MESAİB çoğl. a. (ar. muşibet'm çoğl. meşafb). Esk. 1. Musibetler, felaketler: "Tek ümidi olan oğlu Necdet'i bir kaza n...
MESAİB çoğl. a. (ar. muşibet'm çoğl. meşafb). Esk.
1. Musibetler, felaketler: "Tek ümidi olan oğlu Necdet'i bir kaza neticesinde kaybetmekle mesaib silsilesi başladı" (H. Z. Uşaklıgil).
2. Uğursuz kimseler
3. Mesaib-penah, belaların sığınağı.
4. Mesaibi dünyeviye, dünya felaketleri.
1. Musibetler, felaketler: "Tek ümidi olan oğlu Necdet'i bir kaza neticesinde kaybetmekle mesaib silsilesi başladı" (H. Z. Uşaklıgil).
2. Uğursuz kimseler
3. Mesaib-penah, belaların sığınağı.
4. Mesaibi dünyeviye, dünya felaketleri.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR