Ortaçağ Avrupasının genel özellikleri nelerdir? Bilim, teknik, siyasal alan ve ekonomik alanlardaki Avrupa’nın ortaçağdaki genel durumu hakk...
Ortaçağ Avrupasının genel özellikleri nelerdir? Bilim, teknik, siyasal alan ve ekonomik alanlardaki Avrupa’nın ortaçağdaki genel durumu hakkında bilgiler.
Ortaçağ Avrupası’nın Genel Özellikleri
1. Ortaçağ Avrupası’nın siyasi düzeni feodalite denilen bir sisteme dayanırdı.
Kavimler Göçü’nün yarattığı kargaşalık ve güvensizlik ortamında feodal düzen hızla yayıldı ve yerleşti. Kavimler Göçünden sonra kurulan Barbar Krallıklarında krallar, topraklarını kontluklara ve daha küçük yönetim birimlerine ayırarak Barbar şeflerine verdiler.
Bu şefler Barbar gelenekleriyle Roma kanunlarının karışımı olan sosyal ve siyasal ilişkileri geliştirdiler. Böylece feodal düzen ortaya çıkmış oldu.
2. Ortaçağ Avrupası’nda halk arasında eşitlik yoktu. Toplumlar soylular, rahipler, burjuvalar ve köylüler olmak üzere sınıflara ayrılmıştı.
• Soylular en varlıklı sınıftı. Geniş topraklara ve her türlü hakka sahiptiler.
• Rahipler de soylular gibi üstün bir sınıf sayılırlardı.
• Köylüler, toprak mülkiyetinden yoksundu. Bir kısmı serbest köylü bir kısmı da serf denilen esir köylü, idi. Serflerin hemen hiçbir özgürlükleri yoktu. Evlenmeleri bile senyörlerinin iznine bağlıydı.
• Burjuvalar, kent ve kasabalarda otururlar, sanat ve ticaretle uğraşırlardı.
3. Senyörler, kendilerine ait topraklarda mutlak haklara sahipti. Her senyörün mâlikanesî, siyasî ve ekonomik hakları, ayrı silahlı gücü, kendi bölgesinde geçerli kuralları vardı. Başka bir deyişle her senyör kendi başına bir devlet gibiydi.
4. Feodal düzen nedeniyle Ortaçağ Avru-pası siyasî bölünmüşlük içindeydi. Ekonomik faaliyetler, dil, davranış, dünyaya bakış açısından bu bölgeler arasında büyük farklılıklar vardı. Bu bölünmüşlük feodalitenin temel özelliğiydi.
5. Ortaçağ boyunca papalar Avrupanm siyasî hayatına egemen oldular. Kendilerini hükümdarların üstünde gören papalar, emirlerine itirazsız uyulmasını isterlerdi. Emirlerine uymayanlara “aforoz” ve “enterdi” denilen cezalar verirlerdi.
Aforoz, Hıristiyan toplumundan kovulma demekti.
Enterdi ise Papanın, kralıyla birlikte bütün bir ülkeyi cezalandırması demekti. Enterdi edilmiş bir ülkede tüm dini görevler (dini törenler, nikâh, vaftiz, ölü gömme işleri …) durdurulurdu.
Bu ağır cezalara uğramamak için hükümdarlar kilisenin buyruklarına uyar, kiliselere geniş topraklar bağışlayarak din adamlarıyla uyum içinde olmaya özen gösterirlerdi.
7. Ortaçağda Avrupa’nın fikir ve sanat faaliyetleri skolastik düşüncenin egemenliği altındaydı. Dinsel dogmaların egemen olduğu bu düşünce sisteminde deneysel ve bilimsel bilgi ikinci plâna itildi, gelişmesi önlendi.
YENİÇAĞIN BAŞLARINDAKİ GELİŞMELER
A- BİLİM VE TEKNİK ALANINDAKİ GELİŞMELER
Barutun Ateşli Silahlarda Kullanılması
Milli monarşilerin kuruluşu ile;
• Krallar, sınırlarım korumak ve tebaalarını güven içinde yaşatmak için sürekli ordular kurmak zorunda kaldılar.
• Sürekli orduların kuruluşu ile birlikte yeni savaş yöntemlerine ve yeni silahlara ihtiyaç duyuldu.
Barutun ateşli silahlarda kullanılmaya başlanması bu açıdan oldukça önemli bir gelişmedir.
Barut ilk önce Çinliler tarafından bulunmuş, Avrupa’ya geçişi Türkler vasıtasıyla olmuştur.
YORUMLAR