tutulmak (-e) 1 . Kapma işine mevzu olmak. 2 . Sürüklenmek. 3 . mecaz Birine güvenip boş bulunarak aldanmak: "Ben onun ...
tutulmak
(-e) 1 . Kapma işine mevzu olmak.
2 . Sürüklenmek.
3 . mecaz Birine güvenip boş bulunarak aldanmak:
"Ben onun sözlerine kapıldım."- .
4 . mecaz Bir hiç kimseye tutulmak, bağlanmak, aşırı sevgi duymak:
"Kızın güzelliğine kapılarak evlenme teklif etti."- .
5 . mecaz Bir şeyin ya da kimsenin kuvvetli tesirinde kalmak:
"Bu iki şiiri övenler onların kalıbından gelen ucuz bir güzelliğe kapılırlar."- S. Birsel.
(-e) 1 . Kapma işine mevzu olmak.
2 . Sürüklenmek.
3 . mecaz Birine güvenip boş bulunarak aldanmak:
"Ben onun sözlerine kapıldım."- .
4 . mecaz Bir hiç kimseye tutulmak, bağlanmak, aşırı sevgi duymak:
"Kızın güzelliğine kapılarak evlenme teklif etti."- .
5 . mecaz Bir şeyin ya da kimsenin kuvvetli tesirinde kalmak:
"Bu iki şiiri övenler onların kalıbından gelen ucuz bir güzelliğe kapılırlar."- S. Birsel.
Zaafa Tutulmak Nedir?
Tutulmak sözcüğünün gerçek anlamıyla bir cümle kurar mısınz?
Hiddete Tutulmak Nedir?
KAPILMAK gçz. f.
1. Bir şeye tutulmak, bir şeyin hareketiyle sürüklenmek; Kayık akıntıya tutuldu. Sele kapılan binlerce koyun telef oldu.
2. Bir şeye (soyut) tutulmak, bir kimseden söz ederken, iradesi haricinde sürüklenmek, kendini bir şeye kaptırmak: Yaşamın akışına kapıldık, gidiyoruz.
3. Bir hiç kimseye sözlerine vb. tutulmak, ona boş yere güvenip aldanmak: Kardeşinin sözlerine kapılıp buralara geldiği için çok pişman.
4. Bir hiç kimseye tutulmak, ona âşık olmak, tutulmak: O kıza iyice tutuldu.
5. Bir hiç kimseye bir şeye tutulmak, onun dayanılmaz etkisiyle hareket etmek: Boş umutlara tutulmak. Bir kimsenin zenginliğine, güzelliğine tutulmak. Ucuzluğuna kapılıp aynı çoraptan on tane aldım.
6. Bir duyguya tutulmak, onun şiddetli tesirinde kalmak, o etkiyle hareket etmek: Öfkeye dehşete, paniğe tutulmak.
1. Bir şeye tutulmak, bir şeyin hareketiyle sürüklenmek; Kayık akıntıya tutuldu. Sele kapılan binlerce koyun telef oldu.
2. Bir şeye (soyut) tutulmak, bir kimseden söz ederken, iradesi haricinde sürüklenmek, kendini bir şeye kaptırmak: Yaşamın akışına kapıldık, gidiyoruz.
3. Bir hiç kimseye sözlerine vb. tutulmak, ona boş yere güvenip aldanmak: Kardeşinin sözlerine kapılıp buralara geldiği için çok pişman.
4. Bir hiç kimseye tutulmak, ona âşık olmak, tutulmak: O kıza iyice tutuldu.
5. Bir hiç kimseye bir şeye tutulmak, onun dayanılmaz etkisiyle hareket etmek: Boş umutlara tutulmak. Bir kimsenin zenginliğine, güzelliğine tutulmak. Ucuzluğuna kapılıp aynı çoraptan on tane aldım.
6. Bir duyguya tutulmak, onun şiddetli tesirinde kalmak, o etkiyle hareket etmek: Öfkeye dehşete, paniğe tutulmak.
Kaynak: Büyük Larousse
tutulmak ingilizcesi
- to be seized; to be carried away, to give way (to sth)
Zaafa Tutulmak Nedir?
Tutulmak sözcüğünün gerçek anlamıyla bir cümle kurar mısınz?
Hiddete Tutulmak Nedir?
YORUMLAR