Yolların, ya da geçitlerin çokluğu, karışıklığı yüzünden içinden kolay kolay çıkılamayan bölgelere labirent ya da dolambaç denir. La...
Yolların, ya da geçitlerin çokluğu, karışıklığı yüzünden içinden kolay kolay çıkılamayan bölgelere labirent ya da dolambaç denir.
Labirentin zamanı
Yunan mitolojisinde, bu çeşit yerlerden ilkinin, mimar Dedalus tarıfından Girit kıralı Minos için yapıldığını özetleyen bir öykü vardır. Girit kıralı Minos bı labirette korkulu bir ejderhayı hapsetmişti. Bigün Minos'un kızı Ariadne'nin sevgilisi Theseus, ejderi öldürmek suretiyle Girit'e geldi. Ariadne ona, labirente girmeden ilkin, çıkarken yolunu kolay bulabilmesi için bir yumak verdi. Thesus bu labirente girerken bu yumağın ipliklerini yere salıverecek, çıkarken de iplikleri toplıyarak aynı yoldan geçip dışarı çıkabilcekti. Böylece Thesus ejderi öldürdükten sonrasında, yumak yardımıyla yolunu bulup labirentten çıkmayı başardı. Son yıllarda Girit'te meydana getirilen kazılarda, Konosus civarlarında bir dağda, bu hikayede anlatılan labirette benzeyen bir yapı kalıntılarına rastlanmıştır. Gene son kazılarda Mısır'da da bu şekilde bir labirenttin kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.
Bahçeler
İngilterde evlerin bahçelerini, labirent biçiminde şaşırtıcı yollara bölmek bir zamanlara moda olmuştu. Bu yolların kenarları yeşillikle örtülürdü. İngilterenin labirent bahçelerinden en ünülüsü, bugün Londra civarlarındaki Hampton Court'dadır.
Luna parklar
Luna parklardaki labirentler ise eğlence için yapılır.
Bilmece
Bazı dergilerde labiremtin karışık, şaşırtıcı yollarına benziyen bilmeceler yayınlanır. Piskoloji bilginleri bu çeşit bilmecelerin zihni geliştirmeye, zekayı işletmeye yararlı bulunduğunu ileri sürerler.
Psikoloji
Bazı psikoloji bilginleri de hayvanların tepkileri üstünde araştırma yapabilmek için labirentlere başvururlar.
Labirentin zamanı
Yunan mitolojisinde, bu çeşit yerlerden ilkinin, mimar Dedalus tarıfından Girit kıralı Minos için yapıldığını özetleyen bir öykü vardır. Girit kıralı Minos bı labirette korkulu bir ejderhayı hapsetmişti. Bigün Minos'un kızı Ariadne'nin sevgilisi Theseus, ejderi öldürmek suretiyle Girit'e geldi. Ariadne ona, labirente girmeden ilkin, çıkarken yolunu kolay bulabilmesi için bir yumak verdi. Thesus bu labirente girerken bu yumağın ipliklerini yere salıverecek, çıkarken de iplikleri toplıyarak aynı yoldan geçip dışarı çıkabilcekti. Böylece Thesus ejderi öldürdükten sonrasında, yumak yardımıyla yolunu bulup labirentten çıkmayı başardı. Son yıllarda Girit'te meydana getirilen kazılarda, Konosus civarlarında bir dağda, bu hikayede anlatılan labirette benzeyen bir yapı kalıntılarına rastlanmıştır. Gene son kazılarda Mısır'da da bu şekilde bir labirenttin kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.
Bahçeler
İngilterde evlerin bahçelerini, labirent biçiminde şaşırtıcı yollara bölmek bir zamanlara moda olmuştu. Bu yolların kenarları yeşillikle örtülürdü. İngilterenin labirent bahçelerinden en ünülüsü, bugün Londra civarlarındaki Hampton Court'dadır.
Luna parklar
Luna parklardaki labirentler ise eğlence için yapılır.
Bilmece
Bazı dergilerde labiremtin karışık, şaşırtıcı yollarına benziyen bilmeceler yayınlanır. Piskoloji bilginleri bu çeşit bilmecelerin zihni geliştirmeye, zekayı işletmeye yararlı bulunduğunu ileri sürerler.
Psikoloji
Bazı psikoloji bilginleri de hayvanların tepkileri üstünde araştırma yapabilmek için labirentlere başvururlar.
Kozmos Labirent - Kale
Labirent
Rüyada Labirent Görmek
Labirent
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Geçitlerinin çokluğu ve karmaşıklığı yüzünden içinden kolay çıkılamayan bölgelere verilen ad. Yunan mitolojisine bakılırsa Girit Kralı Minos için Mimar Daedalus tarafınca meydana getirilen saraya da labirent adı verilmiştir. Girit, Mısır benzer biçimde ülkelerde meydana getirilen arkeolojik kazılarda labirent biçiminde yapılmış bina kalıntılarına rastlanmaktadır.
Bir ara İngiltere'deki bahçeleri labirent biçiminde düzenlemek moda hâline gelmişti. Bu bahçe labirentlerin en ünlüsü, Londra civarlarındaki Hampton Court'tadır. Lunaparklarda insanlara hoşça zaman geçirtmek için labirentler yapılmaktadır. Deneysel psikolojide, hayvanların davranışlarını ölçmek için labirentlerden yararlanılır. Fareler, labirent biçimindeki yollardan geçmesini öğrenerek yiyeceğe ulaşırlar. İnsanlarda zekâ yaşlarının saptanmasında ve bulmacalarda kâğıt üstüne çizilmiş labirentlerden yararlanılır.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Bir ara İngiltere'deki bahçeleri labirent biçiminde düzenlemek moda hâline gelmişti. Bu bahçe labirentlerin en ünlüsü, Londra civarlarındaki Hampton Court'tadır. Lunaparklarda insanlara hoşça zaman geçirtmek için labirentler yapılmaktadır. Deneysel psikolojide, hayvanların davranışlarını ölçmek için labirentlerden yararlanılır. Fareler, labirent biçimindeki yollardan geçmesini öğrenerek yiyeceğe ulaşırlar. İnsanlarda zekâ yaşlarının saptanmasında ve bulmacalarda kâğıt üstüne çizilmiş labirentlerden yararlanılır.
LABİRENT, -ti (fr. labyrirıthe; lat. laby- rinthus; yun. labyrinthos'tan).
1. Çıkış yolu çok zor bulunabilecek halde düzenlenmiş birçok odadan meydana gelen geniş yapı. (Bk. ansikl. böl. Arkeol.)
2. içinden çıkılamayacak kadar karmaşık, çözümlenmesi çok güç durum, problem.
—Anat. içkulağı oluşturan bölümlerin tümü (koklea [işitme organı], dalız ve yarım daire kanalları [denge organları]). [Bk. ansikl. böl/Karş. anat.] || Kemik labirent, kulak davulunun içinde, şakak kemiğinin kaya parçasındaki oyuk boşlukların tümü. Tıkız kemikten bir kabukla sınırlıdır, içinde zar labirent yer alır. Zar labirent ile kemik labirent birbirinden perilenf denen bir sıvıyla ayrılır. || Zar labirent, içkulakta kemik labirent içinde yer edinen duyu organlarının (işitme ve denge) tümü. (Zar labirent, duyu1 hücrelerini taşıyan bağdokusu -epitelyum çeperli boşluklardan oluşur, içi endolenf denen bir sıvıyla doludur.)
—Mim. Döşeme kaplamaları ya da mozaikle uygulanan, ya da bir bahçede bitkilerle oluşturulan, çoğunlukla girit labirentinden esinlenilerek merkezi planlı meydana getirilen, meanderlerden oluşmuş bölmeli motif. (Bk. ansikl. böl.) || Bir döşeme kaplamasında, birbiriyle kesişen ve tamamlanmamış kareler oluşturan bezeme çizgileri.
—Nörol. Labirent sendromu - DALIZ SENDROMU.
—Oy. Çok yollu bir plan üstünde, başlangıç ve bitiş noktalarını birbirine bağlayan yolu bulmaya dayanan oyun. .
—Ruhbil. Hayvanların (çoğu zaman farelerin) öğrenme ve eğitilme kabiliyetlerini incelemekte kullanılan, bir sıra geçit ve çıkmazlardan oluşan ufak boyutlu aygıt. (En rahat ve en fazla kullanılan labirent T biçiminde olanıdır.)
—ANSİKL. Arkeol. Mitolojiye bakılırsa labirent, Minotauros'un sarayıydı; Ariadne ile Theseus burada karşılaşmışlardı. Bu efsaneleşmiş Minos krallarının saraylarını, hatta dinsel mağaraları akla getirir. Sözcüğün kökeni büyük olasılıkla Mykenai dilinden gelir; bir Knossos tabletinde "labirentin sahibesi†sözcüklerinin yazılı olduğu sanılmaktadır, ikiyüzlü baltanın Lydia'daki adı olduğu sanılan labrys sözcüğüyle ve ikiyüzlü battalı bir tanrının tapınağının bulunmuş olduğu Karia'daki Labranda kentinin adıyla koşutluk kurulmuştur.
Eski Yunanlılar, Amenemhat lll'ün el -Fayyuırf'daki piramidinin yanında bulunan gömüt kompleksine, labirent adını vermişlerdi. Herodotos'un yazdığına bakılırsa, çok sayıda odadan oluşan bu yapı, Roma döneminden başlayarak taşocağı olarak kullanıldığından bugün harabe durumundadır.
—Mim. Yapımcı ve heykelci bir kahraman sayılan Daidalos'un Labyrinthos'tan kaçışını özetleyen efsaneleşmiş, Roma imparatorluğu'nda birçok labirent figürü yapılmasına yol açmıştır. Ortaçağ'da ustaların tekrardan ele aldıkları ve çeşitli kiliselerin döşeme kaplamalarında yer verdikleri bu motif, Mukaddes Topraklar'a meydana getirilen hac ziyaretiyle özdeşleştirilmiştir: inananlar bu meanderleri diz çökerek izler, böylece suçlarının bağışlandığına inanırlardı. Aynı anane doğrultusunda, Ortaçağ ve Rönesans bahçelerinde merkezi labirentler yapılmıştır. Buna karşılık Le Nötre'un Versailles'da yapmış olduğu ve sonraları yıkılan labirent, heykellerle bezenmiş dolambaçlı yollarıyla ilk efsaneden uzaklaşmıştır.
1. Çıkış yolu çok zor bulunabilecek halde düzenlenmiş birçok odadan meydana gelen geniş yapı. (Bk. ansikl. böl. Arkeol.)
2. içinden çıkılamayacak kadar karmaşık, çözümlenmesi çok güç durum, problem.
—Anat. içkulağı oluşturan bölümlerin tümü (koklea [işitme organı], dalız ve yarım daire kanalları [denge organları]). [Bk. ansikl. böl/Karş. anat.] || Kemik labirent, kulak davulunun içinde, şakak kemiğinin kaya parçasındaki oyuk boşlukların tümü. Tıkız kemikten bir kabukla sınırlıdır, içinde zar labirent yer alır. Zar labirent ile kemik labirent birbirinden perilenf denen bir sıvıyla ayrılır. || Zar labirent, içkulakta kemik labirent içinde yer edinen duyu organlarının (işitme ve denge) tümü. (Zar labirent, duyu1 hücrelerini taşıyan bağdokusu -epitelyum çeperli boşluklardan oluşur, içi endolenf denen bir sıvıyla doludur.)
—Mim. Döşeme kaplamaları ya da mozaikle uygulanan, ya da bir bahçede bitkilerle oluşturulan, çoğunlukla girit labirentinden esinlenilerek merkezi planlı meydana getirilen, meanderlerden oluşmuş bölmeli motif. (Bk. ansikl. böl.) || Bir döşeme kaplamasında, birbiriyle kesişen ve tamamlanmamış kareler oluşturan bezeme çizgileri.
—Nörol. Labirent sendromu - DALIZ SENDROMU.
—Oy. Çok yollu bir plan üstünde, başlangıç ve bitiş noktalarını birbirine bağlayan yolu bulmaya dayanan oyun. .
—Ruhbil. Hayvanların (çoğu zaman farelerin) öğrenme ve eğitilme kabiliyetlerini incelemekte kullanılan, bir sıra geçit ve çıkmazlardan oluşan ufak boyutlu aygıt. (En rahat ve en fazla kullanılan labirent T biçiminde olanıdır.)
—ANSİKL. Arkeol. Mitolojiye bakılırsa labirent, Minotauros'un sarayıydı; Ariadne ile Theseus burada karşılaşmışlardı. Bu efsaneleşmiş Minos krallarının saraylarını, hatta dinsel mağaraları akla getirir. Sözcüğün kökeni büyük olasılıkla Mykenai dilinden gelir; bir Knossos tabletinde "labirentin sahibesi†sözcüklerinin yazılı olduğu sanılmaktadır, ikiyüzlü baltanın Lydia'daki adı olduğu sanılan labrys sözcüğüyle ve ikiyüzlü battalı bir tanrının tapınağının bulunmuş olduğu Karia'daki Labranda kentinin adıyla koşutluk kurulmuştur.
Eski Yunanlılar, Amenemhat lll'ün el -Fayyuırf'daki piramidinin yanında bulunan gömüt kompleksine, labirent adını vermişlerdi. Herodotos'un yazdığına bakılırsa, çok sayıda odadan oluşan bu yapı, Roma döneminden başlayarak taşocağı olarak kullanıldığından bugün harabe durumundadır.
—Mim. Yapımcı ve heykelci bir kahraman sayılan Daidalos'un Labyrinthos'tan kaçışını özetleyen efsaneleşmiş, Roma imparatorluğu'nda birçok labirent figürü yapılmasına yol açmıştır. Ortaçağ'da ustaların tekrardan ele aldıkları ve çeşitli kiliselerin döşeme kaplamalarında yer verdikleri bu motif, Mukaddes Topraklar'a meydana getirilen hac ziyaretiyle özdeşleştirilmiştir: inananlar bu meanderleri diz çökerek izler, böylece suçlarının bağışlandığına inanırlardı. Aynı anane doğrultusunda, Ortaçağ ve Rönesans bahçelerinde merkezi labirentler yapılmıştır. Buna karşılık Le Nötre'un Versailles'da yapmış olduğu ve sonraları yıkılan labirent, heykellerle bezenmiş dolambaçlı yollarıyla ilk efsaneden uzaklaşmıştır.
Kaynak: Büyük Larousse
Labirent
- Fr. Bir kere içine girildiğinde çıkış yolu çok güçlükle bulunabilen bina.
- Çok karışık ve birbirini kesen yol.
labirent ingilizcesi
- labyrinth, maze, meander
Kozmos Labirent - Kale
Labirent
Rüyada Labirent Görmek
YORUMLAR