MİT'İN TARİHÇESİ ülkelerin birbirlerine yönelik siyasal, toplumsal, ekonomik ve askeri faaliyetleri ile beklentilerinin evvel sa...
MİT'İN TARİHÇESİ
ülkelerin birbirlerine yönelik siyasal, toplumsal, ekonomik ve askeri faaliyetleri ile beklentilerinin evvel saptanması ihtiyacının süre içinde giderek artması, haber almaya dönük yapılanmaların varlığını mecburi kılmıştır.

Enver Paşa
devletimizde, sistematik ve organize özellikte haber alma örgütü kurma girişimleri, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında adım atmıştır. Siyasal birliğin korunması, ayrılıkçı hareketlerin önlenmesi ve bilhassa yabancı devletlerin Ortadoğu üstünde odaklaşan faaliyetlerinin izlenebilmesi için bireysel bazda ve sınırı olan özellikte sürdürülen haber alma çalışmalarının bir merkezden organize şekilde yürütülmesine gereksinim duyulmuş ve 17 Kasım 1913 tarihinde Enver Paşa tarafınca TEŞKİLÂT-I MAHSÛSA isminde haber alma örgütü kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı esnasında askeri ve paramiliter hareketler gerçekleştirerek mühim görevler üstüne alan bu teşkilat, savaşın sona ermesiyle 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasında dağılmıştır.

Bu gelişmeyi izleyen dönemde, 1918 sonlarında KARAKOL CEMİYETİ isminde yeni bir haber alma ünitesi kurulmuştur. Bu teşkilat, Anadolu'nun işgal edilmesine karşı çeteleri ve halkı silahlandırmış, ulusal kuvvetlere tabanca ve araç-gereç temin etmek suretiyle kurtuluş hareketine mühim hizmetler elde etmiştir. İstanbul'un 16 Mart 1920 tarihinde işgaliyle, mensuplarının tutuklanması üstüne Örgütün faaliyetleri bitirilmiştir.

KARAKOL CEMİYETİ'nin dağılmasından sonrasında ZABİTÂN ve YAVUZ benzer biçimde türlü haber alma grupları oluşturulmuş, ekranda görülen pencereden 23 Eylül 1920 tarihinde faaliyete geçen HAMZA GRUBU'nun ismi 31 Ağustos 1921 tarihinde FELÂH GRUBU olarak değiştirilmiş, haber alma grupları Kurtuluş Savaşı sonuna kadar faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.


İstihbarat örgütleri arasındaki dağınıklığı gidermek,ordu içine sızan düşman casusluk etkenlik ve propagandasına karşı koymak amacıyla 18 Temmuz 1920 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı tarafınca ASKERà POLİS TEŞKİLÂTI (A.P. ya da P.) kurulmuştur. Cenk yıllarında başarı göstermiş hizmetler veren örgütün faaliyetlerine 21 Mart 1921 tarihinde son verilmiştir. Askerî Polis Teşkilâtı'nın kapatılmasının haber alma faaliyetleri açısından kısa bir süre doğurduğu boşluk ise, gene Genelkurmay Başkanlığı tarafınca kurulan ve 1 Nisan 1921-22 Haziran 1922 tarihleri içinde Anadolu'nun türlü şehirlerinde etkenlik gösteren TEDKİK HEYETİ Ã‚MİRLİKLERİ vasıtasıyla giderilmiştir.




Mareşal Fevzi Çakmak
Edinilen tecrübelerin ışığında ve belirlenen yeni hedeflere ulaşılabilmesi amacıyla bu kez Genelkurmay Başkanı Fevzi ÇAKMAK'ın direktifiyle MüSELLÂH MüDÂFAA-İ MİLLİYE isminde bir haber alma grubu kurulmuştur. TBMM Hükümeti, 3 Mayıs 1921 tarihinde kısa ismi "M.M." (MİM MİM) olan bu örgüte resmiyet kazandırmıştır.
Tedkik Heyeti Âmirlikleri Anadolu'da faaliyetlerini sürdürürken, "M.M." örgütü asker ve sivil kesimden oluşmuş kadrolarıyla, İstanbul'da büyük bir ajan ve haber ağı oluşturmayı başarmış, Anadolu'ya tabanca ve cephane kaçırılması faaliyetlerini organize etmiş, düşman karargahlarına, işbirlikçi gruplara ve yabancı misyona sızarak çok sayıda mühim belge ve bilgiler elde etmiştir. Millî Savaşım esnasında düşman faaliyetlerine karşı oluşturulan türlü haber alma gruplarıyla da ortaklaşa iş icra eden örgütün faaliyetleri, İstanbul'un kurtuluşundan sonrasında 5 Ekim 1923'de son bulmuştur.
İstihbarat örgütlerinin kapatılmasından ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasından sonrasında, 1926 geçmişine kadar geçen dönem içinde haber alma emek harcamaları, Ordu Müfettişlikleri İstihbarat Şubeleri tarafınca yürütülmüştür.

Millî Güven Hizmeti (M.E.H.) Riyâseti'nin 6 ocak 1926 tarih ve 10152 sayılı Müessese Belgesi (MİT Hususi Arşiv Belgeleri)
Bir süre sonra Mustafa kemal atatürk, 1925 yılı sonunda, gelişmiş devletlerdeki haber alma kuruluşlarına benzer, uygar bir örgütün kurulması emirini vermiştir. Bunun üstüne, Avrupa vatanlarında eğitilen kadroların da katılımıyla, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi ÇAKMAK'ın 6 Ocak 1926 tarihindeki emri ışığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk haber alma kuruluşu olan MİLLà EMNİYET HİZMETİ RİYÂSETİ (M.E.H./MAH) kurulmuştur.Teşkilât, 5 Ocak 1927 tarihinde şeklen İçişleri Bakanlığı'na bağlanmıştır. 6 Ocak 1926 - 5 Ocak 1927 tarihleri arasındaki 1 yıllık dönem emek harcamaları, devrin yöneticileri tarafınca Riyâset'in kuruluşuna hazırlık süreci olarak değerlendirilmiş ve bigün sonraki 6 Ocak 1927 zamanı MAH'ın müessese zamanı olarak kabul edilmiştir.

Şükrü Âli Ögel
Kuruluşuyla başkanlığına Şükrü Âli ÖGEL'in getirilmiş olduğu MAH, Millî İstihbarat Teşkilâtı mensupları için bir simge olarak önemini korumakta ve MİT'in zamanı kökleriyle gelecek içinde güçlü bir bağ oluşturmaktadır.
MAH, duyulan ihtiyaçlara bağlı olarak süre içinde bir kaç kez minik yapısal değişimler geçirmiş ve 1965 yılına kadar Türkiye'nin haber alma faaliyetini başarıyla yürütmüştür.





Millî Güven Hizmeti Riyâseti'nin 1927-1931 Yıllarında Kullandığı Rumuzlar
Devletin millî güvenlik politikasının hazırlanmasıyla ilgili her mevzuda istihbaratın tek elde toplanabilmesi amacıyla, 22 Temmuz 1965 tarihinde TBMM tarafınca 644 sayılı kanun kabul edilmiş ve bu kanun ile kuruluşun ismi MİLLà İSTİHBARAT TEŞKİLÂTI (MİT) olarak değiştirilmiştir. Kanun ile MİT'in bir Müsteşar tarafınca yönetilmesi ve Müsteşar'ın, kanun ile belirlenen görevlerin yerine getirilmesinde yalnız Başbakan'a karşı görevli olması öngörülmüştür.
*** Yukarıda sunulan tarihçe, Millî İstihbarat Teşkilâtı'nın kuruluşunun 75. yıldönümü anısına hazırlanan "Millî İstihbarat Teşkilâtı Tarihçesi" isminde kitabından derlenmiştir.
Kaynay=http://www.mit.gov.tr
ülkelerin birbirlerine yönelik siyasal, toplumsal, ekonomik ve askeri faaliyetleri ile beklentilerinin evvel saptanması ihtiyacının süre içinde giderek artması, haber almaya dönük yapılanmaların varlığını mecburi kılmıştır.
Enver Paşa
devletimizde, sistematik ve organize özellikte haber alma örgütü kurma girişimleri, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında adım atmıştır. Siyasal birliğin korunması, ayrılıkçı hareketlerin önlenmesi ve bilhassa yabancı devletlerin Ortadoğu üstünde odaklaşan faaliyetlerinin izlenebilmesi için bireysel bazda ve sınırı olan özellikte sürdürülen haber alma çalışmalarının bir merkezden organize şekilde yürütülmesine gereksinim duyulmuş ve 17 Kasım 1913 tarihinde Enver Paşa tarafınca TEŞKİLÂT-I MAHSÛSA isminde haber alma örgütü kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı esnasında askeri ve paramiliter hareketler gerçekleştirerek mühim görevler üstüne alan bu teşkilat, savaşın sona ermesiyle 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasında dağılmıştır.
Bu gelişmeyi izleyen dönemde, 1918 sonlarında KARAKOL CEMİYETİ isminde yeni bir haber alma ünitesi kurulmuştur. Bu teşkilat, Anadolu'nun işgal edilmesine karşı çeteleri ve halkı silahlandırmış, ulusal kuvvetlere tabanca ve araç-gereç temin etmek suretiyle kurtuluş hareketine mühim hizmetler elde etmiştir. İstanbul'un 16 Mart 1920 tarihinde işgaliyle, mensuplarının tutuklanması üstüne Örgütün faaliyetleri bitirilmiştir.
KARAKOL CEMİYETİ'nin dağılmasından sonrasında ZABİTÂN ve YAVUZ benzer biçimde türlü haber alma grupları oluşturulmuş, ekranda görülen pencereden 23 Eylül 1920 tarihinde faaliyete geçen HAMZA GRUBU'nun ismi 31 Ağustos 1921 tarihinde FELÂH GRUBU olarak değiştirilmiş, haber alma grupları Kurtuluş Savaşı sonuna kadar faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
İstihbarat örgütleri arasındaki dağınıklığı gidermek,ordu içine sızan düşman casusluk etkenlik ve propagandasına karşı koymak amacıyla 18 Temmuz 1920 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı tarafınca ASKERà POLİS TEŞKİLÂTI (A.P. ya da P.) kurulmuştur. Cenk yıllarında başarı göstermiş hizmetler veren örgütün faaliyetlerine 21 Mart 1921 tarihinde son verilmiştir. Askerî Polis Teşkilâtı'nın kapatılmasının haber alma faaliyetleri açısından kısa bir süre doğurduğu boşluk ise, gene Genelkurmay Başkanlığı tarafınca kurulan ve 1 Nisan 1921-22 Haziran 1922 tarihleri içinde Anadolu'nun türlü şehirlerinde etkenlik gösteren TEDKİK HEYETİ Ã‚MİRLİKLERİ vasıtasıyla giderilmiştir.
Mareşal Fevzi Çakmak
Edinilen tecrübelerin ışığında ve belirlenen yeni hedeflere ulaşılabilmesi amacıyla bu kez Genelkurmay Başkanı Fevzi ÇAKMAK'ın direktifiyle MüSELLÂH MüDÂFAA-İ MİLLİYE isminde bir haber alma grubu kurulmuştur. TBMM Hükümeti, 3 Mayıs 1921 tarihinde kısa ismi "M.M." (MİM MİM) olan bu örgüte resmiyet kazandırmıştır.
Tedkik Heyeti Âmirlikleri Anadolu'da faaliyetlerini sürdürürken, "M.M." örgütü asker ve sivil kesimden oluşmuş kadrolarıyla, İstanbul'da büyük bir ajan ve haber ağı oluşturmayı başarmış, Anadolu'ya tabanca ve cephane kaçırılması faaliyetlerini organize etmiş, düşman karargahlarına, işbirlikçi gruplara ve yabancı misyona sızarak çok sayıda mühim belge ve bilgiler elde etmiştir. Millî Savaşım esnasında düşman faaliyetlerine karşı oluşturulan türlü haber alma gruplarıyla da ortaklaşa iş icra eden örgütün faaliyetleri, İstanbul'un kurtuluşundan sonrasında 5 Ekim 1923'de son bulmuştur.
İstihbarat örgütlerinin kapatılmasından ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasından sonrasında, 1926 geçmişine kadar geçen dönem içinde haber alma emek harcamaları, Ordu Müfettişlikleri İstihbarat Şubeleri tarafınca yürütülmüştür.
Millî Güven Hizmeti (M.E.H.) Riyâseti'nin 6 ocak 1926 tarih ve 10152 sayılı Müessese Belgesi (MİT Hususi Arşiv Belgeleri)
Bir süre sonra Mustafa kemal atatürk, 1925 yılı sonunda, gelişmiş devletlerdeki haber alma kuruluşlarına benzer, uygar bir örgütün kurulması emirini vermiştir. Bunun üstüne, Avrupa vatanlarında eğitilen kadroların da katılımıyla, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi ÇAKMAK'ın 6 Ocak 1926 tarihindeki emri ışığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk haber alma kuruluşu olan MİLLà EMNİYET HİZMETİ RİYÂSETİ (M.E.H./MAH) kurulmuştur.Teşkilât, 5 Ocak 1927 tarihinde şeklen İçişleri Bakanlığı'na bağlanmıştır. 6 Ocak 1926 - 5 Ocak 1927 tarihleri arasındaki 1 yıllık dönem emek harcamaları, devrin yöneticileri tarafınca Riyâset'in kuruluşuna hazırlık süreci olarak değerlendirilmiş ve bigün sonraki 6 Ocak 1927 zamanı MAH'ın müessese zamanı olarak kabul edilmiştir.
Şükrü Âli Ögel
Kuruluşuyla başkanlığına Şükrü Âli ÖGEL'in getirilmiş olduğu MAH, Millî İstihbarat Teşkilâtı mensupları için bir simge olarak önemini korumakta ve MİT'in zamanı kökleriyle gelecek içinde güçlü bir bağ oluşturmaktadır.
MAH, duyulan ihtiyaçlara bağlı olarak süre içinde bir kaç kez minik yapısal değişimler geçirmiş ve 1965 yılına kadar Türkiye'nin haber alma faaliyetini başarıyla yürütmüştür.
Millî Güven Hizmeti Riyâseti'nin 1927-1931 Yıllarında Kullandığı Rumuzlar
Devletin millî güvenlik politikasının hazırlanmasıyla ilgili her mevzuda istihbaratın tek elde toplanabilmesi amacıyla, 22 Temmuz 1965 tarihinde TBMM tarafınca 644 sayılı kanun kabul edilmiş ve bu kanun ile kuruluşun ismi MİLLà İSTİHBARAT TEŞKİLÂTI (MİT) olarak değiştirilmiştir. Kanun ile MİT'in bir Müsteşar tarafınca yönetilmesi ve Müsteşar'ın, kanun ile belirlenen görevlerin yerine getirilmesinde yalnız Başbakan'a karşı görevli olması öngörülmüştür.
MİT, ortalama 19 yıl süre ile faaliyetlerini 644 sayılı kanun hükümleri ışığında yürütmüş, ama hızlıca farklılık gösteren ve gelişen koşulların ışığında yeni bir yasal düzenlemeye gidilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu sebeple, 1 Kasım 1983 tarihinde 2937 sayılı "Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanunu" çıkarılmış olup, kanun 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Halen ulusal hedeflere ulaşmada her tür teknolojik gelişmenin de yakın takip edeni olan MİT, deneyimli mesleki ve teknik kadrolarıyla, çağıl bir yapı içinde, çoğulcu demokrasinin, hukukun gereklerine uygun ve yansız olarak, insan hakları ilkelerine bağlı bir anlayış ışığında, yasanın verdiği görevleri başarı ile yürütmektedir.
*** Yukarıda sunulan tarihçe, Millî İstihbarat Teşkilâtı'nın kuruluşunun 75. yıldönümü anısına hazırlanan "Millî İstihbarat Teşkilâtı Tarihçesi" isminde kitabından derlenmiştir.
Kaynay=http://www.mit.gov.tr
MİT görevlisi olmanın koşulları nedir?
İstihbarat Nedir?
MİT mensubu olmak için lüzumlu koşullar nedir?
Ulusal İstihbarat Teşkilatı, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzenine, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine ve Millî enerjisini oluşturan tüm unsurlarına karşı içten ve dıştan gelecek mevcut ve olası tehditler hakkında bilgi toplamak, tedbir alabilmek ve lüzumlu durumlarda ilgili makamları uyarmakla görevli teşkilâttır. 'ün senesinde "...çağdaş devletlerde olduğu benzer biçimde, bizde de çağıl bir haber alma teşekkülü oluşturmak mecburiyetindeyiz..." direktifi ışığında kurulmuştur.
MİT'in Tarihçesi
II.Abdülhamid ve Hafiye Teşkilatı XIX. yüzyılın sonlarına doğru devlet istihbaratı geliştirilmiş, ama hususi çıkarlara hizmet veren bir araç haline getirilmiştir. II.Abdülhamid devrinde yaşanmış olan iç ve dış vakalar, Abdülhamid'i Yıldız İstihbarat Teşkilâtı'nı kurmaya sevketmiştir. O hâtıratında, "Yabancı devletler kendi emellerine hizmet edecek kimseleri vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişlerse, devlet güven içinde olamazdı. Direkt doğruya şahsıma bağlı bir İstihbarat Teşkilâtı kurmaya, bu fikir ile karar verdim. İşte düşmanlarımın Jurnalcilik dedikleri teşkilât budur."[2] ifadeleri ile bu teşkilâta niçin gereksinim duyduğunu belirtmektedir. 1970 II.Abdülhamid'in teşkilât kadrosundan beklediği başka bir husus, kendi tahtına yönelik komploları ortaya çıkarmaktı. Onun bu yolda yürüttüğü operasyonlar, yalnız imparatorluğun içinde yapılmamış, Avrupa'da kendisine karşı gruplaşan Jön Türkler'in bulunmuş olduğu Paris, Londra, Brüksel, Cenevre ve Kahire benzer biçimde şehirleri de kapsamıştır. Abdülhamid'in 33 senelik yönetimine, İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin Makedonya'da başlatmış olduğu hareket sonunda, 23 Temmuz 1908 tarihinde II. Meşrutiyet'in ilânı ile son verilecektir. İttihad ve Terakki yönetimi, ihtilâlden derhal sonrasında Yıldız İstihbarat Teşkilâtı'nı ortadan kaldırmak için harekete geçmiştir. Meclisi Vükelâ (Bakanlar Kurulu)'nın, Teşkilât'ın kaldırılmasına dair 29 Temmuz 1908 tarihindeki kararnâmesi ile Yıldız İstihbarat Teşkilâtı'nın faaliyetlerine son verilmiştir. II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonrasında teşkilâta ait olan yüzbinlerce rapor (jurnal) saraydan alınarak yakılmıştır.
Teşkilât-ı Mahsusa
]] ülkelerin birbirlerine yönelik siyasal, toplumsal, ekonomik ve askeri faaliyetleri ile beklentilerinin evvel saptanması ihtiyacının süre içinde giderek artması, haber almaya dönük yapılanmaların varlığını mecburi kılmıştır. Türkiye'de, sistematik ve organize özellikte haber alma örgütü kurma girişimleri, 'nin son yıllarında adım atmıştır. Siyasal birliğin korunması, ayrılıkçı hareketlerin önlenmesi ve bilhassa yabancı devletlerin üstünde odaklaşan faaliyetlerinin izlenebilmesi için bireysel bazda ve sınırı olan özellikte sürdürülen haber alma çalışmalarının bir merkezden organize şekilde yürütülmesine gereksinim duyulmuş ve tarihinde tarafınca isminde haber alma örgütü kurulmuştur. esnasında askeri ve paramiliter hareketler gerçekleştirerek mühim görevler üstüne alan bu teşkilat, savaşın sona ermesiyle tarihinde imzalanan sonrasında dağılmıştır.
Karakol Cemiyeti
İstanbul'un işgalinde sonrasında ulusal uyanışın başlaması ile kişiler kendi kendilerine türlü örgütler kurmuşlardır. Bu örgütlerin biriside bazılarına nazaran de hala yaşayan ‘karakol' örgütüdür. Bu teşkilat ve başka örgütler birleşmesi ile MİT ismini almışlardır. tarihinde kurulan Mütareke sürecinin ilk gizli saklı direniş grubu, İstanbul`da kurulan Karakol Cemiyeti`dir. 1918 Ekim sonları ya da Kasım başlarında `nın direktifi ile kurulan Cemaat`in kurucuları içinde, Kurmay Albay Kara Vâsıf, Emekli Yüzbaşı Bahâ Said, Albay Galatalı Şevket ve Yenibahçeli Şükrü Beyler benzer biçimde İttihatçı kişiler bulunmakta idi. Kısa zamanda örgütlenme çalışmalarını tamamlayan Karakol Cemaat`in Millî Savaşım`ye yapmış olduğu en büyük hizmet, İstanbul`dan Anadolu`ya silâh ve cephane ile subayların kaçırılmasını sağlaması, İngiliz Muhibleri Cemiyeti benzer biçimde kuruluşların plânlarını ve faaliyetlerini Mustafa Kemal Paşa`ya haber vermesi olmuştur. Ama Cemaat, Bolşevikler ile gizli saklı ilişkilere girmesi ve kendi başına Millî Savaşım`ye sahiplenme çalışmalarında bulunması sebepleriyle Anadolu Ordusu ekibine dahil edilmemiş, tarihinde İstanbul`un tarafınca işgali esnasında da liderlerinin tutuklanmaları ile büyük bir darbe yemiş ve nihayet ve `nin kararlarını uygulamak için seçilen `nin emri üstüne faaliyetlerine son verilmiştir.
Karakol kuruluyor
Düşman gemileri 13 Kasım 1918`de bundan böyle İstanbul limanlarında demirlemiş durumdadır. 15 Mayıs 1919`da düşman İzmir`dedir. Halk bıkkın, yılgın, kararsız, Osmanlı Saltanatı güçsüz, bir ihtimal ondan da vahimi düşmanla anlaşma yollarını aramaktadır. İngilizler ile onları destekleyen ya da onların desteklediği gizli saklı servisler askerlerin gidemediği yerlerde, İstanbul merkezli bir harekat ile Anadolu`da Osmanlı`dan kalan her karış toprak parçasında bir işgal ve nüfuz kavgasına girişmişlerdir. İttihatçı ve Teşkilatı Mahsusacı avı başlatılmıştır. Türk kurum, kuruluşları işletilmez hale getirilmiştir, korunmak gerekmektedir. Çareyi İttihatçılar ile Teşkilat-ı Mahsusacılar beraber bulurlar. Ortak düşmana karşı ortak savaşım verilecektir. Teşkilat-ı Mahsusa`nın son başkanı Hüsamettin Ertürk`ün de içinde bulunmuş olduğu yeni bir teşkilat kurulacaktır. Örgütün kuruluşundan ülkeden kaçan Enver, Cemal ve Talat Paşalar haberdardır. Talat Paşa`nın da oluruyla İttihatçıların ünlü iaşe nazırı Kara Kemal ile Kurmay Albay Kara Nitelik Bey ilk görüşmeleri yaparlar. Bir süre sonra yeni örgütün kurulması için meydana getirilen çalışmalarda bir öncü daha belirlenir. Bu şahıs Karadeniz Boğaz Komutanı Galatalı Şevket Bey`dir.Yeni örgütün müessese toplantısı 5 Şubat 1919 tarihinde Avukat Refik İsmail Bey`in Sultanhamam`daki yazıhanesinde yapılır. Görüşmede Galatalı Şevket Bey örgütün başkanlığına seçilir. Örgütün ismi Baha Sait Bey`in isteği üstüne Kara Nitelik Bey ve Kara Kemal Beyler`in adından esinlenilerek karakol olarak belirlenir. Teşkilat ilk olarak İttihatçılara ve Teşkilat-ı Mahsusacılara karşı girişilen saldırılara karşı koyacaktır. Ama bu yapılanma giderek genişler. Bireysel savunmanın yerini Anadolu`nun düşmandan kurtarılması için genel bir karşı koyuş alır. Burada teşkilat, Karadeniz kıyıları, Ege ve Şark Anadolu`da kuvvetli bir biçimde örgütlenir. Bu örgütlenme sanki ittihatçıların yeni bir yapılanmasıdır. İstanbul ve Anadolu`da halk üstünde meydana getirilen çalışmalarda, işgal kuvvetlerine karşı konulması gerektiği vurgulanır.Türk kökenli en büyük haber alma gücü olan Karakol Örgütü`nün müessese şeması ve emek harcamaları şöyledir.Kurucusu ve Başkanı Albay Kara Nitelik. Yönetim Kurulu üyeleri: Albay Galatalı Şevket, Yarbay Kemalettin Sami Gökçe, Yarbay Edip Servet Tör, Baha Sait, Kara Kemal, Binbaşı Ali Rıza, Binbaşı Ali Çetinkaya.......üsküdar Grubu Başkanı Yenibahçeli Şükrü Oğuz, Topkapı Grubu Başkanı Yarbay Hüsamettin Ertürk(sonrasında Albay), İslam Hanımlar Birliği Başkanı Naciye Faha Hanım sayılabilecek başlıca isimlerdir.Başlıca Müfrezeler ve Önde Gelen Isimler: Yahya Kaptan, Minik Arslan, Büyük Arslan, İpsiz Recep, Bulgar Sadık, Dayko, Yüzbaşı Nail, Yalovalı İbo, Gebzeli Rıfat Kaptan, Kuşçubaşı Eşref önde gelen adlar olarak sayılabilir.
Mustafa Kemal kendi gizli saklı servisini arıyor
Karakol Örgütü ile Ankara içinde ortaya çıkan bu problemler, Mustafa Kemal`i yeni arayışlara yöneltecektir. Mustafa Kemal örgütün İttihatçı yapısından oldukça rahatsızdır. Hatta görüşmeleri esnasında Kara Nitelik`a haricinde oluşturulan bu örgütün müstakil oluşumlarına karşı bulunduğunu belirtmiştir. `de yaşanmış olan baskın vakasından sonrasında tutuklanan Karakol Örgütü yöneticilerinden Şevket ve Kara Nitelik Beylerin İngilizlerce Malta`ya sürgün edilmeleri Karakol Örgütü`nü zor durumda bırakır. Bu, İngilizlerin bir çökertme operasyonudur. İngilizler tarafınca Malta`ya sürülenler bu örgütün belkemiğidirler. Bu adlardan bir takım mühim olanları şunlardır : Albay Galatalı Şevket ( İstanbul Merkez Komutanı ), Albay Kara Nitelik ( Karakol Örgütünün Kurucusu), Ali Sait Paşa, Refet Paşa, Ali Fetih edilmesi Okyar, Ali İhsan Paşa, Hacı Mehmet Paşa ( Enver Paşa`nın Babası) ve pek çok mühim isim Malta`ya sürülmüştür.Aslına bakarsak teşkilat İttihatçılık anlamında dağılmaz ve sürer. Mustafa Kemal bir süre sonra bu örgütün çalışmalarını zararı dokunan bulduğunu belirtecektir. Malta sürgününün peşinden toparlanma emek harcamaları esnasında Karakol Cemiyeti büyük bir gedik verecektir. Bu haber alma açığının ismi Mustafa Sagir`dir. Karakol cemiyetinin içine sızan İngiliz gizli saklı servisi elde etmiş olduğu adamlarıyla Mustafa Sagir adlı ajanı Ankara`ya gönderir ve Mustafa Kemal`i öldürmekle görevlendirir. Bu mevzuda ortaya çıkan mesele, Ankara hükümetince halledilir. Ama grup resmen 1920`de dağıtılır. Örgütün dağılması emrini veren otoritenin Ankara olduğu ve Mustafa Kemal`in bu örgüte karşı duyduğu güvensizliğin bunda etkili olduğu kesindir. Ayrıca geride kalanlar minik haber alma, kaçakçılık, sabotaj grupları olarak çalışırlar. İttihatçıların muhalif hareketleri ama 1923`te Ulusal Mücadeleden sonrasında bitirilebilecektir.
Zabitân, Yavuz, Hamza ve Felâh Grupları
Karakol Cemiyeti'nin dağılmasından sonrasında ve benzer biçimde türlü haber alma grupları oluşturulmuş, ekranda görülen pencereden tarihinde faaliyete geçen 'nun ismi tarihinde olarak değiştirilmiş, haber alma grupları sonuna kadar faaliyetlerini sürdürebilmiştir.
Askerî Polis Teşkilâtı
İstihbarat örgütleri arasındaki dağınıklığı gidermek, ordu içine sızan düşman casusluk etkenlik ve propagandasına karşı koymak amacıyla tarihinde tarafınca (A.P. ya da P.) kurulmuştur. Cenk yıllarında başarı göstermiş hizmetler veren örgütün faaliyetlerine tarihinde son verilmiştir.
Tedkik Heyeti Âmirlikleri
Askerî Polis Teşkilâtı'nın kapatılmasının haber alma faaliyetleri açısından kısa bir süre doğurduğu boşluk ise, gene Genelkurmay Başkanlığı tarafınca kurulan ve - tarihleri içinde Anadolu'nun türlü şehirlerinde etkenlik gösteren vasıtasıyla giderilmiştir.
Müsellâh Müdâfaa-i Milliye
Edinilen tecrübelerin ışığında ve belirlenen yeni hedeflere ulaşılabilmesi amacıyla bu kez Genelkurmay Başkanı 'ın direktifiyle isminde bir haber alma grubu kurulmuştur. Hükümeti, tarihinde kısa ismi "M.M." (MİM MİM) olan bu örgüte resmiyet kazandırmıştır. Tedkik Heyeti Âmirlikleri Anadolu'da faaliyetlerini sürdürürken, "M.M." örgütü asker ve sivil kesimden oluşmuş kadrolarıyla, İstanbul'da büyük bir ajan ve haber ağı oluşturmayı başarmış, Anadolu'ya tabanca ve cephane kaçırılması faaliyetlerini organize etmiş, düşman karargahlarına, işbirlikçi gruplara ve yabancı misyona sızarak çok sayıda mühim belge ve bilgiler elde etmiştir. Millî Savaşım esnasında düşman faaliyetlerine karşı oluşturulan türlü haber alma gruplarıyla da ortaklaşa iş icra eden örgütün faaliyetleri, İstanbul'un kurtuluşundan sonrasında 'de son bulmuştur.
Millî Güven Hizmeti Riyâseti
İstihbarat örgütlerinin kapatılmasından ve Devleti'nin kurulmasından sonrasında, geçmişine kadar geçen dönem içinde haber alma emek harcamaları, tarafınca yürütülmüştür. Bir süre sonra , yılı sonunda, gelişmiş devletlerdeki haber alma kuruluşlarına benzer, uygar bir örgütün kurulması emirini vermiştir. Bunun üstüne, vatanlarında eğitilen kadroların da katılımıyla, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın tarihindeki emri ışığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk haber alma kuruluşu olan (M.E.H./MAH) kurulmuştur. Teşkilât, tarihinde şeklen 'na bağlanmıştır. - tarihleri arasındaki 1 yıllık dönem emek harcamaları, devrin yöneticileri tarafınca Riyâset'in kuruluşuna hazırlık süreci olarak değerlendirilmiş ve bigün sonraki zamanı MAH'ın müessese zamanı olarak kabul edilmiştir. Kuruluşuyla başkanlığına 'in getirilmiş olduğu MAH, Millî İstihbarat Teşkilâtı mensupları için bir simge olarak önemini korumakta ve MİT'in zamanı kökleriyle gelecek içinde güçlü bir bağ oluşturmaktadır. MAH, duyulan ihtiyaçlara bağlı olarak süre içinde birden fazla kez minik yapısal değişimler geçirmiş ve yılına kadar Türkiye'nin haber alma faaliyetini başarıyla yürütmüştür.
Millî İstihbarat Teşkilâtı
Devletin millî güvenlik politikasının hazırlanmasıyla ilgili her mevzuda istihbaratın tek elde toplanabilmesi amacıyla, tarihinde TBMM tarafınca 644 sayılı kanun kabul edilmiş ve bu kanun ile kuruluşun ismi Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) olarak değiştirilmiştir. Kanun ile MİT'in bir Müsteşar tarafınca yönetilmesi ve Müsteşar'ın, kanun ile belirlenen görevlerin yerine getirilmesinde yalnız Başbakan'a karşı görevli olması öngörülmüştür. MİT, ortalama 19 yıl süre ile faaliyetlerini 644 sayılı kanun hükümleri ışığında yürütmüş, ama hızlıca farklılık gösteren ve gelişen koşulların ışığında yeni bir yasal düzenlemeye gidilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu sebeple, tarihinde 2937 sayılı "Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanunu" çıkarılmış olup, kanun tarihinde yürürlüğe girmiştir.
MİT Müsteşarları
15.06.2005 -
11.02.1998 - 11.06.2005
09.11.1992 - 11.02.1998
29.08.1998 - 27.08.1992
05.09.1986 - 29.08.1988
07.09.1981 - 14.08.1986
19.11.1979 - 07.09.1981
13.07.1978 - 19.11.1979
25.11.1974 - 13.07.1978
29.09.1974 - 24.11.1974
28.02.1974 - 26.09.1974
26.07.1973 - 27.02.1974
02.08.1971 - 25.07.1973
02.03.1966 - 27.03.1971
14.07.1965 - 02.03.1966Ulusal Güven Hizmeti Reisleri
29.08.1964 - 13.07.1965
27.08.1962 - 25.08.1964
17.01.1961 - 18.08.1962
03.06.1960 - 17.01.1961
02.10.1959 - 02.06.1960
21.07.1959 - 02.10.1959
21.11.1957 - 21.07.1959
23.09.1957 - 21.11.1957
18.04.1957 - 23.09.1957
27.03.1957 - 18.04.1957
03.09.1953 - 27.03.1957
01.08.1941 - 03.09.1953
25.12.1926 - 07.07.1941
MİT'in Tarihçesi
II.Abdülhamid ve Hafiye Teşkilatı XIX. yüzyılın sonlarına doğru devlet istihbaratı geliştirilmiş, ama hususi çıkarlara hizmet veren bir araç haline getirilmiştir. II.Abdülhamid devrinde yaşanmış olan iç ve dış vakalar, Abdülhamid'i Yıldız İstihbarat Teşkilâtı'nı kurmaya sevketmiştir. O hâtıratında, "Yabancı devletler kendi emellerine hizmet edecek kimseleri vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişlerse, devlet güven içinde olamazdı. Direkt doğruya şahsıma bağlı bir İstihbarat Teşkilâtı kurmaya, bu fikir ile karar verdim. İşte düşmanlarımın Jurnalcilik dedikleri teşkilât budur."[2] ifadeleri ile bu teşkilâta niçin gereksinim duyduğunu belirtmektedir. 1970 II.Abdülhamid'in teşkilât kadrosundan beklediği başka bir husus, kendi tahtına yönelik komploları ortaya çıkarmaktı. Onun bu yolda yürüttüğü operasyonlar, yalnız imparatorluğun içinde yapılmamış, Avrupa'da kendisine karşı gruplaşan Jön Türkler'in bulunmuş olduğu Paris, Londra, Brüksel, Cenevre ve Kahire benzer biçimde şehirleri de kapsamıştır. Abdülhamid'in 33 senelik yönetimine, İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin Makedonya'da başlatmış olduğu hareket sonunda, 23 Temmuz 1908 tarihinde II. Meşrutiyet'in ilânı ile son verilecektir. İttihad ve Terakki yönetimi, ihtilâlden derhal sonrasında Yıldız İstihbarat Teşkilâtı'nı ortadan kaldırmak için harekete geçmiştir. Meclisi Vükelâ (Bakanlar Kurulu)'nın, Teşkilât'ın kaldırılmasına dair 29 Temmuz 1908 tarihindeki kararnâmesi ile Yıldız İstihbarat Teşkilâtı'nın faaliyetlerine son verilmiştir. II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonrasında teşkilâta ait olan yüzbinlerce rapor (jurnal) saraydan alınarak yakılmıştır.
Teşkilât-ı Mahsusa
]] ülkelerin birbirlerine yönelik siyasal, toplumsal, ekonomik ve askeri faaliyetleri ile beklentilerinin evvel saptanması ihtiyacının süre içinde giderek artması, haber almaya dönük yapılanmaların varlığını mecburi kılmıştır. Türkiye'de, sistematik ve organize özellikte haber alma örgütü kurma girişimleri, 'nin son yıllarında adım atmıştır. Siyasal birliğin korunması, ayrılıkçı hareketlerin önlenmesi ve bilhassa yabancı devletlerin üstünde odaklaşan faaliyetlerinin izlenebilmesi için bireysel bazda ve sınırı olan özellikte sürdürülen haber alma çalışmalarının bir merkezden organize şekilde yürütülmesine gereksinim duyulmuş ve tarihinde tarafınca isminde haber alma örgütü kurulmuştur. esnasında askeri ve paramiliter hareketler gerçekleştirerek mühim görevler üstüne alan bu teşkilat, savaşın sona ermesiyle tarihinde imzalanan sonrasında dağılmıştır.
Karakol Cemiyeti
İstanbul'un işgalinde sonrasında ulusal uyanışın başlaması ile kişiler kendi kendilerine türlü örgütler kurmuşlardır. Bu örgütlerin biriside bazılarına nazaran de hala yaşayan ‘karakol' örgütüdür. Bu teşkilat ve başka örgütler birleşmesi ile MİT ismini almışlardır. tarihinde kurulan Mütareke sürecinin ilk gizli saklı direniş grubu, İstanbul`da kurulan Karakol Cemiyeti`dir. 1918 Ekim sonları ya da Kasım başlarında `nın direktifi ile kurulan Cemaat`in kurucuları içinde, Kurmay Albay Kara Vâsıf, Emekli Yüzbaşı Bahâ Said, Albay Galatalı Şevket ve Yenibahçeli Şükrü Beyler benzer biçimde İttihatçı kişiler bulunmakta idi. Kısa zamanda örgütlenme çalışmalarını tamamlayan Karakol Cemaat`in Millî Savaşım`ye yapmış olduğu en büyük hizmet, İstanbul`dan Anadolu`ya silâh ve cephane ile subayların kaçırılmasını sağlaması, İngiliz Muhibleri Cemiyeti benzer biçimde kuruluşların plânlarını ve faaliyetlerini Mustafa Kemal Paşa`ya haber vermesi olmuştur. Ama Cemaat, Bolşevikler ile gizli saklı ilişkilere girmesi ve kendi başına Millî Savaşım`ye sahiplenme çalışmalarında bulunması sebepleriyle Anadolu Ordusu ekibine dahil edilmemiş, tarihinde İstanbul`un tarafınca işgali esnasında da liderlerinin tutuklanmaları ile büyük bir darbe yemiş ve nihayet ve `nin kararlarını uygulamak için seçilen `nin emri üstüne faaliyetlerine son verilmiştir.
Karakol kuruluyor
Düşman gemileri 13 Kasım 1918`de bundan böyle İstanbul limanlarında demirlemiş durumdadır. 15 Mayıs 1919`da düşman İzmir`dedir. Halk bıkkın, yılgın, kararsız, Osmanlı Saltanatı güçsüz, bir ihtimal ondan da vahimi düşmanla anlaşma yollarını aramaktadır. İngilizler ile onları destekleyen ya da onların desteklediği gizli saklı servisler askerlerin gidemediği yerlerde, İstanbul merkezli bir harekat ile Anadolu`da Osmanlı`dan kalan her karış toprak parçasında bir işgal ve nüfuz kavgasına girişmişlerdir. İttihatçı ve Teşkilatı Mahsusacı avı başlatılmıştır. Türk kurum, kuruluşları işletilmez hale getirilmiştir, korunmak gerekmektedir. Çareyi İttihatçılar ile Teşkilat-ı Mahsusacılar beraber bulurlar. Ortak düşmana karşı ortak savaşım verilecektir. Teşkilat-ı Mahsusa`nın son başkanı Hüsamettin Ertürk`ün de içinde bulunmuş olduğu yeni bir teşkilat kurulacaktır. Örgütün kuruluşundan ülkeden kaçan Enver, Cemal ve Talat Paşalar haberdardır. Talat Paşa`nın da oluruyla İttihatçıların ünlü iaşe nazırı Kara Kemal ile Kurmay Albay Kara Nitelik Bey ilk görüşmeleri yaparlar. Bir süre sonra yeni örgütün kurulması için meydana getirilen çalışmalarda bir öncü daha belirlenir. Bu şahıs Karadeniz Boğaz Komutanı Galatalı Şevket Bey`dir.Yeni örgütün müessese toplantısı 5 Şubat 1919 tarihinde Avukat Refik İsmail Bey`in Sultanhamam`daki yazıhanesinde yapılır. Görüşmede Galatalı Şevket Bey örgütün başkanlığına seçilir. Örgütün ismi Baha Sait Bey`in isteği üstüne Kara Nitelik Bey ve Kara Kemal Beyler`in adından esinlenilerek karakol olarak belirlenir. Teşkilat ilk olarak İttihatçılara ve Teşkilat-ı Mahsusacılara karşı girişilen saldırılara karşı koyacaktır. Ama bu yapılanma giderek genişler. Bireysel savunmanın yerini Anadolu`nun düşmandan kurtarılması için genel bir karşı koyuş alır. Burada teşkilat, Karadeniz kıyıları, Ege ve Şark Anadolu`da kuvvetli bir biçimde örgütlenir. Bu örgütlenme sanki ittihatçıların yeni bir yapılanmasıdır. İstanbul ve Anadolu`da halk üstünde meydana getirilen çalışmalarda, işgal kuvvetlerine karşı konulması gerektiği vurgulanır.Türk kökenli en büyük haber alma gücü olan Karakol Örgütü`nün müessese şeması ve emek harcamaları şöyledir.Kurucusu ve Başkanı Albay Kara Nitelik. Yönetim Kurulu üyeleri: Albay Galatalı Şevket, Yarbay Kemalettin Sami Gökçe, Yarbay Edip Servet Tör, Baha Sait, Kara Kemal, Binbaşı Ali Rıza, Binbaşı Ali Çetinkaya.......üsküdar Grubu Başkanı Yenibahçeli Şükrü Oğuz, Topkapı Grubu Başkanı Yarbay Hüsamettin Ertürk(sonrasında Albay), İslam Hanımlar Birliği Başkanı Naciye Faha Hanım sayılabilecek başlıca isimlerdir.Başlıca Müfrezeler ve Önde Gelen Isimler: Yahya Kaptan, Minik Arslan, Büyük Arslan, İpsiz Recep, Bulgar Sadık, Dayko, Yüzbaşı Nail, Yalovalı İbo, Gebzeli Rıfat Kaptan, Kuşçubaşı Eşref önde gelen adlar olarak sayılabilir.
Mustafa Kemal kendi gizli saklı servisini arıyor
Karakol Örgütü ile Ankara içinde ortaya çıkan bu problemler, Mustafa Kemal`i yeni arayışlara yöneltecektir. Mustafa Kemal örgütün İttihatçı yapısından oldukça rahatsızdır. Hatta görüşmeleri esnasında Kara Nitelik`a haricinde oluşturulan bu örgütün müstakil oluşumlarına karşı bulunduğunu belirtmiştir. `de yaşanmış olan baskın vakasından sonrasında tutuklanan Karakol Örgütü yöneticilerinden Şevket ve Kara Nitelik Beylerin İngilizlerce Malta`ya sürgün edilmeleri Karakol Örgütü`nü zor durumda bırakır. Bu, İngilizlerin bir çökertme operasyonudur. İngilizler tarafınca Malta`ya sürülenler bu örgütün belkemiğidirler. Bu adlardan bir takım mühim olanları şunlardır : Albay Galatalı Şevket ( İstanbul Merkez Komutanı ), Albay Kara Nitelik ( Karakol Örgütünün Kurucusu), Ali Sait Paşa, Refet Paşa, Ali Fetih edilmesi Okyar, Ali İhsan Paşa, Hacı Mehmet Paşa ( Enver Paşa`nın Babası) ve pek çok mühim isim Malta`ya sürülmüştür.Aslına bakarsak teşkilat İttihatçılık anlamında dağılmaz ve sürer. Mustafa Kemal bir süre sonra bu örgütün çalışmalarını zararı dokunan bulduğunu belirtecektir. Malta sürgününün peşinden toparlanma emek harcamaları esnasında Karakol Cemiyeti büyük bir gedik verecektir. Bu haber alma açığının ismi Mustafa Sagir`dir. Karakol cemiyetinin içine sızan İngiliz gizli saklı servisi elde etmiş olduğu adamlarıyla Mustafa Sagir adlı ajanı Ankara`ya gönderir ve Mustafa Kemal`i öldürmekle görevlendirir. Bu mevzuda ortaya çıkan mesele, Ankara hükümetince halledilir. Ama grup resmen 1920`de dağıtılır. Örgütün dağılması emrini veren otoritenin Ankara olduğu ve Mustafa Kemal`in bu örgüte karşı duyduğu güvensizliğin bunda etkili olduğu kesindir. Ayrıca geride kalanlar minik haber alma, kaçakçılık, sabotaj grupları olarak çalışırlar. İttihatçıların muhalif hareketleri ama 1923`te Ulusal Mücadeleden sonrasında bitirilebilecektir.
Zabitân, Yavuz, Hamza ve Felâh Grupları
Karakol Cemiyeti'nin dağılmasından sonrasında ve benzer biçimde türlü haber alma grupları oluşturulmuş, ekranda görülen pencereden tarihinde faaliyete geçen 'nun ismi tarihinde olarak değiştirilmiş, haber alma grupları sonuna kadar faaliyetlerini sürdürebilmiştir.
Askerî Polis Teşkilâtı
İstihbarat örgütleri arasındaki dağınıklığı gidermek, ordu içine sızan düşman casusluk etkenlik ve propagandasına karşı koymak amacıyla tarihinde tarafınca (A.P. ya da P.) kurulmuştur. Cenk yıllarında başarı göstermiş hizmetler veren örgütün faaliyetlerine tarihinde son verilmiştir.
Tedkik Heyeti Âmirlikleri
Askerî Polis Teşkilâtı'nın kapatılmasının haber alma faaliyetleri açısından kısa bir süre doğurduğu boşluk ise, gene Genelkurmay Başkanlığı tarafınca kurulan ve - tarihleri içinde Anadolu'nun türlü şehirlerinde etkenlik gösteren vasıtasıyla giderilmiştir.
Müsellâh Müdâfaa-i Milliye
Edinilen tecrübelerin ışığında ve belirlenen yeni hedeflere ulaşılabilmesi amacıyla bu kez Genelkurmay Başkanı 'ın direktifiyle isminde bir haber alma grubu kurulmuştur. Hükümeti, tarihinde kısa ismi "M.M." (MİM MİM) olan bu örgüte resmiyet kazandırmıştır. Tedkik Heyeti Âmirlikleri Anadolu'da faaliyetlerini sürdürürken, "M.M." örgütü asker ve sivil kesimden oluşmuş kadrolarıyla, İstanbul'da büyük bir ajan ve haber ağı oluşturmayı başarmış, Anadolu'ya tabanca ve cephane kaçırılması faaliyetlerini organize etmiş, düşman karargahlarına, işbirlikçi gruplara ve yabancı misyona sızarak çok sayıda mühim belge ve bilgiler elde etmiştir. Millî Savaşım esnasında düşman faaliyetlerine karşı oluşturulan türlü haber alma gruplarıyla da ortaklaşa iş icra eden örgütün faaliyetleri, İstanbul'un kurtuluşundan sonrasında 'de son bulmuştur.
Millî Güven Hizmeti Riyâseti
İstihbarat örgütlerinin kapatılmasından ve Devleti'nin kurulmasından sonrasında, geçmişine kadar geçen dönem içinde haber alma emek harcamaları, tarafınca yürütülmüştür. Bir süre sonra , yılı sonunda, gelişmiş devletlerdeki haber alma kuruluşlarına benzer, uygar bir örgütün kurulması emirini vermiştir. Bunun üstüne, vatanlarında eğitilen kadroların da katılımıyla, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın tarihindeki emri ışığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk haber alma kuruluşu olan (M.E.H./MAH) kurulmuştur. Teşkilât, tarihinde şeklen 'na bağlanmıştır. - tarihleri arasındaki 1 yıllık dönem emek harcamaları, devrin yöneticileri tarafınca Riyâset'in kuruluşuna hazırlık süreci olarak değerlendirilmiş ve bigün sonraki zamanı MAH'ın müessese zamanı olarak kabul edilmiştir. Kuruluşuyla başkanlığına 'in getirilmiş olduğu MAH, Millî İstihbarat Teşkilâtı mensupları için bir simge olarak önemini korumakta ve MİT'in zamanı kökleriyle gelecek içinde güçlü bir bağ oluşturmaktadır. MAH, duyulan ihtiyaçlara bağlı olarak süre içinde birden fazla kez minik yapısal değişimler geçirmiş ve yılına kadar Türkiye'nin haber alma faaliyetini başarıyla yürütmüştür.
Millî İstihbarat Teşkilâtı
Devletin millî güvenlik politikasının hazırlanmasıyla ilgili her mevzuda istihbaratın tek elde toplanabilmesi amacıyla, tarihinde TBMM tarafınca 644 sayılı kanun kabul edilmiş ve bu kanun ile kuruluşun ismi Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) olarak değiştirilmiştir. Kanun ile MİT'in bir Müsteşar tarafınca yönetilmesi ve Müsteşar'ın, kanun ile belirlenen görevlerin yerine getirilmesinde yalnız Başbakan'a karşı görevli olması öngörülmüştür. MİT, ortalama 19 yıl süre ile faaliyetlerini 644 sayılı kanun hükümleri ışığında yürütmüş, ama hızlıca farklılık gösteren ve gelişen koşulların ışığında yeni bir yasal düzenlemeye gidilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu sebeple, tarihinde 2937 sayılı "Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanunu" çıkarılmış olup, kanun tarihinde yürürlüğe girmiştir.
MİT Müsteşarları
15.06.2005 -
11.02.1998 - 11.06.2005
09.11.1992 - 11.02.1998
29.08.1998 - 27.08.1992
05.09.1986 - 29.08.1988
07.09.1981 - 14.08.1986
19.11.1979 - 07.09.1981
13.07.1978 - 19.11.1979
25.11.1974 - 13.07.1978
29.09.1974 - 24.11.1974
28.02.1974 - 26.09.1974
26.07.1973 - 27.02.1974
02.08.1971 - 25.07.1973
02.03.1966 - 27.03.1971
14.07.1965 - 02.03.1966Ulusal Güven Hizmeti Reisleri
29.08.1964 - 13.07.1965
27.08.1962 - 25.08.1964
17.01.1961 - 18.08.1962
03.06.1960 - 17.01.1961
02.10.1959 - 02.06.1960
21.07.1959 - 02.10.1959
21.11.1957 - 21.07.1959
23.09.1957 - 21.11.1957
18.04.1957 - 23.09.1957
27.03.1957 - 18.04.1957
03.09.1953 - 27.03.1957
01.08.1941 - 03.09.1953
25.12.1926 - 07.07.1941
Mehmet Eymür eski MIT daire başkanıdır.
Bende MITÇI olup vatanıma hizmet edeceğim.
MIT devletin mukaddes bir kurumudur.
MİT görevlisi olmanın koşulları nedir?
İstihbarat Nedir?
MİT mensubu olmak için lüzumlu koşullar nedir?
YORUMLAR