maksat -dı isim Arapça ma®¹ad İstenilen şey, amaç, amaç, erek: "Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Mak...
maksat -dı
isim Arapça ma®¹ad
İstenilen şey, amaç, amaç, erek:
Bubi - Maksat Muhabbet Olsun
MAKSATLI sıf. Belli bir maksadı olan, belli bir maksada yönelik; amaçlı, kasıtlı: Maksatlı sözlerle mevzuyu saptırmak. Maksatlı bir davranış.
*-*Ruhbil. Maksatlı öğrenme, bir şeyi öğrenmek isteyen kimsede gerçekleşen öğrenme süreci. (Karşt. RASTLANTISAL ÖĞRENME.)
♦ be. Kasıtlı olarak, fena niyetle: Ona karşı maksatlı davranıyorsun.
*-*Ruhbil. Maksatlı öğrenme, bir şeyi öğrenmek isteyen kimsede gerçekleşen öğrenme süreci. (Karşt. RASTLANTISAL ÖĞRENME.)
♦ be. Kasıtlı olarak, fena niyetle: Ona karşı maksatlı davranıyorsun.
Kaynak: Büyük Larousse
MAKSAT a. (ar makşad).
1. İstenen şey. amaç, niyet, meram: Maksadım sizi üzmek değildi. Ne maksatla buraya geldiğini kimse bilmiyor. Maksadını açıkça söylemelisin.
2. Bir şeyden, bir şeydeki maksat (iyelikli, iyeliksiz), o şey ile kaste dilen, anlatılmak istenen: Bunu açıklamaktan maksat. Bu sözden maksadım, birazcık olsun seni uyarmaktı
3. Maksat gütmek, bir işi yaparken gizli saklı bir amacı olmak.
♦ be. Yeter ki, bir tek başka bir amaç olmaksızın: Maksat zaman geçsin. Maksat gönüller hoş olsun.
*-*Ask. Genel maksat aracı, çeşitli askeri hizmetlerde kullanılmak suretiyle yapım edilmiş askeri vasıta. || Genel maksat helikopteri, çeşitli hizmetler (personel taşıma, bağlantı, gözetleme, hasta ve yaralı taşıma) için yapım edilmiş helikopter. (1 manga [10 kişi] asker taşıyabilir.)
*-*lda. huk. yönetimsel işlemlerde (tasarruflarda), kamu yararı olarak ortaya çıkan amaç, (yönetimsel işlemlerin yapılmasındaki amaç, kamu hizmetinin yerine getirilme si, şu demek oluyor ki kamu yararıdır. Bu amaç haricinde meydana getirilen bir yönetimsel işlem, maksat öğesi açısından hukuka aykırı sayılır. Mesela kişisel bir amaca hizmet etmek için meydana getirilen yönetimsel işlem hukuka aykırıdır ve iptal edilmesi gerekir.)
1. İstenen şey. amaç, niyet, meram: Maksadım sizi üzmek değildi. Ne maksatla buraya geldiğini kimse bilmiyor. Maksadını açıkça söylemelisin.
2. Bir şeyden, bir şeydeki maksat (iyelikli, iyeliksiz), o şey ile kaste dilen, anlatılmak istenen: Bunu açıklamaktan maksat. Bu sözden maksadım, birazcık olsun seni uyarmaktı
3. Maksat gütmek, bir işi yaparken gizli saklı bir amacı olmak.
♦ be. Yeter ki, bir tek başka bir amaç olmaksızın: Maksat zaman geçsin. Maksat gönüller hoş olsun.
*-*Ask. Genel maksat aracı, çeşitli askeri hizmetlerde kullanılmak suretiyle yapım edilmiş askeri vasıta. || Genel maksat helikopteri, çeşitli hizmetler (personel taşıma, bağlantı, gözetleme, hasta ve yaralı taşıma) için yapım edilmiş helikopter. (1 manga [10 kişi] asker taşıyabilir.)
*-*lda. huk. yönetimsel işlemlerde (tasarruflarda), kamu yararı olarak ortaya çıkan amaç, (yönetimsel işlemlerin yapılmasındaki amaç, kamu hizmetinin yerine getirilme si, şu demek oluyor ki kamu yararıdır. Bu amaç haricinde meydana getirilen bir yönetimsel işlem, maksat öğesi açısından hukuka aykırı sayılır. Mesela kişisel bir amaca hizmet etmek için meydana getirilen yönetimsel işlem hukuka aykırıdır ve iptal edilmesi gerekir.)
Kaynak: Büyük Larousse
Bubi - Maksat Muhabbet Olsun
YORUMLAR