manişeizm iran`lı engel`nin kurduğu hıristiyan-zerdüşt karması dualist din... manişeizm`in temeli, zerdüştçülüğün iyilik ve fenalık ilkesine...
manişeizm
iran`lı engel`nin kurduğu hıristiyan-zerdüşt karması dualist din...
manişeizm`in temeli, zerdüştçülüğün iyilik ve fenalık ilkesine dayanır. evrende iki ilke egemendir; iyilik ışık ve ruhtur, fenalık de karanlık ve bedendir. evren bir iyilik-kötülük karışımıdır, insanda bundan dolayı ruhtan ve bedenden yapılmıştır. bedenin içine hapsedilip üzüntü çeken ruhları kurtarmak gerekir. gaye, iyilik-kötülük savaşının üstündeki beraber ulaşmaktır. insanları bu birliğe ilim götürebilir, bilimse sevgiyle kazanılır. sevgi, kötülüğü iyilik içinde eriterek insanları birliğe ulaştıracaktır. bu amaca varabilmek için her türlü tutkudan ve yalancılıktan sakınarak yaşamak yeter.
engel kendisini adem`den buda, zerdüşt ve isa`ya kadar uzanan bir peygamberler zincirinin son halkası olarak görüyordu. ona nazaran doğru dinin geçmişteki vahiyleri, tek bir dilde tek bir halka seslendiği için etkili olamamıştı. bununla birlikte manişeizme sonradan katılanlar, onun emsalsiz hakikatini görememişlerdi. oysa kendisi, bu diğeri dinlerin yerini alacak evrensel bir dini yaymakla görevlendirilmişti.
engel vahiyle gelen önceki tüm dinlerin, bilhassa de zerdüşt dininin, budacığın ve hıristiyanlığın ihtiva ettiği kısmi doğruları bütünlüğe kavuşturarak gerçek bir evrensel dünya oluşturmayı amaçlıyordu. ama bu din, basit bir eklemeciliğin ötesinde, değişik kültürlere nazaran değişik şekiller alabilecek bir hakikati de dile getirmeliydi. manişeizm, özünde bir tür gnostisizmdi. diğeri tüm gnostisizm türleri şeklinde manişeizmde bu yeryüzündeki yaşamın katlanılmaz seviyede üzüntü ve kötülükle dolu bulunduğunu öğretiyordu. iç aydınlanma ya da gnosis (içrek bilgi), tanrı ile aynı doğayı paylaşan ruhun , kötülüklerle dolu madde hayatına düştüğünü ve tin aracığıyla bundan kurtarılması icap ettiğini gösteriyordu. bu bilgi, kurtuluşa ulaşmanın tek yoluydu. kişinin kendini bilmesi, geçmişte gövde ve maddeyle karıştığı için bilgisizliğin ve öz şuur yokluğunun kararttığı gerçek benliğini tekrardan elde etmesi demekti. kendini bilmek, ruhunun tanrı ile aynı doğayı paylaştığını ve aşkın bir dünyadan geldiğini anlamaktı. bilgi, insana, maddi evrende içinde bulunmuş olduğu düşkün koşullara rağmen aşkın dünyadan kopmadığını, bu dünyaya ölümsüz ve içkin bağlarla bağlı bulunduğunu kavrama olanağını veriyordu.
manişeizm insanlığın gerçek tabiatı, yazgısı, tanrı ve veren üstüne taşımış olduğu detayları karmaşık bir mitolojiyle sunar. günahkar ruh kötülüklerle dolu maddeyle karışır ve sonunda tin vasıtasıyla özgürlüğe kavuşur. bu yüzden mitoloji üç aşamada gerçekleşir: tin ve madde, iyi ve fena, ışık ve karanlık şeklinde temelden karşıt özlerin birbirlerinden ayrı olduğu ilk dönem; iki tözün birbirine karıştığı ve yaşadığımız çağa karşılık gelen ara dönem; başlangıçtaki ikiliğin tekrardan kurulacağı gelecek dönem. iyi insanların ruhları, ölümle beraber cennet’e döner. zina, çocuk yapma, mülk edinme, ürün yetiştirme, et yeme, şarap içme şeklinde bedensel şeylere kendini kaptıran kişinin ruhu ise yeni bedenlerde devamlı tekrardan doğmaya mahkumdur.
YORUMLAR