KAPATMAK g. f. (kapamaktan -t ettirgenlik ekiyle kapa-t-mak). 1. Kapatmak: Gözlerini, avuçlarını kapatmak. Perdeleri kapatmak. Musl...
KAPATMAK g. f. (kapamaktan -t ettirgenlik ekiyle kapa-t-mak).
1. Kapatmak: Gözlerini, avuçlarını kapatmak. Perdeleri kapatmak. Musluğu kapatmak. Elektriği, suyu kapatmak. Bir çukuru kapatmak. Bir hesabı, borcu kapatmak. Rakipleriyle arayı kapatmak. Bütçe açığını kapatmak. Bir gazeteyi kapatmak.
2. Bir malı vb. kapatmak, onu piyasadan toplayıp saklamak: Binlerce ton şeker kapatmış.
3. Bir yeri, bir şeyi kapatmak, bir malı, eşyayı, yeri vb. yolsuzlukla gerçek değerinden aşağıya almak: Koskoca araziyi çok ucuza kapatmış.
4. Bir bayanı kapatmak, harcamalarını karşılayarak onunla nikâhsız yaşamak, onu metres tutmak.
5. Tkz. Bir yeri kapatmak, bir kimseden, bir topluluktan söz ederken, genele açık bir yerin, bilhassa de bir eğlence yerinin bir bölümünü ya da tümünü kendi kullanımına ayırtmak: Sahneye yakın bir yerde dört masa kapattık. Gazino, pavyon vb. kapatmak.
—Denize. Bir burundan ya da bir engebeden söz ederken, geminin seyri esnasında görüş açısının değişmesiyle öne çıkarak arkadaki görüntüleri örtmek. || Bir geminin rüzgârını kapatmak, bir geminin önünde bulunmak ve o geminin yelkenlerine rüzgârın dolmasını engellemek.
—Dy. Bir işareti kapatmak, bu işareti kapanma konumuna getirmek. || Hattı kapatmak, bir hatta girişi yasaklamak için, emekleri, mensubu, vb. korumak amacıyla ihtiyaç duyulan önlemleri almak.
— Bloksistem girişine yerleştirilmiş işareti kapatmak.
—Foto. Bir fototip üstünde kapatma işlemlerini gerçekleştirmek.
—Jeod. üçgenleri kapatmak, bir açısal üçgenleme esnasında meydana gelen her üçgende ölçülen iç açıları toplamak, buna karşılık gelen küresel eksesi çıkarmak ve sonucun, ölçümlerin niteliğine uygun
olup olmadığını denetlemek. (Uygulamada, küresel ekses hesabından kaçınmak için, kirişte indirgeme düzeltmelerinin gözlenen doğrultulara uygulanmasından sonrasında bu işlem, uyuşumlu, düzlemsel bir yayınlanma içinde gerçekleştirilir.)
—Nalbantl. Kol kapatmak, bir nalın açık iki kolunu birbirine yaklaştırmak için bunlardan birini çekiçle dövmek.
♦ kapatılmak edilg. f. Kapatmak eylemine mevzu olmak: Kapı kapatıldı. Darbeden sonrasında partiler kapatıldı. Kapatılmış olduğu yerden kaçan mahkûm.
♦ kapattırmak ettirg. f.
1. Bir şeyi (bir hiç kimseye) kapattırmak, (onun) onu kapatmasını sağlamak: Açık kapıyı kapattırmak.
2. Bir kimseyi (bir yere) kapattırmak, onun (orada) hapsedilmesini, orada kapalı kalmasını sağlamak.
1. Kapatmak: Gözlerini, avuçlarını kapatmak. Perdeleri kapatmak. Musluğu kapatmak. Elektriği, suyu kapatmak. Bir çukuru kapatmak. Bir hesabı, borcu kapatmak. Rakipleriyle arayı kapatmak. Bütçe açığını kapatmak. Bir gazeteyi kapatmak.
2. Bir malı vb. kapatmak, onu piyasadan toplayıp saklamak: Binlerce ton şeker kapatmış.
3. Bir yeri, bir şeyi kapatmak, bir malı, eşyayı, yeri vb. yolsuzlukla gerçek değerinden aşağıya almak: Koskoca araziyi çok ucuza kapatmış.
4. Bir bayanı kapatmak, harcamalarını karşılayarak onunla nikâhsız yaşamak, onu metres tutmak.
5. Tkz. Bir yeri kapatmak, bir kimseden, bir topluluktan söz ederken, genele açık bir yerin, bilhassa de bir eğlence yerinin bir bölümünü ya da tümünü kendi kullanımına ayırtmak: Sahneye yakın bir yerde dört masa kapattık. Gazino, pavyon vb. kapatmak.
—Denize. Bir burundan ya da bir engebeden söz ederken, geminin seyri esnasında görüş açısının değişmesiyle öne çıkarak arkadaki görüntüleri örtmek. || Bir geminin rüzgârını kapatmak, bir geminin önünde bulunmak ve o geminin yelkenlerine rüzgârın dolmasını engellemek.
—Dy. Bir işareti kapatmak, bu işareti kapanma konumuna getirmek. || Hattı kapatmak, bir hatta girişi yasaklamak için, emekleri, mensubu, vb. korumak amacıyla ihtiyaç duyulan önlemleri almak.
— Bloksistem girişine yerleştirilmiş işareti kapatmak.
—Foto. Bir fototip üstünde kapatma işlemlerini gerçekleştirmek.
—Jeod. üçgenleri kapatmak, bir açısal üçgenleme esnasında meydana gelen her üçgende ölçülen iç açıları toplamak, buna karşılık gelen küresel eksesi çıkarmak ve sonucun, ölçümlerin niteliğine uygun
olup olmadığını denetlemek. (Uygulamada, küresel ekses hesabından kaçınmak için, kirişte indirgeme düzeltmelerinin gözlenen doğrultulara uygulanmasından sonrasında bu işlem, uyuşumlu, düzlemsel bir yayınlanma içinde gerçekleştirilir.)
—Nalbantl. Kol kapatmak, bir nalın açık iki kolunu birbirine yaklaştırmak için bunlardan birini çekiçle dövmek.
♦ kapatılmak edilg. f. Kapatmak eylemine mevzu olmak: Kapı kapatıldı. Darbeden sonrasında partiler kapatıldı. Kapatılmış olduğu yerden kaçan mahkûm.
♦ kapattırmak ettirg. f.
1. Bir şeyi (bir hiç kimseye) kapattırmak, (onun) onu kapatmasını sağlamak: Açık kapıyı kapattırmak.
2. Bir kimseyi (bir yere) kapattırmak, onun (orada) hapsedilmesini, orada kapalı kalmasını sağlamak.
Kaynak: Büyük Larousse
Feysbuk'ta Profil Resminizi Tıklamalara Kapatmak
Web'de Hotmail'den Messenger Oturumu Açmak ve Kapatmak
Hackerlardan korunmak için meydana getirilen ''açık olan portları kapatmak'' ne anlama gelir?
kapatmak
(-i durum ekiyle kullanılan eylem)
1 . Kapamak:
"Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler."- Y. K. Karaosmanoğlu.
2 . Yolsuz olarak bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek:
"Evvelki hafta mühendis İlhami Beyle karısı çok güzel bir bambu ekibi kapattılar."- H. Taner.
"Diğer firmaların kararsız davrandıkları bir saat içinde ilçenin yarı tütününü kapattı."- N. Cumalı.
3 . Bir hanımla nikâhsız yaşamak.
4 . Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek.
5 . Tüm harcamaları üstüne alıp isteği doğrultusunda ve başkalarını içeri almadan eğlenmek:
"Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış."- H. E. Adıvar.
6 . Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek:
"Sanatçılar arasındaki tatsız vakası kapatmak istiyordu."- Ç. Altan.
(-i durum ekiyle kullanılan eylem)
1 . Kapamak:
"Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler."- Y. K. Karaosmanoğlu.
2 . Yolsuz olarak bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek:
"Evvelki hafta mühendis İlhami Beyle karısı çok güzel bir bambu ekibi kapattılar."- H. Taner.
"Diğer firmaların kararsız davrandıkları bir saat içinde ilçenin yarı tütününü kapattı."- N. Cumalı.
3 . Bir hanımla nikâhsız yaşamak.
4 . Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek.
5 . Tüm harcamaları üstüne alıp isteği doğrultusunda ve başkalarını içeri almadan eğlenmek:
"Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış."- H. E. Adıvar.
6 . Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek:
"Sanatçılar arasındaki tatsız vakası kapatmak istiyordu."- Ç. Altan.
kapatmak ingilizcesi
1. to close, shut; to cover.
2. to buy (something) cheaply by trickery.
3. to keep (a mistress).
4. to close down; to suppress, abolish.
1. to close, shut; to cover.
2. to buy (something) cheaply by trickery.
3. to keep (a mistress).
4. to close down; to suppress, abolish.
Feysbuk'ta Profil Resminizi Tıklamalara Kapatmak
Web'de Hotmail'den Messenger Oturumu Açmak ve Kapatmak
Hackerlardan korunmak için meydana getirilen ''açık olan portları kapatmak'' ne anlama gelir?
YORUMLAR