Mevlana Hayatı ve Eserleri

Mevlana Kimdir? Mevlana Celalettin Rumi’nin yaşamı, biyografisi, eserleri hakkında bilgi. Mevlana kelimesi ne anlama gelir, ölümü, şahsiyeti...

Mevlana Kimdir? Mevlana Celalettin Rumi’nin yaşamı, biyografisi, eserleri hakkında bilgi. Mevlana kelimesi ne anlama gelir, ölümü, şahsiyeti ve eserleri hakkında bilgiler.



Mevlana Celalettin Rumi (1207 – 1273). Büyük Türk ozan, mutasavvıf, alim ve düşünce adamıdır. İnsanlık medeniyetinin yetiştirdiği dahiler içinde sayılır. Mevlevi tarikatının da, fiili olmasa bile, manevi kurucusudur.



Bugün Afganistan Türkistanı’nda kalan, çağının büyük bir kültür merkezi Belh’te dünyaya gelmiştir. Anadolu’da yerleşip ün kazanılmış olduğu için “Rumi” (Anadolulu) diye anılmıştır. “Mevlana” kelimesi ise “efendimiz” anlama gelir; gerek hayatında, gerekse ölümünden sonrasında saygı makamında bu şekilde anılmış, aslolan adı, bu lakabın yanında unutulmuştur. “Molla Hünkâr, Hüdavendigâr, Mevlây-i Rûm (Anadolu’nun efendisi), Mevlevi” şeklinde de anılır.



Doğum zamanı 30 Eylül 1207’dir. Babası «Sultânu’l-Ulemâ» (Bilginlerin Sultanı) diye ; tanınan Bahaettin Velet, anası Mümine Hatun’dur. Babası, devrinin en büyük bilginlerindendir. Anası Mümine Hatun ise Harzemşahlar imparatorluk hanedanından bir prensestir.



Bahaettin Velet, manevi nüfuzundan çekinen Harzemşahlar’la arası açılıp, Belh’ten ayrılmış olduğu sırada Mevlânâ pek minik bir çocuktu. Babası ile İran’dan ve Bağdat’tan geçip Hicaz’a geldi; hac töreninden sonrasında, Şam yolu ile Anadolu’ya geçtiler.



Anadolu Selçuklu İmparatorluğunun ihtişamlı çağıydı. Devlet merkezi Konya’da Bahaettin Velet, pek büyük bir saygıyla karşılandı. Bu sırada Mevlânâ 21 yaşlarında bulunuyordu (1228). Konya’ya gelmeden Anadolu’nun birçok yerlerini gezmişlerdi. Bu sıralarda Karaman şehrinde Mevlânâ, Şerefettin Semerkandî’nin kızı Gevher Hatun’la evlendirîldi. Anası Mümine Hatun da bu şehirde ölmüştür. Bahaettîn Velet, 23 şubat 1231 ‘de Konya’da vefat etti. . Mevlânâ, babasından ve gittikleri her yerde en büyük bilginlerden son aşama muhteşem bir eğitim ve terbiye görmüştü. İnsanlığın milyonlarda bir ihtimalle mazhar olduğu bir dehaya haiz bulunan genç alim, aynen babasının görmüş olduğu itibara nail oldu. Konya’da en yüksek dereceli medreselerde ders vermeye başladı.



Mevlânâ öğrencilerine bir hocadan çok bir uyarıcı şeklinde davranıyor, etrafına toplamış olduğu seçkin zümreye pek aydın ufuklar gösteriyor, Selçuklu İmparatoru’nu, vezirlerini de aydınlatmaya çalışıyordu.



Mevlânâ ve Tebrizli Şems



1244’te Konya’ya gelen Tebrizli Mehmet Şemsettin isminde esrarengiz, pek yüksek düşünce ve hislere haiz bir derviş, Mevlânâ’nın yaşamını tamamen değiştirdi. Mevlânâ 37 yaşına kadar ciddî, büyük bir bilgindi; bir düşünce adamıydı. Tebrizli Şems’in gelişi Mevlânâ’nın duygu âlemini altüst etti, onu bir gönül adamı yapmış oldu. Mevlânâ daha çocukken bu dervişle Şam’da kısa bir süre görüşmüştü. Bu sefer Şems, Mevlânâ’daki deha ateşini tamamen tutuşturdu. Onun Şems’ten başka herkesi dikkatsizliği, kendisini sevenleri, öğrencilerini son aşama müteessir etti. Bunlar hatta Şems’i ölümle tehdit ettiler. Bu durumdan sıkılan Şems, 1246’da Konya’dan gizlice Şam’a firar etti.



Mevlânâ, Şems’le 15 aylık sohbete doyamamıştı. Onun gitmesiyle perişan oldu. Bu sonucu beklemeyen öğrencileri, pişman oldular. Şam’da olduğu öğrenilen Şems, Mevlânâ’nın birçok mektupları, sonunda oğlu Sultan Velet’in 20 kişilik bir kafileyle Şam’a gelip yalvarmaları üstüne 1246 sonunda, ayrıldığından 9 ay sonrasında, Konya’ya döndü. Konya’nın, hatta Anadolu’nun en yüksek tabakası, Mevlânâ şeklinde bir insanın bu kadar saygı gösterdiği Şems’in meclisine devama başladılar. Fakat Mevlânâ artık ders vaiz vermiyordu, iç âlemine dalmıştı. Talebe ve müritleri bu durumdan da memnun olmadılar, Bu güçlü memnuniyetsizlik karşısında Şems, 1247’de aniden, esrarengiz şekilde, tekrar bulunmamak suretiyle ortadan kayboldu; Mevlânâ da artık onu bulamadı.



Bundan sonrasında bambaşka bir gönül adamı olan Celâlettin Rumî, kendini tamamen şiir ve semâ’a verdi. Kendisini Şems’le aynı varlık halinde görmeye, şiirlerinde onun adını kendi adıymış şeklinde zikre başladı.



1254’ten sonrasında Mevlânâ’nın gözde müridi Konyalı bir kuyumcu olan Salâhattin Zerkûb’dur. Bunun kızı Fatma Hatun’la Mevlânâ’nın oğlu Sultan Velet evlenmişlerdir. Salâhattin ölünce yerine Türk Ali oğlu Mehmet oğlu Urmiyeli Hüsamettin Çelebi geçmiştir.



Mevlânâ’nın Ölümü



Mevlânâ, 17 aralık 1273’te, 66 yaşlarında Konya’da öldü. Hastalığı, yüksek ateş meydana getiren bir karaciğer rahatsızlığıydı. Cenazesinde, Hıristiyan ve Yahudiler de dahil olmak suretiyle tüm Konya halkı bulunmuş oldu. Türbesini Selçuklu veziri Alemettin Kaysar, mimar Tebrizli Bedrettin’e yaptırdı. Ondan sonrasında çeşitli hükümdar ve padişahlar türbeye ve müştemilâtına mühim ekler yaptırmışlar, onarmışlardır, ayrıca II. Selim, 2 minareli büyük Selimiye Camisi’ni yaptırmıştır. Görkemli sandukası üstündeki Örtü, son kere 1894’te II. Abdülhamit tarafınca yaptırılmıştır. Bu örtü, siyah kadife üstüne altın ibrişimle işlenmiştir. Padişahlar Konya’dan doğu seferlerine çıkarlarken, bu sandukanın saçaklarını öperlerdi. Türbe bugün de dünya ölçüsünde bir ziyaret yeridir.



Mevlânâ’dan sonrasında yerine müritlerinden Hüsamettin Çelebi geçti, ölümüne kadar (1284) 11 yıl bu mevkide kaldı. Sadece ondan sonrasında Mevlânâ’nın oğlu Sultan Velet, sonradan «Mevlevî» denilecek tarikatın başına geçmiştir. Tarikatin gerçek kurucusu, teşkilâtlandırıcısı ve düzenleyicisi, büyük ozan, alim ve düşünce adamı Sultan Velet’tir.



Mevlânâ’nın Şahsiyeti



Mevlânâ, pek kaba sofular hariç, İslâm ve gayri islâm tüm beşeriyet tarafınca beğenilmiş bir düşünce ve sanat adamıdır. Büyük İngiliz Doğu Bilimcisi A. J. Arberry onun için “dünyanın en büyük şairlerinden biri, eğer en büyüğü değilse…” hükmünü vermektedir. Goethe‘den başlayarak birçok büyük şairler içinde Mevlana hayranlığı yaygındır. Rembrandt onun bir tablosunu yapmaktan kendini alamamıştır. Mevlana’da kişi hürriyetine, düşünce hürriyetine verilen muhteşem kıymet, insanı adeta mukaddes bir varlık derecesine yükseltmiştir. O, hiçbir doğuş farkı, sonradan edinilmiş hiçbir haslet farkı tanımadan tüm beşere kıymet verir. En fena insanı bile bağışlanmaya, sevgiye layık görür. Tanrı aşkının insanı ne aşama yücelttiğini, temizlediğini, tamamen dehasına özgü bir söyleyişle belirtmiştir. İran ve Türk şairleri içinde kimse onun yakıcı lirizminden uzak kalamamış, Mevlana yüzlerce büyük Doğulu şaire feyiz membaı olmuştur.. Hindistan Müslümanları içinde da büyük tesir yapmış ve dinamik felsefesiyle İslâm âleminin uyanışında yüzyılların ötesinden seslenen bir mütefekkir olarak görünmüştür. Muhammet İkbal’in düşünüş sistemi, geniş seviyede Mevlana’ya dayanmaktadır. Kurulmasına amil olduğu tarikat, tamamen Türk tarikatı olarak, Türk kültürüne ölçülemeyecek kadar büyük hizmetlerde bulunmuştur.



Mevlânâ ilkin Gevher Hatun’la evlenmiş, onun ölümünden sonrasında, dul bir bayan olan Cerâ Hatun’u almıştır. İlk zevcesinden Sultan Velet ile Alâettin Çelebi, ikincisinden de Muzafferettin Emîr Alim Çelebi ile Melike Efendi ve Bula Hatun dünyaya gelmişlerdir. Mevlânâ soyu, Sultan Velet’in oğlu Celâlettin Feridun Yüce Arif Çelebi’den yürümüştür. Bu soydan sadrazamlar, şeyhülislamlar, devlet adamları, her alanda büyük sanatkarlar yetişmiştir. Nesli devam etmektedir.



Mevlana’da Türklük sevgisi çok kuvvetlidir. Türk ırkını övmekten hoşlanır. O yüzyılda Anadolu’da Türkçe’nin ileri bir şiir dili olarak hemen hemen gelişmemiş olması yüzünden Farsça söylediğine üzülür: «Aslem Türk – est egerçî hindû- gûyem» (Her ne kadar Farsça söylüyorsam da, aslım Türk’ tür) mısrası ünlüdür.



Mevlânâ’nın Eserleri



Mevlânâ- Celâlettin Rumî’nin başlıca eserleri şunlardır:



Mesnevî Farsça olarak, baştan başa aruz vezninin «fâilâtun-fâilâtun-fâilât» vezniyle, mesnevî şeklinde (kısaca her beytin mısraları kendi aralarında ve bağımsız bir halde kafiyeli) yazılmıştır. Dünya edebiyatının bu görkemli anıtı, çoğu kez Mevlânâ tarafınca söylenmiş, Çelebi Hüsamettin tarafınca kaydedilmiştir. Mevzusu, iç içe anlatılan hikayelerden, bunların tüm insanlık alemine hitap edecek derecede beşeri bir anlayışla tefsirlerinden ibarettir. Yapıt 13 Mayıs 1263’te yazılmaya başlanmıştır. 6 cilde ayrılmış, 25.700 beyittir.



“Bişnev ez-ney çun hikâyet mîküned

Ez-cudâyîhâ şikâyet mîküned”



mısraları ile adım atar ki, bunu Nahifî şu şekilde Türkçe’ye çevirmiştir:



“Dinle neyden kim hikâyet etmede

Ayrılıklardan yakınma etmede”.

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Mevlana Hayatı ve Eserleri
Mevlana Hayatı ve Eserleri
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/mevlana-hayat-ve-eserleri.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/mevlana-hayat-ve-eserleri.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content