Ruh ve Akıl Sağlığı

Eğer kendinizi önemsemez ve kabul etmezseniz, herzaman başkalarına ait sizi reddedeceğinden korkarsınız. İnsanların ne kadar kabul e...


kacis huzur


Eğer kendinizi önemsemez ve kabul etmezseniz, herzaman başkalarına ait sizi reddedeceğinden korkarsınız. İnsanların ne kadar kabul edilemez olduğunuzu anlamamaları için, onlardan uzak durur ve bu şekilde, herzaman korku içinde ve yalnız olursunuzEğer kendinize kıymet verirseniz, insanların sizi rededeceğini düşünmezsiniz. Başka insanlardan korkmazsınız. Açık bir insan olur ve başka insanlarla sıhhatli ilişkiler kurarsınız. Eğer, kendinize kıymet verir ve kendinizi kabul ederseniz, rahat bir insan olur ve yaşamın tadını suçluluk hissetmeden çıkarabilirsiniz. Bir krizle karşılaştığınız süre bu durumu anlamış olur ve vaziyet ne kadar zor olursa olsun başa çıkabilirsiniz. Vereceğimiz kararlar, kendimizi iyi mi gördüğümüze bağlıdır. Kendilerini kıymetli bulan ve kendilerini kabul eden kişiler hayatla başa çıkabilirler. Niçin bir takım insanoğlu ruhsal bunalıma girerken ötekileri girmezler? Ruhsal sağlığımızı kendimizi önemsemediğimiz ve kendimize kıymet vermediğimiz süre kaybederiz. Bu da genel anlamda, çocukluğumuzdan lanır, fena ve sevmeye kıymet olmadığımızı düşünürüz (fena olmasaydık ailemiz niçin bizlere davrandıkları şeklinde davrandılar). Bu karşılaştığımız zorluklar ve felaketleri yenmemizi zorlaştırır. Çoğumuz hayatta ne olduğumuz, hayatımızın iyi mi geçmiş olduğu ve iyi mi olacağı, ve dünyanın iyi mi bir yer olduğu hakkında değişik düşüncelerle büyürüz. Bu düşünceler dünyadaki deneyimlerimize bağlıdır, ve herhangi iki insanoğlunun deneyimleri değişik olduğundan insanoğlu vakaları değişik şekilde algılarlar. Düşüncelerimiz etrafımızda olanların bir göstergesi olması imkansız, bir tek etrafımızda bulunduğunu düşündüğümüz şeylerin ya da teorilerin bir göstergesi olabilirler. Eğer dünyanın varsaydığımız şeklinde bir yer bulunduğunu düşünerek büyürsek, büyüyünce dünyanın sandığımızdan faklı bulunduğunu keşfettiğimizde, hayal kırıklığına uğrarız ve büyük bir değerlendirme hatası yaptığımızı anlarız. Beklenmedik bir felaketle karşılaştığımız zamanlarda, hayatımızın ne işe yaradığını düşündüğümüz ve aslen ne olduğu hakkında yaptığımız hatayı anlarız. Kim bilir pek çok Amerikalı şeklinde hayatımızın güvende bulunduğunu düşünüyorduk ki, bir terörist saldırısı oldu. Kim bilir hayatımızın geri kalanını hususi bir tek kişiyle geçireceğimizi düşünüyorduk ve o şahıs bizi terk etti ya da vefaat etti. Kim bilir herzaman iyi bir insan olursak bizlere fena birşey olamayacağını düşünüyorduk ve başımıza fena birşey geldi. Her değerlendirme hatası yaptığımızda, yaptığımız herşeyden, tüm verdiğimiz kararlardan şüpheye düşmeye başlarız. Sonrasında da kendimizden güvenilir olmamaya başlarız. Dayanamayacağımızı, parçalara bölündüğümüzü, yok olacağımızı hissederiz. Eğer kendimizi kabul eder ve kendimize kıymet verirsek, olanlardan korkmamıza karşın bunun geçeceğini ve problemi halledip, olayların üstesinden gelebileceğimizi biliriz. Eğer kendimize kıymet vermez ve pozitif yönde düşünmezsek, mahvolmaya yaklaşmış bir insan şeklinde hissederiz kendimizi. Okyanusda bir damla su şeklinde önemsiz olduğumuzu ve yok olacağımızı hissederiz. Mahvolacağımızı hissettiğimiz zamanalarda, bizlere güç verecek ve birarada tutacak bir savunmaya ihtiyacımız olur. Kendimiz hakkında ne kadar fena hissedersek, savunmamız da o denli çaresiz olacaktır. Bu savunmalar,
*kendimize fizyolojik olarak zarar vermek ya da kendimizi aç bırakmak



*olan yıkım için kendimizi suçlamak ve bu şekilde bunalıma girmek
*korkularımızın sebebini etrafımızda sağlamak ve bunun dışına çıkmaya korkmak
*dış dünyaya çıkıp kendimize iş yaratmak
*kendi iç dünyamıza kapanıp, dış dünyayı başka insanoğlu şeklinde algılayamamak. Bu müdafa mekanızmalarını şuurlu olarak seçmeyiz. Bilinsizce, kendimizi ve dünyayı iyi mi görüyorsak ona uygun bir müdafa mekanizması seçeriz. Mesela, her yanlış giden şey için kendinizi suçlamaya eğilimli biriyseniz, başınıza gelen felaketten dolayı kendinizi suçlayacaksınızdır.

Kaçınılmaz olarak akıl sağlığımı yitirecek miyim?

Ruh sağlığını yitirmek zorunluluk değildir. Ama, kendimizi önemsemez ve kendimize kıymet vermezsek yaşamın zorluklarıyla karşılaştığımızda ruh sağlığımızın bundan etkileneceğini garantileriz. Eğer kendimizle barışık olursak ve kendimiz hakkında pozitif yönde hissedersek karşılaştığımız kayıplar karşısında bunalıma girmez, bir tek üzülürüz. Ve biri bizlere fena davrandığında, kızgın olduğumuzdan dolayı suçluluk hissedeceğimiz yere bir tek kızgın oluruz. Herhangi bir tehdit karşısında, olayın bizi aştığını fikretmek yerine bir tek korkarız çünkü kendimizi koruyabileceğimizi ve kendimize bakabileceğimizi biliriz. Ruh sağlığımızı etkileyen şeyler, ne yitik, ne parasızlık, ne hastalık, ne de insanların bizlere fena davranmasıdır. Ruh sağlığımızı etkileyen şeyler bizim bu kayıbı, parasızlığımızı, hastalığımızı, ya da insanların bizlere fena davranmalarını iyi mi yorumladığımızdır. Bir sürü kişinin müdafa mekanizması, vakaları onları minimum etkileyecek şekilde yorumlamaktır. Eğer kendimizi fena ve kabul edilemez bir biçimde görürsek, ve iyinin ödüllendirildiği kötünün cezalandırıldığı adil bir bütün ülkelerde yaşadığımızı düşünürsek, bir felaketle karşılaştığımızda bu felaketi zayıflıklarımızın bir cezası olarak yorumlarız. Eğer kendimizi önemsiz ve değersiz görürsek, mutlu olma olasılığı karışısında kendimize 'Mutlu olmayı haketmedim' deriz. Eğer başkalarından korkarsak, bizlere fena davrandıklarında kendimizi savunmaya hakkımız olmadığını düşünürüz. Eğer herzaman çevremizdeki insanlara ihtiyacımız olduğunda, kendimizi sevmeye kıymet bulmazsak, kızgınlığımızı kendi içimize gömeriz. Diğerlerinin bizi ezmelerine izin veririz çünkü ötekileri bizi kabul etmeyecekler diye hoşnutsuzluğumuzu belirgin etmeyiz. Eğer, başkalarına ait bizi yarı yolda bırakacağını ve herşeyin kötüye gideceğini düşünürsek, hayatımızı düzeltmek için hiçbir uğraş harcamayız. Ve ıstırap çekeriz. Bazıları başlarına gelen fena şeyleri genlerine ya da yıldızlara bağlar, çünkü o süre başlarına gelenlerle ilgili mesuliyet alabilmek zorunda kalmazlar. Bir sürü tabip, ruh sağlığını yitirmiş hastalarının acılarını bilinmedik bir gene ya da biyokimyasal değişikliklere bağlarlar. Bu, bu tip doktorların ruhsal yorumlardan ziyade tıbbi yorumlara yatkın olmalarından lanır. Ama, harcanan büyük oranda paralara, zamana ve emeklere karşın, ruh sağlığına sebep olan genler ya da biyokimyasal değişimler içinde bir bağlantı bulunamamıştır.

Serotonin seviyeleri

Depresyonda olan kişilerin beyinlerinde serotonin seviyelerinin değişmiş olduğu gözlenmiştir. Ama, bir hastalığa sebep olan olayın, hastalık ortaya ayrılmadan ilkin meydana gelmesi gerekmektedir ve depresyondan ilkin ortaya çıkan bir biyokimyasal değişme gözlenmemiştir. Depresyonun beyindeki bir biyokimyasal dengesizlikten dolayı bulunduğunu söylemek doğru olmaz. Eğer belirgin bir ilaç kişiye kendini daha iyi hissettiriyorsa, bu o kişinin huzursuzluğunun, o ilacın yokluğundan landığı anlamına gelmez. Aspirinin kafa ağrısını geçirmesi, kafa ağrısının aspirinin yokluğundan landığı anlamına gelmez.

Genetik

Genel anlamda araştırmaların depresyonun kalıtım kanalıyla geçtiğini belirttiği söylenir. Ama bunun incelenmesi, bu alanın hala sorulara açık bulunduğunu göstermektedir. Anne-babamızdan pek çok özellik alırız, fakat bunun büyük bölümü öğrenme yoluyladır. Ailemizden huzursuzluğa sebep olacak şekilde düşünmeyi öğrenebiliriz. Eğer anne büyük bölümü süre stresli ve kötümserse, evladı dünyanın korkulu bir yer bulunduğunu sanarak büyüyecektir ve bu şekilde çocuk da stresli ve kötümser olacaktır.

Akıl ve ruh sağlığı mevzusunda hassassam, ne yapılabilir?

Değişebileceğinizi kabul edin. Hiçkimse aynı kalmaz, normal olarak siz de daha iyiye doğru gidebilirsiniz. Yapmanız ihtiyaç duyulan en mühim farklılık, kendinizi önemsemek ve kendinize kıymet vermektir. Eğer hayatınızın büyük bir kısmını değersiz ve önemsiz olduğunuzu düşünerek geçirdiyseniz, tüm kıymet yargılarınız ve düşünceleriniz bu varsayımın üzerine kurulu olduğundan değişmek zor olacaktır. Çare kendinize 'Kendimi çok mühim görmüyorum ama bundan sonrasında kendi kendimin en iyi dostu olacağım. Kendime iyi davranacağım, kendime dikkat edeceğim ve kendimi aşağılamayı ve kendimi eleştirmeyi bırakacağım.' anlamına gelir. Kendi kendinizin en iyi arkadaşıymış şeklinde hareket etmek, sonunda sizi kendi kendinizin en iyi dostunuz yapmış olacaktır. Kendi kendinize iyi mi konuştuğunuzun bilincinde olmalısınız. İçinizdeki sese kulak verin. İçinizdeki sesin size söylediği fena şeyleri, eleştirileri bir kenara yazın, sonrasında da kendinize söyleyebileceğiniz daha pozitif yönde, daha iyi, ve daha yüreklilik verici şeyler açıklayın. Mesela, yapmanız ihtiyaç duyulan şeyleri yaparken kendi kendinize herzaman 'Başaramayacağına inanırım. Yaptığın herşey şeklinde bu durumu da eline yüzüne bulaştıracaksın' diye düşünüyorsanız, bu durumu bir kenara yazın sonrasında da yanına, 'Yapabileceğinin en iyisini yapacaksın. Muhteşem olmak zorunda değilsin, çünkü hatalar öğrenmek içindir' yazın. Sonrasında da bu durumu kendinize yine edin ve başka cesaretlendirici şeyler açıklayın. Fikirlerinizi oturttuğunuz varsayımlarınızı sorgulayın. Hakkaten yeryüzündeki hepimiz sizden nefret mi ediyor, yada bu güne kadar yaptığınız herşey hakikaten ters mi gitti? Hakkaten başınıza gelen her fena vaka, fena biri olduğunuz için size verilen bir ceza mıydı? Düşüncelerinizin tesirini anlamaya gayret edin. Eğer insanlara reddedilirim korkusuyla yaklaşmıyorsanız, netice olarak yalnız kalmaz mısınız? Kendiniz hakkında niçin bu kadar fena düşündüğünüzü anlamaya gayret edin. Bu annae-babanızın size söylediği bir şey miydi? Hakkaten fena müydünüz, yoksa onlar kendi fena hislerini size mi yansıttılar? Anne-babanızın muhteşem olmadığını düşünmeye korkuyor musunuz? Hiçbir anne-baba muhteşem değildir. Bu duygularınızı yazmak onları dışa vurmanıza ve daha iyi görmenize sebep olacaktır. Bu mevzuda kitaplar da size destek olabilir.Yalnız kendinize destek olacak kitaplar değildir bununla birlikte iyi yazılmış romanlar, şiir kitapları ve özgeçmişler de okuyun.

Mevzu hakkında konuşun

Bu mevzular hakkında başkalarıyla konuşun ve onların vakaları iyi mi gördüğünü anlamaya gayret edin. Arkadaşlarınızla konuşun, yakınınızdaki bir yardım kuruma ya da kendi-kendine yardım guruplarına gidin. Bir terapistle ya da pisikolojik danışmanla konuşmak de iyi olabilir. Bir sürü değişik terapiler vardır fakat hepsi de her iki guruptan herhangi birine dahildirler. Tanımlayıcı ve anlatımcı terapiler. Tanımlayıcı terapiler kognitiv terapi şeklinde, belirgin sorunlarla kafa edebilecek beceriler öğretirler. Anlatımcı terapiler ise, psikoterapi şeklinde, fikir ve deneyimlerinizi anlamaya çalışırlar. Bir sürü terapist iki terapinin karışımını kullanır. Bir terapist ya da pisikolojik danışman sağlamak zor olabilir. Aile doktorunuza, sıhhat merkezinde bir pisikolojik danışman olup olmadığını ya da sizi bir NHS pisikoloğuna ya da pisikoterapistine sevk edip edemeyeceğini problem. Yakınınızdaki Akıl (Mınd) Birliğinin ne şeklinde imkanlar sunduğunu araştırın. Yakınınızdaki kütüphaneden çeverenizdeki pisikoterapistlerin ve pisikolojik danışmanların bir listesini bulabilirsiniz. Pisikoterapistin ya da pisikolojik danışmanın adının listede olması onun etkili bir pisikoterapist ya da pisikolojik danışmanolduğu anlamına gelmez. Ama, bu birşeyler yanlış giderse bu kişinin bağlı olduğu kuruma şikayette bulunabileceğiniz anlamına gelir. Hiçbir pisikoterapist ya da pisikolojik danışman büyülü bir el yardımıyla sizi iyileştiremez fakat, kendinizi keşfetmeniz yolunda size destek olabilirler.

Değiştiremeyeceğim şeyler mevzusunda neler yapabilirim?

Ihmal etmeyin, bizde strese yol açan şey başımıza gelen vaka değildir, o vakası iyi mi yorumladığımızdır. Anneniz sizi herzaman minik görür ve sizi acıtırsa, ve siz de her hafta annenizi ziyaret etmenin kaçınılmaz bir kaide bulunduğunu fikrediyorsanız, ıstırap çekeceğinizi güvence ediyorsunuzdur. Annenizi görmenin bir zorunluluk olmadığını, kendi kendinizden görevli olduğunuzu bilirseniz, annenizi ne sıklıkta ve ne kadar süre göreceğiniz mevzusuna engellemeler getireceksinizdir. Kendiniz ve anneniz içinde duygusal bir uzaklık yaratacak ve onu annenizden çok, uzun solukta kendini seven ve onunla olmak isteyen bir evlat kazanmak yerine, kendi fena duygularını, anlık bir doyum için başkalarına yansıtan aptal bir bayan olarak görmüş olacaksınız. Genel anlamda bizi acıtan anne-babamızı görmeya devam ederiz, çünkü onların günün birinde olmalarını istek ettiğimiz şefkatli ve takdir eden anne-baba olacağından ümidimizi kesmeyiz. Bir takım anne-babalar akıllanır fakat bu durumu iyi mi göstereceklerini bilemezler. Bu konuyu idrak etmek için onlara çocukluğunuzla ilgili şeyler sorabilirsiniz. Bu onları suçlamak anlamında değildir, bir tek kendi kafanızda bir takım sorunları doğru şekilde görmenize destek olacaktır. Bir takım anne-babalar bu fırsatı memnunlukla karşılarlar. Ve 'Evet, bu şekilde fena vakalar oldu, hakikaten üzgünüm' derler. Ama akıllanmamış anne-babalar 'Ne cüretle bana ait muhteşem olmadığımı ima ediyorsun' derler. Eğer anne-babanız size bu durumu söylüyorsa, o süre şefkatli takdir etmeyi bilen bir anne-baba ümidinizden caymak zorunda kalabilirsiniz. Bu üzücü bir vakadır, fakat bu üzücü olayın ve hayalkırıklığının hayatınızı yönetmesine izin vermeyin. Olanlar hakkında sizi mutsuz etmeyecek bir yorum bulmaya gayret edin. Bu da hayatınızda değiştiremeyeceğiniz vakalar karşısında takınmanız ihtiyaç duyulan tavırdır. Bu fena olayların, tüm enerjinizi ve zamanınızı almasına ve hayatınızı yönetmesine izin vermeyin. Hayatınızın en zor hemen dahi, kendinize iyi şeyler vermeyi dikkatsizlik etmeyin. Bu, kendinize güzel birşey alabilmek, bir tek dinlenmek, bir arkadaşla konuşmak, doğayla başbaşa kalmak ve hatta müzik dinlemek olabilir. Asla kimse size bakmasa dahi, siz kendi kendinize bakabilirsiniz.

Ruh ve akıl sağlığı rahatsız ola birisine bakarken ben sağlığımı iyi mi koruyabilirim?

Ruh ve akıl sağlığı rahatsızlığı atlatmış olan kimseler, genel anlamda o anda olamasa dahi sonradan, kendilerine bakan, onları cesaretlendiren ve onlara yardım olan birisini ne kadar çok takdir ettiklerini belirtirler. Ruhsal açıdan rahatsız olan kişiler, kendilerini şahıs olarak bir arada tutma çabasındadırlar. Bu hayatta kalma savaşıdır, bu nedenle bu duruma düşen hepimiz bencilleşir. Başka insanların neler çektiklerini anlayamayız ve bu nedenle de beraber yaşanması zor biri oluruz. Herşeyi kati çizgilerle görürüz, herşey siyah yada beyazdır, griler yoktur. Vakalara gülme yeteneğimizi kaybederiz, en minik şeyler dahi huzursuzluk, hatta büyük korku sebebi olabilir. Bir an çok mantıklıyken, diğer dakikada tamamen mantıksız olabiliriz. Bizi ne kadar çok severlerse sevsinler, arkadaşlarımız ve aile fertleri kendilerini bizlerden korumalıdırlar. Eğer, ruh ve akıl sağlığı rahatsız birisine bakıyorsanız, kendinize süre ayırmanız, dinlenmeniz ve zevk aldığınız şeyleri yapmanız çok önemlidir. Bundan dolayı suçluluk hissetmemelisiniz. Eğer kendinize dikkat etmezseniz başkalarına da bakamazsınız. Huzursuz, korku ve umutsuzluk içinde, depresyonda olan ya da korkulu sesler duyan birisini gördüğümüz süre, onların acılarını dindirmek isteriz. Ama, o kişiyi daha iyi hissettirmenin bizim görevimiz bulunduğunu ve iyileşmezlerse bizim hatamız bulunduğunu düşünmemeliyiz. Gerçekte, onları iyileştirecek bir tek güç vardır. Bizler, onlara yardım olabilir, yüreklilik verebiliriz, onları sevebilir sakinleştirebilir, dinleyebilir ve anlamaya çalışabiliriz, bundan başka birşey yapamayız. Ama, rahatsız olan şahıs değişmeyi istemelidir. Kişinin değişebileceğini kabul etmesi, garantiler beklemeden ve ya da değişmenin kati olarak ne anlama geleceğini bilmeksizin değişmeyi göze alması gerekmektedir. Bu kolay değildir. Birçoğumuz kötüyle kalmayı tercih ederiz, çünkü ne kadar ıstırap olursa olsun, ne işe yaradığını farkında olduğumuz yerde kendimizi emniyette hissederiz. Değişmeye karar vermek yüreklilik ister. Bu cesareti bulup, şu anda yaşamın tadını çıkaran pek çok şahıs tanıyorum. Bunların hepsi çok değişik ortamlarda yaşayan çok değişik kişilerdi, ama bu kişilerin hepsi öğrendikleri mühim şeyin ne işe yaradığını size söyleyebilirler. Bu 'Ben kendimden sorunluyum. Beni kurtarabilecek tek şahıs bana ait. Kendime kıymet veriyorum ve kendimi kabul ediyorum, o yüzden de kendi kendime bakabilirim.'



Kaynak:
www.ilacrehberi.com







  • Ruh Nedir?


  • Samsun Ruh Sağlığı Sinir Hastalıkları Hastanesi - Samsun


  • Gebelik ve Diş Sağlığı (Hamilelikte Ağız ve Diş Sağlığı)


Kaynak:msxlabs.org

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Ruh ve Akıl Sağlığı
Ruh ve Akıl Sağlığı
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/images.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/ruh-ve-akl-saglg.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/ruh-ve-akl-saglg.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content