-6 m çapında bir çadırın çevresini oluşturur. Her çadırın kanatlarına bakılırsa o çadırın kurulacağı daireyi çizecek bir ölçü ipi bulunur. Bununla yere çizilen daireye kanatlar dizilerek birbirine bağlanır ve çadırın yan duvarları oluşturulur.
—Havc. Kanadın üst tarafında kalan yüzeye üstyüzey, alt tarafında kalan yüzeye ise altyüzey denir. Ön taraftaki kenara saldırı kenarı, arka taraftaki kenara kaçış kenarı ve yan uçlara da kanat uçları adı verilir. Bir kanat geometrik olarak yatay düzlemdeki görünümü ve değişik profilleriyle nitelendirilir. Boyutları kanat açıklığı, derinlik ve kalınlıktır. Bu kalınlık çoğu zaman mutlak kıymet olarak değil, derinliğin yuz- desi olarak verilir (göreli kalınlık). Bir kanat bununla beraber, kanat açıklığı yönünde sivriliğini niteleyen ve açıklığın karesinin yüzeye oranı olarak tanımlanan açıklık oranı ile belirlenir.
Kanat profillerinin, minimal ilerleme direncine karşılık maksimal kaldırma kuvveti verecek şekilde biçimlendirilmesine çalışılır. Profil, uçağın yapılış amacına ve yapı biçimine bakılırsa seçilir. Başlangıçta rahat, eğrilmiş çizgilerden oluşan ve ergonomik olarak kalınlığı bulunmayan kanatlar kullanılmıştı. Sonradan daha sağlam ve yüksek verimli olan ve payanda kullanılmasını gerektirmeyen kalınca kanatlar ortaya çıktı. Günümüzde sesüstü hızlar için çoğu zaman kalınlığı göreli olarak daha azca olan (% 5 ile 6 ve hatta delta kanatlarda % 3) iki yüzü dışbükey profiller seçilmektedir. Uçaklar ses hızını aşmadan ilkin kanadın düşey izdüşüm biçimi pek değişmiyordu, fakat günümüzde durum bu şekilde değildir. Orta çizgisi beden ekseni ile 90°'lik ya da buna yakın bir açı icra eden dik kanatların haricinde geriye doğru eğik ok* kanatlar ortaya çıktı. Hem de tepesi öne doğru yöneltilmiş bir üçgen biçiminde olan delta kanatlı çok sayıda tayyare vardır.
Bir delta kanatla saldırı kenarları arkaya doğru bir ok biçimini alır. Kaçış kenarı ise bir doğrudur. Delta kanatların, ufak hızlarda kaldırma kuvvetinin azalması, iniş esnasında ön kısmın görüşü sınırlayacak şekilde havaya kalkması benzer biçimde çok sayıda sakıncalı yanları vardır. Fakat merkez kanatta derinliğin büyük olması sebebiyle delta kanatlarda, kanadın mutlak kalınlığı için büyük bir kıymet seçilirken, büyük hızlar için elverişli çok ince profiller kullanılabilir. Bu da yapımı kolaylaştırır ve yakıt depolarının ve iniş takımlarının kanat içine yerleştirilmesini sağlar.
Genel olarak bir kanadın yapısında kirişler, nervürlerve bir kaplama bulunur Kanat açıklığı yönünde yerleştirilen kirişler kanadın sertliğini sağlar; nervurler kaplamaya profilin şeklini verir. Başlangıçta payandalı, doğrusu gövdeye dayalı ufak direklerle desteklenen kanatlar kullanılıyordu. Günümüzde nerede ise daima cantilever doğrusu payandasız, kanatlı uçaklar yapılmaktadır Kaplamalar, emdirme işleminden geçirilerek gerilmiş ve su geçirmez hale getirilmiş keten bezinden yapılmış ve nervürle- re sağlam bir şekilde tutturulmuştu. Hafifçe uçaklar ve planörler haricinde kalan tüm çağdaş uçaklarda bez kaplama yerini ağaç, metal ya da karma malzemeden meydana getirilen ve "çalışır kaplama" isminde olan kaplamalara bırakmıştır Bu tür kaplamalar kanadın tümünün dayanımını artınr ve kanada profil biçiminin daha iyi verilmesini sağlar.
Büyük açılarda akışı iyileştirmek ve kaldırma kuvvetini çoğaltmak için kanatların saldırı kenarı, bir çok kez, durağan(durgun) ya da de- vinimli aerodinamik düzenlerle (yarıklar, inip kalkan flaplar) donatılır. Kaçış kenarı devinimli elemanlardan oluşur. Bunlar, yarıkların ve inip kalkan flapların tesirini tamamlayan kaldırma flapları (tümü kaldırma artırıcı düzeni oluşturur) ile kanat uçlarında kaldırma kuvvetini değişiklik yapmak ve böylece uçağın yanlanmasına eğilmesini sağlamak için tullanılan kanatçıklardır. Deita kanatlarda kanatçıklarınkine benzer bir vazife de icra eden flaplar elevon adını alır. Kanatlarda ek olarak çoğu zaman üstyüzeye gömülü aerodinamik frenler* ve motorları barındıran ve kanatla beraber meydana getirilen ya da kanadın altına asılan sepetler bulunur. Nihayet, kanat buz giderici ya da buzlanmayı önleyici düzenlerle donatılmıştır.
Birçok araştırıcı çırpma kanatla kuşların uçuşunu gerçekleştirmek istemiş, fakat uçan modelden gerçek uçağa geçme evresine geldikleri süre başta eylemsizlik kuvvetleri sebebiyle, başarıya ulaşmış olamamıştır.
—Mak. san. Kanatlar eksenel kompresörlerin ve türbinlerin statorları ve rotorları çevresine tertipli aralıklarla yerleştirilir. Bunlar basıncı çoğaltmak (kompresör) ya da enerjiyi gerikazanmak (türbinler) için akışkanının akış yönünü değiştirir. 8 tf/cm2'yi aşan çok büyük zorlanmaların tesiri altında kalan bu kanatların ek olarak 900°C düzeyindeki yüksek sıcaklıklara karşı da dayanıklı olmaları gerekir. Kanatların üretimi büyük itina göstermeyi ve 800°C'ta 55 kgf/mm2'lik bir dayanım gösteren nimonic benzer biçimde ateşe dayanıklı alaşımların kullanımını mecburi kılar; seramikten ya da sermet benzer biçimde bir malzemeden de yararlanılabilir. Ateşe dayanıklı minelerden oluşan bir katman sıcakta korozyona karşı koruma sağlar.
—Zool. Kanat açıklığı. En büyük kanat açıklığı uluyan albatrosta (Diomedea exulans) ölçülmüştür: 3,60 m. Uluyan albatrosu, marabu, marubut ya da murabut (Leptoptilas cruminiferus) adlarıyla malum gündüzyırtıcılarından And akbabası ya da sakallı kartal izler: 3 m'ye yakın. Orman kuşlarında kanat açıklığı azsa da kanatlar daha geniştir: bu sayede kanadın taşıma gücü artar; yarasalar içinde kanat açıklığı en büyük olan uçarköpektir (Pteropus vampyrus; 1,70 m); buna karşılık böceklerde kanat açıklığı nadir olarak 20 santimetre'yi aşar. Fosil kuşlardan birçoğunun kanat açıklığı tahmin edilmektedir: Odontornithes öbeğinden Kretase devrinde yaşayanların 5 m; üst Kretase'de yaşamış Pterosaurus öbeğinden sürüngen Pteranodon ingens' in 8 m'den çok (yakın dönemde ortaya çıkarılan başka bir ptorozor olan Ouetzalcoatlus'unkınin 12 m'yi aştığı sanılır) ve Karbon devrinde yaşamış böceklerinkininse 70 santimetre'dir.
KANAT a. (ar. kanat). Esk. Yer altından künk döşeyerek meydana getirilen su yolu, kanal.
—Esk. anat. Kanal. || Kanât-ı dafıka, atmık kanalı. || Kanât-ı sadrı, göğüs kanalı. || Kanât-ı safrai, öd kanalı.
1. Hayvanlarda (kuşlar, böcekler, yarasalar) uçmayı elde eden üye: Güvercin, kızböceği, yarasa kanatlan. Kanatlarını açmak, toplamak, kanatlarını çırpmak. (Bk. ansikl. böl.)
2. Kümes hayvanlarının kanatları ve bitişiğindeki etli kısımları içine alan parçası: Kanattan çok budu sevmek. Kanat pişirmek.
3. Kimi düşsel, muhteşem ya da masalsı varlıkların simgesi: Meleklerin kanatları.
4.Balıklarda yüzgeç.
5. Kapı, pencere, sjdolap vb. şeylerin açılıp kapanabilen ve çoğu zaman çift olan kapaklarından her biri: Kapının bir kanadı asla açılmıyor.
6. Birbirinden bağımsız parçalardan oluşan kimi şeylerde her bir parça.
7. Fırıldak biçiminde olan kimi şeylerde her bir kol: Pervane kanadı. Yeldeğirmeninin kanatları.
8. Öküz ya da at otomobillerinin iki yanına konulmuş olan parmaklık; angıç.
9. Giyecek ve kumaşların uzunluğunun yarım eni: Çarşafın iki kanadını üst üste getir.
10. Harp düzenindeki bir ordunun bir yanı: Ordunun sağ kanadı hızla geri çekildi.
11. Ed. Bir şeyin (soyut) kanatları, bizi, kendimizin ve gerçekliğin üzerine çıkartan fikir ve duygunun hareketleri: Hayalin kanatlan.
12. Kanat açmak, uçmak. || (Birine) kanat açmak, kanat germek, bir kimseyi korumak, himaye etmek. || Kanat alıştırmak, bir işin iyi mi yapılacağını deneyerek öğrenmeye çalışmak. || (Birini) kanadı altına almak, bir kimseyi uğrayabileceği her türlü kötülükten uzak tutmak, onu himayesine almak. || (Birinin) kanadı altına sığınmak, inanılmış olduğu, güvenilmiş olduğu bir kimsenin koruyuculuğunu dilemek, ondan bunu istemek.
—Anat. Biçimi sebebiyle bir organın uzunca ve yayvan kenar kısmına verilen ad (yutak, kuyruksokumu, dizkapağı kanadı). || Burun kanatları, burnun yan kısımları.
—Arabac. Gaşgası ve kağnı tablasının kenarlarına çakılan ya da açılabilir olması için menteşeyle bağlanan ince, uzun tahta parçası.
—Arıc. Kanat kesmek, uçmasını önlemek için anaarının bir kanadının ucunu kesmek.
—Ask. Harp düzenindeki büyük bir birliğin büyüklüğüyle orantılı olarak derinliğini kapsayan sağ ve sol yanları. || Kanat kırma, hat düzeninde yerleşmiş savunmadaki bir birliğin, yanlarını bir açı oluşturacak şekilde geriye doğru hareket ettirerek yapmış olduğu manevra. (Muharebeyi duruma bakılırsa daha elverişli koşullarda sürdürmek amacıyla yapılır.) || Çark kanadı, saf ya da harp düzenindeki büyük bir birliğin yapmış olduğu çark hareketinde, çark noktasından en uzakta bulunan ve geniş bir çember yayı çizen bölüm.
—Balıkç. Trol, irip, gırgır vb. ağlarda torbanın haricinde kalan sağ ve sol kol. (Eşanl. KOL.)
—Ciltç. Eski ciltlerde, cüzlerin birbirine dikilmelerinde kullanılan ipin uzun bırakılan uçlarına verilen ad.
—Denizbil. Bir okyanus sırtının, düz tabanlı havzaları ya da kademeli platoları birbirinden ayıran dikliklerden ve sıradağ- cıklardan oluşan kenar kesimi. (Gerileme ya da yan basınçlar haricinde, kanatlar kesiminin biçimini, okyanus kabuğunun soğudukça ve sırtın yayılma ekseninden uzaklaştıkça uğramış olduğu termik kökenli alçalma belirler.)
—Deric. Omurga çizgisinden (sırt çizgisi) kesilmiş bir postun ya da derinin iki yarısından biri.
—Etnogr. Eski türk çadırlarında çadırın yan duvarlarını oluşturan, birbirine uygun yerlerinden kayışla bağlanarak kafes biçimi verilmiş kamış ya da tahta çubuklar. (GEREGE, KEREGE de denir.) [Bk. ansikl. böl.]
—Sonbahar. sant. Bir çokkanatlının açılır kapanır bölümlerinden her biri.
—Havc. Bir uçağın tutunmasını elde eden aerodinamik kaldırma kuvvetlerinin tesir yapmış olduğu yatay yüzey. (Bk. ansikl. böl.) || Kanat açısı, bir ana kanat ya da kuyruk düzleminin beden ile oluşturduğu açı. (Kanat açısı uçağın yapımı esnasında saptanan bir açıdır. Hava akış çizgileri doğrultusuna ve dolayısıyla uçağın uçuş sırasındaki konumuna bakılırsa değişen saldırı açısıyla karıştırılmamalıdır.)
—Pervanenin dönme düzlemi ile bir palanın oluşturduğu açı. || Kanat ekibi, bir uçağın, kanatlardan oluşan taşıyıcı yüzeyinin tümü. || Kanat ucu, bir kanadın yan ucu. || Kanat yükü, bir kanatta her metrekarenin taşımış olduğu yük. (Kanat yükü uçağın kilogram cinsinden ağırlığının metrekare cinsinden kanat yüzeyine bölünmesiyle elde edilir.) || Delta kanat, üçgen biçiminde olan ve adını, benzerliği sebebiyle yunan abecesinin "büyük delta" harfinden alan kanat. || Halka kanal, doğurucu yüzeyi bir kanat profili olan silindir ya da simit biçiminde kanat. (Bu kanat biçimi, pervaneli ya datepkimeli bir motor içerebilir ve iç çeperi bir remjetin kullanılmasına uygundur.) || Tepkllenmlş kanal, ön tarafına yerleştirilen pervanelerden ya da türbojetlerden hava akımı alan ya da sınır tabanının üflenmesini elde eden bir düzenekle donatılmışı kanat. (Bu kanadın kaldırma kuvveti kimi durumlarda çok artırılır, bu da kısa mesafede kalkabilen uçakların [STOL] yapımına olanak verir.) || Uçar kanat, yatay kuyruk ekibi bulunmayan ve gövdesi azca ya da çok kanadın kalınlığı içine gizlenmiş tayyare.
—Isıbil. Bir çeper ile (ısıtmaya ya da soğutmaya yarayan bir borudaki) bu çeperin sıvı içinde bulunan tarafı arasındaki ısı taşınım yüzeyini artırmaya yarayan çıkıntı. (Bu ad ilke olarak taban yüzeyine koşut boyutlarından biri diğerine bakılırsa daha büyük çıkıntılar için kullanılır. Bir boruda kanatlar enine, boyuna ya da helis biçiminde sarılmış olabilir, taban yüzeyiyle bir tüm oluşturabildikleri benzer biçimde kenetleme ya da işlemiyle de tespit edilebilirler.) || Kanat ekibi, bir ısı taşınım yüzeyindeki kanatların tümü.
—inş. Sinek kanadı, tuğladan yapılmış şöminelerin köşelerini tutan ufak bağlama kılıçlarının her biri.
—Kabukl. Bazı kabukluların dudağına, Argonauta ve Carinaria cinsel üyelerinin yüzgeçlerinin her birine verilen ad.
—Mak. san. Bir türbomakinede, akışkanı izleyeceği yolu göstermeye yarayan durağan(durgun) ya da devingen metal yüzey. (Kanatlar çoğu zaman bütünüyle akışkanın içine daldırılır [tepkili tür, türbopompalarj; kanatlararası kanallar yüklü boru işlevi görür ve bu borudan geçen akışkanın hızında ve basıncında değişimler oluşur.) || Bir türbomakine nin, kesiti kanat profili biçiminde bir metal parçadan oluşan etkin öğesi. (Bk. an- sikl. böl.) || Bir köşebendin iki düzlemsel bölümünden ya da bir profil demirin dış bölümlerinden her biri. || Kanat ekibi, akış halindeki bir akışkanı yönlendirmeyi elde eden bükülmez yüzey. (Kanat takımları türbomakinelerin temel öğeleridir; iki tür kanat ekibi ayırt edilir: durağan(durgun) kanat takımları akışkana uygun bir yön verir; devingen kanat takımları ise dönen bir çark üstüne yerleştirilir ve akışkan enerjisinin bir kısmını bu çarka aktarmayı sağlar.) || Çark kanadı, bir çark üstüne tespit edilen ve bir akarsu etkisiyle bu çarkı devindiren (çark kanatlı değirmen) ya da bir vapur makinesiyle devindirilerek tepki kanalıyla bu gemiye bir itme tesiri tatbik eden çoğu zaman tahtadan meydana getirilen palaların her biri.
—Mobc. Pencerenin her iki yanında bulunan kalınca perde.
—Nöroanat. Dördüncü karıncığın döşe meşinde orta kanalın iki yanında bulunan ve kafa sinirlerinin çekirdeklerinden oluşan çıkıntılara verilen ad. (iç beyaz kanat, büyük dilaltı sinirinin çekirdeğine, dış beyaz kanat (ya da vestibül alanı), vestibül çekirdeklerine, boz kanat, vagus ve dil yutak sinirlerinin vejetatif çekirdeklerine karşılık gelir.)
—Rom. tar. Süvari kanadı, Roma ordusunda, 500 ya da 1 000 kişiden oluşan ve turmalar'a ayrılan destek kol. (Bu kol peregrinuslar'dan oluşur, sadece bir yurttaşın komutasında bulunurdu.)
—Saraç. Eyerin her iki yanında bulunan ve binicinin tartı kayışlarından rahatsız olmasını engellemiş olan deriden yapılmış geniş parça. (Eşanl.TEPİNDİRİK.) || Kanat yastığı, bir kaltağın önüne ve eyer kanatlarının iç kısmına dikilen deri parça.
—Siyas. bil. Meclis, parti vb. topluluklarda fikir yönünden özellik gösteren taraflardan her biri. || ileri kanat, bir hareket içinde diğeri üyeleri peşinden sürükleyen dinamik üyeler: Bir sendikanın ileri kanadı. || Sağ kanat, sol kanat, siyasal bir kuruluşta en tutucu ya da tersine, en ileri görüşleri korumak için çaba sarfeden üyelerden oluşmuş grup.
—Spor. Futbol, eltopu, ragbi, vb.'de birtakımın saldırı hattının her bir ucu. || Kanat değişiklik yapmak, futbolda, oyuncunun topla ya da topsuz olarak bir kanattan diğerine geçmesi. || Kanat oyuncusu, futbol, ragbi, basketbol ve hentbol oyunlarında, saldırı hattının her iki ucunda yer edinen sporcu. (Basketbolda gard da denir) || Özgür kanat, üstüne bileşik kumaştan bir yelken kanadın gerili bulunmuş olduğu hafifçe bir iskelet, sporcunun araca bağlanmasını elde eden bir kuşam tertibatından (eşanl. harnes) oluşan ve özgür uçuş için kullanılan bir hava sporu aracı.
—Ziraat, mak. Sabanda demirseliğin iki yanında uç demirinin arkasında bulunan iki eğik tahta parçadan her biri. (Saban izini genişletmeye ve çıkan toprağı parçalamaya yarar.) || Ek kanat, ziraat otomobillerinde sığayı çoğaltmak için aslolan kanatların üstüne eklenen düz ya da kafesli levha.
—Verbil. Bir kıvrımda menteşenin iki tarafındaki yüzlerden her biri. (Devrik bir yapıda kıvrımın bir düzgüsel, bir de ters kanadı vardır, bu kanatlar dizideki düzgüsel ve ters kutupsallığın karşılığıdır. Bu şekilde bir kıvrımın bakışımsızlığı, biri uzun, öbürü kısa iki kanadın varlığıyla kendini gösterir; bu ölçüt, kutupsallık ölçütüyle beraber, yapının devrilme yönünü bulmaya olanak verir.) || Kırılma kanadı, bir kırığın iki yüzünden her biri (düşen kanat, yükselen kanat).
—Zool. Kanat açıklığı, kuşlarda ya da başka kanatlı hayvanlarda, açık durumdaki kanatların iki ucu arasındaki uzaklık. (Bk. ansikl. böl). || Kanat alt damarı, böceklerde kanat damarının derhal altında bulunan damar. || Kanat bölütü, ortagöğüs ve artgöğüs. || Kanat damarı, böceklerin kanadını çevreleyen ya da ön kenar süresince uzanan ve pterostigma isminde olan boynuzsu bir kalınlaşmayla son kabul eden damar. || Kanat ucu, kuş kanadının uç kısmı.
—Zootekn. Kanat kesme, kuşlarda bir kanadın ucunu kesmeyi öngören işlem. (Böylece yaratılan dengesizlik kuşun uçmasını önler.)
—ANSİKL. Kanatlar hayvana sert bir yerden destek olmadan havada durma- ve ilerleme olanağı veren, kaslı, hareketli, çift hava destekli yüzeylerdir.
• Kuşlar. Kuşun kanadı, ön üyelerin kemikleri ve fanerlerden (telekler) oluşur. Omuz kemerinde üç kemik vardır: kürekkemiği, köprücükkemiği, kargaburun kemiği, kol- kemiği, önkolkemiği, dirsekkemiği nerede ise memelilerdekilerle aynıdır. Kanat ucuysa (memelilerdeki el), kanattaki başlıca tüylerin çıkmış olduğu uzun bir palet biçimindedir. Burada iki bilekkemiği, üç tarakke- miği (bunlardan yalnızca ikisinin ucu birbirine yapışıktır) ve üç parmak (ortapar- mak iki, yanparmaklar birer kemiklidir) bulunur. Tüyleri taşıyan deriyle örtülü kaslar bu kemikten çatıyı haretet ettirir.
Tüylerin en mühimleri, kol (üçüncül uçma telekleri), önkol (ikincil uçma telekleri) ve elden (birincil uçma telekleri) çıkan telekler ve uçma telekleridir; uçma telekleri (başparmağa bağlıdır) birazcık ayrı bir yüzey (alula ya da "çırpıcı kanat") oluşturur. Uçma teleklerinin dibi (üstü ve altı) havanın kanat üstünde önden arkaya doğru kaymasını kolaylaştırır ve “örtü telekleri†isminde olan tüylerle kaplıdır. Teleklerin bu dizilişi ye tüyleri birleştiren ince çengeller kanadı'havayı geçiren, çok hafifçe ve çok dayanıklı bir kürek haline getirir. Kanatların biçimi değişik olabilir: çoğu zaman uzun uçuşlar yapabilen kuşların kanatları geniş ve uzundur (turnalar, balıkçıllar, yabankaz- ları); süratli uçan kuşların kanatlarıysa uzun fakat daha dardır (albatroslar, firkateynkuş- ları, kırlangıçlar, sağanlar).
Bazı türlerde kanatları oluşturan bölümler azca çok körelmiş olduğundan uçma olanağı vermez (devekuşu, tepeli devekuşu vb.), ya da alışılmış görevleri değişmiştir: sözgelimi yüzmeye yararlar (penguenler).
* Yarasalar. Yarasalarda parmaklar ölçüsüz oranda uzundur ve parmaklarla göv^ de içinde şemsiyenin telleri içinde yer edinen kumaş parçası benzer biçimde gerilmiş çok ince, azca çok çıplak bir zar, bir deri kıvrımı bulunur ve kanadı oluşturur.
* Böcekler. Kanatlar yalnızca erişkin böceklerde bulunur; bunlar ortagöğüs ve artgöğüsün sırt yüzüne skleritleîfe eklemlenmiş zarsı levhacıklardır; damar ya da sinir isminde olan, bir kan boşluğu ve bir trakeden oluşan kalınlaşmış yalın ya da dallı tüm parçacıklar bu zarsı levhacıkları meblağ. Damarların dizilişi sınıflamada göz önüne alınan mühim özelliklerdir. Kanatlar saydam ve çıplak olabileceği benzer biçimde (iki- kanatlıların, zarkanatlıların, kızböcekleri- nin, kınkanatlıların ikinci çift kanatları), kıllarla ya da pullarla (pulkanatlılar) örtülü de olabilir; düzkanatlılarla bazı yarımkanatlılarda serttir; kınkanatlılardaysa, azca çok katılaşmış ön kanatlar, çoğunlukla böceğin sırtını ve arka kanatlarını korumaya yarar; bunlara elitra adı verilir. Çoğu zaman böceklerde iki çift kanat vardır. Bazı böceklerdeyse bir çift kanada rastlanır (birgünsi- nekleri, sinekler), ikikanatlılarda ikinci çift kanat körelerek dengelikle dönüşmüştür.
Bazı takımlarda kanatlar daha sçnra yok olmuştur (pireler).
* Pterosaurus öbeğinden sürüngenler Pterosaurus öbeğinden sürüngenlerin kanadı, elin ve bilhassa de kuvvetli 4 parmak kemiğinden oluşan 4. parmağın çok uzamasıyla oluşmuş bir deri kıvrımıydı (pa- tagyum). Pterosaurus'ar çoğu zaman süzülerek uçuyorlar, yalnızca ufak türleri kanat çırpıyorlardı.
* Paraşütler ve yüzgeçler Bazı hayvanlarda paraşüt görevi icra eden zarlara, birçok balık türündeyse süzülme olanağı veren yüzgeçlere yanlış olarak kanat denir. Memelilerde bu paraşütler, gövdenin yan taraflarında bulunan deri kıvrımlarıdır; açılabilen bu zarsı kıvrımlar havada kanat benzer biçimde çırpılamaz. Düşüşü yavaşlatan bu çeşit perdelere kuskusgillerden bazı keselilerde, bazı sincaplarda (uçansincap vb.), abalımemelilerde rastlanır ve zarsı kıvrımlara patagyum denir.
Bazı sürüngenlerde de (uçan ağama) buna benzeyen bir organ vardır. Uçan balıklara erişince (uçanbalık, uçan kırlangıç- balığı), bu hayvanlar göğüs yüzgeçleri yardımıyla su haricinde durabilirler. Göğüs yüzgeçleri, zarsı bir perdeyle birleşmiş aşırı uzun ışınlarla donanır. Bazı kurbağaların (Rhacopharus'lar) uzun sıçrayışlar esnasında havada kalmalarını elde eden parmaklar arasındaki zara kanat denmez.
—Etnogr. Kanadı oluşturan çubukların boyu çoğu zaman 2-2,5 m'dir. Taşınacağı süre katlanıp demet haline getirilir ve hayvanlara yüklenir. Bunların 6-7'si bir araya getirildiğinde 5-6 m çapında bir çadırın çevresini oluşturur. Her çadırın kanatlarına bakılırsa o çadırın kurulacağı daireyi çizecek bir ölçü ipi bulunur. Bununla yere çizilen daireye kanatlar dizilerek birbirine bağlanır ve çadırın yan duvarları oluşturulur.
—Havc. Kanadın üst tarafında kalan yüzeye üstyüzey, alt tarafında kalan yüzeye ise altyüzey denir. Ön taraftaki kenara saldırı kenarı, arka taraftaki kenara kaçış kenarı ve yan uçlara da kanat uçları adı verilir. Bir kanat geometrik olarak yatay düzlemdeki görünümü ve değişik profilleriyle nitelendirilir. Boyutları kanat açıklığı, derinlik ve kalınlıktır. Bu kalınlık çoğu zaman mutlak kıymet olarak değil, derinliğin yuz- desi olarak verilir (göreli kalınlık). Bir kanat bununla beraber, kanat açıklığı yönünde sivriliğini niteleyen ve açıklığın karesinin yüzeye oranı olarak tanımlanan açıklık oranı ile belirlenir.
Kanat profillerinin, minimal ilerleme direncine karşılık maksimal kaldırma kuvveti verecek şekilde biçimlendirilmesine çalışılır. Profil, uçağın yapılış amacına ve yapı biçimine bakılırsa seçilir. Başlangıçta rahat, eğrilmiş çizgilerden oluşan ve ergonomik olarak kalınlığı bulunmayan kanatlar kullanılmıştı. Sonradan daha sağlam ve yüksek verimli olan ve payanda kullanılmasını gerektirmeyen kalınca kanatlar ortaya çıktı. Günümüzde sesüstü hızlar için çoğu zaman kalınlığı göreli olarak daha azca olan (% 5 ile 6 ve hatta delta kanatlarda % 3) iki yüzü dışbükey profiller seçilmektedir. Uçaklar ses hızını aşmadan ilkin kanadın düşey izdüşüm biçimi pek değişmiyordu, fakat günümüzde durum bu şekilde değildir. Orta çizgisi beden ekseni ile 90°'lik ya da buna yakın bir açı icra eden dik kanatların haricinde geriye doğru eğik ok* kanatlar ortaya çıktı. Hem de tepesi öne doğru yöneltilmiş bir üçgen biçiminde olan delta kanatlı çok sayıda tayyare vardır.
Bir delta kanatla saldırı kenarları arkaya doğru bir ok biçimini alır. Kaçış kenarı ise bir doğrudur. Delta kanatların, ufak hızlarda kaldırma kuvvetinin azalması, iniş esnasında ön kısmın görüşü sınırlayacak şekilde havaya kalkması benzer biçimde çok sayıda sakıncalı yanları vardır. Fakat merkez kanatta derinliğin büyük olması sebebiyle delta kanatlarda, kanadın mutlak kalınlığı için büyük bir kıymet seçilirken, büyük hızlar için elverişli çok ince profiller kullanılabilir. Bu da yapımı kolaylaştırır ve yakıt depolarının ve iniş takımlarının kanat içine yerleştirilmesini sağlar.
Genel olarak bir kanadın yapısında kirişler, nervürlerve bir kaplama bulunur Kanat açıklığı yönünde yerleştirilen kirişler kanadın sertliğini sağlar; nervurler kaplamaya profilin şeklini verir. Başlangıçta payandalı, doğrusu gövdeye dayalı ufak direklerle desteklenen kanatlar kullanılıyordu. Günümüzde nerede ise daima cantilever doğrusu payandasız, kanatlı uçaklar yapılmaktadır Kaplamalar, emdirme işleminden geçirilerek gerilmiş ve su geçirmez hale getirilmiş keten bezinden yapılmış ve nervürle- re sağlam bir şekilde tutturulmuştu. Hafifçe uçaklar ve planörler haricinde kalan tüm çağdaş uçaklarda bez kaplama yerini ağaç, metal ya da karma malzemeden meydana getirilen ve "çalışır kaplama" isminde olan kaplamalara bırakmıştır Bu tür kaplamalar kanadın tümünün dayanımını artınr ve kanada profil biçiminin daha iyi verilmesini sağlar.
Büyük açılarda akışı iyileştirmek ve kaldırma kuvvetini çoğaltmak için kanatların saldırı kenarı, bir çok kez, durağan(durgun) ya da de- vinimli aerodinamik düzenlerle (yarıklar, inip kalkan flaplar) donatılır. Kaçış kenarı devinimli elemanlardan oluşur. Bunlar, yarıkların ve inip kalkan flapların tesirini tamamlayan kaldırma flapları (tümü kaldırma artırıcı düzeni oluşturur) ile kanat uçlarında kaldırma kuvvetini değişiklik yapmak ve böylece uçağın yanlanmasına eğilmesini sağlamak için tullanılan kanatçıklardır. Deita kanatlarda kanatçıklarınkine benzer bir vazife de icra eden flaplar elevon adını alır. Kanatlarda ek olarak çoğu zaman üstyüzeye gömülü aerodinamik frenler* ve motorları barındıran ve kanatla beraber meydana getirilen ya da kanadın altına asılan sepetler bulunur. Nihayet, kanat buz giderici ya da buzlanmayı önleyici düzenlerle donatılmıştır.
Birçok araştırıcı çırpma kanatla kuşların uçuşunu gerçekleştirmek istemiş, fakat uçan modelden gerçek uçağa geçme evresine geldikleri süre başta eylemsizlik kuvvetleri sebebiyle, başarıya ulaşmış olamamıştır.
—Mak. san. Kanatlar eksenel kompresörlerin ve türbinlerin statorları ve rotorları çevresine tertipli aralıklarla yerleştirilir. Bunlar basıncı çoğaltmak (kompresör) ya da enerjiyi gerikazanmak (türbinler) için akışkanının akış yönünü değiştirir. 8 tf/cm2'yi aşan çok büyük zorlanmaların tesiri altında kalan bu kanatların ek olarak 900°C düzeyindeki yüksek sıcaklıklara karşı da dayanıklı olmaları gerekir. Kanatların üretimi büyük itina göstermeyi ve 800°C'ta 55 kgf/mm2'lik bir dayanım gösteren nimonic benzer biçimde ateşe dayanıklı alaşımların kullanımını mecburi kılar; seramikten ya da sermet benzer biçimde bir malzemeden de yararlanılabilir. Ateşe dayanıklı minelerden oluşan bir katman sıcakta korozyona karşı koruma sağlar.
—Zool. Kanat açıklığı. En büyük kanat açıklığı uluyan albatrosta (Diomedea exulans) ölçülmüştür: 3,60 m. Uluyan albatrosu, marabu, marubut ya da murabut (Leptoptilas cruminiferus) adlarıyla malum gündüzyırtıcılarından And akbabası ya da sakallı kartal izler: 3 m'ye yakın. Orman kuşlarında kanat açıklığı azsa da kanatlar daha geniştir: bu sayede kanadın taşıma gücü artar; yarasalar içinde kanat açıklığı en büyük olan uçarköpektir (Pteropus vampyrus; 1,70 m); buna karşılık böceklerde kanat açıklığı nadir olarak 20 santimetre'yi aşar. Fosil kuşlardan birçoğunun kanat açıklığı tahmin edilmektedir: Odontornithes öbeğinden Kretase devrinde yaşayanların 5 m; üst Kretase'de yaşamış Pterosaurus öbeğinden sürüngen Pteranodon ingens' in 8 m'den çok (yakın dönemde ortaya çıkarılan başka bir ptorozor olan Ouetzalcoatlus'unkınin 12 m'yi aştığı sanılır) ve Karbon devrinde yaşamış böceklerinkininse 70 santimetre'dir.
KANAT a. (ar. kanat). Esk. Yer altından künk döşeyerek meydana getirilen su yolu, kanal.
—Esk. anat. Kanal. || Kanât-ı dafıka, atmık kanalı. || Kanât-ı sadrı, göğüs kanalı. || Kanât-ı safrai, öd kanalı.
Kaynak: Büyük Larousse
kanat ingilizcesi
1. (bird, aircraft, building, party, army) wing.
2. (fish) fin.
3. (door, hinged window) leaf.
4. (propeller, windmill) vane.
5. (paddle wheel) paddle, paddle board.
6. açık oturum (of a curtain).
7. side (of a flat-bed wagon or truck).
- açýsý sweepback angle of a wing.
- alýþtýrmak to practice, get used to doing something.
-ý altýnda /ýn/ under one´s wing, under one´s protection.
-ý altýna almak /ý/ to take (someone) under one´s wing.
-ý altýna sýðýnmak /ýn/ to take refuge under the wing of.
- germek /a/ to take (someone) under one´s protection.
- kýrmak slang to go back on one´s word.
- taarruzu mil. flank attack.
- uzunluðu wing span.
- vuruþu wingbeat, wing stroke.
1. (bird, aircraft, building, party, army) wing.
2. (fish) fin.
3. (door, hinged window) leaf.
4. (propeller, windmill) vane.
5. (paddle wheel) paddle, paddle board.
6. açık oturum (of a curtain).
7. side (of a flat-bed wagon or truck).
- açýsý sweepback angle of a wing.
- alýþtýrmak to practice, get used to doing something.
-ý altýnda /ýn/ under one´s wing, under one´s protection.
-ý altýna almak /ý/ to take (someone) under one´s wing.
-ý altýna sýðýnmak /ýn/ to take refuge under the wing of.
- germek /a/ to take (someone) under one´s protection.
- kýrmak slang to go back on one´s word.
- taarruzu mil. flank attack.
- uzunluðu wing span.
- vuruþu wingbeat, wing stroke.
Delta Kanat Nedir? Delta Kanat
Kazım Kanat
Kanat Profili
YORUMLAR