Nasip ne anlama gelir? Nasip kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir? Nasip 1. Birini...
Nasip ne anlama gelir? Nasip kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?
Nasip
1. Birinin payına düşen şey
2. Bir kimsenin elde edebildiği, haiz olabildiği şey
“Türk’e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz.” – A. Gündüz
3. Kısmet, şans, baht
“Her insanoğlunun bu yaşlardaki nasibi yalnızlıktır.” – A. M. Dranas
4. Günlük kazanç
2. Bir kimsenin elde edebildiği, haiz olabildiği şey
“Türk’e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz.” – A. Gündüz
3. Kısmet, şans, baht
“Her insanoğlunun bu yaşlardaki nasibi yalnızlıktır.” – A. M. Dranas
4. Günlük kazanç
1. Birinin payına düşen şey
2. Bir kimsenin elde edebildiği, haiz olabildiği şey
“Türk’e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz.” – A. Gündüz
3. Kısmet, şans, baht
“Her insanoğlunun bu yaşlardaki nasibi yalnızlıktır.” – A. M. Dranas
4. Günlük kazanç
2. Bir kimsenin elde edebildiği, haiz olabildiği şey
“Türk’e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz.” – A. Gündüz
3. Kısmet, şans, baht
“Her insanoğlunun bu yaşlardaki nasibi yalnızlıktır.” – A. M. Dranas
4. Günlük kazanç
nasip almak
Bektaşilikte tarikata girme töreni yapılmak
Bektaşilikte tarikata girme töreni yapılmak
nasip etmek
1. fırsat vermek
2. eriştirmek
“Tanrı bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi.” – H. E. Adıvar
2. eriştirmek
“Tanrı bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi.” – H. E. Adıvar
1. fırsat vermek
2. eriştirmek
“Tanrı bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi.” – H. E. Adıvar
2. eriştirmek
“Tanrı bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi.” – H. E. Adıvar
nasip olmak
1. fırsat düşmek, elvermek
“Günlerden bigün bu güzel gemilere binme nasip oldu.” – B. R. Eyuboğlu
2. mutluluk veren güzel şeylere erişmek, ulaşmak, kavuşmak
“Hiçbir adama nasip olmadığını iddia edeceğim yaşam, hep kaçamaklarla dolu idi.” – R. H. Karay
“Günlerden bigün bu güzel gemilere binme nasip oldu.” – B. R. Eyuboğlu
2. mutluluk veren güzel şeylere erişmek, ulaşmak, kavuşmak
“Hiçbir adama nasip olmadığını iddia edeceğim yaşam, hep kaçamaklarla dolu idi.” – R. H. Karay
1. fırsat düşmek, elvermek
“Günlerden bigün bu güzel gemilere binme nasip oldu.” – B. R. Eyuboğlu
2. mutluluk veren güzel şeylere erişmek, ulaşmak, kavuşmak
“Hiçbir adama nasip olmadığını iddia edeceğim yaşam, hep kaçamaklarla dolu idi.” – R. H. Karay
“Günlerden bigün bu güzel gemilere binme nasip oldu.” – B. R. Eyuboğlu
2. mutluluk veren güzel şeylere erişmek, ulaşmak, kavuşmak
“Hiçbir adama nasip olmadığını iddia edeceğim yaşam, hep kaçamaklarla dolu idi.” – R. H. Karay
nasibini almak
güzel, hoşa giden bir şeyden kısa bir süre de olsa yararlanmak, sebeplenmek
“Hepimiz ondan haz ya da hüzün, kendi nasibini alırdı.” – A. Ş. Hisar
“Hepimiz ondan haz ya da hüzün, kendi nasibini alırdı.” – A. Ş. Hisar
güzel, hoşa giden bir şeyden kısa bir süre de olsa yararlanmak, sebeplenmek
“Hepimiz ondan haz ya da hüzün, kendi nasibini alırdı.” – A. Ş. Hisar
“Hepimiz ondan haz ya da hüzün, kendi nasibini alırdı.” – A. Ş. Hisar
YORUMLAR