Ziraat Bitkisel ve Hayvansal ürünlerin üretilmesi, bunların kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, ...
Ziraat Bitkisel ve Hayvansal ürünlerin üretilmesi, bunların kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanmasına ziraat denir.
İnsanların toprağı işleyerek, ekme ve dikme yöntemiyle çeşitli kültür bitkileri yetiştirmesi ve onlardan ürün elde etmesine ziraat denir. Türkiye Topraklarından Yaralanma Oranları
Topraklarımızdan yaralanma oranı daha çok iklim ve yer şekilleri özelliklerine bağlıdır Vatanımızda yüksek dağlık kesimler geniş alan kaplar Dik yamaçlar çoktur Buralarda topraktan yaralanma çok kısıtlıdır Buna gore ülkemiz arazisinin % 36 âsı ekili-dikili alan, % 32’si davet ve otlak, % 26 âsı orman ve % 6’sı öteki alanlar (yerleşim birimleri , tarıma elverişsiz çıplak kayalıklar şeklinde) dır
Not: Tarımdaki makinalaşmanın etkisiyle davet ve otlakların alanı daralırken, ziraat alanlarımız genişlemektedir
Bölge Yüzölçümüne Bakılırsa Ekili Dikili Alanların Oranları
1 Marmara Bölgesi: %30
2 İç Anadolu Bölgesi: %27
3 Ege Bölgesi: %24
4 GDoğu Anadolu Bölgesi: %20
5 Akdeniz Bölgesi: %18
6 Karadeniz Bölgesi: %16Ziraat Nedir ve Ziraat Zamanı
Ziraat ya da ziraat, bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, bunların kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanmasını ele alan bilim dalıdır. Öteki bir ifade ile, insan besini olabilecek ve ekonomik kıymeti olan her türlü tarımsal-hayvansal ürünün bakım, besleme, yetiştirme, koruma ve mekanizasyon faaliyetlerinin tamamı ile durgun sularda ya da hususi alanlarda meydana getirilen balıkçılık faaliyetlerinin tümüdür.
Bu bilim dalı bilimsel bilginin yanı sıra hususi kabiliyet ve önsezi gerektirir.[1] Uygulamalı bir bilim dalı olup, amacı insanların yararına ekonomik değerler elde etmektir.[2]
Ziraat, iki temel üretim dalından oluşur. Bunlar bitkisel üretim ve hayvansal üretimdir. Bu iki temel tarımsal üretim dalı ve hatta tanımları arasındaki tek fark, kullandıkları materyalin birinde nebat ötekinde ise hayvan materyali oluşudur[3]Genel Ziraat
Ziraat, insanlığın toplu hayata geçişinde büyük bir rol üstlendi. Taş Devri süresince bulunan avcı-toplayıcı toplulukların, yerini tarımla uğraşan halklara bırakması, toplumları ve devletleri ortaya çıkardı.[4] Endüstri Devrimi'ne kadar ziraat, insanlığın büyük çoğunluğunun temel geçim membaı oldu. Sadece günümüzde de tarımda gözle görülür gelişmeler ve değişen teknolojinin getirmiş olduğu etkisinde bırakır bulunmaktadır. Bilhassa 20. yüzyıl süresince tarımda mühim değişimler yaşanmıştır. Haber-Bosch işlemine gore, amonyum nitrat karıştırılan tezek yardımıyla, ilk suni gübreler elde edildi.[5] Tarımda işgücünü düşüren makineleşme yardımıyla tarımda işçi sayısında azalmalar gözlendi.[6] Üretimin artmasına karşılık işsizlik arttı.[6]
ABD Birleşik Devletleri'ndeki Kansas'ta 2001 senesinde çekilen bir uydu görüntüsü. Resimde parsellenmiş ziraat alanları gözlenmektedir.Bunlara karşılık, günümüzde en fazla yetiştirilen ziraat ürünleri içinde pirinç, mısır ve buğday yer verilmiştir.[7] Ek olarak dünyadaki bir çok hükûmet de aynı doğrultuda kaliteli besin için tarıma yatırım yapmaktadır.[8] Tarıma meydana getirilen yatırımlardan en büyük oranı, buğday, mısır, pirinç, soya ve süt almaktadır.[9] Sadece buna karşılık gelişmiş ülkelerde meydana getirilen yatırımların büyük çoğunluğu etkisiz ve çevre düşmanı olmaktadır.[10] Bilhassa tarımdaki makineleşme ve suni gübre kullanımı, çevreye büyük zararlar vermekte ve su kirliliği başta olmak suretiyle mühim sorunlara yol açmaktadır.[11] Gene 21. yüzyılda çevre sorunlarının ve küresel ısınma başta olmak suretiyle anormal tabiat olaylarının gündeme gelmesiyle birlikte, tarımda makineleşme ve suni gübre kullanımı düşürülmüştür.[12]
Tarımdaki çevre zararlarına alternatif olarak geliştirilen ve ilk kere 20. yüzyıl başlarında Sir Albert Howard tarafınca tartışılan organik ziraat ise tüm bunlara karşı temiz ve sağlıklıdır. Organik ziraat, günümüzde dünya genelinde ilgi görse de pahalı olması sebebiyle yalnız üst derslik kişilerce elde edilebilmektedir. Gene bu tür tarımın dünyadaki en büyük destekçisi Avrupa Birliği'dir. Bu birlik tarafınca 1991 senesinde organik ziraat adıyla literatüre eklenen uygulama, 2005'te CAP adlı kuruluşun kurulmasıyla birlikte sürat kazanmıştır.[13] Organik gıdanın savaştığı baş yöntemler içinde hormonlu besin üretimi yer verilmiştir.
2007 yılının sonlarında dünyadaki ekonomik dalgalanmalar sürecinde tahıl ürünleri başta olmak suretiyle birçok ziraat ürününde fiyat katlanmaları gözlendi.[14][15] Gelecekte, fiyatların çok daha katlanması sebebiyle, Afrika ve birçok 3. dünya ülkesinde besin savaşlarının baş göstermesi beklenmektedir.[16][17][18] Birleşmiş Milletler'e gore, 2025 yılına gelindiğinde Afrika yalnız nüfusunun %25'ini besleyebilecektir.[19]Tarımsal Uygulamalar
Arpa ekimi meydana getirilen bir tarla.Günümüz dünyasında, ziraat iki değişik temel amaç için kullanılmaktadır. Bunlardan ilki, yalnız ailesini besleyebilmek için üretim icra eden insanlardan oluşan grup, ikincisi ise ticari amaçla ziraat icra eden insanlardan ve kurumlardan oluşan gruptur.[20] Endüstriyel tarımda, amaç tecim olduğundan para sahası geniştir ve gübreleme, tohumlama, bakım, sulama şeklinde olanaklar geniştir. Aynı şekilde endüstriyel tarımda geniş ziraat alanları mevcuttur. 20. yüzyılda bilhassa tarımsal kimyadaki gelişmeler, üretimi katladığı şeklinde, insan gücü oranını da düşürmüştür. Sadece bu, hem sağlıksız besin üretimine, hem de işsizliğe niçin olmaktadır.[21]
Tarımda görülen haşaratlara karşı kullanılan ilaçlar, bu haşaratların zararlarını büyük seviyede engellese de, buna kaşılık bu ilaçlar naturel dengeyi bozmakta ve çevreye zarar vermektedir. Tüm bu zararlara karşılık, tarımda kullanılan traktör şeklinde araçlar, üretimi arttırmakta ve daha çok insan için gıda olanağı sağlamaktadır. Bilhassa ilkel ziraat aletlerinin yerini çağdaş ziraat ve sulama birimlerine bıraktığı 1900'ler süresince tarımda ivmeli bir artış gözlenmiştir. ABD Birleşik Devletleri'nde yer edinen Ulusal Mühendislik Akademisi'ne gore, tarımdaki makineleşme, dünyanın yaşamış olduğu 20 devrimden biridir. Gene 1999 verilerine gore, günümüz teknolojisi yardımıyla, tek bir ziraatçi, 130'dan fazla insanı beslemektedir.[22]
21. yüzyıl teknolojisi yardımıyla, günümüzde tarımda çeşitlilik, gen çaprazlaması yardımıyla artmakta ve birkaç verimli soy birleştirilerek ortaya çok daha verimli yeni bir soy çıkarılabilmektedir. Bu da tarımsal üretimin artmasının altında yer edinen etmenlerden biri olarak kabul edilmektedir.Tarımın Zamanı
Tarımın geçmişi günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanmaktadır. İlk ziraat örneklerinin arkasından, zaman içinde birçok toplumun arasındaki etkileşimin bir sonucu olarak tüm dünyada yaygınlaştı. Ziraat yardımıyla insanlık toplu yaşama geçti ve günümüzdeki devletler oluştu. Gübreleme, ekme-biçme şeklinde tarımsal yöntemler her ne kadar eski olsa da, son yüzyılda büyük bir ivme gösterdi.[23]Antik çağlarda ziraat örnekler
Antik çağlarda, Verimli Hilal ve çevresinde ilk örneklerine rastlanan ziraat, öncesinde toplayıcılık ve avcılık ile geçinen toplumları yerleşik yaşama geçirdi. Aynı dönemlerde Çin ve öteki Asya vatanlarında de başka yöntemlerle uygulanmaya süregelen ziraat, zaman içinde Nil Nehri ve çevresinde yoğun olarak uygulanmaya başlandı. Tarihte, en eski tarımsal veriler, Anadolu'da Abu Hurerya adlı yerleşimde M.Ö. 13500 yılından kalma tarımsal aletlerden edildi. Gene yakın dönemlere ilişik, Levant ve İran'daki Zagros Dağları çevresinde tarımsal faaliyetlerin izine rastlandı. Gene Verimli Hilal üstündeki alanda, kimi yerlerde darı, arpa, tahıl, acı bakla, keten, buğday şeklinde tarımsal kalıntılara rastlandı.[24]
Bir çok teoreme gore ilk ziraat, insanların yırtıcı doğadan toplamış olduğu bitkisel besinlerini ve tohumlarını mağara önlerine düşürmesiyle adım atar. Bu süreçte insanoğlu tüm gün yiyecek aramaktansa bitkileri toprağa ekerek sürekli olarak yerleşik halde gıda elde edebileceğini farketti. Bu bulgu tüm toplumlarca değişik dönemlerde bulunmuş oldu. Ilk olarak Anadolu ve Orta Doğu'da rastlanan tarımsal etkinlikler, toplumsal etkileşimler vasıtasıyla dünyaya yayıldı. Tarımı daha erken keşfeden toplumlar daha ilkin yerleşik yaşama geçti ve günümüz uygarlıkları oluştu.
Hindistan'da M.Ö. 7000'lerde rastlanılan ziraat, ortalama 2000 yıl sonrasında da öteki Asya vatanlarında görüldü.[25] Gene bu dönemlerde Nil Nehri çevresinde tarımsal yapılara rastlanmaktadır. Mısır ve çevresindeki mühim su kaynakları ve ılıman iklimin mevcut olması tarımın burada daha üretken olmasını sağlamış oldu. Gene aynı dönemlerde Mısırlılar Nil'in taşma dönemlerini hesapladı ve ürünlerinin telef olmaması için çeşitli matematiksel formüller ve geometrik hesaplamalara başvurdu. Ziraat bu bağlamda günümüz bilim ve teknolojisine değişik yollar vasıtasıyla tesir bıraktı.[26]
Mezopotamya'da ise Şatt-ül-Arap ve Basra Körfezi çevresinde uygulanan tarımsal faaliyetler, ilk kez Sümerler tarafınca yapılmış oldu. M.Ö. 5000'lere denk gelen bu süreç, zaman içinde öteki Mezopotamya uygarlıklarına yayıldı. Meydana getirilen araştırmalarda Fırat ve Dicle nehirleri içinde ahır hayvanlarının kemiklerine rastlandı. Bu da, bölgede hayvancılığın da yer edinmiş bulunduğunu göstermektedir. Aynı dönemde ABD kıtasındaki yerliler de basamaklı teraslar vasıtasıyla And Dağları başta olmak suretiyle tarımsal faaliyetlere başladı. Cenup ABD'nın Büyük Okyanus kıyılarında meydana getirilen kazılarda, tütün, patates, fasulye, biber, domates, balkabağı şeklinde tarımsal ürünlerin kalıntılarına rastlandı.
Gene Antik Yunanistan ve Antik Roma dönemlerinde de tarımsal faaliyetler göze çarpmaktadır. Zeytin, pamuk, mısır şeklinde Akdeniz bitkilerini yetiştiren Yunanlılar, buna karşılık toprakların azlığı ve fakirliği sebebiyle bu alanda çok ileri gidemedi. Romalılar ise tahıl ürünleriyle tecim halletmeye başladı.Orta çağlardaki ziraat örnekleri
Orta Çağ'da İslam dünyası oldukça ileri düzeyde bir uygarlığa sahipti. Bu doğrultuda Orta Doğu ve çevresinde tarımsal faaliyetler ve hayvancılık çok büyük ilerlemeler kaydetti. Hidrolik ve Hidrostatik teknikleriyle çalışan pompalara imza atan Araplar, bu sistemlerle üretimde artış gözledi. Gene su değirmenleri vasıtasıyla suyu rahatça taşıyabilen Müslüman çiftçiler, bu sayede sulamadaki kuraklığın önüne geçti. Bu zamanda pamuk, turunçgil, meyve, kayısı, safran, enginar, şeker pancarı şeklinde tarımsal ürünler yetiştirildi. Gene Araplar, İspanya'da Emevi Devleti'nin yer almış olduğu dönemde, Avrupa'ya limon, badem, incir, portakal, pamuk ve muz şeklinde ılıman ziraat ürünlerini getirdi. Aynı dönemlerde Çin'de sabanın kullanılması tarımsal alanda Asya'daki mühim değişikliklerdendir.
Gene Kavimler Göçü sonrasında Batı Avrupa'da Roma egemenliğinin sona ermesiyle birlikte; bu alanlardaki nüfus hızla arttı. Bu insanların beslenmesi için de daha çok toprağın işlenmesi gerekliydi. Bu süreçte, ormanlar ve bataklıklar, tarıma elverişli arazi durumuna getirildi. Bu geniş toprakları sürebilmek içinse ağır sabanlar taşıyan öküzler kullanıldı. Süre geçtikçe 8-10 öküz kullanılarak işlenmesi zor killi topraklar da işlenmeye başladı. Romalılar bu zamanda bir yıl tahıl ekip, ertesi yıl da bu alanları bekleterek (nadasa bırakarak) ergonomik bir ekim nöbeti uyguladı. Bu zamanda, Avrupa'daki halklar zaman içinde yulaf, çavdar ve arpa ekmeyi öğrendi. Böylece, bir yıl kış, diğer yıl bahar döneminde meydana getirilen ekimler, üçüncü yıl ise nadasa bırakılıyordu. Sadece bu yöntem de verimsiz kumlu topraklara uygun değildi.[27]
800 yılı ve sonrasında Avrupa'da açık tarla sistemi uygulandı. Bu yönteme gore her ziraatçi dar ve uzun tarlalara bölünen topraklarında çeşitli ziraat ürünü yetiştiriyordu. Bu tür tarlalar genel anlamda eğimli yamaçlara kurulmuştu. Bu da fazla suyun derin hendekten aşağı boşalmasını sağlıyordu. Açık tarla sistemi yardımıyla her ziraatçi kendi tarlasını işler ve ailesini geçindirirdi. Sadece gübreleme ve tarla sürme şeklinde işler iş bölümüyle paylaşılırdı. Bu sistem Avrupa'da 20. yüzyılın başlarına kadar devam etti. Orta Çağ'da tarımdaki nerede ise her işlem el aletleriyle yapılıyordu. Bu da verimi çok daha düşürüyor, ürünlerin hasat zamanının geç kalması neticesinde ürünlerin bir kısmı ziyan oluyordu.
14. yüzyılda Avrupa'da yaşanmış olan veba salgınları yüzünden Avrupa'da birçok insan yaşamını yitirdi. Gene bu zamanda çıkan Yüzyıl Savaşları yüzünden Avrupa genelinde nüfus hızla azaldı. Tarımsal olayların bu vakalar yüzünden asgari seviyeye düşmesiyle halklar kendini yeterince besleyemedi. Sonrasında başta İngiltere olmak suretiyle tarlalar çevrildi ve bu çevrili tarlalarda ticari ekim yapılmaya başlandı. Bu üretim sonucunda Avrupa kentlerinde tarımsal pazarlar kuruldu. Bu da, kentlerde yaşayan ve tarımsal ürünlere rahatça erişebilen insanoğlu için büyük kolaylık oldu. Bu süreçte kentlerin nüfusunda belirgin ivmeli artışlar gözlendi.[28]Tarımda çağdaşlaşma
Tüm tarih çağlarında, geniş tarımsal üretimin önünde büyük engeller mevcuttu. Bunlardan ilki tarımsal bitkiler için sağlanması mecburi olan besinlerdi. İnsanlar bunun önüne geçmek için hayvan dışkılarını gübre olarak kullandı; topraklarını nadasa bıraktı ve her yıl değişik bir nebat ekti. 18. yüzyılda İngiltere başta olmak suretiyle batı dünyasında büyük bir devrim yaşandı. Şalgam ve üçgül ekiminin başlamasıyla toprakların nadasa bırakılma zorunluluğu ortadan kalktı. Şalgam; hayvansal üretimde hayvanların kış yiyeceği olarak mühim bir yer tuttu. Şalgam yardımıyla hem hayvansal üretim arttı; hem de daha çok hayvan beslenebildi. Gene hayvanların sayısında görülen artışla birlikte hayvansal gübrelerde ivmeli bir artış gözlendi.
Endonezya'da hayvan gücünden yararlanılan tarımsal üretim.Bir başka mühim gelişme de, Norfolk'ta yaşayan İngiliz çiftçiler Vikont Charles Townshend ve Thomas William Coke'un geliştirmiş olduğu dörtlü ekim nöbeti sistemiydi. Bu yöntemle ardışık olarak buğday, şalgam, arpa ve üçgül dikiliyordu ve nadasa gerek kalmıyordu. Gene bu zamanda kaliteli hayvanlar, öteki türlerin arasından seçilebildi. Townshend ve Coke, bu sayede verimli türler elde etti ve sonrasında Norfolk'un verimsiz kumlu toprağına kil ve tebeşir ilave ederek verimi arttırdı. Buna karşılık Avrupa'da bu süreç daha yavaş işledi. Fransız ve Alman çiftçiler uzun süre tüm dünyada olduğu şeklinde geleneksel ekim-biçimden vazgeçmedi.
Tüm bu tarz şeyleri başka gelişmeler izledi. İlk kere dökme demir, sabanlarda silindirlerde ve tırmıklarda kullanıldı. Değişik toprak ve gübre türlerinin tarımdaki verimi arttırdığı anlaşıldı. 1840'ta Alman kimyacı Justus von Liebig, potasyum, fosfor ve azotun bitkilerin gelişiminde mühim bir yer tuttuğunu tespit etti. Gene İngiltere'de John Lawes ve Henry Gilbert, fosfat bakımından varlıklı kayaları sülfürik asit ile tepkimeye sokarak suni gübre elde etti. Bu, günümüz suni gübre kullanımının başlangıcıdır. Gene 1843'te kil akaçlama boruları bulunmuş oldu ve sonraki seneler süresince büyük tarlalar ucuz ve rahat yöntemlerle akaçlandı. Hepsi, tarımda yeni bir periyodu açtı. Artık tüm dünyada ortaklaşa meydana getirilen ziraat faaliyetleri, pazarlarda satılmak suretiyle ekonomik bir gelir olmaya başladı.
Buna karşılık Avrupa'nın bazı vatanlarında gidişat daha değişik biçimlendi. Bilhassa Fransa'da soylular, kendi toprakları yerine saray çevresinde yaşamaya başlayınca, zaman içinde topraklar köylülerin tekeline geçti. 1789'a gelindiğinde Fransa topraklarının %40'ı köylülerin elindeydi. Tarımdaki bu gelişmeler toplumsal yaşamı da kökten değiştirmeye başladı. Tüm dünyada tarımda görülen gelişmeler, bilhassa Avrupa'daki kırsal sistemi değiştirdi.Günümüzde ziraat
Günümüzde ziraat, büyük oranda ticari amaçlarla yapılmaktır.[29] Bilhassa ulaşımdaki kolaylıklar, ziraat ürünlerini çok uzaktaki yerleşimlere bile hem ucuz hem de süratli bir halde taşınmasını sağlamaktadır. 19. yüzyılın sona ermesinden ilkin ABD'dan Avrupa'ya tahıl, süt ürünleri ve tuzlu et götürülmekteydi.[30] Gizleme ve soğutma şekilleri geliştikçe, Avrupa birçok ülkeyle tarımsal tecim halletmeye başladı. I. Dünya Savaşı sıralarında ulaşım güçleşince, dünyanın dört bir tarafındaki çiftçiler, ürünlerini pahalı olarak Avrupa'ya sattı.[31] Avrupa bu dönemden sonrasında ABD ile büyük rekabete girdi. Sadece başta İngiltere olmak suretiyle Avrupa ülkeleri tarımsal alanda yeteri ilerlemeyi gösteremeyince mandıra ve süt üretimine gitti. Bu alanda besili evcil hayvanlarını çaprazlayan bilim adamları verimli üretim sağlamış oldu. Bilhassa Danimarka ve Hollanda'nın dış dünyaya süt ürünleri satması, Avrupa'yı bu alanda öne geçirdi. Sadece gene II. Dünya Savaşı, bu rekabete bir darbe daha vurdu. Avrupa'da üretim çok geriledi ve Avrupa ile ilişkili ülkeler uzun süre kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.[32]
Bilimsel gelişmeler yardımıyla, tarımsal faaliyetler çok değişik coğrafyalarda ve koşullarda yapılabilmektedir. Nebat ve hayvanların genlerinde meydana getirilen değişimler yardımıyla belli türlerin karşı karşıya olduğu hastalık riskleriyle savaşılabilmektedir. Buna ek olarak başvurulan tarımsal ilaçlamalar, her ne kadar verimi arttırsa da, doğaya ve ekin kalitesine zarar vermektedir. Ek olarak hayvanlara hormon verilerek daha kısa sürede daha çok et ve süt vermesi sağlanmaktadır. Bu yöntem ekinlerde de kullanılmakta ve bitkisel ürünlerin daha bolca üretilmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte et ve süt üretiminde, hayvanlar minik koğuşlarda aşırı beslenerek ve gün ışığına çıkarılmayarak verim arttırıcı tesir oluşturulmaktadır. Sadece bunlar da gene ürün standardını düşürmekte ve doğallığı azaltmaktadır. Bilhassa gelişmiş aşılama teknikleri, hayvan ve nebat türlerinin karşı karşıya olduğu hastalık riskleriyle savaşmaktadır. Ek olarak bir çok batılı cemiyet başta olmak suretiyle organik tarıma dönüş dikkat çekmektedir.Ziraat ve Üretim
Dünya üstünde meydana getirilen ziraat ve tarımsal verim, coğrafyadan coğrafyaya değişimler göstermektedir. Bunun en mühim sebebi iklim koşulları, değişik ziraat politikaları, değişik sulama teknikleri ve gübreleme teknikleridir.[33][34] Azca gelişmiş birçok ülkede ziraat ve hayvancılık meydana getirilen çiftlikler çok küçüktür ve nadiren ticari amaçla kullanılır. Bu ülkelerdeki çiftçiler nerede ise daima tarla sürmek için öküz ya da öteki büyükbaş hayvanların gücünden yararlanır. Aynı şekilde gübreleme yalnız hayvan dışkılarıyla meydana getirilen gübrelemeyle sınırlıdır. Gene dünya üstündeki ziraat alanların yarısı bu şekildedir.[35] Elde edilmiş ürünlerin tamamına yakını, çiftçiler ve ailelerince tüketilir ve depolanır. Geriye kalanlar ise satılır. Bu tür tarlalara geçimlik ziraat; üretime de geçimlik ziraat üretimi denir. Aynı şekilde hayvancılıkta üretilen büyük ya da küçükbaş hayvanlar doğada gelişigüzel beslendiklerinden verim çok daha düşüktür.[34]
Ziraat üretiminde artış elde eden tarlalar : Dünya üstündeki birçok yerde coğrafi koşullar ve iklim tarımsal üretime uygun değildir. Bu yerlerde ekim alanları sürekli olarak değiştirilerek verimdeki düşüş önlenir. Bu uygulamaya da dönüşümlü ziraat denilmektedir. Bu tip uygulamaların yapıldığı en bilindik bölgeler tropik kuşaktaki ülkelerdir. Bu ülkelerde ormanlar tahrip edilir ve tarlalar açılır. Kesilen ağaçlar ve ormanın taban katmanı tamamen yakılır ve küller gübre olarak kullanılır. Sonrasında toprağın verimi çok düşük seviyeye gelene kadar tarımsal faaliyetlere devam edilir. Verim çok azaldığında da yeni ormanlar tahrip edilir. Eski ziraat alanı da birkaç yıl süresince terkedilir. Eski alan yeniden naturel düzenine kavuşunca; bu eski alana yeniden dönülür. Bu sayede tarımsal süreç devam eder. Bu uygulama ilkel yöntemlerle yapıldığı sürece çevreye kalıcı zararlar vermez. Sadece büyük firmalar ve kurumlarca oluşturulan teknolojik dönüşümlü ziraat; genel anlamda çevreye kalıcı hasarlar verir.[36]
Afrika ve Asya'da ise göçebe hayvancılık görülür. Bu yüzden bu kıtalardaki bir çok halk ekim-biçim ile uğraşmaz. Hayvanların beslenmesi için ihtiyaç duyulan ot ve bitkiler hayvanların yalnız bir bölgede durmasıyla yenilenmez. Bu sebeple bir çok kabile göçebe olarak hayvanlarını değişik alanlarda otlatırlar. Sadece bu da uzun solukta bitkisel yenilenmeyi yavaşlatır. Şimal Afrika'daki inek ve develer; Orta Asya'daki yaklar bu şekilde beslenmektedir. Bu şekilde yaşayan insanoğlu, tamamen hayvanlarına bağlıdır. Yaşamlarını hayvanlarıyla sürdürmektedir. Eski Türk devletleri de aynı şekilde göçebe hayvancılıkla uğraşmıştır.
Öte taraftan bir çok sömürgeci batılı devlet; günümüzde azgelişmiş ülke topraklarındaki verimli ziraat alanlarında, çok düşük fiyatlara ziraatçi çalıştırır ve gene çok düşük fiyata batılı devletlere satar. Bu sömürgeci ziraat haricinde bir çok gelişmekte olan ülkede de ticari ziraat gözlenmektedir. Bir çok ülke kendi coğrafyasına özgü tarımsal ürünleri yetiştirerek hem iç pazara hem de dış pazara satar.[37]Hayvancılık
Hayvancılık, et, süt, yumurta, deri ve yün şeklinde ürünler elde etmek için hayvan yetiştirmeye verilen addır. Hayvancılıkta, hayvanların kullanıldığı en büyük üretim alanı et üretimi için meydana getirilen üretimdir. Eski ve ilkel hayvancılıkta birçok bölgede hayvanlar çitlerle çevrilmemiş bölgelerde yetişmekteydi. Bu durum zaman içinde toplu yaşama geçiş ile birlikte yerini dar ve belirlenmiş alanda meydana getirilen hayvancılığa bıraktı.[39] Tüm nebat örtüleri içinde en büyük hayvan üretimine haiz olan alanlar yeşilliklere haiz alanlardır. Bunu, çalılık ve dağlık alanlar izler.Sığır yetiştiriciliği
Tarihte sığır yetiştiriciliği çok eskilere dayanmaktadır. Geniş bozkırlara ve ovalara haiz ülkelerde, tarih süresince çit çevirmeksizin sığır yetiştiriciliği yapılmıştır. Süre ve koşullar değiştikçe açık sığır yetiştiriciliği, yerini çiftliklere bıraktı. Günümüzde et yetiştiriciliği yapılırken kimi zamanlarda sığırlar, tahıl çiftçilerine yavruyken verilir ve burada beslenen sığırlar besili halde satışa sunulur. Bu yöntemle yetiştirilen sığırların etleri daha körpe ve leziz olmaktadır.[39]Mandıracılık
Bir ineği sağan ziraatçi sığır yetiştiriciliğinden değişik olarak, daha çok süt üreten sığırların beslenmesine dayanan bir tür hayvancılık alanıdır. Süt sığırları genel olarak et sığırlarından daha dayanıksızdır ve devamlı soğuğa karşı korunmak zorundadır. Süt üretimi meydana getirilen hayvanlardan verimli ve tertipli süt alabilmek için hayvan devamlı sağılmalıdır. Bu tür sığırlar beslenirken taze ot balyaları ve taze yemler kullanılmaktadır. Bir süt ineği yılda 4 ton kadar silolanmış ot, 900 kilo kadar da tahıl yer. Bu doğrultuda mandıracılık genel olarak sulak ve verimli topraklara haiz ülkelere mahsus bir hayvancılık alanıdır. Koyun yetiştiriciliği
Koyunlar, etinin yanında yününden ve sütünden yararlanılabilen bir hayvan türüdür. Koyunların evcilleştirilmesinden sonraki süreçte değişik koyun türleri çaprazlanarak değişik alanda verim sağlayabilen koyun soyları elde edilmiştir. Tropik bölgelerde, koyunlar daha çok derisi için yetiştirilir. Ilıman ülkelerde ise koyunların peynirinden yararlanılır. Gene yünü ve etiyle meşhur melez koyun soyları ılıman iklimde yetişir. Dünyada koyun yetiştiriciliğinde önder ülke Avustralya'dır. Bunu Rusya, Çin, Yeni Zelanda, Türkiye, Hindistan ve Birleşik Krallık şeklinde ülkeler izler.
Koyun yetiştiriciliğindeki en zahmetli işlerden birisi, koyunların ilkbahardaki kuzulama dönemleridir. Bu zamanda gene koyunlar yünleri alınmak suretiyle kırkılır. Koyunlar bir çok süre uzun süreler süresince çoban nezaretinde otlamaya çıkarılır. Bu otlama dönemleri çoğunlukla gene ilkbahar dönemleridir. Domuz yetiştiriciliği
Domuz eti, İslam ülkeleri haricinde tüketilen bir tür besindir. Dünyanın en büyük domuz üreticisi olan Çin Halk Cumhuriyeti, bu domuzların büyük kısmını dışa satar. Aynı şekilde Avrupa ve Şimal ABD'da da yaygın bir üretim olan domuz yetiştiriciliği, öteki hayvancılık dallarına gore daha ucuza mâl olmaktadır. Bunun sebebi domuzların gereksinim duyduğu ilginin makinelerle sağlanabilmesidir. İslam dininde tüketimi haram olarak sayılan domuz eti, süratli ürediğinden ve zahmetsiz yetiştiğinden batılı devletlerde ucuz ve bolca bir protein membaıdır. Tavukçuluk
Tavukçuluk, et ya da yumurta üretimi için meydana getirilen bir hayvancılık alanıdır. Tavuklardan elde edilmiş et, beyaz ettir. Hangi amaçla yetiştiriliyorsa, o alanda verimi olan tavuklar kullanılır. Yumurta için en verimli soylardan olan Leghorn soyu tavuklar, et için en verimli soylardan olan Cornish ve Beyaz Plymouth çok yetiştirilen tavuklardır. Günümüzde birçok kümeste tavuk yetiştirilirken makineleşme ileri seviyededir. Bilimsel yöntemler uygulanarak günümüzde fazla oranda beyaz et ve yumurta üretimi yapılabilmektedir. Tavukçuluk yalnız tavuğu değil; ördek, kaz, hindi, bıldırcın şeklinde öteki evcil kuşların yetiştirilmesini de kapsar. Çevresel tesir
Dış giderler [değiştir]Ziraat, geniş kitlelere ulaşırken böcek ilaçları, su, aşılar şeklinde birçok maddi desteğe gereksinim duymaktadır. 2000 yılı verilerince gore Birleşik Krallık'ta 1996 senesinde 2342 sterlinlik dış ziraat giderleri tespit edildi. Bu da her hektar için 208 sterlin (ortalama 645.5 TL) anlamına gelmektedir.[40] 2005 yılı araştırmalarına gore aynı tutarlar ABD Birleşik Devletleri'nde 5 ilâ 16 milyar dolar içinde bulunduğunu gösterdi. Bu da hektar başına $30 ilâ $96 (ortalama 49 ilâ 159 TL) anlamına gelmektedir. Aynı ülkede hayvancılık giderleri de 714 milyon dolar tutmaktadır.[41] Her iki araştırmaya bakıldığında tarımsal koruma giderlerin kendi içinde giderilmesi yönünde emek harcamalar yapılması icap ettiğini bildirmektedir. Alan dönüşümü ve İndirim
Yonca tarlasını devam eden bir traktörVerim amaçlı toprak kullanımından oluşturulan alan dönüşümü, insanların dünya ekosisteminin değiştirmesinin en ağır örneği; bu alan dönüşümü biyolojik çeşitliliğin kaybını hızlandırıyor. İnsanlardan meydana gelen alan dönüşümünün toplamı %39-%50 arası değişiyor. [42] Dünya alanların, bilhassa ziraat alanların %24'ünde alan dönüşümü oluşarak ekosistemin uzun vadeli kullanım imkânları ve verimliliği azalıyor.[43] UN Fao raporu, alan dönüşümünün en sert etkeni arazi amanejmanı bulunduğunu ve 1.5 milyon insan alan dönüşümüne katkıda bulunduğunu belirtiyor. Alan dönüşümü, ormanların tahrip edilmesi, çölleşme, taoprak aşınması, mineral tükenmesi ya da asitlenme ve tuzlanma şeklinde toprağın kimyasal açıdan değişmesidir.[35] Aşırı yosunlaşma
Aşırı yosunlaşma, tatlı su kaynkalarında rastlanan besinlerin ve organik maddelerin yarattığı bir çevre sorunudur. Bir su kaynağında aşırı kimyasal atık var ise ve oksijen miktarı düşükse, bu alanda aşırı yosunlaşma gözlemlenir. Bu durum toplu balık ölümlerine, biyoçeşitliliğin hızla azalmasına ve suyun kullanımı karşılayamayacak kadar kirlenmesine niçin olmaktadır. Hepsi biyolojik dengede azotun ve fosforun doğada dolaşım hızını yavaşlatır ve naturel dengede tahribatlara niçin olur.[44] Böcek ilaçları
Böcek ilaçlarının kullanım oranı 1950'lerden günümüze artarak senelik 2.5 milyon tona erişmiştir.[45] Dünya Sıhhat Örgütü 1992'de yapmış olduğu bir araştırma, her yıl dünyada 3 milyon zehirlenme vakasının yaşandığını ve 220,000 ölümün gerçekleştiğini ortaya koymuştur.[46] Böcek ilaçları, haşaratların ve kımıl zararlılarının sayısında azaltma yapmak için geliştirilen kimyasal maddelerdir. Yeni haşaratların üremesiyle dünya üstünde yeni böcek ilacı türleri geliştirilmektedir.[47] Alternatif bir münakaşaya gore, tarımda böcek ilaçları insanoğlu ve çevre açısından yararlı kimyasallardır. Nitekim dünyadaki büyük kıtlıkların önüne geçmede böck ilaçlarının tesiri azımsanamamaktadır.[48][49] Sadece bir çok yoruma gore tabiat ile besin gereksiniminin arasındaki bağın kaçınılmaz değildir.[50] Ek olarak böcek ilaçlarınının yalnız ekin döngüsü şeklinde tarımsal şekilleri yenilediği belirtilmektedir.[47] İklim değişimi
İklim değişimleri, ısı ve nemdeki değişimler dolayısıyla tarımsal ürünlere tesir etmektedir.[35] Tarımsal faaliyetler, küresel ısınmanın etkilerini hafifletebileceği şeklinde, yanlış kullanımda durumu daha da ağırlaştırabilmektedir. Atmosfere salınan CO2 gazının büyük kısmı toprak altında çürüyen organik atıkların yaymış olduğu metan gazından meydana gelmektedir. Gene metan gazının en fazla yayılmış olduğu alanlar olan nemli topraklar; çeltik şeklinde sulak ziraat ürünlerinin yetiştirilmesinin bir sonucudur.[51] Üstelik ıslak ya da havasız toprakta azot oluşur. Bu azottan oluşan sera gazı nitrik oksit havaya yayılır.[52] Kullanımda değişim yapılarak sera gazların yayılması azaltılabilinir ve toprak, atmosferden CO2 ayırmak için kullanılabilinir.[51] Ziraat ve petrol
2005 yılı ziraat verileri1940'lardan beri ziraat verimi, petrokimyasal böcek ilaçlarından, gübrelerden ve zaman içinde oluşan makinalaşmadan arttı. 1950 ve 1984 yılları arası tarımda tüm dünyada gelişen Green Revolution (Türkçede: Yeşil devrim) olarak adlandırılmış makinalaşmadan dünya tahıl verimi %250 arttı.[53][54] Bu gelişmenin sonucu olarak dünya nüfusu son 50 yılda ikiye katlandı. Sadece her bir enerji ünitesi, üretimin artmasıyla doğru orantılı olarak arttı. Ekim-biçim için ayrı, taşıma için ayrı, satış için ayrı enerji kaynakları gerekti.[55] Sadece bu durum petrol yandaşı ziraat üretici grupları tarafınca tartışılmaktadır.[56] Bu geniş enerji gereksinimlerinin büyük bir kısmı fosil yakıtlardan sağlanmaktadır. Bunun sebebi; günümüz modern tarımının petrokimya ve mekanikleşmeye olan güvenidir.[57][58][59][60][61]
Uygar ya da sanayileşmiş ziraat daima petrole şu iki alanda bağımlıdır;
1.toprağın işlenmesi
2.ürünlerin taşınması
Bu da ürünlerin ulaşmış olduğu her bir insan başına ortalama 400 galon (ortalama 1514 litre) petrole karşılık gelmektedir. Bu da dünyada kullanılan petrolün %17'sine eşittir.[62] Petrol ve naturel gaz gene gübrelemenin ana basamaklarını oluşturmaktadır. Ek olarak gıdaların satıştan önceki tüm işleme basamaklarında petrol ürünlerinden elde edilmiş enerji kullanılmaktadır. Bir kahvaltılık gevreğin üretimi için yarım galon (1.8 litre) petrol harcanmaktadır.[63] Dünyanın dört bir yanında üretilen ziraat ürünleri yalnız bir noktaya ulaşmak için ortalama 1,500 mil yol katetmektedir.[64]
Petrol ve ürünlerinde görülen herhangi bir azalma, dünyadaki besin trafiğini büyük bir ivmeyle azaltacaktır. Tüketicilerin bu mevzuda bilinçlenmesi, yakıt için organik tarıma ve başka sürdürülebilir tarıma ilgi artmasının mühim sebeplerindendir. Çağıl organik ziraat yöntemlerini kullanan çiftçiler, verimlerinin geleneksel tarımın fosil yakıtlı yapay gübre ve böcek ilacı kullanılmayan yöntemlerine gore aynı çoklukta bulunduğunu belirttiler. Monokültür ziraat tekniklerinden petrola dayanan teknoloji yardımıyla ziyan olmuş olan verimlerin toprakta yeniden yenilenmesi süre alacaktır.[65][66][67][68]
Birleşik Devletlerin yakıta olan bağımlılığı ve gıda maddelere olan ihtiyacının karşılanmasının tehlikeli olabilmesi tüketiciyi bilinçlendirme hareketine yol açtı. Tüketici gıda maddelerin oluşunun tüm adımlarını izleyerek bilinçlendirildi. Besinin oluşunun adımlarını Leopold Center for Sustainable Agriculture "...besinin yetiştiği yerden tüketicinin satın almış olduğu yere kadar yolculuğu" olarak tanımladı. Leopold Center 'nın bilim adamları yaptıkları bir araştırmada yörede yetişen besini ve uzak mesafede yetişen besini karşılaştırdığında , yörede yetişen besinin yolunun son hedefe kadar ortalama 44.6 mil, gemiyle getirilen besinin yolunun ise ortalama 1,546 mil bulunduğunu hesaplamışlardır.[69]
Besinin geldiği mesafeye ehemmiyet vermekle mahalli gıda yetişimini destekleyen tüketiciler kendilerine "locavore" diyorlar; besinin organik olmasına ehemmiyet vermeden mahalli gıda yetişim sistemine geri dönüşü savunuyorlar. Locavore'lar, gemilerin fosil yakıtlara olan bağımlılıklarından, Kaliforniya'dan gemiyle New York'a getirilen organik marulların sürdürülebilinen bir gıda membaı olmadığı görüşündeler. "Locavore" hareketiyle beraber yakıta dayanan tarıma bağlılığa toplumda ve belediye bahçeliğinde ilgi arttı. Kaynakça
1.^ Bibilgi.com - Ziraat hakkında ansiklopedik bir bilgi.
2.^ Mustafa Kemal Üniversitesi - Ziraat hakkında temel bilgiler.
3.^ "NIOSH- Agriculture". United States National Institute for Occupational Safety and Health. 2007-10-10 tarihinde erişilmiştir.
4.^ Maltepe Üniversitesi - Tarımsal süreçler hakkında
5.^ "Haber-Bosch işlemi". britannica.com. 6 Ağustos 2009 tarihinde erişilmiştir.
6.^ a b "İç göç sebepleri". Arem.gov.tr. 6 Ağustos 2009 tarihinde erişilmiştir.
7.^ "En fazlaca üretilen üç ziraat ürününün üretim grafikleri". Maps.grida.no. 6 Ağustos 2009 tarihinde erişilmiştir.
8.^ "Yüksek kalite besin yatırımları". Loopnet.com. 6 Ağustos 2009 tarihinde erişilmiştir.
9.^ "Agriculture Investment Sourcebook". Books.google.com. 6 Ağustos 2009 tarihinde erişilmiştir.
10.^ New York Times (1986) Science Academy Recommends Resumption of Natural Farming
11.^ New York Times (2005) Sometimes a Bumper Crop is Too Much Of a Good Thing
12.^ The World Bank (1995) Overcoming Agricultural Water Pollution in the European Union
13.^ European Commission (2003) CAP Düzeltim
14.^ New York Times (2007 September) At Tyson and Kraft, Grain Costs Limit Profit
15.^ Forget oil, the new global crisis is food
16.^ Riots and hunger feared as demand for grain sends food costs soaring
17.^ Already we have riots, hoarding, panic: the sign of things to come?
18.^ Feed the world? We are fighting a losing battle, UN admits
19.^ Millions face famine as crop disease rages
20.^ "Tarımda geleneksel - geçimlik kesim, büyüklüğü, yapısı, işleyişi". Dergiler.Ankara.Edu.Tr. 26 Ekim 2009 tarihinde erişilmiştir.
21.^ Tarımda makineleşme, işsizliği artırıyor.
22.^ [1] Tarımda Başarılar
23.^ Referans Gazetesi Tarımın kısa geçmişi ve geleceği hakkında
24.^ Ortadoğu ve çevresindeki tarımsal gelişmeler WML
25.^ Photius Hint ziraat sektörü ve zamanı
26.^ istanbul.edu.tr Tarımın ve bilimsel gelişmelerin tarihçesi
27.^ Temel Britannica/17 - s.24 Ziraat Zamanı
28.^ Temel Britannica/17 - s.25 Ziraat Zamanı
29.^ FAO Trade in Agriculture
30.^ Blackstudies - European Trade
31.^ Questia - Farm policy and Truman's 1948 campaign
32.^ McGill - In War and Famine
33.^ U.N. Food and Agriculture Organization. Rome, Italy. "Analysis of farming systems." Accessed on 7 Aralık 2008.
34.^ a b Acquaah, G. 2002. Agricultural Production Systems. pp. 283-317 in "Principles of Crop Production, Theories, Techniques and Technology". Prentice Hall, Upper Saddle River, NJ.
35.^ a b c Chrispeels, M.J. and D.E. Sadava. 1994. Farming Systems: Development, Productivity, and Sustainability. pp. 25-57 in "Plants, Genes, and Agriculture". Jones and Bartlett Publishers, Boston, MA.
36.^ Temel Britannica/17 - s.32 Ziraat ve Hayvancılık
37.^ Temel Britannica/17 - s.33 Ziraat ve Hayvancılık
38.^ a b "Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAOSTAT)". 2007-10-11 tarihinde erişilmiştir.
39.^ a b Temel Britannica/17 - s.40 Ziraat ve Hayvancılık
40.^ Pretty et al. (2000). "An assessment of the total external costs of UK agriculture". Agricultural Systems 65 (2): 113-136. doi:10.1016/S0308-521X(00)00031-7. http://www.essex.ac.uk/bs/staff/pretty/AgSyst%20pdf.pdf.
41.^ Tegtmeier, E.M.; Duffy, M. (2005). "External Costs of Agricultural Production in the United States". The Earthscan Reader in Sustainable Agriculture. http://www.organicvalley.coop/fileadmin/pdf/ag_costs_IJAS2004.pdf.
42.^ Vitousek, P.M., H.A. Mooney, J. Lubchenco and J.M. Melillo. 1997. Human Domination of Earth's Ecosystems. Science 277:494-499.
43.^ Bai, Z.G., D.L. Dent, L. Olsson, and M.E. Schaepman. 2008. Global assessment of land degradation and improvement 1:identification by remote sensing. Report 2008/01, FAO/ISRIC - Rome/Wageningen. Retrieved on December 5, 2008 from "Land degredation on the rise"
44.^ Carpenter, S.R., N.F. Caraco, D.L. Correll, R.W. Howarth, A.N. Sharpley, and V.H. Smith. 1998. Nonpoint Pollution of Surface Waters with Phosphorus and Nitrogen. Ecological Applications 8:559-568.
45.^ Pimentel, D. T.W. Culliney, and T. Bashore. 1996. "Public health risks associated with pesticides and natural toxins in foods in Radcliffe's IPM World Textbook" 7 Aralık 2008
46.^ WHO. 1992. Our planet, our health: Report of the WHU commission on health and environment. Geneva: World Health Organization.
47.^ a b Chrispeels, M.J. and D.E. Sadava. 1994. Strategies for Pest Control pp.355-383 in "Plants, Genes, and Agriculture". Jones and Bartlett Publishers, Boston, MA.
48.^ Avery, D.T. 2000. Saving the Planet with Pesticides and Plastic: The Environmental Triumph of High-Yield Farming. Hudson Institute, Indianapolis, IN.
49.^ Center for Global Food Issues. Churchville, VA. "Center for Global Food Issues." 7 Aralık 2008'de erişildi.
50.^ Lappe, F.M., J. Collins, and P. Rosset. 1998. Myth 4: Food vs. Our Environment pp. 42-57 in "World Hunger, Twelve Myths", Grove Press, New York, NY.
51.^ a b Brady, N.C. and R.R. Weil. 2002. Soil Organic Matter pp.353-385 in Elements of the Nature and Properties of Soils. Pearson Prentice Hall, Upper Saddle River, NJ.
52.^ Brady, N.C. and R.R. Weil. 2002. Nitrogen and Sulfur Economy of Soils pp.386-421 in Elements of the Nature and Properties of Soils. Pearson Prentice Hall, Upper Saddle River, NJ.
53.^ The limits of a Green Revolution?
54.^ The Real Green Revolution
55.^ Pimentel, David and Giampietro, Mario (1994-11-21). "Food, Land, Population and the U.S. Economy, Executive Summary". Carrying Capacity Network. 2008-07-08 tarihinde erişilmiştir.
56.^ Abernethy, Virginia Deane (2001-01-23). "Carrying capacity: the tradition and policy implications of limits" (pdf). Ethics in science and environmental politics 9 (18). http://www.geocities.com/new_economics/malthusianism/capacity.pdf.
57.^ Kenneth S. Deffeyes (2007-01-19). "Current Events - Join us as we watch the crisis unfolding". Princeton University: Beyond Oil.
58.^ Ryan McGreal (2007-10-22). "Yes, We're in Peak Oil Today". Raise the Hammer.
59.^ Dr. Werner Zittel, Jorg Schindler (2007-10). "Energy Watch Group". Energy Watch Group.
60.^ Dave Cohen (2007-10-31). "The Perfect Storm". ASPO-USA.
61.^ Rembrandt H.E.M. Koppelaar (2006-09). "World Production and Peaking Outlook". Stichting Peakoil Nederland.
62.^ David Pimentel, Marcia Pimentel, ve Marianne Karpenstein-Machan, "Energy use in Agriculture: An Overview," dspace.library.cornell.edu/bitstream/1813/118/3/Energy.PDF.
63.^ Richard Manning, "The Oil We Eat: Following the Food Chain Back to Iraq," Harper's Magazine, February 2004.
64.^ Barbara Kingsolver, "Animal, Vegetable, Miracle: A Year of Food Life," New York: HarperCollins, 2007. and Michael Pollan, "The Omnivore's Dilemma," New York: Penguin Books, 2007, and Rich Pirog, Timothy Van Pelt, Kamyar Enshayan, and Ellen Cook, "Food, Fuel, and Freeways: An Iowa perspective on how far food travels, fuel usage, and greenhouse gas emissions," Leopold Center for Sustainable Agriculture, Iowa State University, June 2001.
65.^ Realities of organic farming
66.^ http://extension.agron.iastate.edu/organicag/researchreports/nk01ltar.pdf
67.^ Organic Farming can Feed The World!
68.^ Organic Farms Use Less Energy And Water
69.^ Rich Pirog, Timothy Van Pelt, Kamyar Enshayan, and Ellen Cook, "Food, Fuel, and Freeways: An Iowa perspective on how far food travels, fuel usage, and greenhouse gas emissions," Leopold Center for Sustainable Agriculture, Iowa State University, June 2001.
YORUMLAR