nakil -kli TDK,Türk Dil Kurumu isim Arapça na®l 1 . Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım. ...
nakil -kli
TDK,Türk Dil Kurumu
isim Arapça na®l
1 . Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım.
2 . Göç, taşınma:
"İşte, nakil harcaması da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı."- S. M. Alus.
3 . Anlatma, söyleme, hikâye etme.
4 . Bir görevden başka bir göreve atanma, belirleme.
5 . Yazı ya da resmin aynısını başka bir şeyin üstüne yapma, kopya etme.
6 . Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, çeviri etme.
TDK,Türk Dil Kurumu
1 . Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım.
2 . Göç, taşınma:
"İşte, nakil harcaması da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı."- S. M. Alus.
3 . Anlatma, söyleme, hikâye etme.
4 . Bir görevden başka bir göreve atanma, belirleme.
5 . Yazı ya da resmin aynısını başka bir şeyin üstüne yapma, kopya etme.
6 . Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, çeviri etme.
Birleşik Sözler
- nakil aracı
- nakil vasıtası
- nakledilmek
- nakletmek
- naklettirmek
- nebat nakli
- kan nakli
- organ nakli
Okuldan okula nakil iyi mi gerçekleşir, şartları nedir?
Lise nakil işlemleri ne süre yapılıyor?
Yeni nakil olacağım okulda iyi mi davranmalıyım?
NAKİL, -kli a. (ar. nalfi).
1. Bir şeyi bir yerden başka bir yere iletmek, taşımak, geçirmek, götürmek eylemi: Mal nakli en kısa sürede tamamlanmalı.
2. Bir yerleşim birimini başka bir yere aktarma; göç: Felaketten sonrasında köyün başka bir yere nakli isteniyor.
3. Bir vakası, bir durumu vb. sözle bir hiç kimseye bir topluluğa anlatma, aktarma, hikâye etme.
4. Bir yazıyı, bir resmin bir yere, bir şeye kopyasını geçirme.
5. Bir yapıtı, bir yazıyı bir dilden başka bir dile çevirme; çeviri etme.
6. Nakil etmek - NAKLETMEK.
7. Nakil vasıtası, taşıma aracı, taşıt. || Nakil ve belirleme, bir memuru bulunmuş olduğu görevden başka bir göreve verme.
*Esk. Nakl-i bend, hikâyeci, masal özetleyen, masal uyduran. || Nakli hane, nakli mekân, ev değişiklik yapma. || Nakl-i hümayun, padişahın tahtırevanla taşınması.
*ida. huk. Bir memurun bir yerden başka bir yere ya da bir görevden başka bir göreve atanması.
*Sig. Nakil halinde para sigortası, nakit ve diğeri değerlerin taşınması esnasında hırsızlık, gasp, silahlı hücum vb. nedenlerle zarar ve hasara uğranmasına karşı meydana getirilen sigorta.
1. Bir şeyi bir yerden başka bir yere iletmek, taşımak, geçirmek, götürmek eylemi: Mal nakli en kısa sürede tamamlanmalı.
2. Bir yerleşim birimini başka bir yere aktarma; göç: Felaketten sonrasında köyün başka bir yere nakli isteniyor.
3. Bir vakası, bir durumu vb. sözle bir hiç kimseye bir topluluğa anlatma, aktarma, hikâye etme.
4. Bir yazıyı, bir resmin bir yere, bir şeye kopyasını geçirme.
5. Bir yapıtı, bir yazıyı bir dilden başka bir dile çevirme; çeviri etme.
6. Nakil etmek - NAKLETMEK.
7. Nakil vasıtası, taşıma aracı, taşıt. || Nakil ve belirleme, bir memuru bulunmuş olduğu görevden başka bir göreve verme.
*Esk. Nakl-i bend, hikâyeci, masal özetleyen, masal uyduran. || Nakli hane, nakli mekân, ev değişiklik yapma. || Nakl-i hümayun, padişahın tahtırevanla taşınması.
*ida. huk. Bir memurun bir yerden başka bir yere ya da bir görevden başka bir göreve atanması.
*Sig. Nakil halinde para sigortası, nakit ve diğeri değerlerin taşınması esnasında hırsızlık, gasp, silahlı hücum vb. nedenlerle zarar ve hasara uğranmasına karşı meydana getirilen sigorta.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR