İslam dininin mukaddes kitabı olan Kur’an-ı Kerim’in temel gayesi nedir? Doğru bilgi ve doğru inanç kavramları hakkında bilgiler. Allah, Ku...
İslam dininin mukaddes kitabı olan Kur’an-ı Kerim’in temel gayesi nedir? Doğru bilgi ve doğru inanç kavramları hakkında bilgiler.
Allah, Kur’an-ı Kerim’i tüm insanlığa rehber olsun diye göndermiştir. Onun temel amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Kuran-ı Kerim’in, ondan önceki mukaddes kitapların, tüm peygamberlerin gönderiliş amaçlan işte bu dört maddeden ibarettir.
Kur’an’ın temel amaçlarını özenle incelediğimizde görürüz ki doğru bilgi, doğru inanç ve doğru davranış ön plana çıkmaktadır.
Doğru Bilgi
Kur’an-ı Kerim söz mevzusu olduğunda ‘doğru bilgi’yle daha çok ‘hikmet’ terimini anlıyoruz. Hikmet, yargı ve kararlarda isabetli olmak, gayesi doğru kavramak, doğru hareket etmek şeklinde anlamları içine almaktadır.
Yüce Allah, doğru bilginin Kur’an-ı Kerim’de bulunduğunu vurguluyor ve başka peygamberlerin, onların toplumlarının yaşadıkları vakaları kanıt olarak gösteriyor. “Tarih süresince devamlı tekrarlanıp duran gerçekler’ görün” diyor.
Diyebiliriz ki, Kur’an-ı Kerim’in doğru bilgisi ilk olarak inançlar mevzusundadır.
İkinci olarak, Kur’an’ın doğru bilgisi insan davranışları, işleri ve uygulamaları mevzusundadır. İnsanların ortak arayışlarından birisi de düzgün davranış ve adil uygulamaların iyi mi olacağıdır, insanların üstünde bir güç, her şeyin hakimi olan Allah, bu mevzuda da en doğru bilgiyi peygamberi vesilesiyle bildirmiştir.
insanların ortak meraklarından birisi de ölüm ve sonrasıdır. Ölen kişiye ne olmaktadır? Sanki asla doğmamış şeklinde silinip gitmekte midir? Yoksa gerçek varlığı olan benliği boyut mu değiştirmektedir? işte Kuranıkerim bu mevzuda da doğru bilgiyi vermekte, insan ruhunun kıyamet gününe kadar bekletileceğini, kıyamet günü hesaba çekilmek suretiyle tekrardan yaşam bulacağını, hesabına bakılırsa mutlu ya da mutsuz olacağını bildirmektedir.
Kur’an-ı Kerim’in temel gayeleri içinde, insanlara bilimsel bilgi vermek yer almaz. Bununla beraber o, bir takım fizyolojik, biyolojik, kozmik ve sosyolojik gerçekleri, kendi doğrularına kanıt olarak gösterir.
Doğru İnanç
İnanmak insanoğlunun doğasında vardır. Allah bu duyguyu, gönüllerin gerçek sahibini bulsunlar diye insanların kalbine yerleştirmiştir. İnsan aklı da yanına alıp, her şeyin yaratıcısı olan gerçek dostu bu duyguyla arar.
Bununla beraber yaşam, hile ve tuzaklarla doludur. Gölgeler, gerçekmiş şeklinde görünür; hazlar ve zevkler kafa döndürür. Korkular ve meraklar, sisler içinde bulanık inançlar, boş hayaller ve vehimler üretir; erk tutkunları düzmece tanrılar yaratır ve putlar vesilesiyle insanları zapturapt altında tutmaya çalışır…
insanı doğru inançlara varmasını engellemiş olan tuzaklardan birisi de, geçmiş yılların insanların önüne ve arkasına ördüğü duvarlardır. Yüce Allah’ın müşrikler için buyurduğu şeklinde:
“Onların önlerine bir duvar, arkalarına bir duvar çekip, gözlerini perdeledik… onlar göremezler…” (Yasin 9)
Dünyaya gelen bir çocuk büyür, erişkin olur ama kendi beyniyle düşünmezse, çevresindekilerin, babalarının atalarının beyniyle düşünür; aynı yanlış inançları sorgulamaksızın devam ettirir.
Yaşamdaki hile ve tuzaklar, itısanın yaratıcıyı bulma duygusunu emer; yanlış yönlere yönlendirir; boş umutlar ardında tüketir. Her neyse ki Allah’ın merhameti sonsuzdur. İnsanlara Kur’an-ı Kerim şeklinde, doğru inançları gösteren bir kitap göndermiştir.
İnsanların gereksinim duyduğu inançların en doğrusu ve en kalbe yatkın olanı Kuranıkerim’dedir. Evren ve içindekileri yaratan kimdir? İnsanı kötülüklerden kim korur? insan kime sığınabilir? Kime güvenebilirim? Kime sığınabilirim? Sonsuz huzura iyi mi varabilirim? Buna benzer tüm soruların yanıtını, Allah Kuranıkerim’de insanlara armağan etmiştir.
Allah, doğru inançları insanlara binbir yolla anlatır; mantıksal düşünenlere mantık kanalıyla, görsel düşünenlere manzaralar resmederek, duygusal kimselere his yüklü anlatımlarla, hikayeden hoşlananlara kıssalarla… Kimi süre ödüller vaat eder; kimi süre ağır uyarılarda vardır… Tüm bunların hepsi, insanların gerçeği bulmaları içindir
Doğru Davranış
Doğru davranış, doğru bilgi ve doğru inancın bin sonucudur. Çünkü bir şeyin temel ilkeleri doğru ise, neticeleri da doğru olur. Doğru davranabilmek için doğru bir inanç ve doğru bir bilgilere haiz olmalıyız.
Kur’an-ı Kerim bu yüzden inanç etme ilkesinin peşinden de ‘salih iş’i zikreder. Salih iş demek, “Allah’ın hoşnut olduğu, insanların yararına olan, insana sevap kazandıran her türlü iyi, güzel ve yararlı iş yapmak” anlamına gelir.
Kur’an-ı Kerim, insana verdiği öğütlerle onu doğruya ve iyiye yönlendirir. Allah, insanların ne olursa olsun salih iş işlemelerini emreder. Çünkü insanlardaki inanç, fakat böylece kendini gösterir. Tabiri caizse doğru davranış ve doğru fiil, doğru inanç ve bilginin bir tür göstergesidir.
YORUMLAR