nazik -ği ödat (na:zik) Farsça nÂ¥zuk 1 . Başkalarına karşı saygılı davranan: "Nazik adam."- . 2 . İnce yapılı, na...
nazik -ği
ödat (na:zik) Farsça nÂ¥zuk
1 . Başkalarına karşı saygılı davranan:
2 . İnce yapılı, narin:
"Hanım olağanüstü nazik ve güzel, çocuklar oya şeklinde idiler."- S. F. Abasıyanık.
3 . Itina, dikkat gösterilmezse kırılabilen, bozulabilen, kötüleşebilen:
"Nazik bir nebat."- .
4 . Lüzumlu önlemler alınmadığında daha fena olan, eleştiri:
"Şimdi devleti tehlikeden kurtaracak pek nazik zamandır."- A. Ş. Hisar.
5 . Dikkat isteyen, itina gerektiren:
"Nazik bir iş."- .
Türkiye'nin Gölleri - Nazik Gölü
NAZİK sıf. (fars. nazik).
1. Çevresindekilere ya da karşısındakine kibar, saygılı davranan, onları kırmamaya itina gösteren kimse için kullanılır: Bana karşı herza-' man çok nazikti. Böylesine nazik bir insanla analiz etmek büyük zevk.
2. Bir kirm senin bu niteliği gösteren tutum ve davranışı için kullanılır (çoğu zaman nezaket cümlelerinde): Nazik mektubunuz için teşekkür ederim. Nazik bir davet, sevinerek kabul ediyorum.
3. ince yapılı, narin, zarif: Kolları arasına almış olduğu nazik bedenini incitmekten korkarak sıktı. Nazik eller.
4. Dikkat ve itina gösterilmesini gerektiren şey için kullanılır; Nazik bir araçtır, acele bozulabilir. Nazik bir iş, savsaklamaya gelmez. Nazik bir vazife.
5. Lüzumlu önlemler alınmazsa kötüleşebilecek bir vaziyet için kullanılır; eleştiri: Nazik bir vaziyet. Nazik bir dönemden geçmek.
6. Çok naziksiniz, yapmış olduğu ya da yapmayı kabul etmiş olduğu bir şeyden dolayı bir hiç kimseye teşekkür etmek için kullanılan kalıp nezaket sözü.
*Esk. Nazik-beden, nazik-vücud, ince, narin bedenli. || Nazik-eda, davranışları saygılı, terbiyeli olan. || Nazik-endam, vücudu güzel, ölçülü olan. || Nazik-güzin, nazik-ter, çok fazla nazik olan. || Nazik-hayalan, Tanrı'nın yarattıklarını düşünenler, şairler, filozoflar. || Nazik-hulk, nazik-mizaç, yaradılış bakımından, huyca nazik olan. || Nazik-ten, yapısı güzel, ölçülü olan. || Nazik-terin, çok nazik.
*Bahç. Yetiştirildikleri yerlerin hava değişikliklerine dayanamayan bitkiler için söylenir.
*Dökme. Nazik tayyar - ELMEĞE.
♦ be. Nazik, kibar, ince bir şekilde: Benimle çok nazik konuştu.
1. Çevresindekilere ya da karşısındakine kibar, saygılı davranan, onları kırmamaya itina gösteren kimse için kullanılır: Bana karşı herza-' man çok nazikti. Böylesine nazik bir insanla analiz etmek büyük zevk.
2. Bir kirm senin bu niteliği gösteren tutum ve davranışı için kullanılır (çoğu zaman nezaket cümlelerinde): Nazik mektubunuz için teşekkür ederim. Nazik bir davet, sevinerek kabul ediyorum.
3. ince yapılı, narin, zarif: Kolları arasına almış olduğu nazik bedenini incitmekten korkarak sıktı. Nazik eller.
4. Dikkat ve itina gösterilmesini gerektiren şey için kullanılır; Nazik bir araçtır, acele bozulabilir. Nazik bir iş, savsaklamaya gelmez. Nazik bir vazife.
5. Lüzumlu önlemler alınmazsa kötüleşebilecek bir vaziyet için kullanılır; eleştiri: Nazik bir vaziyet. Nazik bir dönemden geçmek.
6. Çok naziksiniz, yapmış olduğu ya da yapmayı kabul etmiş olduğu bir şeyden dolayı bir hiç kimseye teşekkür etmek için kullanılan kalıp nezaket sözü.
*Esk. Nazik-beden, nazik-vücud, ince, narin bedenli. || Nazik-eda, davranışları saygılı, terbiyeli olan. || Nazik-endam, vücudu güzel, ölçülü olan. || Nazik-güzin, nazik-ter, çok fazla nazik olan. || Nazik-hayalan, Tanrı'nın yarattıklarını düşünenler, şairler, filozoflar. || Nazik-hulk, nazik-mizaç, yaradılış bakımından, huyca nazik olan. || Nazik-ten, yapısı güzel, ölçülü olan. || Nazik-terin, çok nazik.
*Bahç. Yetiştirildikleri yerlerin hava değişikliklerine dayanamayan bitkiler için söylenir.
*Dökme. Nazik tayyar - ELMEĞE.
♦ be. Nazik, kibar, ince bir şekilde: Benimle çok nazik konuştu.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR