üzerine öteberi koymak için duvara ya da bir dolabın içine birbirine koşut olarak tutturulmuş, çoğu zaman geniş, uzun tahta ya da me...
üzerine öteberi koymak için duvara ya da bir dolabın içine birbirine koşut olarak tutturulmuş, çoğu zaman geniş, uzun tahta ya da metal levha ya verilen isimdir.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali ve Tefsiri - A'raf Suresi
A'raf Serseri(aylak) Nahiras Nawa - Gardiyan-ı Mahşer Vol.1
Kabak tatlısının rengini korumak ve raf ömrünü uzatmak için enzim kullanılabilir mi?
Ama ne?
İsim mi? Ödat mı?
Bu mevzuda bilgi mevzusu açılmış ve buna uyulması istenmişti. Nerde bu bilgi?
Raf
isim Arapça reff
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
(bir şeyi) rafa koymak (ya da kaldırmak)
Birleşik Sözler
açık raf köşe rafı
TDK
Rafi': Yükseltici.Hamil.Haiz.Kaldırıcı,kaldıran.Allah'ın isimlerinden...Rafia: Yükselten.Kaldırmak için konulmuş olan yardım...Rafide: Sütun.Yapı direği...Ref': Kaldırma,yüceltme, yukarı taşıma. Lağvetme,hükümsüz bırakma...Re'fe: Esirgemek,korumak,acımak...Re'fet: Acıma,acımak. Yüce...Reff: Eşya koymak için duvara çıkıntı yapmak.Duvara tahta vesair çakmak.Raf...Refif: Ateşin parlaması...Refrefe: Kuşun kanat çırpması...
RAF a. (fars. ref'ten).
1. Bir kitaplığın, bir dolabın vb. içine yerleştirilen ya da bir duvara tutturulan bir ya da birbirine paralel yatay madeni ya da tahta levha: Kitaplığın rafları. Raftan bir tabak aldı.
2. (Bir işi) rafa koymak, kaldırmak, üstünde çalışılan bir işi bırakmak, bundan sonra uğraşmamak, bir kenara itmek, dikkatsizlik etmek: Bir sûre sonrasında bu projeyi de rafa kaldırırlar.
—Elektrotekn. Kablo rafı, taşıyıcı ana doğrudan ve çubuklardan oluşan ve elektrik kablosu demetlerini kılavuzlamaya yarayan yardım.
—Seram. Fırının ana gövdesinde, üstüne pişimi yapılacak seramiklerin yerleştirildiği, kinetlere oturan, kırmızı çömlekçi hamurundan yapılmış kısımlar. || Raf basmak, asıltı halindeki süzülmüş çamurun içine raf parçaları atarak, fazla suyun emilmesini sağlamak. || Raf istifi, pişmiş topraktan bir ya da birden fazla raf üstüne pişirilecek seramik parçalarını yerleştirme usulü.
1. Bir kitaplığın, bir dolabın vb. içine yerleştirilen ya da bir duvara tutturulan bir ya da birbirine paralel yatay madeni ya da tahta levha: Kitaplığın rafları. Raftan bir tabak aldı.
2. (Bir işi) rafa koymak, kaldırmak, üstünde çalışılan bir işi bırakmak, bundan sonra uğraşmamak, bir kenara itmek, dikkatsizlik etmek: Bir sûre sonrasında bu projeyi de rafa kaldırırlar.
—Elektrotekn. Kablo rafı, taşıyıcı ana doğrudan ve çubuklardan oluşan ve elektrik kablosu demetlerini kılavuzlamaya yarayan yardım.
—Seram. Fırının ana gövdesinde, üstüne pişimi yapılacak seramiklerin yerleştirildiği, kinetlere oturan, kırmızı çömlekçi hamurundan yapılmış kısımlar. || Raf basmak, asıltı halindeki süzülmüş çamurun içine raf parçaları atarak, fazla suyun emilmesini sağlamak. || Raf istifi, pişmiş topraktan bir ya da birden fazla raf üstüne pişirilecek seramik parçalarını yerleştirme usulü.
Kaynak: Büyük Larousse
Gösterim: 58
Boyut: 61.6 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Gösterim: 33
Boyut: 94.1 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali ve Tefsiri - A'raf Suresi
A'raf Serseri(aylak) Nahiras Nawa - Gardiyan-ı Mahşer Vol.1
Kabak tatlısının rengini korumak ve raf ömrünü uzatmak için enzim kullanılabilir mi?
YORUMLAR