KARİN sıf. (ar. karin). Esk. 1. Yakın, azca aralıklı olan. 2. Komşu, dost, hısım şeklinde aralarında yakın ilişki bulunanlardan her...
KARİN sıf. (ar. karin). Esk.
1. Yakın, azca aralıklı olan.
2. Komşu, dost, hısım şeklinde aralarında yakın ilişki bulunanlardan her biri.
3. istediği düzeye ulaşan bir şeye haiz olan.
4. Padişahın devamlı yanında olan.
5. Karin etmek, yaklaştırmak, birleştirmek: "Bu davâda kiminse hak karin et lûtfuna anı" (Nedim, XVIII. yy.).
6. Karin-i kabul, kabul edilmiş, makbul. || Karin-i sani, ikinci mabeyinci. || Karin-i rey-i saib, yerinde, düşünceye uygun. || Karin-i tahsin, beğenilmiş, uygun görülmüş.
—Tar. OsmanlI imparatorluğu'nda padişaha yakın olan kimseler. (Çoğulu olan "kurena" şeklinde de kullanılırdı.)
1. Yakın, azca aralıklı olan.
2. Komşu, dost, hısım şeklinde aralarında yakın ilişki bulunanlardan her biri.
3. istediği düzeye ulaşan bir şeye haiz olan.
4. Padişahın devamlı yanında olan.
5. Karin etmek, yaklaştırmak, birleştirmek: "Bu davâda kiminse hak karin et lûtfuna anı" (Nedim, XVIII. yy.).
6. Karin-i kabul, kabul edilmiş, makbul. || Karin-i sani, ikinci mabeyinci. || Karin-i rey-i saib, yerinde, düşünceye uygun. || Karin-i tahsin, beğenilmiş, uygun görülmüş.
—Tar. OsmanlI imparatorluğu'nda padişaha yakın olan kimseler. (Çoğulu olan "kurena" şeklinde de kullanılırdı.)
Kaynak: Büyük Larousse
Karin Knapp
YORUMLAR