KANATLANMAK gçz. f. 1. Kuş, böcek vb. sözkonusuysa, uçmak kanat açmak: Birazcık yaklaşınca serçeler derhal kanatlanıyorlar. Kuş kana...
KANATLANMAK gçz. f.
1. Kuş, böcek vb. sözkonusuysa, uçmak kanat açmak: Birazcık yaklaşınca serçeler derhal kanatlanıyorlar. Kuş kanatlandı.
2. Hemen hemen uçamayan böcek, kuş vb. sözkonusuysa, uçabilecek duruma gelmek, uçmaya adım atmak, kanadı gelişmek: Yavru güvercinler hemen hemen kanatlanamadı.
3. Bir kimse sözkonusuysa, çok sevinmek.
♦ kanatlandırmak ettirg. f. Bir kimsenin gönlünü, duygu ya da düşüncelerini kanatlandırmak, onun çok sevinmesine, hayaller kurmasına niçin olmak.
1. Kuş, böcek vb. sözkonusuysa, uçmak kanat açmak: Birazcık yaklaşınca serçeler derhal kanatlanıyorlar. Kuş kanatlandı.
2. Hemen hemen uçamayan böcek, kuş vb. sözkonusuysa, uçabilecek duruma gelmek, uçmaya adım atmak, kanadı gelişmek: Yavru güvercinler hemen hemen kanatlanamadı.
3. Bir kimse sözkonusuysa, çok sevinmek.
♦ kanatlandırmak ettirg. f. Bir kimsenin gönlünü, duygu ya da düşüncelerini kanatlandırmak, onun çok sevinmesine, hayaller kurmasına niçin olmak.
Kaynak: Büyük Larousse
kanatlanmak
(nesne almayan eylem)
1 . Uçmaya adım atmak.
2 . Uçmak, kanat açmak:
"Hatice, Nahit'in beklemediği aniden yürüdü, ayakları yerden kesilecek, kanatlanacakmış gibiydi."- T. Buğra.
3 . mecaz Çok sevinmek:
"Iyi mi coşuyor, iyi mi kanatlanıyordu anlatırken."- Y. Z. Ortaç.
(nesne almayan eylem)
1 . Uçmaya adım atmak.
2 . Uçmak, kanat açmak:
"Hatice, Nahit'in beklemediği aniden yürüdü, ayakları yerden kesilecek, kanatlanacakmış gibiydi."- T. Buğra.
3 . mecaz Çok sevinmek:
"Iyi mi coşuyor, iyi mi kanatlanıyordu anlatırken."- Y. Z. Ortaç.
kanatlanmak ingilizcesi
1. to develop wings.
2. to take wing.
3. to become powerful.
1. to develop wings.
2. to take wing.
3. to become powerful.
YORUMLAR