şive isim, dil bilimi (şi:ve) Farsça 1 . Söyleyiş özelliği: "Bu konuyu Arapça değildir, peltek bir Kafkas şivesiyle, Tü...
şive
isim, dil bilimi (şi:ve) Farsça
"Bu konuyu Arapça değildir, peltek bir Kafkas şivesiyle, Türkçe söylemiş oldu."- R. H. Karay.
2 .dil bilimi Ağız.
3 .eskimiş Naz, eda.
Ağız, şive ve lehçe nedir?
Şive
Hasan Eren ağız terimini şu şekilde tanımlamaktadır: Bir dilin sınırları içinde mıntıkalara nazaran değişim gösteren söyleyiş özelliği (Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara 1999).
Şivenin sebepleri fonetik ve morfolojik, folklorik farklılıklardır. Bir şivede en eski dil yapılarından, komşu dillerden öğeler bulunabilir. Coğrafik şartlara nazaran halkın gırtlak yapısı eski dilin seslerine alışkın olabilir (Şanlıurfa ağzında ayın çatlatmak şeklinde).
Türkiye'de çok şiveli bir dil coğrafyası mevcuttur. Ortak dil Türkçe'nin ortak ağzı Türkiye Türkçesi olarak adlandırılır. Ama, şive mevzusu yalnız dilbilimine ait bir kavram değildir halkbiliminin de yakından incelemiş olduğu bir mevzudur.
Anadolu'daki Müslüman Türk, Hıristiyan, Musevi kültür mirası yüzyıllardır bir anane görenek inşa etti. Tarih içinde akınlar, göçler, sürgünlerle kuzeyden, güneyden, garptan, doğudan türlü kültürler gelip geçti ya da yerleşti. Araplar, Kürtler, Çerkesler, Gürcüler, Lazlar, Arnavutlar, Boşnaklar, Bulgarlar vb. kendi dil ve halk geleneklerini bu coğrafyada yaşattılar. Tüm bu unsurlar halk kültürünü oluşturdu.
Gitmek eyleminin gelecek süre çekimli örneğinde;
Karadeniz; cideceğum, İç Anadolu; gidecem, Trakya; gitçem.
Bireylerin anadili ile ana dili değişik olabilir. Anadili Türkçe olan kişinin ana dili Arapça olabilir. Arapçayı aileden öğrendiğinde, gırtlağındaki ayın şeklinde çatlamalı harfler anadiline yansır. Urfa, Antep ağızlarında böyledir.
Lehçe ile şiveyi karıştırmamalıdır. Lehçe, bir anadilin koludur. Türkçenin belirgin başlı şiveleri Orta Anadolu, Ege, Trakya, Karadeniz, Rumeli, Şark, Güneydoğu ağızlarındadır.
Şivelerde dilbilgisi kuralları yoktur. Bölge kültürünü, yöre özelliklerini taşır. Dilde, bilhassa konuşma dilinde tekdüzeliği kaldıran, empati uyandıran bir yanı vardır. Sakıp Sabancı merhum, şivesini asla değiştirmemiş, bir şive simgesidir
ŞİVE
Bir dilin kültür düzeylerine nazaran gösterdiği farklılık. Çoğu zaman lehçe, şive, ağız terimleri birbirine karıştırılmaktadır. Şiveler arasındaki değişimler temelde ses özellikleridir. Buna nazaran malum şiveler, belli başlı koşullarda ve dilin herhangi bir döneminde ana dilden ayrılarak, dilin geneldeki gelişimiyle beraber bir de kendi içlerinde hususi bir gelişim çizgisi izlemişlerdir. Bunların başlıca ayrımlarını oluşturan ses, ek ve sözcük özellikleri o devrin dil malzemeleri ile açıklanabilir.
Bir dilin kültür düzeylerine nazaran gösterdiği farklılık. Çoğu zaman lehçe, şive, ağız terimleri birbirine karıştırılmaktadır. Şiveler arasındaki değişimler temelde ses özellikleridir. Buna nazaran malum şiveler, belli başlı koşullarda ve dilin herhangi bir döneminde ana dilden ayrılarak, dilin geneldeki gelişimiyle beraber bir de kendi içlerinde hususi bir gelişim çizgisi izlemişlerdir. Bunların başlıca ayrımlarını oluşturan ses, ek ve sözcük özellikleri o devrin dil malzemeleri ile açıklanabilir.
Bir takım İllere Ve Yörelere Ait Şiveler..
Yamranmak: Homurdanmak
Istırap gêrek olmak: Boğazından ıstırap su gelmek. Aşlak: Yama. Bi dınnak: Azıcık. Bödelek: Böbrek. Cılga: Patika. Çükündürük: Şeker pancarı. Çintermek: Dikkatle bakmak. Dığdılamak: Bağlamak. Dümükmek: Durmaksızın çalışıyor olmak. Elgavşur böcüğü: İşe karışmayıp kenarda bekleyen. Gârmuk: Kusmuk. Göbel: Oğlan evladı. Hapaz: Avuç. İvitlemek: Ayıklamak. Mêsitmemek: Önemsememek. Mühlüz: Beş parasız. Okkalık: Ekmek. Puyhurmak: Fışkırmak. Soyha: Antipatik. Şinnemek: Şımarmak. Temşüt: Sahur vakti. Yamranmak: Homurdanmak.
KüTAHYA YÖRESİ ŞİVELERİ
Fatılmak: Kanamak
Ciba: Çocuk. Çezgi: İp. Çıkı: Mendile benzer bez parçası. Çeruze: Çile, eziyet. Domalan: Patatese çok benzeyen bir mantar çeşidi. Dombey, camız: Manda. Deperotu: Havuç. Fatılmak: Kanamak. Kepen: Heybe. Gire: Pazar günü. Dernek: Salı. Haney: Salon. Patet, pate kompür: Patates. Mintan: Gömlek. Çitle, pösteki: Minder. Künge: Toz, pislik. Siyez: Uyuşuk, kendi halinde. Yemeni, lapçın: Pabuç. Kupa: Bardak. Turpan: Ekin ya da ot biçmeye yarayan bir tür orak. Örende :Bir, bir buçuk metreye yakın uzunluktaki sopa.
DENİZLİ YÖRESİ ŞİVELERİ
Çöveçlenmek: Güneşlenmek
Angurya: Salatalık. Ayneşmeg: Karışmak. Alatlamak: Acil etmek. Ard'deş: Dost. Berenarı: İyi fena. Böngüldek: Köstebek. Coşhaa: Şaşkınlık. Culluk: Hindi. Cebil: Köpek. Çöveçlenmek: Güneşlenmek. Debbendübben: Düşe kalka. Ebermeg: Getirmek. Enimek: Eskimeye yüz tutmak. Gubur: Yeni, gömlek. Gopil: Minik, küçük. Pisgirmek: Çalıştırmak. Sarod: Havuç. Sıtırasız: Yüzsüz. Talator: Cacık. Velesbid: Bisiklet. üslenkes: Hiç bir zaman. Yılıg: Eğri.Yümseg: Yüksek. Zaddine: Esasen: Zençmek: Hızla asılmak. Tomafil: Otomobil.
KAHRAMANMARAŞ YÖRESİ ŞİVELERİ
Tahıldak: Olgunlaşmamış incir
Arısili: Tertemiz. Böğür: Yan taraf. Cıncık: Cam. Cinatı: Bisiklet. Çitil: Fidan. Çor: Öksürük. Duluk: Avurt. Ecer: Yeni. Gallep: Güvercin. Göde: Şişman. İlende: Reçel. Kahke: Simit. Kürrük: Sıpa, tay. Mucuk: Sivrisinek. Pöhrek: Lağım. Kömbe: Çörek. Püsük: Kedi. Hapap: Takunya. Gavas: Belediye zabıtası. Mırık: Balçık. Mırtık: Güvercin besleyen. Puharı: Baca. Sohum: Lokma. Şeş: Tülbent. Taydaş: Akran. Tahıldak: Olgunlaşmamış incir. Teh: üzüm kurusu. Tuman: Don. Veleme: Zifaf yemeği. Yörep: Eğilim
Niğde Şivesi
Istar : Halı tezgahı, halı.
Ifrit : Kirli koku.
Kanayakli : Kadincağız, kızcağız (Mahsun ya da masumluk ifadesi olarak)
Karik : üzüm dikilen tümsek
Kelik : Eski pabuç
Kesirinden gelmek : Sırf direnme olsun diye meydana getirilen şey
Kesek : Ker¤¤¤
Kigi : Koyun-keçi pisliği
Kiri : Eşek yavrusu
Kisnis : Minik taneli üzüm
Köfter : üzüm suyu ve nisaştayla meydana getirilen bölgesel tatlı.
Kömüs: Bağ ve tarla sulama sırasını ayarlayan yetkili
Kursak : Mide
Mazarat : Zararı dokunan
Meskef : Kir, pislik, pasak
Nörüyon : Ne yapıyorsun?
Ödü sidmak : Çok korkmak
Pöç : Kuyruk sokumu
Siracali : Hastalıklı
Sokum : Lokma
Sögürme : Ateşte etle meydana getirilen bölgesel bir yiyecek
Sepe : Az bir kalınca açılan hemen yenilen yufka ekmek
Tirit : Kelle suyu ile ekmek karışımı yiyecek
Uyku semesi : Uyku mahmurluğu hali, uyku sersemliği
ümügü ötmek : Yokluktan ve açlıktan perişan olmak
ütmek : Kumarda kazanmak, kili yakarak temizlemek
übülük : 8 - 10 santimlik ince ağaç çubuğu iki taş arasına koyarak başka uzun çubuk vasitasıyla uzaklara fırlatılarak oynanan bir oyun.
Vicitmak : Fırlatmak, çekilip gitmek.
Vittirivizik : (Halk ağzıyla) pekmezle meydana getirilen unlu helvaya verilen isim.
Yamsılmak: Saygısızca, geniş ve rahat oturmak.
Yamuk : Güvenilmez
Yılıkkan : Yalama, gevşemis
Yuha : İnce, seyrek, hafifçe (giysiler için kullanılan tabir)
Yuvak : Kabaran toprak damlari yagmura karsi sertlestirmek için kullanilan eksen delikleri bulunan tas silindir.
Yinli : Hafifçe, uçari, elde avuçta durmaz (yenli diye de söylenir)
Cekkelek: Yinli ile aynı mealde kullanılır
Nesegil: Nasıl kısaca
Istar : Halı tezgahı, halı.
Ifrit : Kirli koku.
Kanayakli : Kadincağız, kızcağız (Mahsun ya da masumluk ifadesi olarak)
Karik : üzüm dikilen tümsek
Kelik : Eski pabuç
Kesirinden gelmek : Sırf direnme olsun diye meydana getirilen şey
Kesek : Ker¤¤¤
Kigi : Koyun-keçi pisliği
Kiri : Eşek yavrusu
Kisnis : Minik taneli üzüm
Köfter : üzüm suyu ve nisaştayla meydana getirilen bölgesel tatlı.
Kömüs: Bağ ve tarla sulama sırasını ayarlayan yetkili
Kursak : Mide
Mazarat : Zararı dokunan
Meskef : Kir, pislik, pasak
Nörüyon : Ne yapıyorsun?
Ödü sidmak : Çok korkmak
Pöç : Kuyruk sokumu
Siracali : Hastalıklı
Sokum : Lokma
Sögürme : Ateşte etle meydana getirilen bölgesel bir yiyecek
Sepe : Az bir kalınca açılan hemen yenilen yufka ekmek
Tirit : Kelle suyu ile ekmek karışımı yiyecek
Uyku semesi : Uyku mahmurluğu hali, uyku sersemliği
ümügü ötmek : Yokluktan ve açlıktan perişan olmak
ütmek : Kumarda kazanmak, kili yakarak temizlemek
übülük : 8 - 10 santimlik ince ağaç çubuğu iki taş arasına koyarak başka uzun çubuk vasitasıyla uzaklara fırlatılarak oynanan bir oyun.
Vicitmak : Fırlatmak, çekilip gitmek.
Vittirivizik : (Halk ağzıyla) pekmezle meydana getirilen unlu helvaya verilen isim.
Yamsılmak: Saygısızca, geniş ve rahat oturmak.
Yamuk : Güvenilmez
Yılıkkan : Yalama, gevşemis
Yuha : İnce, seyrek, hafifçe (giysiler için kullanılan tabir)
Yuvak : Kabaran toprak damlari yagmura karsi sertlestirmek için kullanilan eksen delikleri bulunan tas silindir.
Yinli : Hafifçe, uçari, elde avuçta durmaz (yenli diye de söylenir)
Cekkelek: Yinli ile aynı mealde kullanılır
Nesegil: Nasıl kısaca
Şive
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Bir dilin kültür düzeylerine nazaran gösterdiği değişikliktir. Çoğu zaman lehçe, şive, ağız terimleri birbirine karıştırılmaktadır. Şiveler arasındaki değişimler temelde ses özellikleridir. Buna nazaran malum şiveler, belli başlı koşullarda ve dilin herhangi bir döneminde ana dilden ayrılarak, dilin geneldeki gelişimiyle beraber bir de kendi içlerinde hususi bir gelişim çizgisi izlemişlerdir. Bunların başlıca ayrımlarını oluşturan ses, ek ve sözcük özellikleri o devrin dil malzemeleri ile açıklanabilir.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Bir dilin kültür düzeylerine nazaran gösterdiği değişikliktir. Çoğu zaman lehçe, şive, ağız terimleri birbirine karıştırılmaktadır. Şiveler arasındaki değişimler temelde ses özellikleridir. Buna nazaran malum şiveler, belli başlı koşullarda ve dilin herhangi bir döneminde ana dilden ayrılarak, dilin geneldeki gelişimiyle beraber bir de kendi içlerinde hususi bir gelişim çizgisi izlemişlerdir. Bunların başlıca ayrımlarını oluşturan ses, ek ve sözcük özellikleri o devrin dil malzemeleri ile açıklanabilir.
Şive
Bir dilin izlenebilen zamanı dönemlerinde ayrılmış koluna şive denir. Ayrılıklar, lehçede olmasıyla birlikte değildir. İstanbul'da gelirim derken, Türkistan şivesinde kelür men denir. Ayrılık yazı diline girmiştir. Sınıflamalar da yazı dillerine nazaran olur.
Hemen aşağıdaki tabloda Türk dillerinde tümce yapısını görebilirsiniz:
Türkiye Türkçesi: Çocuklar okulda dilimizi latin alfabesi ile yazıyor.
Gagavuzca: Uşaklar şkolada / okulda dilimizi latin alfavitindä yazêr.
Azerice: Uşaqlar mektebde dilimizi latin elifbası ile yazır.
Türkmence: Çagalar mekdepde dilimizi latyn elipbiyi dahi(n) yazyar.
Özbekçe: Bolalar maktabda tilimizni latin alifbosi bilan / ila yozadi.
Uygurca: Balilar mektepte tilimizni latin elipbesi bilen yazidu.
Kazakça: Balalar mektepte tilimizdi latin alfavitimen jazadı.
Kırgızca: Baldar mektepte tilibizdi latın alfaviti menen jazat.
Tatarca: Balalar mäktäpdä telebezne latin älifbası bilän / ilä yaza.
Hemen aşağıdaki tabloda ise Türk dillerindeki aynılıkları ve farklılıkları görebilirsiniz.
Diller Tümce yapısı
Türkiye Türkçesi :Yeni Yılınız Kutlu Olsun.
Gagavuzca: Yeni yılınızı kutlerim.
Karaimce: Sizni yanhı yıl bıla kutleymın.
Azerice (Azerbaycan): Yeni iliniz kutsal olsun.
Azerice (İran): Teze iliniz kutsal.
Irak Türkçesi (Irak): Y'engi iliwiz mübarak olsun.
Türkmence: Taze yylynyz gutly bolsun.
Özbekçe: Yangi yilingiz kutli bo'lsin.
Uygurca: Yengi yılıngızğa kutsal bolsun.
Kazakça: Janga jılıngız kuttı bolsın
Karaçayca: Cangngı cılığıznı alğışlayma.
Balkarca: Cangngı cılığıznı alğışlayma.
Nogayca: Yana yılınız men.
Karakalpakça: Canga cılıngız kuttı bolsın.
Kırgızca: Cangı cılıngız kuttu bolsun.
Tatarca: Sezne yanga yıl belen tebrik item.
Kırım Tatarcası: Yanı ılınız kaırlı (mubarek) olsun.
Moldova-Romanya Tatarcası: Ceni cılınız kutlu bolsun.
Başkırtça: Hezze yangı yıl menen kotlayım.
Kumukça: Yangı yılıgız kutlu bolsun.
Hakasça: Naa çılnang alğıstapçam (-alkış) şirerni.
Tuvaca: Caa çıl-bile bayır çedirip or men.
Hakasça: Naa çılnang alğıstapçam şirerni.
Altayca: Slerdi cangı cılla utkup turum.
Şorca: Naa çıl çakşı polzun.
Yakutça: Ehigini şanga cılınan eğerdeliibin.
Çuvaşç:a Yıl sul yaçepe salamlatap.
Türk şiveleri:
1:Cenup-Garp (Oğuz) Grubu
a) Türkiye Türkçesi
b) Azerbaycan Türkçesi
c) Türkmen Türkçesi
d) Gagauz Türkçesi
2:Şimal-Garp (Kıpçak) Grubu
a ) Kazak Türkçesi
b) Tatar (Kazan) Türkçesi
c) Kırgız Türkçesi
d) Başkurt Türkçesi
e) Karaçay-Malkar Türkçesi
f) Karakalpak Türkçesi
g) Kumuk Türkçesi
h) Nogay Türkçesi
i) Altay Türkçesi
j) Tuva Türkçesi
k) Hakas Türkçesi
3: Cenup-Şark Grubu :
a) Uygur Türkçesi
b) Özbek Türkçesi
Kaynak: anadilim.org/
Bir dilin izlenebilen zamanı dönemlerinde ayrılmış koluna şive denir. Ayrılıklar, lehçede olmasıyla birlikte değildir. İstanbul'da gelirim derken, Türkistan şivesinde kelür men denir. Ayrılık yazı diline girmiştir. Sınıflamalar da yazı dillerine nazaran olur.
Hemen aşağıdaki tabloda Türk dillerinde tümce yapısını görebilirsiniz:
Türkiye Türkçesi: Çocuklar okulda dilimizi latin alfabesi ile yazıyor.
Gagavuzca: Uşaklar şkolada / okulda dilimizi latin alfavitindä yazêr.
Azerice: Uşaqlar mektebde dilimizi latin elifbası ile yazır.
Türkmence: Çagalar mekdepde dilimizi latyn elipbiyi dahi(n) yazyar.
Özbekçe: Bolalar maktabda tilimizni latin alifbosi bilan / ila yozadi.
Uygurca: Balilar mektepte tilimizni latin elipbesi bilen yazidu.
Kazakça: Balalar mektepte tilimizdi latin alfavitimen jazadı.
Kırgızca: Baldar mektepte tilibizdi latın alfaviti menen jazat.
Tatarca: Balalar mäktäpdä telebezne latin älifbası bilän / ilä yaza.
Hemen aşağıdaki tabloda ise Türk dillerindeki aynılıkları ve farklılıkları görebilirsiniz.
Diller Tümce yapısı
Türkiye Türkçesi :Yeni Yılınız Kutlu Olsun.
Gagavuzca: Yeni yılınızı kutlerim.
Karaimce: Sizni yanhı yıl bıla kutleymın.
Azerice (Azerbaycan): Yeni iliniz kutsal olsun.
Azerice (İran): Teze iliniz kutsal.
Irak Türkçesi (Irak): Y'engi iliwiz mübarak olsun.
Türkmence: Taze yylynyz gutly bolsun.
Özbekçe: Yangi yilingiz kutli bo'lsin.
Uygurca: Yengi yılıngızğa kutsal bolsun.
Kazakça: Janga jılıngız kuttı bolsın
Karaçayca: Cangngı cılığıznı alğışlayma.
Balkarca: Cangngı cılığıznı alğışlayma.
Nogayca: Yana yılınız men.
Karakalpakça: Canga cılıngız kuttı bolsın.
Kırgızca: Cangı cılıngız kuttu bolsun.
Tatarca: Sezne yanga yıl belen tebrik item.
Kırım Tatarcası: Yanı ılınız kaırlı (mubarek) olsun.
Moldova-Romanya Tatarcası: Ceni cılınız kutlu bolsun.
Başkırtça: Hezze yangı yıl menen kotlayım.
Kumukça: Yangı yılıgız kutlu bolsun.
Hakasça: Naa çılnang alğıstapçam (-alkış) şirerni.
Tuvaca: Caa çıl-bile bayır çedirip or men.
Hakasça: Naa çılnang alğıstapçam şirerni.
Altayca: Slerdi cangı cılla utkup turum.
Şorca: Naa çıl çakşı polzun.
Yakutça: Ehigini şanga cılınan eğerdeliibin.
Çuvaşç:a Yıl sul yaçepe salamlatap.
Türk şiveleri:
1:Cenup-Garp (Oğuz) Grubu
a) Türkiye Türkçesi
b) Azerbaycan Türkçesi
c) Türkmen Türkçesi
d) Gagauz Türkçesi
2:Şimal-Garp (Kıpçak) Grubu
a ) Kazak Türkçesi
b) Tatar (Kazan) Türkçesi
c) Kırgız Türkçesi
d) Başkurt Türkçesi
e) Karaçay-Malkar Türkçesi
f) Karakalpak Türkçesi
g) Kumuk Türkçesi
h) Nogay Türkçesi
i) Altay Türkçesi
j) Tuva Türkçesi
k) Hakas Türkçesi
3: Cenup-Şark Grubu :
a) Uygur Türkçesi
b) Özbek Türkçesi
Kaynak: anadilim.org/
Şive
Bir dil ya da lehçenin daha az konuşma farkları gösteren ve mıntıkadan mıntıkaya ya da şehirden şehire değişebilen ufak kollarına denir. Bir dilin kültür düzeylerine nazaran gösterdiği farklılık. Şive aksan olarak da adlandırılabilir. Özetlemek gerekirse bir dilin bölgesel söyleniş tarzıdır.
"Gitmek" eyleminin gelecek süre çekimli örneğinde;
Karadeniz; cideceğum, İç Anadolu; gidecem, Trakya; gitçem.
Kaynak:
Şive bir dilin süre içinde ayrı dil olarak kullanılan ama birbirlerinden çok uzaklaşmamış, birbirine yakın olan diller, birbirlerinin şiveleridir. Örnek, Türkiye Türkçesi, Eski Türkçenin bir şivesidir.
Tanımlar birbirleriyle çok karıştırıldıkları için, Eski Türkçe için hepsine ayrı örnek verildiği süre fark şu şekilde görülebilir;
Lehçe için örnek; Yakutça, Çuvaşça.
Şive için örnek; Kazak Türkçesi, Türkiye Türkçesi, Uygur Türkçesi vb.
Ağız için örnek; (Türkiye Türkçesi ağızlarından); Karadeniz ağızları, Ege ağızları, Rumeli ağızları, Güneydoğu ağızları vb.
ŞİVE a. (fars. şive).
1. Söyleyiş özelliği: Şivesi bozuk.
2. Bir dilin sınırları içinde, mıntıkalara ve sınıflara nazaran değişim gösteren söyleyiş özelliği, ağız: Rumeli şivesiyle konuşmak. İstanbul şivesi.
3. Esk. Naz, eda.
—Esk. Şive-baz -ŞİVEBAZ. || Şiveger — ŞİVEGER. II Şive-kâr - ŞİVEKÂR. || Şive-i dilber, güzelin nazı, cilvesi. || Şive-i lisan, dilin seçimi. || Şive-i reftar, yürüyüş edası, seçimi.
—Ed. Şive taklidi, gerçekçi edebiyatta halkın konuşma özelliklerine yer verme. (Bk ansikl. böl.)
—ANSİKL. Ed. Mahalli söyleyiş, halk edebiyatında daima varlığını sürdürmüştür. Aydınların yapıtlarında ise, bu özellikler gerçekçi edebiyatın benimsenmesinden ilkin de ara sıra görülmüştür, mesela, Türk Galip diye tanınan Abdülhalim Galip Paşa (öl. 1876), kastamonu ağzıyla köy yaşamını mevzu edinen bir divan (Mutayebat-ı Türkiye) kaleme almıştı. Ama bu yapıtta ya da İstanbul'da türlü tiplerin ve halk topluluklarının (külhanbeyi, anadolulu, köylü, laz, arnavut vb.) değişik konuşma özelliklerini yansıtan karagöz ve ortaoyununda şive taklidi yalnızca bir gülmece öğesidir. Tanzimat'tan sonrasında ilk roman (Taaşşuk-i Tal'at ve Fitnat, Şemsettin Sami, 1872), ilk gerçekçi köy romanı (Ka- rabibik, Nabizade Nâzım, 1890) şeklinde yapıtlarda, şive taklidine yer verildi. Köy kökenli gerçekçi yazarlar (Yaşar Kemal, Yoksul Baykurt vb.) bu ifade olanağından geniş şekilde yararlandılar. Halk dilinden alınma sözcükler, halkın konuşmasındaki değişik sesbilgisi, biçimbilgisi özellikleri şive taklidinin ortak yazı dilinden ayrılan yanlarını oluşturur. Bu uygulamada sesbilgisi öykünmelerine karşı çıkan ve aşırıya kaçmadan bir takım sözdizimi özellikleriyle mahalli konuşma dilinin yansıtabileceğini kabul eden yazarlar (Kemal Tahir) da olmuştur.
1. Söyleyiş özelliği: Şivesi bozuk.
2. Bir dilin sınırları içinde, mıntıkalara ve sınıflara nazaran değişim gösteren söyleyiş özelliği, ağız: Rumeli şivesiyle konuşmak. İstanbul şivesi.
3. Esk. Naz, eda.
—Esk. Şive-baz -ŞİVEBAZ. || Şiveger — ŞİVEGER. II Şive-kâr - ŞİVEKÂR. || Şive-i dilber, güzelin nazı, cilvesi. || Şive-i lisan, dilin seçimi. || Şive-i reftar, yürüyüş edası, seçimi.
—Ed. Şive taklidi, gerçekçi edebiyatta halkın konuşma özelliklerine yer verme. (Bk ansikl. böl.)
—ANSİKL. Ed. Mahalli söyleyiş, halk edebiyatında daima varlığını sürdürmüştür. Aydınların yapıtlarında ise, bu özellikler gerçekçi edebiyatın benimsenmesinden ilkin de ara sıra görülmüştür, mesela, Türk Galip diye tanınan Abdülhalim Galip Paşa (öl. 1876), kastamonu ağzıyla köy yaşamını mevzu edinen bir divan (Mutayebat-ı Türkiye) kaleme almıştı. Ama bu yapıtta ya da İstanbul'da türlü tiplerin ve halk topluluklarının (külhanbeyi, anadolulu, köylü, laz, arnavut vb.) değişik konuşma özelliklerini yansıtan karagöz ve ortaoyununda şive taklidi yalnızca bir gülmece öğesidir. Tanzimat'tan sonrasında ilk roman (Taaşşuk-i Tal'at ve Fitnat, Şemsettin Sami, 1872), ilk gerçekçi köy romanı (Ka- rabibik, Nabizade Nâzım, 1890) şeklinde yapıtlarda, şive taklidine yer verildi. Köy kökenli gerçekçi yazarlar (Yaşar Kemal, Yoksul Baykurt vb.) bu ifade olanağından geniş şekilde yararlandılar. Halk dilinden alınma sözcükler, halkın konuşmasındaki değişik sesbilgisi, biçimbilgisi özellikleri şive taklidinin ortak yazı dilinden ayrılan yanlarını oluşturur. Bu uygulamada sesbilgisi öykünmelerine karşı çıkan ve aşırıya kaçmadan bir takım sözdizimi özellikleriyle mahalli konuşma dilinin yansıtabileceğini kabul eden yazarlar (Kemal Tahir) da olmuştur.
Kaynak: Büyük Larousse
Ağız, şive ve lehçe nedir?
YORUMLAR