Kapı Nedir?

KAPI a. 1. Açılıp kapanır, kapalı bir yerin dışına çıkmaya ve içine girmeye olanak veren bir kapama düzeneğiyle donatılmış açıt: Em...

KAPI a.

1. Açılıp kapanır, kapalı bir yerin dışına çıkmaya ve içine girmeye olanak veren bir kapama düzeneğiyle donatılmış açıt: Emek verme odasıyla salon arasına bir kapı açılsa iyi olurdu. Arka kapıdan çıkmak. (Bk. ansikl. böl. inş. ve Mim.)

2. Eskiden bir kentin sur duvarlarında oluşturulan ve geçidi elde eden açıklık: Eski İstanbul'un yedi kapısı vardı. (Bk. ansikl. böl. Mim.)




3. Bir kentin eski girişlerinin bulunmuş olduğu bölgelere verilen ad: Edirne kapı (Edirnekapı).

4. Dolu, kafesli ya da camlı bir ya da iki kanatlı ya da tablalı, bir duvar boşluğunun çeperlerine ya da kasaya tutturulan ve bir geçidin, bir mekânın, bir eşyanın, bir taşıtın vb. kapatılmasına yarayan hareketli unsur: Kapıyı kırmışlar. Dört kapılı bir otomobil. Yüklüğün kapısı açık kalmış. (Bk. ansikl. böl. inş. ve Mim.)

5. Bir yapının, kurumun, herhangi bir yerin ana girişi: Evlatları okul kapısında beklemek. Seni kapıya kadar geçireyim.

6. Bir hiç kimseye kimi imkânlar yaratan yer ya da şey: Hareketimizin bir çıkar kapısı haline getirilmesine izin vermeyeceğiz. Her insana yükseköğrenimin kapılarını açmak.

7. Sıkıntılı bir durumda başvurulan yer: Tüm kapıları çaldım, kimse bana yardım etmedi.

8. İş, işyeri: Kaç kapı değiştirdi, bir türlü kendine uygun bir iş bulamadı.

9. Ev gezmesi için gidilen yer: Bugün gene kaç kapı gezdin?

10. Çok yakın gelecek: Kış kapıda, hazırlıklarınızı tamamladınız mı?

11. Bir yerin çok yakını: 2. Dünya savaşı'nda Paris kapılarına dayanan alman orduları.

12. (Bir şeyden) kapı açmak, konuşmayı bir mevzuya getirebilmek için mevzuyla ilgili bir şeyden söz etmek: Ilkin ev fiyatlarından kapı açıp, sonrasında sözü almak istediği eve getirdi; bir şeyin pazarlığını başlatmak için devasa yükseklikte bir fiyat vermek: Arsa için on milyondan kapı açtı. || Kapı ağzı, kapının yanı, girişi. || Kapı almak, kapı yapmak, tavla oyununda bir haneyi minimum iki pulla kapamış olmak. || Kapı aralığı, babası belirsiz, (arg.). || Kapı aramak, ziyaret edilecek, oturulup konuşulacak bir ev bulmayı düşünmek; kendine başka bir iş bulmaya çalışmak: Artık burada sana iş yok, kendine başka bir kapı ara. || Kapı baca açık, kolayca girilebilen, korumasız yer için kullanılır. || Bir kimseyi kapı dışarı etmek, dışarı atmak, kovmak. || Kapı duvar, çok çalışmasına rağmen kapı açılmamak, içeriden bir ses gelmemek. || Kapı benzer biçimde, iriyarı kimse için kullanılır. || Kapı kadar, uzunlukça ve ence normalden çok büyük olan. || Kapı kapamaca, evde ne kadar kimse var ise, tüm ev halkı: Kapı kapamaca hasta yatıyorduk. || Kapı kapı aramak, her yere, her eve bakmak: Tüm köyü kapı kapı aradık, fakat bulamadık. || Kapı kapı dolaşmak, dolaşmak, ev ev dolaşmak, çeşitli evleri ziyaret edip görüşmek, konuşmak: Kapı kapı dolaşır, şununla bununla yarenlik ederek zamanını öldürürdü; bir işini yaptırmak ya da sorununa çözüm yolu bulmak için birçok resmi yere başvurmak: Bakanlıktan bakanlığa kapı kapı dolaşıp sorunlarını anlatmak. || Kapı karşı, birbirine çok yakın oturan iki komşunun durumunu belirtmek için kullanılır. || Kapı (bir) komşu, evleri birbirine bitişik olan komşulardan her biri. || Kapı mandalı, önemsenmeyen, herhangi bir işe karıştırılmayan kimse. || Kapı tutmak, bir işe girmek ya da bir görevi üstüne almak. || Kapı yapmak, bir kimseden bir şey istemek ya da ona bir problemi açabilmek için evvelde hazırlayıcı sözler söylemek, zemin hazırlamak; birden çok eve uğramış olmak, ev gezmesi yapmak: Bugün üç kapı birden yaptık; tavla oyununda birden fazla pulu bir hanede toplamış olmak. || Kapı yoldaşı, aynı işyerinde çalışan ve aynı işi görenlerden her birinin ötekine gore durumu. || Kapıda, dışarıda, evin eşiğinde ya da içeri girme olanağı olmadan haricinde: Onu kapıda beklemeye alma, içeri al. Anahtarı almamışım, kapıda kaldım. || Kapıdan çevirmek, bir kimseyi içeri almamak, kabul etmemek. || Kapıdan kovsan, kovulsa bacadan düşer, girer, bir kimsenin yüzsüzlüğünü, arsızlığını vurgulamak için söylenir. || Kapılar yüzüne, üstüne, üzerine kapanmak, sözkonusu bir kimseyse, amacına ulaşmayı sağlayacak olanaklardan yoksun bırakılmak: Çok çalıştım, çabaladım fakat tüm kapılar yüzüme kapanmış oldu, hepimiz önüme bir engel çıkardı. || Kapıları açık tutmak, antak kalma ve uzlaşma ortamını sürdürmek: Sen gene de kapıları açık tut, kestirip atma. || Kapıları kapamak, antak kalma ve uzlaşma ortamı bırakmamak, tüm ilişkileri kesmek. || Kapı + iyelik eki, evin çok yakınında, yanı başlangıcında: Otobüs beni kapımda bırakıyor. || (Şu kadar) kapının ipini çekmek — KIRK KAPININ İPİNİ ÇEKMEK. || Bir kimseyi kapının önüne koymak, ona yol vermek, onu kovmak. || (Birinin) kapısı açık, birinin konukseverliğini, herkesi evine konuk olarak kabul ettiğini belirtmek İçin kullanılır. || Kapısı açık, sofrası meydanda, bir kimsenin gizlisi saklısı bulunmadığını, konuksever bulunduğunu belirtmek için söylenir. ^(Birinin) kapısına düşmek, bir hiç kimseye ihtiyaç duymak ondan yardım dileme gereğini duymak: Tanrı kimseyi kimsenin kapısına düşürmesin. || Kapısına kilit vurmak, bir yeri kapayarak oraya girip çıkmayı engellemek; bir işyerinin etkinliğine son vermek. || (Birinin) kapısında büyümek, bir kimsenin evinde hizmet görerek, ondan öğrenerek yetişmiş olmak. || (Birinin) kapısını aşındırmak, bir amaçla bir kimsenin yanına sık sık uğramak ya da evine gidip gelmek. || (Birinin) kapısını çalmak, bir hiç kimseye bir iş için başvurmak, ondan yardım istemek: Ölürüm de gene onun kapısını çalmam. || Kapısının köpeği olmak, bir hiç kimseye istediği her şeyi meydana getirecek seviyede bağlı olmak. || Kapıya bacaya çıkmamak, hep evde kalmak, dışarı çıkmamak. || Kapıya dayanmak, vakti gelmek: Sohbahar kapıya dayandı, hazırlıklara adım atmak gerek; bir şey elde etmek ya da almak ereğiyle bir kimseyi zorlamak: Alacaklılar sabahı beklemeden kapıya dayandılar; yakınına gelmek, iyice yanaşmak: üç kamyonu kapıya dayayıp eşyaları yükledik. || Kapıyı açmak. bir işe ilk süregelen olarak başkalarına örnek olmak, öncülük yapmak. || Kapıyı büyük açmak, bir işi hayata geçirmeye girişirken çok harcama gerektirecek bir yol seçmek ya da sonu nereye varacağını düşünmeden para harcamak. || (Bir hiç kimseye) kapıyı göstermek, ondan gitmesini istemek, onu kovmak. || Kapıyı kırıp odun etmek. içine düşülen fena ve sıkışık bir durumdan kurtulabilmek için çok kıymetli bir malı elden çıkarmak, feda etmek, || Kapıyı odun etmek, sıkıntıya, darlığa ve yoksulluğa düşmek.


—Anat. Kapı damarları, kapı sistemi, sindirim sistemi kanını kapı toplardamarına boşaltan toplardamarların tümü. || Kapı toplardamarı, kanı karaciğere taşıyan toplardamar. (Bk. ansikl. böl.)


—Ask. denize. Kapı gemisi, eskiden bir limanın, bir koyun girişini korumakla görevli vapur.


—Balıkç. Trol ağındaki holların ağzını açmak için, ağın ön tarafına belli bir açıyla takılan dikdörtgen biçiminde levha. (Eşanl. UÇURTMA.)


—Dy. Kapıdan kapıya taşıma, mesajeri servislerince taşınan kolileri gruplandırma ve ilgili bölgelere dağıtma işlemi. (Türkiye1 de on beş senedir bu tür dağıtma yapılmamaktadır.)


—Elekt. uç ÇİFTrnin eşanlamlısı.


—Elektron. Çıkışı, girişlerin mantık fonksiyonu olan bir ya da birçok girişli dönem.


—Havc. Kapı detektörü, tabanca taşıyan yolcuları saptamak için havaalanı terminallerine yerleştirilen manyetik düzenek.


—ikt. tar. Kapı altı kazancı, Osmanlılar'da, Tanzimat'tan ilkin eyalet valileri ve sancak beylerinin aldıkları bazı kazançlara verilen ad. ("Tayyarat"da denilen bu kazanç, voyvoda ve kürt aşiretlerinin verdiği vergi, fotoğraf ve armağanlarla katliam işleyenlerden alınan cereme benzer biçimde vergilerden oluşurdu.)


—inş. ve Mim. Basküllü kapı, eklemli kollardan oluşan bir sistem (motorlu ya da karşıağırlıklı olabilir) yardımıyla yatay olarak tavana doğru kaldırılabilen, çoğu zaman geniş kapı. || Çarpma kapı, giriş çıkışın fazla olduğu yapılarda, büyük mutfaklarda kullanılan, hususi yaylı menteşelerle donatılmış, her iki yöne de açılabilen kapı. || Çift kapı. ısı ya da ses yalıtımının lüzumlu olduğu mekânlara takılan kapı. (Biri içe, diğeri dışa oluşturulan iki bağımsız kanattan ya da ortası çeşitli yalıtım gereçleriyle [camyünü, sünger, köpük] doldurulmuş tek bir kanattan oluşur.) || Kesik kapı, orta kesiminde yatay olarak ikiye ayrılan ve her kısmı birbirinden bağımsız olarak açılıp kapanabilen kapı. || Köşe kapısı, bir yapının pahlanmış köşesine oluşturulan kapı. || Parmaklıklı kapı, alt kısmı ahşap ya da metal panolardan, üst kısmı parmaklıklardan oluşan kapı. || Sürme kapı, tekerlekler ya da raylar üstünde yatay doğrultuda ötelene- rek açılıp kapanan bir ya da birkaç kanatlı kapı.


—Kur. tar. OsmanlI imparatorluğu'nda yönetimle ilgili dairelere verilen ad. (Bk. ansikl. böl.) || Kapı ağası - BABüSSAADE AĞASI. || Kapı arası. Topkapı sarayı'nda Babüssaade'nin iç ve dış kapıları içinde kalan kısmı. (Buraya oluşturulan ve aynı adla anılan odalarda kapıcılar kalır, önde gelen devlet adamları tutuklandıklarında bu odalara kapatılırlardı.) || Kapı çuhadarı. sadrazam, vezir benzer biçimde büyük devlet adamlarının konaklarında, çoğu zaman konağın dış hizmetlerinde, bilhassa de mektup getirip götürmede kulanılan görevli. (Devamlı olarak efendilerinin selamlık kapısı önünde emre hazır olarak otururlardı.) || Kapı halkı, sadrazam, vezir, beylerbeyi ve sancakbeyi benzer biçimde yüksek rütbeli devlet adamlarının yanlarında bulundurdukları görevlilerin tümüne verilen ad. (Bk. ansikl. böl.) || Kapı kethüdası. İstanbul haricinde vazife meydana getiren yüksek rütbeli devlet görevlilerinin BabIâli'de bulundurdukları temsilcilerine verilen ad. (Bk. ansikl. böl.) || Kapı oğlanı, padişah saraylarında kapı hizmetlerini gören iç oğlanlarına verilen ad. (Ak hadımlar arasından seçilirler, olağan zamanda selimi kavuk, Divan toplandığında mücevveze kavuk giyerlerdi. Sayıları otuz kadar olup ek olarak büyük ve minik odalardaki iç oğlanlarına nezamt ederler ve bunların yanında yatarlardı.) jj Kapı oğlanı kethüdası, kapı oğlanlarının amirine verilen ad. (Akağalardandı, terfi edenleri saray ağası olurdu.) || Kapıya çıkma -ÇIKMA.


—Mad. oc. Hava kapısı, bir galeride hava akımının geçmesini önlemek ve dışarı yöneltmek için oluşturulan kapı. (Mühim sonuçlara yol açabilecek havalandırma kısa devrelerini önlemek için ocak kesimindeki kapılar aralarında bir boşluk duracak şekilde çift olarak yapılır) || Hava ayar kapısı, galeri içindeki hava debisini kesmeden azaltmak için, yüzeyinde ya da çerçevesinde açılmış bir açıklıktan ya da "pencere"den havayı geçiren havalandırma kapısı.


—Marangl, Topyekün kapı, kanadı ve kasasıyla bir tüm olarak fabrikada üretilen, yerine takılmaya hazır kapı.


—Mim. Kapı revakı, bazı gotik kiliselerde, taçkapının önünde yer edinen giriş kısmı.


—Oy. Tavlada pulların konduğu yer, hane. || Kapı almak ya da kapı yapmak, tavlada oynanan oyunun türüne gore minimum bir ya da iki pulu üst üste getirerek bir haneyi tutmak. (Kapı almanın amacı, rakibin pullarının hareket alanını daraltmak ve kapı alan oyuncunun pullarının hareketini kolaylaştırmaktır.) || Dış kapı, tavlada pulların toplanması ihtiyaç duyulan bölüm haricinde alınan kapı. || iç kapı, tavlada pulların toplanması ihtiyaç duyulan bölümde alınan kapı.


—Spor. Kayak sporunun iniş branşında, izlenecek yönün belirtilmesinde kullanılan sopalardan (değişik renkte bayraklı) her ikisi arasındaki kayakçıların geçmek zorunda oldukları alan.


—Su yapı. Eklüz kapısı, kapalı konumdayken eklüz odasını kanalın öteki bölümlerinden ayıran ya da bu odayı ikiye bölen, açıldığında ise mavnaların geçmesine olanak veren devingen unsur.


—Teknol. Kapı takozu, kapıyı durdurma aya yarayan düzenek. || Kapı yayı, kapı açılırken gerilen ve eski haline dönerken kapıyı otomatikman kapayan yaylı ya da pistonlu aygıt.


—ANSİKL. Anat. Kapı toplardamarı üç büyük toplardamarın birleşmesiyle oluşur: üst mezenter toplardamarı, dalak toplardamarı, alt mezenter toplardamarı; bu son ikisi daha ilkin mezenter kökünü oluşturmak suretiyle birleşir. Kapı toplardamarı, pankreas ve onikiparmak bağırsağının arkasında bulunur; sonrasında karaciğer atardamarının ve karaciğer-koledok kanalının arkasında bağırsakları çevreleyen minik epiploona girer; karaciğerin göbeği hizasında, sağ ve sol olmak suretiyle iki dala ayrılarak son bulur. Kapı toplardamarı, ortalama 10 santimetre uzunluğunda, ve 15 mm çapındadır. Karaciğer, komşu organlardan ek kapı toplardamarları denen minik toplardamarlar da alır.


—Arkeol. Yenitaş döneminden Çatalhöyük yerleşmesinde yapılara çatılardaki aralıklardan giriliyordu, sadece odalar içinde 70-80 santimetre yüksekliğinde kanatsız, dikdörtgen geçitler bulunuyordu. Hacılar'ın VI. katmanında (i.ö. VI. binyıl ortaları) tahta eşikti, yuvarlatılmış söveli, çift kanatlı dikdörtgen kapılar saptandı. Hacılar II' deyse duvarlarda sürme kapılar için açılmış yarıklara rastlandı. Alişar'da Bakır çağa tarihlendirilen bir kapıda, sövelerin ortasında, bir tahta pervazıyla ilgili olduğu sanılan dikey boşluklar vardır. Karataş -Semayük'te (İ.Ö. 2400'ler), sövelerinin bir yüzünde dikmeler bulunan bir m'den fazla genişlikte duvar açıklıkları vardır. Beycesultan XIV. ve XV. katmanlarında, tahta eşikli, ahşap dikmeli pervazları eşik ve sövelerle beraber sıvanmış kapılar bulunuyordu. Buradaki bir ya da iki dikmeli kapı sövelerine, pervaz çakılmadan, sıvayla yuvarlak şekil verilmiştir. İ.Ö. II. binyıl kapılarının neredeyse tümü dikdörtgen kesitlidir (bindirme tekniğinde kemerli Boğazköy, Tel Halef ve Hama kapıları haricinde). En erken çağlardan başlayarak, kapı kanatlarının yerleştirilişine gore iki tür kapı kullanılmıştır. Birinci tür, düz kapı geçidinin yanlarına yerleştirilmiş bir ya da iki kanatlı kapılardan oluşur, ikinci grupsa, söve duvarlarına yerleştirilmiş pervazlı kapılardan meydana gelir. Büyük ve çift kanatlı kapılar çoğunlukla birinci türden, minik ve tek kanatlı kapılarsa ikinci türdendi. Kapı eşikleri ahşaptan, minik ya da orta boy taştan ve Boğazköy'de görüldüğü benzer biçimde büyük boy tek parça taştan yapılıyordu. Kapı sövelerinde çoğunlukla duvarla aynı gereç kullanılmıştır (yalnız Kültepe' de kerpiç söveler ahşap kaplıdır). Boğazköy'deki hitit yapılarında ahşap kapı çerçeveleri duvarlara yatay olarak çakılmış takozlara tutturuluyordu. Ahşap kapı kanatları kimi yerlerde hayvan derisi ya da tunç levhalarla kaplanıyordu (Balavat kapıları bunun güzel bir örneğidir). Büyük ve ağır kapı kanatlarının taşınabilmesi için reze delikleri toprağa derince gömülüyordu (Zincirli, Tel Halef). Önasya'da kapı kanatlarının ve kapı dikmelerinin içinde döndüğü mil yataklarının takılması bazı törenlerle kutlanıyordu. Bu yapı parçalarının önemi, Babil'de ele geçen, kıymetli taşlardan yapılıp adak yazıtlarıyla donanmış mil yataklarından da anlaşılmaktadır. Kapı kanatları neredeyse tüm örneklerde içe doğru açılmaktadır. Boğazköy' de kapılar odaya direkt bakışı önleyecek şekilde odaların köşelerine yerleştirilmiştir.

Anadolu'da şehir kapılarının garip örnekleri bulunmaktadır. Bunlar içinde en eski sur kapısı, Hacılar II katmanında saptandı (İ.Ö. VI. binyıl). K. kapısı, bir duvar oyuğu içine kayan sürmeli kapıyla kapatılıyordu. G. kapısındaysa, kapı kanadı bir niş içine yerleşiyordu. Mersin Yümüktepe' de (İ.Ö. V. binyıl) dışa çıkıntı meydana getiren iki kule içinde yer edinen bir kapıdan sonrasında bir koridorla anıtsal kapıya ulaşılıyordu. Tarsus Gözlükule'deyse (İ.Ö. III. binyıl) düz geçitli bir kapı yerine, daha korunaklı olan L biçiminde bir kapı düzeni bulunuyordu. Truva l'in (İ.Ö. III. binyıl) kapısı çok köşeli bir hisarın köşelerinin birinde yer alıyordu. Kapı geçidinin korunması için yan duvarlar öne çıkma yapıyordu. Truva ll'deyse uzun ve üstü kapalı bir kapı yolunun yerini, geniş dikdörtgen biçiminde bir kapı odası alır. Truva VI kapıları kulesizdir, sadece bunlar uzun, kıvrımlı geçitler olarak düzenlenerek müdafa güçlendirilmiştir. İlk Tunç çağa tarihlendirilen Alişar kenti kapılarında duvarlar kuleler biçiminde genişletilerek derinlik artırılmıştır. Boğazköy' deki hitit sur kapılarıysa, mimarilerinin yanı sıra kuvvetli müdafa düzenleriyle dikkati çeker. (Sfenksli kapı, Aslanlı kapı. Kral kapısı, Poternli kapı, Yer kapı, Batı kapısı). Bu kapılar surlardan daha yüksek olarak yapılmış, dikdörtgen planlı kule biçiminde bir odayla, bunun içe ve dışa bakan cephelerinde, büyük, tek parça taşlardan yapılmış kemerli girişlerden oluşur. Dışa bakan kemerli geçit birazcık içe alınarak müdafa güçlendirilmiştir. Kapı kanatlarının oturmuş olduğu mil yatakları ve sürgülerin yan duvarlardaki durumu, kapıların her iki taraftan da odaya açıldığını gösterir. Dış kapıyı aşan düşman, içteki tapıyı açabilmek için geri çekilmek zorunda kalıyor, odanın içinde ve önünde doğan kargaşayla düşmanın yok edilmesi kolaylaşıyordu.

Geç hitit kentlerinin surlarında da çift kapılı anıtsal girişler vardı ve bunlar ortostatlarla bezeliydi, iki yüksek kule içinde dar bir odadan oluşan kapılar yanında, ana tapıdan sonrasında enine yerleştirilmiş bir odadan meydana gelen örnekler de vardı (Zincirli, Kargamış). Karatepe'deyse daha değişik kapılarla karşılaşılmıştır (İ.Ö. VIII. yy.). K. kapısı kare planlı iki yüksek kule içinde yer edinen bir geçitle erişilen bir avlunun sonunda bulunan bir tapıdan oluşuyordu. G. tapısıysa, daha düzensiz sadece daha korunaklı bir görünüme haizdir. iki sur duvarı arasından ilerleyen bir geçitle dış surdaki tapı kulesinin önünden geçiliyor, buradan dönemeçli bir merdivenle tapıya ulaşılıyordu, ikinci tapı kulesi iç surda ve dış surdakiyle bakışıksız bir düzendeydi. Yunan şehir tapılarının bir kısmı Mykenai geleneğini sürdüren bindirme tekniğindeydi. Bir bölümüyse iki kuleli anıtsal tapılardı (Miletos Aslanlı tapı).


—Ed. Kapı, divan edebiyatında şairin (âşığın) Tanrı'ya, Hz. Peygamber'e din ve tarikat ulularına, padişaha, devlet büyüklerine, sevgiliye ulaşacağı, bağlılığını, sevgisini belirteceği yer olarak canlandırılır. Burada sevgilinin kokusu, ayak izleri, ayak tozu vardır. Aşık, sevgilinin tapısında kul olmak, bekçilik yapmak için yalvarır, canını verir. Gözyaşları ve kirpikleri her an burasını yıkayıp siler süpürür. Âşık haricinde güneş, ay ve yıldızlar da sevgilinin tapısına kul olur. Yüceltmek amacıyla tapı ile devlet terimi bir arada düşünülür Kapı ve eşikten mecazı mürsel yöntemiyle sevgilinin kendisi de kastedilir. Sevgilinin tapısı Kâbe, beytullah, kıble, secdegâh, pe- nâh diye adlandırılır. Cennette huriler bulunmuş olduğu için sevgilinin tapısı da cennete benzetilir. Güneş belirli zamanlarda kapı ve eşikte göründüğünden gök, asuman ve burç olarak düşünülür. Tanrı'nın insan önünde kapılar açmış olduğu dile getirilir.


—inş. Kapılar iki bölümden oluşur: bunlardan kasa sabittir, kanat (ya da kanatlar) ise hareketlidir. Kanat düz ya da camlı olabilir; kasaya hususi parçalarla (menteşe, po- mel, menteşe mili) açılıp kapanacak şekilde tutturulur.
* Dış kapılar, işlevleri bakımından çok çeşitlidir: otomobil kapısı, avlu kapısı, konut kapısı vb.; tek ya da çift kanatlı olabilirler En kolay kanatlar birbirine tamamen bitişik tahta levhalardan oluşur. Çoğu zaman bunlar çerçeveli ve tablalıdır.
* iç kapılar iki türe ayrılır: düz kapılar (pres kapılar) ve tablalı kapılar. Düz kapılar, bir iskeletin iki yanına tutturulmuş düz levhalardan oluşur ve fabrikada üretilir.


—Kur. tar. Kapı, ikinci meşrutiyettin ilanına (1908) değin devletin başı olarak padişahın sarayı ve yönetimin merkezi olarak sadrazamın vazife yerini tanımlamak için kullanılırdı. Sadece, türkçe olan bu sözcüğün yerine çoğunlukla arapça “bâb†(Babıâli benzer biçimde), farsça "dar" sözcükleri kullanıldı.

* Kapı halkı. OsmanlI devlet adamları haiz oldukları dirliklerin zenginliği oranında kapı halkı denilen hizmetliler topluluğu beslerlerdi. Bunların askeri hizmetlerle görevli olanlarına ağa (bunların bir kısmı "levent†diye de anılırdı), memuriyetle görevli olanlara hademe, destek hizmetlere bakanlara “müteferrika†denirdi. Dirlik sisteminin bozulmasından sonrasında masrafların artmasına karşılık, kapı halkı sayısının çoğalması devlet adamlarını yasal olmayan gelir lan bulmaya itti. 1827'de kapı halkının askeri kısmı, ertesi yıl da kalan kısmı resmen kaldırıldı.

* Kapı kethüdası. Vezir; beylerbeyi ve sancakbeyi benzer biçimde görevlilerin İstanbul'daki kethüdaları, onların resmi işlerini görürler onlar adına dilekçelerini verirler ve taahhüt altına girerlerdi. Sulh dönemlerinde İstanbul'dan ayrılmazlar, savaştaysa sadrazamın yanında bulunurlardı. 1863'e kadar atamaları bağlı oldukları kimselerce yapılır, onlar vazife değiştirince ya da azledilince kapı kethüdalarının işi de son bulurdu. Yeni atanan ve İstanbul'da bulunmayan efendileri yerine hilat giyerlerdi. Teşrifat defterlerinde beylerbeyleriyle sancak beylerinin adlarının yanına kapı kethüdalarınınki de yazılırdı.

Devlet adamlarının haricinde Eflak, Boğdan, Erdel beylerinin, Rum patrikliğinin, Avusturya ve Çarlık Rusyasinın da kapı kethüdaları vardı ve bunların gereksinimleri de elçilerinki benzer biçimde OsmanlI İmparatorluğunca karşılanırdı. 1863'te meydana getirilen bir düzenlemeyle kapı kethüdalarının görevine son verildi, bunların işlerini meydana getirecek bürolar kuruldu.


—Mim.

*Şehir kapıları. Bu tür kapılar Doğu'da daima mühim bir rol oynamıştır: bunlar, adaletin dağıtıldığı, ticari değiş tokuşların yapıldığı yerlerdi. Kervan yollarının varış noktası da şehir kapılarıydı. Babylonia ve Asur'da, İ.Ö. I. binyıl'da kapılar, sur duvarına gore çıkıntı meydana getiren iç avlulu bir burç biçimindeydi; iç avlunun ön ve arka tarafında kimi kez daha minik avlular bulunur bu dar bölümler, surlar üstündeki savunucuların, saldırganlara ok, taş vb. yağdırmasına olanak verirdi. Giriş dehlizi, Hursabâd'da olduğu benzer biçimde, koruyucu cin kabartmaları ve insan başlı, kanatlı boğa figürleriyle süslenirdi. Büyük bir kısmı günümüze ulaşmış olan Babil'deki iştar kapısı görkemli bir yapıydı. Anadolu'da da (Zincirli kalesi) benzer bir seviye kullanılıyordu. II. binyıl'ın ikinci yarısında, Hititler kentlerin girişine, oymalı kabartmalarla süslü anıtsal kapılar inşa ettiler: Alacahöyük'te Sfenksli kapı, Boğazköy'de Kral kapısı. Filistin'de, kapıların iki yanında büyük kuleler vardı; payanda ayakları birçok dar geçit oluşturur (Şhem, Megiddo) kimi zaman de giriş dehlizi dirsek biçiminde olurdu (Lakiş).

Yunanistan'da, mukaddes yapılar surlarla çevrili bir tepenin üstünde yükselirdi; buraya anıtsal bir kapıdan geçilerek girilirdi (Mykenai, Tiryns, Atina). Romalılarda, karargâhların kapıları ana yolların uçlarında yer alırdı. Şehir kapılarında ise tonozlu bir ya da birçok giriş dehlizi bulunurdu; girişler, kuleler tarafınca sıkıca korunurdu. Şehir kapılarına bağlı büyüsel nitelikli bir takım kaide vardı; zafer takları bunların izlerini taşır. Roma'daki Aurelianus surunun birçok kapısı (San Sebastiano kapısı, Latin kapısı, Maggiore kapısı) günümüze ulaşabilmiştir. Başlıca Roma periyodu kapıları içinde. İtalya'da, Aosta kapısı ile Torino'daki Palatina kapısını. Roma provin- cialarında da, Autun, Reims kapıları ile Trier'deki Porta Nigra'yı saymak gerekir. İstanbul'da ise, Theodosios II suru üstündeki görkemli bir şekilde süslenmiş Altın kapı (yun. Khrysai Pyle, lat. Porta Au- rea) bugün hâlâ ayaktadır. Ortaçağda müstahkem kentlerin kapıları mühim bir müdafa sistemiyle donatılırdı.


• Kamu yapılarının kapıları. Dinsel mimarlıkta birçok oymalı kapı (kanat) örneği vardır: Roma'daki Santa Sabina'nın sedir ağacından kapıları (V. yy.) Eski ve Yeni Ahit'ten alınma kabartma sahnelerle süslüdür; Verona'daki S. Zeno'nun bronz kapılarında (XI. yy.) Mukaddes Kitap'tan görüntüler bulunur; Floransa vaftizhanesi'nin kapılarındaki oymalar Andrea Pisano ve Ghiberti tarafınca gerçekleştirilmiştir.

• Ev kapıları. Eski Yunanda kapılar yamuk biçiminde olurdu (Attike açıtı). Romalılar' da kapılar ağaçtan, iki ya da daha çok kanatlıydı; kanatlar çivili panolar biçiminde olur, tokmak kilit ve sürgülerle donatılırdı.

Ortaçağda önceleri beşikkemerli kapılar, sonrasında da bir çok kez dikdörtgen biçiminde olan ya da kemer taşlarıyla örülmüş hafifçe kavisli bir lentoya haiz kapılar görüldü. XV. yy.da kaşkemer biçiminde len- tolar ve oyma bezekler (figürler, armalar) ortaya çıktı.

Rönesans dönemine ilişik birçok yapının da zarif bir şekilde süslenmiş kapıları vardır. Klasik dönem konaklarının önünde bir çok kez otomobillere özgü anıtsal kapılar yer alır.

Ortaçağ konutlarının iç kapıları yalın, alçak ve dardır. Kabul ya da merasim salonla rının kapıları haricinde bunlar, duvar halıları tarafınca gizlenen, çoğu zaman tek kişinin geçebileceği açıtlardır. Sadece Louis XIV döneminden başlayarak yüksekliği 2,50 m'yi aşan daire kapıları yapılmış oldu.

En eski Ortaçağ kapı kanatları, çivilerle tutturulmuş, her biri yanlamasına tamamen bitişik iki kat tahta levhadan oluşur. XIII. yy.'ın ortalarına doğru, dikmeleri birbirine bağlayan başlıklardan oluşan kanatlar yapılmaya başlandı; başlıklar, kanadın tüm ağırlığını menteşe miline iletir. XIII. ve XIV. yy.Tarda bu sistem çok yaygındı; hafifçe, sağlam ve demir düzeninin tutturulmasına elverişliydi. Tablalı kapılar (dikme ve başlıklar arasına zıvanayla birleştirilmiş kayıtlara oluşturulan kirişlere yerleştirilmiş tablalardan oluşan iç ve dış kapılar), sadece XIV. yy.'ın sonunda yapılmaya başlandı. O zamana kadar çok yalın olan kanatlar, bir süs öğesi haline geldi.

*Türk mimarlığında kapı. Türk mimarlığının mühim öğelerinden olan kapıların bir kısmı minik, yalın açıklıklar biçimindeyken, bir kısmı de anıtsal yapıların cephelerini süsleyen taçkapı'lardır. Bilhassa Selçuklu cami, medrese, kervansaray, vb. yapılarında taçkapılar büyüklükleri ve varlıklı bezemeleriyle görkemli bir görünüş kazanmıştır. OsmanlI taçkapılarıysa daha yalın, olgun örneklerdir. Türk kapı kanatları da ahşap işçiliğinin mühim örnekleridir. Bunlar sağlamlıklarının yanı sıra, varlıklı süslemeleriyle birer sanat eseri niteliğindedir. Havadan etkilenmeyecek ve çalışmayacak şekilde hazırlanan ahşap ka natlar, ince marangozluk ürünleriydi. Anıtsal yapıların kapı kanatları, çoğunlukla kündekâri tekniğindeydi. Kapıların üstü kemerli olmakla beraber, kanatların üstü düz atkılıdır ve üstü yuvarlak kanatlardan kaçınılmıştır. Selçuklu ve Beylikler periyodu kapı kanatlarının mühim örnekleri müzelerde korunmaktadır. Bunlar içinde Ankara Etnoğrafya müzesi'ndeki Kayseri Yüce cami'si, Ankara Hacıhasan camisi ve Alaettin camisi kapıları belirtilebilir. Kastamonu'daki ibnineccar camisi'yle, Niğde' deki Sungurbey camisi'nin ve Kastamonu Kasaba köyü camisi'nin kapıları da ahşap işçiliğinin dikkati çeken örnekleridir. OsmanlI periyodunun varlıklı süslemeli ilk kapıları içinde Ankara Karacabey camisi, Amasya Bayezitpaşa camisi. Bursa Yeşil cami ve türbesi, Yüce cami, Edirne üçşerefeli cami belirtilebilir. XIV. yy. ve XV. yy. ilk yarısına tarihlenen bu yapılarda tek renk ağaç kullanılmıştır. Daha sonraki yapılardaysa yeni teknikler ve gereçlerle karşılaşılır. Ankara Hacıbayram türbesi'nin ahşap kakmalı kapısı kemik ve yeşim taşlarıyla süslüdür (XV. yy.). üsküdar'daki Mihrimahsultan camisi'nin kapısıysa, devrin kapıları içinde değişik tekniği ve bezemeleriyle tek örnektir (XVI. yy.). Kapı kanatlarının ayna bölümleri kündekâri tekniğinde; bini, başlık ve dönem bölümleriyse değişik renkte ağaçlarla kakma tekniğinde bezenmiştir. XVII. yy. başlarında değişik renklerde ahşabın yanı sıra kakma tekniğinde sedef, bağa, fildişi, kemik, vb. de kullanılmıştır. (İstanbul Yenivalide külliyesi camisi [Yeni cami], Sultanahmet camisi, Topkapı sarayı vb.).

Kaynak: Büyük Larousse







  • Bazı köylerde pencere ve kapı kenarlarının mavi renk olmasının sebebi nedir?


  • Dış Kapı Nedir?


  • Sağır Kapı Nedir?



kapı

isim





1 . Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar ya da bölme açıklığı.

2 . Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat:

"Evlerin kapılarında devasa yeşil bronz tokmaklar vardı."- S. F. Abasıyanık.

3 . Gelir, geçim, kısmet elde eden yer, ya da imkân:

"Onların başvuracağı her kapıya gitmiş."- S. F. Abasıyanık.

"Benim ve benim çoluk çocuğumun da bu kapıdan yiyeceğimiz ekmek artık temiz bir ekmek olması imkansız."- R. N. Güntekin.

4 . Gidere neden olan gerekseme.

5 . (tavla oyununda) İki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olan yer.

6 . mecaz Ev gezmesi için gidilen yer.

7 . Devlet dairesi.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

(bir şeyden) kapı açmak

kapı almak (ya da yapmak)

kapı aralamak

kapı aramak

kapı baca açık (ya da kilitli)

kapı (bir) komşu

kapıda kalmak

kapıdan çevirmek

kapıdan kovsan bacadan düşer

kapı dışarı etmek

kapı benzer biçimde

kapı kadar

kapı kapı aramak

kapı kapı dolaşmak (ya da dolaşmak)

kapı karşı

kapıları açık tutmak

kapıları kapamak

kapılar yüzüne (üstüne, üzerine) kapanmak

kapının ipini çekmek

kapısına kilit vurmak

(birinin) kapısını aşındırmak

(birinin) kapısını çalmak

kapısını yapmak

kapıya dayanmak

kapı yapmak

kapıyı açmak

kapıyı büyük açmak

kapıyı göstermek

Birleşik Sözler

kapı ağası

kapı ağzı

kapı çuhadarı

kapı duvar

kapı halkı

kapı kâhyası

kapı kapamaca

kapı kethüdası

kapı kolu

kapı komşu

kapıkule

kapı kulu

kapı mandalı

kapı oğlanı

kapı perdesi

kapısı açık

kapı tokmağı

kapı yoldaşı

ana kapı

ara kapı

çakma kapı

çarpma kapı

çelik kapı

çift kapı

demir kapı

döner kapı

sağır kapı

yağlı kapı

yavru kapı




 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Kapı Nedir?
Kapı Nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/kap-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/kap-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content